Belirsiz Gece Suare No:47 - Kimssi pyoryugi

vital=eda

esmeralda=hülya

arasıra unutuyorum.not etmem gerekiyor.:))kızın asosyal olmasının temel nedeni,yüzündeki yaradan geliyor.Filmde buna hiç değinmemesi büyük bir eksiklik bence.Oğuzhan'ın dediği oldukça mantıklı.Doğuştan gelen bir yara olabilir.:))
Esmeralda nın yorumlarını okuduğumda filmi tekrar ediyorum. İyi oluyor(: Herkes çok güzel yorumlar yazdı filmi çok erken izledim ama şöyle doğru düzgün yorum bile giremedim.

Eda ben de sen gibi çok fena önyargılıydım bir zamanlar ki Çin sineması çekik gözlülülerini hala izleyemem ama kendine has tarzını, konuları ele alışını,işleyişini kısaca orijinalliğini seviyorum.
emre'cim filmi izlemişsin..tebrik ederim :)

yazmayı cok sevdıgım ıcın bazen biraz uzayabiliyor evet haklısın. bu da ozetlediğim hali :)
Çok mu belli ettim önyargım yüzünden izlemediğimi? :) Bu çekik gözlü arkadaşlarla yıldızım barışamadı bir türlü :(
bundan sonra filmleri izlemeyeceğim, hülya'nın yorumlarını okuyacağım. filmi tekrar izlemiş kadar oldum, ellerine sağlık. öncelikle filmi beğendiğimi söyleyebilirim. katılımın fazla olması da oldukça hoş. film baştan sonra kadar, kapitalist sisteme gayet keyifli bir şekilde sallıyor. kızın hayatı üzerine de gayet rahat bir film çıkabilirmiş gibi geldi bana. bende kızın hayatını daha çok merak edenlerdenim. annesinin kısasahnesi, kızın ve ailesinin hayatına dair çok şeyi anlattı aslında. şehir baskısı, kazanma arzusu kısacası kapitalist düzenden uzaklaşınca, kim'in mutluluğu, içselliğini yakalaması oldukça hoştu. şehrin neredeyse bütün binalarından rahatça görünebilen bir yerin, kimse tarafından farkedilmemesi bile bir gönderme olabilir banakalırsa.
çok tatlı bir suare oldu bu,hem film güzeldi hem de maksimum katılım oldu,daha ne isteriz dimi :))

bir de edaya diyorum ki;bence kore filmi diye önyargılı olma bir şans ver,bak herkes beğenmiş filmi :)
İzlenebilinir, hoş bir öykü. İnceden inceye tüketici topluma mesajları var. Aslında her insan bir ada, sistem bizi birbirimize benzetmeye çalışıyor. Sistemin dışında kalanlar izole ve asosyal bir yaşam sürüyor ya da birbirine sempati duyan adalar bir araya geliyorar. Öyle felsefik açıdan bir araya gelen insanlar çokta değildir oysa insan olmanın temelinde ilk başta ruh güzelliği vardır.

---spoiler ---

Herneyse kızımızın yüzündeki yara izi muhtemelen bir motorsiklet kazasından kalmış olabiiir. Odaya kapanması zaten yara izini kompleks yapması yüzünden, zorunlu hallerde dışarı çıktığında kafasına kask geçirmesi bunu destekliyor.

---spoiler sonu --

Erişte filmde önemli bir rol oynuyor, filmi izlerken anneme erişte nasıl yapılıyor diye sormama kadar gitti. Yalnız o kahverengi sos göz zevkime hitap etmedi. :) Film bence bir aşk filmi değil, daha çok yeni ve içten bir arkadaş edinme durumudur. Umudu kovalamak gibi bir şey. Şöyle yolda giderken insanların yüzüne ve davranışlarına bir bakın. İnsaniyet duyguları körelen, cemiyetle ve kendisiyle yabancılaşan ya da sistemle entegre olan birçok insan var. Kim kimi takıyor hesabı, günü kurtarmak ve şahsi istekler ön plandadır.
sehrin ortasında ıssız bir ada..

yüzmeyi bilmeyen bir adam intihar etmek için kopruden kendini, adanın da içinde bulunduğu nehire atarsa ne olur ?

o ıssız adaya düşer :)

ölmeyi bile becerememiştir :)

intihar girişimlerine adada devam eder :)

ama yine beceremez, tuvaleti gelir :) (bu sahnede çok güldüm)

kahramanımız ölmeye ara vererek ilk hayatta kalma girişimi olarak, pili bitmek üzere olan telefonuyla yardım ister ama bu cabası bosunadır (Bir ürün satmak için Kim'i arayan satıcı bayan satmaya calıstığı urune o kadar odaklanmıs ki adamın yardım cagrısına otomatık mesaj veren call center gibi cevap verererek onu hayal kırıklığına ugratır. burada kapitalist sistemin kölesi olan çalışanların ne kadar iş odaklı olduğunu, insanlıktan uzaklastıkları ve makinalaştıkları harıka bir şekilde anlatılmış)

Birçok girişimi başarısızlıkla sonuçlanan Kim adada mecburi hayatına alışmak zorundadır. Acıkan karnını ilk önceleri agaç altındaki mantar ve çeşitli otları yiyerek geçiştiren Kim, balık tutmaya calısır ama her turlu cabaları sonucsuzdur. Adadaki atıkları toplayıp değerlendirmeye karar verdiğinde artık varolan seylerın tadını cıkarmayı ve adayı sevmeye başlar. İlk gün sahildeki kumlara yazdığı HELP yazısı artık HELLO olmuştur. (herkesin de farkettiği gibi Güney Kore filminde kullanılan dillin İngilizce olması bana da saçma geldi)

bir taraftan; odasından uzun zamandır cıkmayan ve insanlardan kaçan butun dunyası internet olan ve orada yasayan, tek hobisi geceleri ay fotosu ceken bir genç kız cıkar ortaya. Bir gun yıne foto cekerken kadrajına adadaki Kim takılır.O andan itibaren insansız yaşamayı tercih eden asosyal kızımızın hayatı değişecektir. Onu uzaylı zanneden genc kız, Kim'in sahile yazdığı hello yazısına, internetten sipariş verdiği bir şişe içine yazdığı hello notuyla cevap veririr ve evden ilk defa dısarı cıkarak şişeyi adaya fırlatır. Kendı yanlızlığını paylaşabileceği kendi gibi birini bulduğunu düşünür.

Birgün yerde bulduğu bir parca erişte sosu Kim'in hayatına farkli bir bakış açısı getirecektir. Fakat eriştesi olmayan bir sos, bugune kadar yemediği erişteleri aklına getirir ve ona azap verir. Adadaki otlardan hamur yapmaya calışır ama beceremez. "Motivasyon insanın kafasını çalıştırıyor" cümlesiyle kendisini ve bizleri de gaza getiren Kim'in artık erişteyi yapabilmek için zekice bir fikri vardır. Erişte onun için artık bir umuttur. Bundan sonra izlediğimiz sahneler senaryonun ve Kim'in oyunculuğunun ne kadar ozgun ve basarılı oldugunu gosterır. Kim'in umut ettiği ve onca uğraştan sonra yapmayı başardığı Börülce soslu erişteyi yerken agladığı sahne beni de ağlattı.

kendi yiyeceğini üretebilmek için tohumun temin edlmesinden başlayarak, tohumdan tahıl üretme çabası , onun buyumesı ıcın gerekli ortamları ve kosulları saglaması, daha saglıklı gubre uretmeliyim derken o an ıhtıyacı olan en onemlı seyın tuz oldugunu farketmesi ve kendi teninden tuz temin etmesi, tahılların buyudugunu gormesı ve ilk mahsulunu gordugu andakı sevıncı ve butun bunların sonucunda umut ettim çabaladım ve erişteyi yapmayı başardım sevinci çok başarılıydı ve bize umut, azim, çaba, yokluk, imkan gibi birçok kavramı sorgulatırken, hayat hakkında yeni bakış açıları da kazandırıyordu.

direk filmin içine girdim, uzadıkca uzadı yazı. toparlayalım artık :)

Kim'in içinde bulunduğu çıkmazdan kendini kurtarmak için başka bir hayat kurmak yerine intihar etmeyi düşünmesi gözünü açtığında adada kendini yapayalnız ve kurtarılmayı bekleyen yine çaresiz bir adam olarak intihara teşebbüslerinin sonuç vermemesi ile aslında buradaki hayatın daha önce kurmuş olduğu hayatlardan daha güzel oldugunu görerek hiç birşeye ihtiyac duymadan hatta insanlardan kaçarak adada yalnız ve asıl istediği hayatın bu olduğunu farketmesi. İşte bu Kim'in hayatının dönüm noktasıydı. Her son yeni bir başlangıçtır.

Çokça güldüren ve nerdeyse her sahnesinde düşündüren; imkansızlıkların ve çaresizliklerin insanın hayatındaki amaçları nasıl birden bire değiştirdiğini gördüğümüz, kapitalizmin insanlara dayattığı tüketim toplumu, insanların yalnızlaşması, çaresizlik gibi kavramları cok iyi işleyen, bazı saçma sahneleri olsa da özgün bir senaryosu ve şahane oyunculukları olan insana yeni bakış açıları kazandıran trajikomik ama eğlenceli bir filmdi.
Karmaşık duygularla izledim filmi, eğlencesi erişteyse sosu hüzündü, sebzeleri de umut. Genel olarak binbir emekle hazırlanmış tabak gibi lezzetliydi. Hala yutkunuyorum, tükürük bezlerim çalışıyor.

Koca bir şehrin merkezinde ada fikri çok orijinal geldi. Alıştığımız Castawaylerden farklı güzel bir yorum olmuş. Karakterlerin arızalığı da orjinalliğe oldukça uygun.

Filmin açılış sahnesindeki soğukluk hakikaten etkiledi. Kararsızdım ama bana çok yardımcı oldunuz. Düzene yapılmış göndermelerden biri. Sonrasında belli aralıkla kredi kartı, kredi vs. Ben de başta Helloya anlam verememiştim ama Ozgurce81nin dediği mantıklı, küreselleşmeye önemli bir gönderme. Bir de nedense ördeklerin aniden baktığı sahnede çok eğlendim

Bu arada kızın alnındaki yaradan bahsedildi, filmde şunu fark ettim ( burası spoiler olabilir)

Kimi adadan götürürlerken kızımız kamera karşısında yıkılıyor ve yaşadığı şok ve üzüntüyle alının yara yerini kaşıyor. Garip bir hayatı olduğundan buna benzer üzüntüleri yaşamış olmalı ve bu histerik bir hareket olarak yerleşmiş ve sürekli tekrarlanmış, yara da bundan olmuş olabilir.

Kim bilir belki de böyle değildir, sallamak serbest :)

Sonuç itibariyle ilginç ve eğlenceli bir filmdi, tavsiye niteliği taşır.
İzleyenler film hakkında görüşlerini bildirirler filmi kendince değerlendiriler. Bu da o hafta ona artıyı kaptırır. Artı eksiden sorumlu müdürümüz lowendir kendisi tam bir eksi severdir. Affetmez bahaneleri basar eksiyi. Hoş kendinin eksilerini saysak dünyanın etrfaını birkaç kez turlar:P
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL