... Devamı Altı kadın, bir büyükbaba, dört kız ve bir oğlan çocuğu savaşın harap ettiği, dış dünyayla bağlantısı neredeyse kesilmiş bir köy olan Slavno’da yaşarlar. Savaşta tüm aileleri ve arkadaşları ve hatta çocukları bile öldürülmüş ancak cesetleri bile bulunamamıştır.
Yaklaşan kış ve yılın ilk karı, köyün dünya ile ilişkisini tamamen kesip, yaşamlarını tehdit eder hale gelebilir Dirayetli ve inatçı genç bir kadın olan Alma hayata kalabileceklerine inanmaktadır. Köye yakın terk edilmiş karayolunun kenarında erik reçeli, meyve ve sebze satarak, yoksulluklarına bir çıkış yolu aramaktadır. Reçel ve turşu yüklü el arabalarına bir kamyonun çarpması sonucu Alma ve köyden bir arkadaşı, Alma ile aynı köyden olan kamyon şoförü genç bir adamla tanışırlar. Bütün yaz ürünlerini uygun bir fiyata satabileceklerini söyleyerek adamı ikna ederler. Söz verdiği tarihte adamın gelmeyişi Almayı ciddi bir hayal kırıklığına uğratır. Bir gün Slavno’ya iki işadamı ziyarete gelirler. Köyün ahalisine ayrılmaları için para teklif ederler. Köylüler ne yapmaları gerektiği konusunda ikilemde kalırlar çünkü öneriyi kabul ederlerse hayatları kurtulacaktır fakat tüm geçmişlerini geride bırakmakta kolay değildir. Ani bir fırtına ile Slavno’da mahsur kalan işadamları, beklediklerinden daha büyük bir problemle -gerçeklerle- yüzleşmek zorunda kalırlar.