Yaşama iradesi büyük fedakarlık ister arkadaşlar.Film inançlarını sürekli sorgulayan bir döngüde geçer yani insanların bir nevi inançları ve hayatta kalma maneviyatının savaş halinde olmasına şahit oluruz...Ve veve bu savaşın ilk ibaresi ise tüm olasılıkları sıfırladıktan sonra,geriye kalan tek seçenek -... (hıristiyanlar bir kişi öldüğünde ruhun bedeni terk ettiğine inanıyorlar,bende yapardım.burdan tatatava yapamak
kolay:p)hayatta kalmak için ölü yoldaşlarını yemek(çok mu ruhsuz oldu ne:().Bu insanların yaşam mücadelesi, hayatta kalıp inançlarına sığınmak ekseninde ilerleyen bi seyre sahip .Kahramanlık, dua ve dönüşüm ile birlikte gerçek bir hayatta kalma mücadelesine şahit oluruz.Bu yapım "alive" özünü yakalayan ızdıraplı bir serüven, çekildiği dönem koşulları düşünülünce son derece iyi yönetildiğini kabul etmek gerekir.Artı filmde yamyamlığın, dini ritüel karşısında yaşayan Tanrı'ya inanç yerine, odak noktası olma izlenimide yaratılmaya çalışılmış.Velhasıl film hayatta kalmak için bir insanın neler yapabileceğini inanç paralelinde değerlemiş hemde gerçek bir hikayenin gölgesinde..Filmin eksi yönü ise bu kadar can alıcı noktalara dokunup hissizliğin altında ezilmesi(oyuncular!)maalesef ortalama bir yapımı geçememiş.
"It is a dreadful thing to fall into the hands of the living God" (Hebrews 10:31).
not:okg çığ sahnesini sevdiysen çok iyi olmsada bu yapıma bak "dikey limit" ve ben seni
yecem:p