21. yüzyılda, herkesin akıllı telefonu olduğu hâlde, isteyen çalarsaatini kurup istediği saatte uyanabilme olanağına sâhipken, İstanbul gibi milyonların mâbat mâbada yaşadığı sıkışık bir kentte hâlâ ramazan davulcularının dolaşmasına bayılıyorum. Hasta mı var, düzensiz mesâide çalıştığı için az sonra kalkıp işe gidecek insan mı var; boşver bunları. Tam şu anda sokağımdan geçiyor muhterem. Yanından geçtiği tüm arabaların alarmları tek tek çalıyor ama dumbada dum dum, aralıksız çalıyor sevimli şey. Çok seviyorum ben bu eski âdetlerin hiçbir güncelleme almadan sürmesini ve bilhassa metropollerde bile uygulanıyor olmasını.