3 ay önce
7.2
65 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.1 (14.158 OY)
KONUSU
Tony (Marie-Antoinette) ve Georgio yolları tesadüfen kesişir ve ikisi de birbirlerinin çekim alanına kapılırlar. Başlangıçta inanılmaz bir tutkuyla ilerleyen ilişkileri sorunsuz gibi görünmektedir ve hissettikleri aşkla bir anda kendilerini karı-koca olarak bulurlar. Fakat Georgio, Tony’nin başlarda
... Devamı
Tony (Marie-Antoinette) ve Georgio yolları tesadüfen kesişir ve ikisi de birbirlerinin çekim alanına kapılırlar. Başlangıçta inanılmaz bir tutkuyla ilerleyen ilişkileri sorunsuz gibi görünmektedir ve hissettikleri aşkla bir anda kendilerini karı-koca olarak bulurlar. Fakat Georgio, Tony’nin başlarda fark etmediği kadar sınırları zorlayan bir kişilik yapısına sahiptir. Bir zaman sonları evlilikleri Tony için eğlenceli günlerden, içinden çıkılmaz bir cehenneme dönüşecektir...
-
Maïwenn
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Georgio
Tony
Solal
Babeth
Agnès
Denis
Pascal
Jean
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Gerçekçi fakat klişe bir ilişki işlenmiş. Filmin rahatsız edici yönüde fazlasıyla var. Özetle bazı insanlar değişmez karakter ve kişi özellikleri olarak. Yalancı bir insan bu özelliğinden kolayca vazgeçmez.
Şebeklikler ve ona eşlik eden şımarıklıklar eğlenceli gözükebilir ''kur yapma'' olarak algılanabilir. İlişki bu şebekliklerden ve yavşakça gelişen yalancı soytarılıklardan ibaret bir olgu değildir. Karşılıklı anlayış ve iletişimdir. Sadece güzelce vakit geçirelim, yiyelim, içelim değildir.
Filmdeki Tony'nin erkek kardeşi dışında zaten olgunca tavır alabilen pek insan yok. Kendisi filmde gerçekleri söyledi, ablasının gözüne bir perde indiğini anladı ve ablasının zavallılığını seyretmek zorunda kaldı.
Kimse eşsiz ve vazgeçilmez değildir. Filmde yoğun ısrarıyla affedilen adamda bu tiplemelere dahildir.
Şebeklikler ve ona eşlik eden şımarıklıklar eğlenceli gözükebilir ''kur yapma'' olarak algılanabilir. İlişki bu şebekliklerden ve yavşakça gelişen yalancı soytarılıklardan ibaret bir olgu değildir. Karşılıklı anlayış ve iletişimdir. Sadece güzelce vakit geçirelim, yiyelim, içelim değildir.
Filmdeki Tony'nin erkek kardeşi dışında zaten olgunca tavır alabilen pek insan yok. Kendisi filmde gerçekleri söyledi, ablasının gözüne bir perde indiğini anladı ve ablasının zavallılığını seyretmek zorunda kaldı.
Kimse eşsiz ve vazgeçilmez değildir. Filmde yoğun ısrarıyla affedilen adamda bu tiplemelere dahildir.
Polansky'nin Bitter Moon'una öykünen, ancak "olamamış" bir film... Oyuncuların yüzü suyu hürmetine vasat olarak nitelendirilebilir.
fransız ıssız adam'ını izlemek izliyorsanız bu filmi izleyebilirsiniz. oyuncuların harika olması dışında bir albenisi yok. izlerken georgio'nun "ben seni üzerim kızım" tavırlarından ve hatalarından, tony'nin ise depresifliği ve her şeye sonradan tepki vermesinden fazlasıyla sıkıldım. agnes başlı başına bir vakaydı zaten. depresyonunu bahane ederek ortalığı karıştırması ve hiçbir şey yokmuş gibi davranması sinirlerime dokundu. bu bir aşk filmi değil "hata" filmiydi.
Nedeni gecikerek ortaya konan bir "Isız Adam" karakteri ve kendini tekrarlayan, derinliksiz senaryosuyla kadın erkek ilişkileri ve evlilik konusunda çağrıştırdığı Blue Valentine filmin oldukça gerisinde kalan bir film...55/100
film bitti ama o kadar bitmedi ki benim için aslında... aynı can sıkıcı örüntü içinde dönüp duruyor hala hikaye zihnimde. eminim ki; iki karakterden biri ölene kadar devam edip duracak bu ilişki aynen bu şekilde. çok güzel bir şeyin başlangıcı gibi görünen şeyler aslında hiç öyle olmayabiliyor.
bazı insanlarda şeytan tüyü mü var da tüm pisliklerine rağmen bir türlü hayattan çıkarılamıyorlar ya da karşılarındaki insanlar aşırı mı iradesiz? yoksa ikisi de değil de "bir dengesizlik işi" olan aşk mı tüm bunlara sebep olan? akıl sır ermez gerçekten buna. aşırı anlaşılmaz bir durum ve etraf buna benzer öykülerle dolu. ve sanırım aşırı derecede üzücü, en azından dengesizliğe maruz bırakılan ve dengesizliğe maruz bırakılan yakınını uyarmaktan başka elinden bir şey gelmeyen açısından...
bazı insanlarda şeytan tüyü mü var da tüm pisliklerine rağmen bir türlü hayattan çıkarılamıyorlar ya da karşılarındaki insanlar aşırı mı iradesiz? yoksa ikisi de değil de "bir dengesizlik işi" olan aşk mı tüm bunlara sebep olan? akıl sır ermez gerçekten buna. aşırı anlaşılmaz bir durum ve etraf buna benzer öykülerle dolu. ve sanırım aşırı derecede üzücü, en azından dengesizliğe maruz bırakılan ve dengesizliğe maruz bırakılan yakınını uyarmaktan başka elinden bir şey gelmeyen açısından...
Araştırma sonuçları, büyük bir egoya sahip olmanın kronik diz ağrılarına sebep olabileceğini gösteriyor. İnsanlarla bir arada olmak, grup çalışmalarına katılmak, tevazu sahibi olmayı öğrenmek bu sıkıntının çözümü için en uygun yol. Neticede hepimiz insanız, hepimizi aynı böcekler yiyecek..
"Aşk; birine seni yok etme kudreti verip bu gücü kullanmama hususunda ona itimat etmektir."
Hayatımda izlediğim en gerçekçi,en eğlenceli,en hüzünlü,en "aşk budur " dediğim filmdir.Vincent Cassel tam bir piç,bu filmde her kadın ona aşık olur.Çok beğendim,izlemeyen hiç düşünmesin.
Prensim filmine Benzer Film ekliyorsun.
Prensim filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Prensim filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL