Belirsiz Gece Suare No:47 - Kimssi pyoryugi

aranızda filme fena derecede bayılıp bir de başucuna koyan bir benim sanırım. saçmalıklar barındırsa da ne var yani bugün american hustle ı izledim orda da bazı şeyler yavandı ama oscar adaylığı oluyor(: diğer adaylıkları bilemicem ama amy adams güzel oynamış.

Evet sacma yerler vardi ama filmin genel samimiyeti ve mizahi icinde cok takilmadim bunlara ve keyifle izledim.sifirdan baslama ve birbirine umut olma durumlari ancak bu kadar sevimli anlatilirdi herhalde.kizin hikayesi biraz daha derinlesebilirdi sanki ama olsun.ada sahneleri, korkuluk, ordek ev cok guzeldi.bir adam eriste yerken aglayacagimi dusunmezdim bunu da gormus oldum :) firtina ve adadan ayrilis da cok huzunluydu.kisacasi sevdim ben filmi.o niye oyle bu niye boyle demeden keyifle izlenebilir.

Bu arada kızın, adadaki oğlanı uzaylı sanarak iletişime geçerken, kendi diliyle değil de ingilizce yazması ince bir mesaj olmuş.İngilizce'nin bir dünya dili olduğunu görmüş olduk.

Benim de aklıma aynı soru geldi.Gidişi tamam da dönüşü nasıl oldu diye.Kendimce şöyle bir cevap oluşturdum.Hanım kızımız zeki sonuçta.Yine bir muziplik bulup görevlinin dikkatini dağıtarak içeri girmiştir.Elindeki şemsiyeyle olacak şey değil herhalde.Dedik ya bu kız zeki diye.Ne yapar ne eder o eve girer.Tabi bunu göstermemesi mantık hatası olmuş.Böyle sorgulayan bir gençliği gördükçe mutlu oluyorum :))

Ahaha onu bende düşündüm de çok kurcalamadım, hemen zihnimden kovdum o düşünceyi :)

Okgokg evden çıkış rutininden bahsetmişsin.O sahneyi ben de sevmek üzereydim ama baba engeline takıldım. Şöyle ki konu film izlemeye geldiğinde babam adeta bir baltalı ilahtır. Algısı Sherlock Holmes gibidir, tüm mantık hatalarını, senaryo açıklarını anında bulur,keyif falan bırakmaz. O yüzden onunla film izlemem. Kim'in Adasını da tek izlerken geldi bi süre oturdu. Kabaca anlattım filmi. Sonra güvenliği robotla atlattığı malum sahne geldi.Tahmin edebileceğiniz gibi bu pek hoş sahnenin de hakkından geldi pek muhterem babam. Dediği tek şey "evden çıkış tamam da dönüşte nasıl giriyor apartmana" oldu. Sonra da beni filme yabancılaşmış bir halde bıraktı gitti. Bu da böyle bir anımdır :D

Vay be ne de güzel film önerirmişim :) Filmi ben çok beğendim, izleyenlerde beğenmiş daha ne olsun zaten :)

Filmi güzel yapan içindeki absürtlük. Şehrin ortasında adaya düşen adamın dramı ne yahu :) Slave'in söylediği o sıkılma mevzusu çok doğru. Bazen o duygu insana mutluluk veriyor :) Filmin sonu daha sıcak bitebilirmiş bence. Ben hep bekledim ki kızda adaya gitsin, mutlu mesut yaşasınlar. (evet kötü sonları seven ben böyle istedim)

Filmin nelere gönderme yaptığını söylemeye tekrar gerek yok o yüzden ben sadece bir iki sahneden bahsedeceğim :)

Hiç düşünmezdim ki bir adamın erişte yemesi beni duygulandırsın. O adam eriştesini yediğinde en az onun kadar mutlu oldum sanırım. Umudu yedi adam :) Daha sonra kızın odadan çıkıp annesi ile konuştuğunda annenin bakışları falan süperdi. Eheh gariban kuryenin erişteyi adaya götürürken ki durumları da çok güldürdü.

Ben adamdansa kızı daha çok sevdim nedense. Belki onun yalnızlığının sebebinin daha farklı ve içten olması, belki de yatağının balonlu naylonla kaplı olmasından da olabilir :D Evden çıkış rutinleri, görevliyi şaşırtmak için kullandığı robotlar, ıssız ada şişesi sipariş vermesi öldürdü beni :)

Enteresan bir film.Birçok filmden (yeni hayat, dövüş kulübü ilk aklıma gelenler) örnekler barındırmasına rağmen ayrı bir özgünlüğü var.kapitalizm ve yalnızlaşma filmin temel özelliklerini oluşturuyor.Film hakkında söylenecek çok şey var da oturup sözcükleri kağıda dökmek gerek.Bunu da filmin bulunduğu sayfada yaparız.

Filmi beğeneceğinizi düşünerek oy vermiştim, beğenmiş olmanıza da çok sevindim :) ben adamımızın kutusunu ezdikleri zaman çok ağlamıştım, gemiyle geçenlerin el sallaması da ayrı bir güldürmüştü :) sizden gaza gelip tekrar izleyebilirim belki ;)

Bazılarımız adrenalin yaratıyor son dakikalarda giriyor yorumlarını... Buralarda sindirella gibi 12 den önce yorum yetiştirenlerimiz var arkadaşlar :P (yazar burada kendisinden bahsediyor)