Sinema ve Edebiyat (Uyarlamalar)
Çoğunun detaylarını hatırlamasam da üzerimde bıraktığı etkiden hafızam yettiği kadar ben de yorum yapayım.
Teneke Trampet: Hem kitabı hem de filmi en sevdiğim 5 eser arasına girer. Kitabındaki bazı bölümlerin filminde yer almasını çok isterdim ama bu haliyle de mükemmel bir iş çıkmış ortaya. Lakin herkes benim gibi keyifle izleyemez, rahatsız edici olduğunu söylemekte fayda var.
Cyrano De Bergerac: Yazılmış en iyi oyunlardan biri.Gerard Depardieu'un harika oyunculuğu eşliğinde herkesin izlemesi gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği: Kitabını okuyan kişilerin çok azı filmden tatmin etmin olmuştur herhalde.
Otomatik Portakal: Stanley Kubrick'in dokunuşu kitabından bile daha fazla beğenmemi sağlamıştı.
1984: Bu kitabı usta bir yönetmenin uyarlaması gerektiğini düşünüyorum. Çekilen tek filmi maalesef kitabın yanına bile yanaşmıyor.
Hayvan Çiftliği: Animasyondaki sonunu hatırlamıyorum maalesef. Hatırladığım yerleri de olumlu etki bırakmıştı üzerimde.
Sineklerin Tanrısı: 1963 yapımı olan filmini izledim ve beğendim. Kitabı benim için başyapıt niteliğinde olduğundan aynı etkiyi yaratmadı ama.
Suç ve Ceza: BBC'nin desteğiyle 2002'de çekilen uyarlamasını izledim. Kitaba tamamen bağlı kalsa da Dostoyevski'nin derinliğine ulaşamamış. Kaç yönetmen başarabilir ki zaten?
Yüzüklerin Efendisi: Bu uyarlama hakkında geppetto'nun bir yorumu vardı.Tom Bolbadil filmde yer almamışken ne kadar iyi olabilir ki diye sorguluyordu. Hala hak veriyorum kendisine.
Bülbülü Öldürmek: Hem kitabını hem de filmini çok sevdiğim örneklerden biri daha.
Karanlığı Taramak: Konu olarak yeniden çekilmeye müsait bir kitap. Richard Linklater'ın da başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Zorba: Anthony Quinnbelki kitaptaki kadar Zorba'yı iyi yansıtamamış olabilir ama bu tamamen yönetmenin eksikliğinden. Kitabını okuyan biri filmini es geçmez bana kalırsa.
Solaris: Stalislaw Lem ve Tarkovsky'nin de bu filmden memnun olmadıklarına dair yazılar okumuştum. Kitabını okuduktan sonra Tarkovsky'nin yorumunu da izlemek gerek diye düşünüyorum.
Batı Yakasında Yeni Bir Şey Yok: Her iki eser de dönemi için büyük önem taşır. İkisinden de eşit derecede etkileyici.
Bitmeyecek Öykü: Kitabını büyük bir keyifle okumuştum. Aynı etkiyi filmde bulamadım maalesef.
Bir Rüya İçin Ağıt: Kitabı oldukça etkileyicidir. Aronofsky sinemaya uyarlarken biraz seyirciye oynasa da başarılı bir uyarlama olarak görüyorum.
Brooklyn'den Son Çıkış: Başarılı bir uyarlama olmasının dışında ikisi kült eserdir.
Kumların Kadını: HiroshiTeshigahara iyi bir kitaptan mükemmel bir film çıkarmış ortaya. Zaten kendisini başarılı kılan tüm filmlerinin altında Kobo Abe imzası var.
İhtiyarlara Yer Yok: Kitabını çok beğenerek okumuştum. Coen kardeşler de ona yakışır bir film yapmış bana kalırsa.
Yol: Bu kitap film yapmaya o kadar müsait ki elinin altında senaryo olmasına bile gerek yok. Yine de yönetmen kitabın atmosferini iyi yakalamıştı.
Trainspotting: Bu kitabı pek beğendiğim söylenemez, hatta sinemaya uyarlanmasının zor olduğunu hissetmiştim okurken. Danny Boyle çok iyi başarmış açıkçası.
Dövüş Kulübü: Finali haricinde kitaba sadık kalmış başarılı bir uyarlama. Kitap mı film mi deseler kitap derim ama.
Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru: Çok beğendiğim kitaplardan biri daha. Film uyarlaması da bu yüzden bende aynı etkiyi yaratmadı.
Açlık: Kitabı öncelikli olarak okunmalı. Filmi de gayet iyidir.
Gazap Üzümleri: Kitabı da filmi de eşit derecede etki yapan ender eserlerden.
Yeraltından Notlar: Dostoyevski eserlerine hazır değil bence henüz yönetmenlerimiz.
Çanlar Kimin İçin Çalıyor: Hemingway'in bu kitabını pek seviyorum diyemem. Ama tiyatral oyunculuklar eşliğindeki hollywood uyarlaması çok daha kötü.
Anayurt Oteli: Zebercet karakteri kitapta beni daha çok rahatsız etmişti. Filmi ile ilgili olumsuz söyleyebileceğim tek şey bu.
Son Hafriyat: Açıkçası filmini henüz izlemedim. Yorum yapmamın sebebi ise bu kitabı hiç beğenmemiş olmam. Emrah Serbes'in sinemaya uyarlanması gereken kitabı Her Temas İz Bırakır idi. Onu da dizinin ilk bölümüyle harcadı maalesef.
Taht Oyunları: Dizisi 2 sezon boyunca iyi idare etti. 3. sezonda ise senaryo ile çok oynamaya başladılar maalesef. Kitabını okuyanlar için dizinin tatmin edici olacağını düşünmüyorum. Şahsen izlemeye başladığım için pişmanım.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde: Edebiyatta ve sinemada iki eserin de yeri ayrıdır.
Amerikan Sapığı: Kitabı okurken betimlemelerimden o kadar sıkılmıştım ki zar zor bitirmiştim. Filminden daha çok keyif aldığımı söyleyebilirim.
Son Mohikan: Kitabı filmine nazaran daha sıkıcı eserlerden biri daha. Film müzikleri için bile izlenir.
Schindler'in Listesi: Filminin kitabından daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Okurken aynı duyguları almamıştım maalesef. Biraz soğuk gelmişti.
Sol Ayağım: Etkileyici bir hayat hikayesini konu alsa da pek sevmedim. Daniel Day-Lewis muhteşem oyunculuğu için film izlenebilir.
Uyuyan Adam: Filmi izleyen kitabını, kitabı okuyan filmini es geçmez. O derece iyiler.
Dava: Kafka uyarlamaları bana hep çok zor gelmiştir. Orson Welles ise gayet iyi başarmış bunu.
Koku: Bir Katilin Hikayesi: Kitabında sıkıcı bulunabilecek olan 2. bölümü filme dahil etmemekle doğru işi yapmış yönetmen. Sonucunda da gayet iyi bir film çıkmış.
Orlando: Sinemaya uyarlanmasının zor olduğunu düşündüğüm kitaplardan biri daha. Sally Potter ve Tilda Swinton'ın katkısı sayesinde izlenesi bir film olmuş.
Carrie: Bu kitabı henüz ergenliğe bile girmeden okumuştum. O yüzden ne kadar başarılı bir uyarlamaydı hatırlayamıyorum. Brian De Palma'nın filmini beğenmiştim ama.
Çıplak Şölen: Filmini pek hatırlayamasam da kitabını hiç sevmemiştim. Beat kuşağı bana göre değilmiş.
Hobbit: Kitabı yüzüklerin efendisine kıyasla daha çok çocuklara göredir. Filmde de aynı duyguyu aldım. Başarılı bir uyarlama olduğunu söyleyebilirim ama iki eseri de sevmemiştim.
Fahrenheit 451: Kitabı okuyanların filminden uzak durmasını tavsiye ederim. Truffaut'un en kötü işlerinden biri.
Haftanın Konusu
şehirler
senaryonun geçtiği şehrin çekiciliğini ya da ruhunu yansıtan filmler olabilir.
En yakındaki kitabın, 25. sayfasının, 5. cümlesi
"20. yüzyıl boyunca, Yeni İrlanda ve Yeni Gine'nin Sepik nehri vadisi gibi alanlar, sanatın vahşi ihtişamı ve var olan inanç sistemlerinin göz korkutucu karmaşıklığı yüzünden, araştırmacıların ve koleksiyoncuların dikkatini çeken bir hazine haline geldi." Julian Bell - Sanatın yeni tarihi
Evil Dead Serisi Hakkında
Son filmi izlemedim ama üçlemeye dahil olduğunu sanmıyorum. The Evil Dead - Evil Dead II - Army of Darkness sıralamasıyla izlemelisin.
Yönetmenlerin Sevilen Sözleri
Sık sık sanıldığının aksine, sanatın işlevsel belirlenimi, düşünmeyi teşvik etmek, bir düşünce iletmek ya da bir örnek oluşturmak değildir. Hayır, sanatın amacı daha çok, insanı ölüme hazırlamak, onu iç dünyasının en gizli köşesinden vurmaktır. - Andrei Tarkovsky
sanırım en sevdiğim söz.
en sevdiğimiz yönetmenler top 5
Ingmar Bergman
Krzysztof Kieslowski
Akira Kurosawa
sadece 3 isim düşündüm bugüne kadar. yasujiro ozu, louis malle, wim wenders, lars von trier, werner herzog, rainer werner fassbinder, theodoros angelopoulos, jean-pierre melville, andrei tarkovsky, michael powell, paul thomas anderson gibi isimleri de çok severim ama bunları sıralamaya koyamıyorum.
Taziye Duvarı
Theodoros Angelopoulos motosiklet kazası sonucu hayatını kaybetti. Yaşayan en büyük yönetmenlerden biriydi. Mekanı cennet olsun.