TV'de Günün Filmleri
saat 02.00'de cnbc-e altın küre ödül törenini canlı verecek. uyku tutmayanlar ve heyecanla bekleyenlere ..
(dexter alsın lan bu kez)
Giriş jeneriği
giriş jeneriği konusunda izlediğim en iyi film tartışmasız watchmen'dir, bob dylan'ın "times they are a-changin'" isimli enfes şarkısı eşliğinde, filmin konseptine cuk oturan bir jeneriktir. filmin kendisinden önce jeneriğinin namını duymuştum, o derece.
fight club filminin jeneriği de enfestir, ilk başladığında anlamsız gelir insana ama en nihayetinde ed norton'ın ağzına dayalı tabancanın namlusunun ucunda bulduğumuzda kendimizi, derinden bir "ooha!" çekeriz.
garden state filminin coldplay'den don't panic destekli açılışı da aklımda yer etmiş bir başka giriş jeneriği.
last but not least, tam olarak giriş jeneriği sayılmasa da tropic thunder filminin açılış sekansında yer alan sahte fragmanlar -özellikle robert downer jr.'ın yer aldığı- enfestir, filmin kendisi de epey komik olmakla birlikte beni filmden daha fazla güldürmüştür.
aklıma şimdi bunlar geldi.
Taziye Duvarı
taziyeleriniz için teşekkürler arkadaşlar, gerçekten zor bir 2 hafta oldu benim için. domuz gribinden yataklara düşüp yeni atlattığım sırada üstüne bir de eve hırsız girince başıma gelecek bir sonraki güzel sürprizi bekler oldum ancak şu an için asayiş berkemal, nazar değmesin mi desek ne desek .. (:
Karantinada olmaMAsına şaşırdığımız filmler
sevgili hatice, kusura bakma biraz geç gördüm mesajını. sitenin karantina kısmı ilginç bir şekilde pek ilgimi çekmiyor, izlediğim ve pişman olduğum film yok aslında çünkü ne kadar kötü olursa olsun izleyip bir fikir edinmek gerektiği taraftarıyım. şimdi karantina listemdeki sınırlı sayıda film neden orada? açıkcası kötü bulduğum tüm filmleri eklemeye kalksam benim de listem bir hayli kabarık olacaktı ancak aklıma geldikçe eklemiş olucam ki topu topu 7 film var. kanımca diğer arkadaşlar karantina konusunda daha bi tecrübeli (birkafkahikayesindegodoyubekle'nin saydığı sebepler mesela, gayet geçerlidir), onların verdiği/vereceği cevaplar seni daha çok tatmin edecektir.
sevgiler,
Karantinada olmaMAsına şaşırdığımız filmler
yazdıkların doğrudur arkadaşım. bu da tam olarak anlatmaya çalıştığım şey, hani illa ki oryantalizm diyeceksek bunu yapan da eden de kurgulayıp yazan da miller usta'dır. muhafazakar kişiliği de malumdur, bunun sanatına yansımaları da. ancak ben özellikle bir art niyet olduğuna inanmıyorum dediğim gibi, nasıl sen dali'nin tablolarında bunu aramıyorsan. sevabıyla günahıyla frank miller'dır tartışılması gereken isim 300 hususunda. sanat da böyle bir şey, herkes görmek istediğini görür. gene bizim kahpe bizans filmlerinden yola çıkarsak, biz izler -çok küçük yaşlarda isek eğer- vay be ne kahraman milletiz deriz, yunan çıkar beni aşağılıyosun der, diğer bilimum gavur ise izler izler bir yerleriyle güler, eğlenir. persli değilim, spartalı değilim, çizgi-roman ve sinema tutkunuyum ve bu filmi izlerken eğlendim ben. anlatmaya çalıştığım budur ..
Karantinada olmaMAsına şaşırdığımız filmler
evet, nerede kalmıştık?
öncelikle havlayankuzu, bu kadar emek harcayıp dil döktüğün için teşekkür ederim. hollywood sineması, hedef kitle ve genel amaç mevzuularına katılmamak için kör olmak gerekir gerçekten. önceleri daha ziyade kör gözüne parmak şeklinde yapılan bu propoganda -amerikan askerinin kahramanlıkları, amerikalıların dünyayı kötülüklerden kurtardığı bilimum görsel açıdan kuvvetli filmler, amerikan ikonlarını 7.sanat gücüyle dayatma uğraşı vs.- şimdilerde post-modernizm maskesi altında ne şiş yansın ne kebap diyerek, globalleşen dünyanın beğenisine sunulmakta ve artık oldukça fazla kişinin antipati duyduğu amerika birleşik devletleri insanların gözüne hoş gösterilmeye çalışılmakta. ve fakat, burdaki konu bu değil.
ben müneccim değilim, elbette film bu doğrultuda belli bir art niyetle çekilmiş de olabilir, bunu bilemem. sana grafik romanı okudun mu diye sormamın nedeni, okumadan konuşma burda şeklinde anlamamışsındır umuyorum, bu eserin uzunca bir süredir piyasada olduğu ve bir insan evladının da kalkıp oryantalizm yaftalaması yapmamış olduğu gerçeği. eser senin de dediğin gibi neredeyse birebir uyarlanmıştır, ki bu filmin yönetmeni aynı sadakati bir sonraki (kanımca muhteşem) watchmen filminde de göstermiş ve takdir toplamıştır. uzun lafın kısası, oryantalizmle suçlayacaksak birilerini, öncelikle grafik romanın yaratıcıları suçlanmalı, ilginçtir ama hollywood değil. son derece düz mantık bu. belirttiğin her bir nokta, spartalıların heykel gibi adamlar olmasından tut perslerin oğlancılığına kadar grafik romanda da mevcut. öncelikle bunu bir netleştirelim.
bu noktayı geçtikten sonra sanırım biraz daha net görebileceksiniz ne anlatmaya çalıştığımı, neden görünürde bir avukatlık çabası içerisinde olduğumu. grafik roman, 80'lerde watchmen ile zirve yapmış olup çizgi-roman kültürünü neredeyse baştan yaratmıştır. çoğu yetişkinlere hitap eder, hemen hepsi kült bir kimliğe sahiptir ve genelde iyi ile kötü arasında çok aşırı belirgin bir fark yoktur. şimdi havlayankuzu'nun belirttiği noktaları dikkate aldığımızda gerçekten de öyle görünüyor, süper insanlar spartalılar ile pis oğlancı savaş düşkünü perslerin mücadelesi var gibi ortada. ancak kazın ayağı öyle değil arkadaşlar. art niyet aramadan izler isek filmi -veyahut okursak romanı- fark edeceksinizdir, evet tarihi bir olay alınmış temel olarak romanda ve evet, bir tarafın gözünden anlatılmış çünkü sinemayla izleyici sıfatı dışında uğraşanların da bildiği gibi bir protagonist bir de antagonist olmak durumunda hikaye örgüsünde. frank miller'ın yaptığı bu tarihi olayı almak, spartalılar çerçevesinden değerlendirmek ve fantastik öğelerle besleyip aslında öyle gerçekleşmediğini bildiğimiz şekilde aktarmak olayları ki bu yüzden miller bir sanatçıdır, tarihçi değil. filmde kahraman olarak gösterilen spartalılar savaş düşkünüdür, çocukluktan itibaren oğullarını acımasız yöntemlerle sınavlara tabi tutar, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide yürütürler ki "erkek" olabilsinler. kralın karısına sarkan ve leonidas civarda değilken iktidarı eline almaya çalışan amca kadar sinsi, rakiplerine aman vermeden kestikleri kafalarıyla düşmanın önünde set kurabilecek kadar barbar olabilirler. ve fakat filmin protagonisti spartalılar ve özellikle de leonidas'tır. bu yüzden filmi izlerken bunlar çok göze batmaz, kurguda onlara biçilen rol budur çünkü. persliler ise antagonist görevini yerine getirmektedir. nedir peki perslileri tü-kaka yapan? topraklarını genişletmek için sparta'yı işgal etmeleri mi? dünya tarihinde hangi imparatorluk yeterli kudrete ulaştığında bir yerleri işgal edip topraklarını genişletmeye çalışmamıştır? oğlancılık mı kötü yapar persleri, kralın tanrı kompleksi mi, düşmanlarına aman vermemeleri mi? bunların, filmi ve romanı geçelim, osmanlı dahil bir çok büyük imparatorlukta olduğu yadsınamaz. kölelik? keza. ve fakat antagonist rolü dahilinde, isterse savaşa gelen spartalıları çiçekle karşılasınlar, persliler yine de kötü adam olacaktır çünkü kurgu budur. persli oldukları için kötü değildirler, kötü -antagonist- rolü onlara verildiği için bu kurguda kötüdürler. art niyet aranmadan izlenirse film -ve okunursa roman- o fantastik ve kasvetli hava dahilinde dünya üzerinde gerçekten de sparta ve pers uygarlıklarının var oluğunu unutur, epik bir mücadelenin içinde bulursunuz kendinizi.
velhasıl kelam, oryantalizm mevzuunda hedef göstereceksek arkadaşlar, bu hollywood ve filmin yapımcıları değil, grafik romanın yazarı frank miller'dan başkası olmamalıdır ki böyle büyük bir sanatçının kafasında olayı belirttiğiniz şekilde kurgulayıp belli bir amaçla 300'ü yazdığına ben inanmıyorum. yok eğer bu görüşüme katılmıyor ve illa ki filmin faşizanlığından dem vuruluyor ise, belli bariz o kadar örneği varken kusuruma bakmayın ama ben bunu buluttan nem kapmak olarak görüyorum. doğu, bunca yıldır sanat kisvesiyle uğradığı saldırılar karşısında hassaslaşmıştır ve böyle tepkiler her zaman olasıdır. ama eğer siz kalkıp bu filmi kötülüyorsanız, 2012 filminde kabe'yi sel sularından kurtararak islam dünyasına göz kırpan roland emmerich'i ayakta alkışlamamız gerekir. bilmem anlatabildim mi derdimi?
bütün bunlar elbette 300'ü bir başyapıt yapmaz (notu gözümde 7.5/10) fakat karantinaya almamı gerektirecek bir sebep de yoktur nezdimde.
saygılar,
Karantinada olmaMAsına şaşırdığımız filmler
sevgili birkafkahikayesindegodoyubekle ve havlayankuzu,
cevaplarınız için teşekkürler, öncelikle herhangi bir şekilde kızdığım sinirlendiğim veya şahsıma hakaret olarak algıladığım bir şey yok - ki zaten bu konuda özellikle hassas davranıp özelden de mesaj atan birkafkahikayesindegodoyubekle arkadaşıma teşekkür ediyorum. tartışma falan olduğu yok anlayacağınız, rahat, sakin ..
vakit ayırıp uzunca yorum yapmışsınız, ne yazık ki şu anda yeterli zamanım yok, akşam ben de aynı doyuruculukta bir cevap vermeyi umuyorum ama şimdilik uzun etmeden merak ettiğim bir şey var, havlayankuzu özellikle seninle alakalı, 300'ün grafik romanını, yani orjinalini okuma fırsatın oldu mu acaba?
şimdilik kısa kesmek durumundayım, görüşmek üzere filiminsanları, güzel insanlar.
Karantinada olmaMAsına şaşırdığımız filmler
katılmıyorum, en azından ilk kısma. neden mi?
çünkü, 300 filminin veya yapımcılarının avukatı falan değilim kesinlikle ama, 300 bir çizgi-roman uyarlaması. usta çizgi-roman yazarı frank miller'ın, dönemin olaylarını FANTASTİK bir kurgu konseptinde ele almasıyla oluşturulmuş, romanı da filmi de ayrı güzel bir yapım. neden kafanı yapılan ırkçılığa yorarken kendine sormuyorsun, bu perslerin oğlancı kralı nasıl böyle 3 metre bir adam, o sarayındaki yaratıklar nedir öyle vs. diye? yanlış anlaşılma olmasın, faşizme sonuna kadar karşıyız ancak bu romanla ve filmle amaçlananın bu olduğunu düşünmek, herşeyden önce boş beleş de olsa hollywood sinemasını tanımıyor olmak demektir. adamların bu amaçla yaptığı filmler zaten çok aşikar, neden kalkıp tüm zamanların en popüler grafik romanlarından birini beyazperdeye uyarlayarak iran halkını rezil etme gayreti göstersinler? isteseler bunu aba altından sopa göstermeden direkt de yapabilirler. bu kadar sert ve kesin konuştuğum için özür dilerim ancak bir çizgi-roman hayranı olarak 300 romanını -ve filmini- seviyorum ve bu yönde yapılan eleştirileri biraz öküz altında buzağı aramak olarak görüyorum. haydi her şeyi geçtik, tamam adamlar perslerin nasıl iğrenç mahlukatlar olduğunu dünyaya haykırmak amacıyla çekti bu filmi, bunu kabul edelim bir an için. bu durumda belirtilmesi elzem iki husus vardır : birincisi, madem bu derece kıllandınız kötü hissettiniz bu konuda, yatırım yapın, siz de batıyı aşağılayan -ama 300 ile aynı derecede iyi- bir film yapın. yapamaz mısınız? bal gibi yaparsınız. kafayı nükleer silah endüstrisinden ve peçesini çenesine kadar indirme gafletinde bulunmuş kadınları recm etmekten biraz daha sanata yöneltebilirseniz, bal gibi de yaparsınız. biz de oturup ayıla bayıla izleriz. ikincisi, bu ülkede senelerce bizansın, yunanın ve bilimum "düşman" halkın tabiri caiz ise ağzına tüküren filmler yapıldı. bir tanesi de çıkıp isyan etti mi bizi yanlış tanıtıyosunuz, ırkçılık yapıyosunuz diye - ki mevzubahis filmlerin yegane amacı buydu aslında, melek osmanlılar ile kahpe bizans, iyi ile kötü, tek bir keskin çizgi. tekrar ediyorum, ırkçılığa, faşizme sonuna kadar geçit yok, hiç bir şeklini desteklemedim ve tasvip etmedim şu yaşıma kadar ve aktif olarak karşısında durdum, fakat bir sanat eserini -ki 300 konusundan ziyade çekim teknikleri ve dövüş sahneleriyle ufak bir çığır açmıştır sinema endüstrisinde- bu derece karalamak bana yanlış geliyor. umarım yanlış anlaşılmamışımdır, sevgiler,