Zaman zaman yaşını belli etse de, özel bir film olduğunu hissettirdi hep bana. Yer yer kopuk ve hızlı bir anlatımı vardı ama bunu filmin uzun bir döneme yayılan hikayesini detaylarıyla anlatma çabasına vermek lazım. Ama genel hatlarıyla oldukça beğendim. Filmin içinde bir insanın ilgisini çekebilecek çok fazla konu vardı,resmen seç beğen al halindeydi. İrlanda,IRA,hippiler,oldukça başarılı mahkeme ve yargı sahneleri ve hatta rastafari kültürü bile kısa da olsa yer buldu. Bu temalar benim ilgimi fazlasıyla çekti :D İşin üzücü tarafı yaşanan gerçeğe pek şaşıramamam ve gayet doğal karşılamam. Ülkemiz ne yazıkki bu ve benzeri olaylar ile dolu ve sonu adaletin tecelli olmasıyla sonuçlanmıyor. Adaletsizlik ve kötülük her yerde ama bunun tezahürü her ülkede farklı olabiliyor. Ne acıdır ki biz terazinin dengeli olmadığı bir yerdeyiz ve bu tür olayları görünce hissiz bir şekilde izleyebiliyoruz. İyi bir film izlemek güzel şey,ben oldukça beğendim. Yönetmen Jim Sheridan ile şahsi tanışmam oldu. Birkaç filmi daha izlemeye değer sanırım. En kötü ihtimal 2 D.D.Lewis filmi daha izlemiş olurum :D
Avukat kadına olan platonik aşkımı yendim de geldim :)
Başlamadan önce not: SPOİLER ibaresi koymadım yazarken haberiniz olsun :)
Uzun zamandır bu kadar etkileyen bi film izlememiştim.. Az önce annemle küçükken babama yazdığım mektupları filan okuyoduk da, o ara kafamda filmden sahneler belirdiğini hissedince "yok arkadaş o konuyu iyi işlemişler bak ciddi ciddi" dedim hani.. Bi kere hiç girmicem ingiliz adalet sistemine, IRA militanının fazlasıyla karikatürize edilmesine göze batırılmasına filan.. İngiliz adalet sistemi üzerinden tüm bu kokuşmuş adalet sistemlerini yerin dibine vurmuş zaten film.. Aslında uzaklarda aramaya gerek yok hani.. "Hukuk" denen şeyin, erk sahiplerinin, hükümetlerin, zulmedenlerin, "devleti kullanma kılavuzu" olmaktan öteye gidemeyeceğini, en azından bu sistemde, çok net bi şekilde göstermiş film.. Fazla söze gerek yok o yüzden.. Ben işin biraz da duygusal yönlerine bakmak istiyorum, belki de oraya görmek istedim bugün bilemedim :).. Film bizi hüzünlendirip, umutsuzluğa, yer yer öfkeye sevkedebiliyo.. Hatta aynı karakter( gerry) bizi hem kızdırıp hem de gururlandırabiliyo.. Mesela o hapishane de babasıyla ilk karşılaştığı sahnedeki tiradıyla beni o kadar sinirlendirdi ki.. Sonra mahkeme salonunda, gururlandırdı.. Babasının göğsünü vicksle ovarken sevdim keratayı baya baya :).. Aslında filmin iniş çıkışları vardı.. Kazanıp-kaybetme hikayesi gibiydi biraz..daniel day-lewis ne kadar iyi oynadıysa bence pete postlethwaite de o kadar iyiydi.. en az onun kadar iyiydi.. Ben çok beğendim.. Müzikler yerli yerindeydi bence soundtrack en az film kadar vurucuydu mesela.. yorgunum derli toplu yazmak isterdim esasında ama böyle heyecanla bi yazayım aklımda kalanları dedim :)..