10 yıl önce
Dragon filmine yorum yazdı:
Parlayan Hançerler filmine yorum yazdı:
Şahane görüntülere sahip film. Senaryosu klişe ya da biraz fantastikvari olabilir ama kesinlikle kadraj, renkler ve oyunculuk için izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.
sondaki mevsimsel değişken sürecindeki dövüş sahnesi ve bambular arası olan sahne biraz abartı olmuş ama yine de insan sıkılmıyor.
Sweet Rain: Accuracy of Death filmine yorum yazdı:
Hikaye 3 ayrı bölümde anlatılmış fakat ikinci bölümde nedense biraz dikkat dağıtıyor, filmi yavaşlatıyor. Bunun dışında Takeshi Kaneshiro yine harika bir iş çıkarmış. Mizaha olan yatkınlığını bir kez daha sergilemiş. Fallen Angels'tan sonraki izlediğim en gülümseten filmiydi sanırım. Diğerleri biraz daha dram, duygusal ya da savaşa kaçıyor. Nitekim değişik bir film fakat uzak doğu havası olduğundan da herkesin sabredebileceği bir film olmayabilir ama orjinal bir senaryo.
Perhaps Love filmine yorum yazdı:
Filmin konusunu neremle okuduysam, "aktör olur" u "aktör ölür" diye algılamışım. Film boyunca Takeshi Kaneshiro'nun ölmesini bekledim. Baktım ölmüyor, metaforik mi öldürdüler acaba, buzlar mı kırıldı, suda mı boğuldu gibi anlamlara gittim. Neyse, uzun lafın kısası, herkesin beğeneceği bir film olduğunu sanmıyorum. Çin müzikali biraz ağır olabiliyor ama ben sevdim. Bence bazı sahneler ve oyunculuklar çok güzeldi.
Fallen Angels filmine yorum yazdı:
PC 223’ün akla gelmeyecek devam hikayesini anlatan film bence. Elbette sadece onun hikayesi değil ama beni daha çok cezbeden kısım onun bu kadar dışa dönüklükten, nasıl içe dönük bir noktaya gelmiş olmasının hikayeleştirilmesi oldu. Tesadüfler, tesadüfler, tesadüfler. İnsan bu kadar teadüfü objektif olarak gördüğü zaman korkmuyor değil, çünkü mühtemelen kendi hayatlarımız da aynı tesadüflerden oluşuyor. Ayrıca Takeshi Kaneshiro’ya aşık olmamak elde değil.
Özelikle, 5 yaşımda zamanı geçmiş bir ananas konservesi yedikten sonra sesimi kaybettim metaforu şahane olmuş. Bknz, Chungking Express’i izleyenler bilir ki, ananas konservesi onun son kullanma tarihi geçmiş aşkıydı.
Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 filmine yorum yazdı:
İlk karantina filmim. Tebrik ederim kendisini.
Vampir Dexter, ufo ısıtıcısı bir friendzone kurt, hızlı valiz toplayabilen bir koca, Edward ile Bella'nın bilgisayar karışımı yüzünün bebeğe copy-paste'lenmesi ve pipetle içilen kan. Aklımda kalanlar. Kırılan yatak olayına girmiyorum bile. Oh Mon Dieu!
Tek diyeceğim, Cedric, biz bugünler için öldürmedik seni Harry Potter'da.
Ouran High School Host Club dizisine yorum yazdı:
Tamaki'nin saçmalık derecesindeki prensliği ve mantar çıkarmaları için bile izlenmesi gereken anime. Çok çılgın bir anime delisi değilim ama gerçekten insanı eğlendiriyor.
Eve Dönüş filmine yorum yazdı:
2005 senesinde izlemiştim sanırım. Beni Frou Frou-Let Go şarkısı ile tanıştıran filmdir ve Soundtrack'inde Travis-Love Will Come Through'nun da olması sebebi ile yeri ayrıdır. Zach Braff'ın en ince ayrıntısına kadar, müziklerinden bilmemnesine kadar ince detayla ilgilendiği filmdir. Filmle ilgili sevdiğim başka bir ayrıntı ise, Braff'ın senaryoyu yazmaya başlamasından itibaren Natalie Portman'ı düşünerek ilerletmiş hikayeyi ve filmde de Portman oynuyor. Bir senarist için bunun ne denli önemli bir şans olduğu ayrı konu ki bahsettiğimiz Braff kişisi tabi, sıradan bir senarist değil, çevresi oldukça geniş bir oyuncu.
Filmin senaryosuna gelecek olursak, ben hayatın güzel bir sekansı olarak bakıyorum filme. Hikaye sıradan ama çok olası. Hepimiz zaman zaman hayatımızın durağanlığı ya da sıkıcılığı ya da yapmamız gerekenlerin verdiği zorunluluktan bunalıp depresyona girebiliyoruz. Hiçbir zaman gidemeyeceğimiz ülkeler ya da maceralarla kendimizi empati yapmak bir filmde evet, amacına uygun ol ... Devamı2005 senesinde izlemiştim sanırım. Beni Frou Frou-Let Go şarkısı ile tanıştıran filmdir ve Soundtrack'inde Travis-Love Will Come Through'nun da olması sebebi ile yeri ayrıdır. Zach Braff'ın en ince ayrıntısına kadar, müziklerinden bilmemnesine kadar ince detayla ilgilendiği filmdir. Filmle ilgili sevdiğim başka bir ayrıntı ise, Braff'ın senaryoyu yazmaya başlamasından itibaren Natalie Portman'ı düşünerek ilerletmiş hikayeyi ve filmde de Portman oynuyor. Bir senarist için bunun ne denli önemli bir şans olduğu ayrı konu ki bahsettiğimiz Braff kişisi tabi, sıradan bir senarist değil, çevresi oldukça geniş bir oyuncu.
Filmin senaryosuna gelecek olursak, ben hayatın güzel bir sekansı olarak bakıyorum filme. Hikaye sıradan ama çok olası. Hepimiz zaman zaman hayatımızın durağanlığı ya da sıkıcılığı ya da yapmamız gerekenlerin verdiği zorunluluktan bunalıp depresyona girebiliyoruz. Hiçbir zaman gidemeyeceğimiz ülkeler ya da maceralarla kendimizi empati yapmak bir filmde evet, amacına uygun olabilir ama zaman zaman kendimize de büyüteci tutan filmleri seviyorum ben ve önemli olan böyle filmleri olağan bir şekilde abartmadan yansıtabilmek.
Ayrıca filmde bir diğer sevdiğim şey ise Sheldon Cooper'ı şovalye zırhı ile görmemiz.
Sevimli Kompleks dizisine yorum yazdı:
Tepkiler, mimikler ve seslendirmeler şahane. Bazı yerlerde gözümden yaş geldi diyebilirim.
o değil de baba çok komik öldü ama. kahkaha attım, o denli.