... Devamı Tekniği, dilinin güzelliği, taşlamalarının inceliği ve tasvirlerinin gücüyle nam salmış Türkçe’nin en önemli üstadı Refik Halid Karay’ın aynı isimli romanından uyarlanan film "bilimkurgu aşk sinemasının bir erken örneği" nerdeyse!
İzmir.. 14 Mayıs 1950 seçimleri sonrası. İstanbulun en güzel, en zor kızlarından biri olan Güldal bir aydır amcası Sabri Bey’le kızı Gülnurın konuğu. Belli ki, burada da erkeklerin gönlünde fırtınalar koparmış.
Fahir’le Güldal, birbirlerini tanımayan genç adamla genç kız. İstanbul’a dönüş için rıhtımdalar. Mevsim, ilkyaz sonu. Amcası genç kızı Dr. Fahir ile tanıştırır. O da İstanbula gidiyormuş.Güldal’la Fahir, besbelli, az sonra göz göze gelecekler. Delikanlı hekim ama eski şehirlere ve harabelere meraklı. Yolculuk boyunca söyledikleriyle genç kızı allak bullak eder.
-Güldal: Hala hatırlayamadım. Lütfen nerde ve ne zaman tanıştığımızı söyler misiniz?
-Dr. Fahir: Beytüşşebap Çölünde, 2 bin sene önce.
Zaman kaymalarıyla geçmişe, bir çağdan diğerine biribirinden farklı efsaneleşmiş kişiliklerle, tam bulmuşken kaybettim macerası... İlk karşılaşma milattan önce 63 yıllında Mezopotamyada olur. O, çöl korsanı Reşit, genç kız da esir Sibel Tamara...