6 gün önce
Baby Reindeer dizisine yorum yazdı:
broken.
gadasiz.
at sineği.
Sugar dizisine yorum yazdı:
kesinlikle kötü bir dizi değil. farklı kurgu ve iç sesli bir dizi en olmadı ortalama olur zaten. öte yandan elde colin farrell gibi bir oyuncu varken onu sağamamak ve temponun inanılmaz düşük olması (süresi düşünüldüğünde özellikle) bir yerden sonra dizi ile olan bağlar zayıflıyor. şöyle söyleyeyim, 1. bölümden sonra 4'e gelene kadar neredeyse hiçbir gelişme yaşanmadı ve 4'te de öyle dişe dokunur bir durum yine olmadı. ha bir de hatırlatma, ilk sezonun yarısı bitti.
neyse, colin baba için devam edeceğiz n'apalım.
Maymun Adam filmine yorum yazdı:
ilk yarısı ikinciye oranla çok daha iyi olduğu için sıkıla sıkıla izlemek zorunda kaldım bir yerden sonra. yine de bir ilk film için dev kardeş oldukça uğraşmış, hakkını vermek lazım. puanına pek itirazım yok, ben de ona yakın verdim (7.0).
hanuman gibi güzel bir figür ile aksiyonu ve sınıfsal savaşı işlemek güzel bir konu olacak iken maalesef bunun aktarımında klişelerin esiri olmuş yapım. dövüş sahnelerinden ilerleyişe kadar şaşırtan bir durum olmadı. hindu mitçi ile olan dövüşler de pek tat vermedi ama hindu pörtlek gözün ölüm şekli oldukça güzeldi kabul etmeliyim.
kişisel not: avuç yanığı ile kök bağıntısı belki de filme dair en güzel şey idi.
birkaç trivia notu:
bütçe kesintileri nedeniyle çok sayıda çekim gopro ve iphone'larla yapılmış ki habire gereksiz kamera hareketinin nedeni benim açımdan anlaşılır oldu.
dev patel için komik (skins) veya dramatik aktör denilebilir ama dublör kullanımı oldukça azmış ki zaten kendi ... Devamıilk yarısı ikinciye oranla çok daha iyi olduğu için sıkıla sıkıla izlemek zorunda kaldım bir yerden sonra. yine de bir ilk film için dev kardeş oldukça uğraşmış, hakkını vermek lazım. puanına pek itirazım yok, ben de ona yakın verdim (7.0).
hanuman gibi güzel bir figür ile aksiyonu ve sınıfsal savaşı işlemek güzel bir konu olacak iken maalesef bunun aktarımında klişelerin esiri olmuş yapım. dövüş sahnelerinden ilerleyişe kadar şaşırtan bir durum olmadı. hindu mitçi ile olan dövüşler de pek tat vermedi ama hindu pörtlek gözün ölüm şekli oldukça güzeldi kabul etmeliyim.
kişisel not: avuç yanığı ile kök bağıntısı belki de filme dair en güzel şey idi.
birkaç trivia notu:
bütçe kesintileri nedeniyle çok sayıda çekim gopro ve iphone'larla yapılmış ki habire gereksiz kamera hareketinin nedeni benim açımdan anlaşılır oldu.
dev patel için komik (skins) veya dramatik aktör denilebilir ama dublör kullanımı oldukça azmış ki zaten kendisi 2006'da 16 yaşında iken kara kuşak sahibi olmuş (10 yaşından beri taekwando ile uğraşıyormuş).
dublör kullanımı asgari olunca da haliyle çekimler sırasında bir defa elini ve iki defa da ayak parmağını kırmış. ayrıca omzunda yırtık oluşmuş ve gözünden enfeksiyon geçirmiş.
Zavallılar filmine yorum yazdı:
yorgos'un bana göre en zayıf filmlerinden biri.
sevdiğim bir yönetmen olduğu için baştan söyleyeyim genel olarak yergi şeklinde olacak entari ama puan olarak 7.2 verdim çünkü onun standardının altında dahi olsa ortalama olarak güzel bir filmdi.
yaratılan karakter orijinal olmasa ve üzerine ekstra bir şey eklenmemiş olsa da gayet güzel oynanmış ve karakter, emma stone'u izlediğim 18 filmi içinde (evet saydım) sanıyorum ki ilk kez zorlamıştır (belki paper man da olabilir).
karakterin direktliği, acımasızlığı, hareketi ve konuşması film boyunca doğal bir şekilde olmasa da gelişmesi gayet güzel elbette. bebek bağırırken vurma isteğinden iskenderiye kısmındaki vicdani oluşum yahut acımasızlıktan affediciliğe, telegrafik konuşmadan felsefi konuşamaya uzanışı gibi şeyler elbette güzel.
ama işte her şey burada başlıyor. dediğim gibi başlangıç ve karakter klişe olsa da hikayenin gelişim aşamasındaki aksaklıklar kekremsi tat bırakıyor. porteki ... Devamıyorgos'un bana göre en zayıf filmlerinden biri.
sevdiğim bir yönetmen olduğu için baştan söyleyeyim genel olarak yergi şeklinde olacak entari ama puan olarak 7.2 verdim çünkü onun standardının altında dahi olsa ortalama olarak güzel bir filmdi.
yaratılan karakter orijinal olmasa ve üzerine ekstra bir şey eklenmemiş olsa da gayet güzel oynanmış ve karakter, emma stone'u izlediğim 18 filmi içinde (evet saydım) sanıyorum ki ilk kez zorlamıştır (belki paper man da olabilir).
karakterin direktliği, acımasızlığı, hareketi ve konuşması film boyunca doğal bir şekilde olmasa da gelişmesi gayet güzel elbette. bebek bağırırken vurma isteğinden iskenderiye kısmındaki vicdani oluşum yahut acımasızlıktan affediciliğe, telegrafik konuşmadan felsefi konuşamaya uzanışı gibi şeyler elbette güzel.
ama işte her şey burada başlıyor. dediğim gibi başlangıç ve karakter klişe olsa da hikayenin gelişim aşamasındaki aksaklıklar kekremsi tat bırakıyor. portekiz ve gemi yolculuğu kısımları çok fazla bir şey katmıyor (bebek ölümleri ve kinik muhabbetindeki bella'nın diyoje'ne gönderme yaparcasına hulk abiye atar yapması sekansı elbette güzel) ve daha fazla şey katabilecek genelev kısmı da süre olarak fazla olsa da gereksiz kısımlar şişiriyor. ben mesela god's gift peder ile daha fazla konuşmasını yahut lezbiyenliğe bakışını merak ederdim.
son kısımda eve dönüş, tanrı'sı ve geçmişi ile yüzleşmesi ve doktorluk öncesi ilk ameliyatında acayip abuk da olsa keçi beyinli general yaratması ve evin aile sıcaklığı (!) alması güzeldi.
dediğim gibi yönetmene yakıştıramadığım kısım gelişim aşamasında çok fazla şişirmenin olup gelişemeden dalgalı bir şekilde ilerlemesi ve willem ustadan neredeyse hiç faydalanmamasıydı. yine de böyle bir dünya yaratıp sinemaya farklılık getirmesi hoşuma gitti.
Kuru Otlar Üstüne filmine yorum yazdı:
öncelikle,
jagten yazanlar ya ilgili filmi izlememiş koyun sürüsü ya da filmi izlemiş ama koü'yü izlememiş bir papağan familyası.
neden?
öğrenci yaşı çok farklı (çocuk hayalgücü vs ergence manipülasyon)
biri iftira diğeri değil (ayrıca biri sonucu düşünmeden yapıldı diğeri ise intikam ile, duygular farklı)
biri mağdur diğeri maganda
biri hoca diğeri sözde hoca (aynı şekilde biri hoca diğeri sadece insan)
acı çeken kimse olmadı bir de.
dolayısıyla hiçbir şey benzemiyor. ha yönetmen istese bence vuruculuğu çok daha iyi verebilirdi fakat aşk üçgeni sahneleri ile fil harika veya iyi olabilecek iken eh olmuş.
filmle ilgili birkaç izleten şey ise:
iyi bir baş karakter (geniş alınlı hayalet) yazımı ve harika oynanımı,
doğanın filme etkisinin hissedilmesi.
not: alevi norman bates bayağı kötü yazılmışv ve oynanmış. ha bir de dizdar'a ödül verilmesi ne alaka? oscar'a benzemiş cannes da.
Güvenli Bir Yer filmine yorum yazdı:
yönetmenlik başarısı denilebilecek bir film.
ilk andan itibaren seyirciyi filmine sokuyor. fakat oyunculuklar ve hikaye işleyişi hiç vurucu olmadığından gerilim artırımı yahut duygu parçalanması yaşanmıyor.
tek güzel yan intihar girişimi sonrasındaki karakterin harika gerçekçilikte işlenmesi.
süreç de aslında vurucu olmamasına rağmen sade ve gerçekçi ama herhangi bir şey eklemediği veya katılmadığı için genel olarak sıkıcılığı aşamıyor. ha bir de ilginç bir şekilde geniş açıların kullanımı da harika.
Everything Calls for Salvation dizisine yorum yazdı:
oldukça klişe yine de bunu dizide görmek güzeldi. baş karakter gibi film de ne zaman derine inebilecek olsa-duygusal yahut zihinsel- olarak hep kendini geri çekti. darısı 2.sezona...
Santa Clarita Diet dizisine yorum yazdı:
abartılı oynanış ve her bölümün başındaki konunun sonda bağlanması gibi klişelere göğüs gererseniz bir yerden sonra izletiyor kendini (vahşet var diye tırsmayın oldukça paint terk staff kullanımı olmuş). açıkçası ben 3. sezonu, 2.sezondan daha çok sevmiştim ama bir sezon daha tahammül edebilir miydim bilmiyorum.
not: bu arada ilginç bir şekilde çocuklar, yetişkinlerden çok daha iyi rol kesmişler.
Suç Unsuru filmine yorum yazdı:
fisher, hg'nin zihnine biz ise lvt'nin zihnine girmekle uğraşıyoruz film boyunca. kamera ve geçiş kullanımı oldukça fazla ve belki de biraz fisher'daki gibi baş ağrısına sebep olsa da suçun haritasında ilerlemek ve bu yolculuğu yönetmenin gözünden izlemek ilginç bir deneyimdi.
Kötü Adamın 10 Günü filmine yorum yazdı:
güzel bir devam filmi olmuş. yan cinayet, ananın önüne geçmiş olsa da hamlet de aynı şeyi düşünürdü herhalde. bakalım kapanışla birlikte uzun zaman sonra "bozmadan" bir film serisi bitecek mi, hem de türk yapımı!
öncelikle polisin neden gelmedin kardeşim bu zamana kadar sorusuna komedyen yerine ben yanıtlayayım:
takdir görme,
kişiliğini ve amacını (komedyenlik) tanıyan, benimseyen ve yardımcı olan tek kişinin martha olması,
sürekli iltifat alması (dengesinden bağımsız bunun öneminin nedeni şu; adam zargana gibi ama güçlü deniyor, adam komik değil komik deniyor veya adam psikopat tipli bir keş gibi duruyor ama ona sevimli lakaplar takılıyor),
bu ilişkiden bir hikaye çıkarma arzusu (ki başarılı olmuş ki netflikten izliyoruz)
ve son olarak ironik bir şekilde onu "tehlikeli görmeme" dedi komedyen arkadaş ama aslında tehlikeli olduğunu biliyordu fakat narsisizmi ona "bu obez ve yaşlı kadın sana hiçbir şey yapamaz, fayda sağlayalım ondan" dedi.
bir de martha kısmına bakalım:
kendine has bir gülüş,
hazırcevap (zek ... Devamı
öncelikle polisin neden gelmedin kardeşim bu zamana kadar sorusuna komedyen yerine ben yanıtlayayım:
takdir görme,
kişiliğini ve amacını (komedyenlik) tanıyan, benimseyen ve yardımcı olan tek kişinin martha olması,
sürekli iltifat alması (dengesinden bağımsız bunun öneminin nedeni şu; adam zargana gibi ama güçlü deniyor, adam komik değil komik deniyor veya adam psikopat tipli bir keş gibi duruyor ama ona sevimli lakaplar takılıyor),
bu ilişkiden bir hikaye çıkarma arzusu (ki başarılı olmuş ki netflikten izliyoruz)
ve son olarak ironik bir şekilde onu "tehlikeli görmeme" dedi komedyen arkadaş ama aslında tehlikeli olduğunu biliyordu fakat narsisizmi ona "bu obez ve yaşlı kadın sana hiçbir şey yapamaz, fayda sağlayalım ondan" dedi.
bir de martha kısmına bakalım:
kendine has bir gülüş,
hazırcevap (zeki),
kendinden emin,
psikolojik ve fiziksel hastalık sebebiyle komedyenin onu bir tamamlama projesi olarak görmesi (aslında bu "adam etme" misyonu kadınlara yüklenir genelde ama bu 'ilişki'de her iki taraf da birbirini bu yönde görmüş bence).
ezcümle 'stalker kadın adamın hayatını sikti' gibi bir durum kesinlikle yok. evcilik gibi avcılık oynanıyor aslında ve kimse siyah-beyaz değil. hatta hasta birinden böyle faydalanma ile biraz marjinal olacak ama keş zargana çok daha suçlu.
not: hikayenin devamı ile ilgili hiçbir şey bilmediğimden elbette ilk bölümle edinilen izlenimlerim değişebilir ama bendeki hissiyat şimdilik bu yönde.