Dünyalılar

İzlerken bu kadar gerildiğim , düşündüğüm , dişlerimi sıktığım , sinirlendiğim başka bir yapıt yoktu bu ana dek... Çünkü gerçek ağırdır ,kabul edilmesi zor olan ; öyle ki tarih boyu mekana,zamana göre uygun doğruları üretme konusunda sıkıntı yaşamayan insan deccal ayinine hayvanları da ortak etti -özgürlük isteyen fakat diğer türlere fikirlerini sorma zahmetine girmeyen insan türü- . Entelektüelleştirme savunma mekanizmasıyla kabul edilmesi ciddi sorunlara yol açacak olan bir hakikat hafifletildi ; deneylerde kullanılan hayvanların insanlığı uğraştıran hastalıklar için ,iyi bir amaç için kullanıldığını düşünenenlere cevaben muzdarip olduğum hastalığın bir ilacı yok .Çünkü yaygın olmayan hastalıklarda kullanılacak ilaçların kar oranı düşük ! Hayvanlar üzerindeki hakkı meşru gören bir diğer yöntem de kendini tanrının yansıması olarak görmek ; kutsal varlık , evrenin yaratılma sebebi , irade sahibi ! Kendi koyduğu sınırlarla ,kurallarla , amaçlarla kendini üstün gören insan , zekaya ihtiyaç duymadan milyonlarca yıl yaşamayı bilen canlılardan kendini üstün gören -milyonlarca yıldır sahip olduğu zekayla uygun sistemi üretemeyen - tür. Bir diğer durum ise herkesin gerçeği bildiği halde -çıkarlarına ters düşeceği için -gerçeği inkar etmesi .. Aslında herkes vicdanına mastürbasyon yapıyo , kimse kendini sisteme alet olmuş görmüyo , herkes kendini biricik ,duyarlı , farkında sanıyo .... Belgeseli başucuma aldım ; harika bir eser ,bize gerçeği - bilip de bilmemezlikten geldiğimiz gerçeği- gösterdiği için değil ; bizim eserimiz olduğu için... Bir de böylesi eserlere puan vermekten vazgeçin ; hakikatin sınırı yok , sınırlayarak mastürbasyona devam etmeyin ...

Not : Hakikat mi ? 3 yaşındayken civcivlerini sevmek için gittiğimde beni eve kadar kovalayan tavuk ; anlayana...

Bu belgesel, hayvan endüstrisinin vahşetini çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Birçok yerinde durdurmak zorunda kaldım çünkü acı çeken hayvanların çıkardıkları sesler katlanılabilir gibi değildi. Ama o hayvanlar, o acılara durmaksızın maruz kalıyorlar ta ki mutsuzluk içinde ölene dek... 22 yaşımdayım. Yaklaşık 2 sene önce et yemeyi bıraktım. Hayvanlar üzerinde denenen ürünleri ise 3-3,5 senedir kullanmıyorum. Deri vb. ürünleri almıyorum ve inanın hayatım çok kolay. İnsan başta bir affallıyor evet ama kısa süreli ve geçici bir affallama hali bu. Ondan sonrası vicdan rahatlığı. Yakın zamanda süt ürünlerini de kesmeyi umuyorum. Bunun üzerine çalışıyorum, araştırmalar yapıyorum. Herkes bunları yapmalı diye bir şey yok ama bu belgeseli izleyen herkesin bakış açısının biraz da olsa değişeceğini düşünüyorum. Tabaklarınızdan eti haftada 1 gün bile çıkarmanız bir değişiklik yaratacaktır inanın.

Bu belgeseli beğenenleri Cowspiracy’i izlemeye davet ediyorum. O da aynı sektöre başka bir açıdan yaklaşıyor.

Bu tarz belgeseller rahatsız edici evet ama rahatsız olmazsak karşı çıkmayız.

Ben filmin tamamını izliyemedim sardırarak ve anlatılmak istenenin kısımları anlamaya çalıştım bir insan bu belgeseli gözünü kırpmadan izlediyse o kişi sadist bir ruh barındırıyor olabilir,evet insanoğlu garip bir yaratık .filmi izledikten sonra süt,yumurta,kırmızı et ve beyaz eti,hamsiyi,dondurmayı,jelatinli şekerlemeleri,ilac kullanmayı,yakında evlenirsem kundura ayakkabı giymeyeceğimdesem inanırmısınız bence inanmayın, bunları yapan bir insanda tanımıyorum. Ben sıradan insanlar sınıfına giriyorum galiba üniversiteden 2 yıl önce mezun olmuş kariyer yapmayı hedefleyen ,hedeflerkende iş arayan bir kişi yani sıradan. Benim bu filmden sonra yapacağım şeyler ilerde karıma kürk almayacağım,kaz tüyü yastıkta uyumayacağım,çocuklarımı sirke vehayvanat bahçesine götürmeyeceğim, ve birde balayımızda ispanyadaki boğa güreşlerine gitmeyeceğim. sıradan insalar sınıfına giriyorsanız bunlardan başka ellerinizden bir şey gelmez, ancak kariyerinizi geliştirip ordaki mezbahaya ve köpek barınaklarınamüdür olursanız sadece bu iki yerdeki ölümleri daha steril ve acı çektirmeden yaptırabilirsiniz. Bana göre bunun çözümü Türkiyedeki tarım ve hayvancılık bakanlığının zaten kontrol ettiklerini biliyorumda ben amerikadaki hayvancılık balkanlığına önerim zabıtalar gibi bunun kontrolü yapılması lazım özellikle barınaklar çünkü barınakları kontrol eden sadece bir yetkili vardır oda belediyedir sözün özü buraların kontrolü şart.

Earthlings'i 2008'de ağlaya ağlaya izledikten sonra ben de hayvan hakları konusuyla ilgilenmeye başladım. Sadece ben değil, gerçekten düşünemeyeceğiniz kadar çok sayıda insan için bir dönüm noktası oldu Earthlings.

Earthlings insan türünün hayvan türlerini ve doğayı nasıl tahakküm altına aldığını anlatıyor kısaca. Ancak birkaç başlık altına toplanan bu endüstriler ya da hayvan kullanma biçimleri hayvanların bu dünyada maruz bırakıldığı kötülüklerin çok çok özeti. Zira hayvan haklarıyla ilgilenmeye başlayan bir insanın izlediği videolar, okuduğu yazılar, katıldığı gruplar, edindiği bilgiler vb. ile aslında öğrenmeye başladığı hakikat bu belgeselin fersah fersah uzağına erişiyor. Burada bir abartı yok. Hayvan pornoları, hayvan genelevlerinin, hayvan deneylerinin, crush videolarının, sirklerin, hayvanat bahçelerinin, gıda endüstrisinin, süt endüstrisinin, avcılığın ve daha nice hayvan sömürüsü biçiminin iyi ya da kötü sonuçta, her seviyede, her şekilde insanlara hizmet ettiğini görünce afallamamanız imkansız. Bu kadar büyük çaplı bir kötülüğün ve şeytanlığın şu güneşin altında, zekaları 2-3 yaşındaki çocukların zekasına benzediği için kötülüğe acı çekmek dışında ve boyun eğmek dışında karşı koyamayan bu mazlumların başına neden geldiğini sormadan edemezsiniz. Earthlings bu en büyük sırrın sadece bir fragmanı gibi; ama ne fragman... Hayvanların yaşamasının bir ahlak meselesi olduğunu daha önceden bilmiyordunuz. Hayvanların böyle öldürülmelerinin bir ahlak meselesi olduğunu bilmiyordunuz. Hayvanların böyle yaşadıklarını ve böyle öldürüldüklerini bilmiyordunuz, bunu görmemiştiniz. Bu kadar uçsuz bucaksız bir kötülüğün kurbanı olmaları için hayvanların hangi suçu işlemiş olabileceklerini daha önceden düşünmemiştiniz...Earthlings bir giriş, bir başlangıç adımı olarak ; daha önceden bu bilgiye temas etmemiş olanlar için betona çakılmak gibi bir his yaratabilir. Earthlings sonrası The Cove gibi yeni belgeseller insanların bu en büyük sırlarından birisini artık daha fazla gün ışığına çıkarmaya başladı. Bütün insan medeniyetinin ve tarihinin yalnızca insanın insanı kırması ve sömürmesi değil; hayvan soykırımları, katliamları, vahşetleri üzerine yükseldiği gerçeği artık daha fazla biliniyor, daha çok bilinecek. Zeka olarak insanlardan daha yalın olsalar bile his ve duygu sahibi olmak, ölmek değil yaşamayı istemek anlamında bütün insanlar gibi olan hayvanlar için 2012 yılında Cambridge Üniversitesi'ndeki bilim adamlarının ilan ettiği deklarasyon da artık daha büyük adımların atıldığının kanıtı. Hindistan'da yunus balıklarının insanlar gibi bir şahıs, bir kişi olduğunu kabul edilmesi gündemde mesela. Bunun gibi nice haber ve bilgi var.

Bu yüzden; herkesi Earthlings'i mutlaka izlemeye çağırıyorum. Uçsuz bucaksız, akla hayale gelmeyecek denli vahşi biçimlerde yok edilen bu mazlumlara inanın bu kadarını hepimiz borçluyuz .

İzleyip de bu mesele üzerine kafa yoran herkesi veganlık gibi artık politik bir yaşam biçimi ve seçeneği bekliyor.