Boy A

Peter Mullan'ınTyrannosaur ve My Name is Joe filmlerinde sergilediği harika oyunclukları izledikten sonra bu filmini de izlemeye karar verdim. Bahsettiğim diğer iki filme oranla daha az rol almış ama yine de oyunculuğu ile kendini ön plana çıkarmayı biliyor Mullan. "Boy A" toplumun cezasını çekmiş bile olsa suç işleyen kişilere olumsuz yaklaşımını irdeliyor. Aslında sıradan denilebilecek bu hikaye senaryonun döngüsel bir şekilde işlenişiyle seyiriciyi içine çekiyor. Jack'in kişiliğindeki değişimler izleyiciye çok güzel aktarılmış. Phlip ile arkadaşlığında edilgen bir karakter sergilerken ( Jack kavgada pasif kalırken, Phlip diğer çocukları döver), cezasını çektikten sonraki döneme baktığımızda arkadaşlıklarında artık baskın taraf kendisidir ( bu sefer çatıda çıkan kavgada arkadaşını kollayan kendisidir). Phlip kendisine erkeklerle ilişkisi olup olmadığını sorarken, artık iş arkadaşları ona kızlarla ilişkilerini sormaktadır. Birinin ölümüne neden olarak gazetelerde manşet olan Jack yeniden kurmaya çalıştığı hayatında birisinin hayatını kurtardığı için gazetelere çıkmaktadır. Bu dönüşümün hepsini yönetmen somut olarak göstermeyide ihmal etmez; okul üniformasının yerini artık iş üniforması almıştır.

Öte yandan bütün bu değişimler onu toplumun algısında farklı kılmaz. Toplum için o hala Eric'tir. Öte yandan Jack'in sırını uzun süre seyirciden saklamasının ve sevgilisiyle ilişkisinin ön planda tutulmasının filmin gücünü azalttığını düşünmüyorum. Jack'in sırrını merak etmek izleyiciyi film hakkında daha fazla düşündürüyor ve bu gizem sayesinde bir sonraki sahneyi merakla bekler oluyoruz. Sevgilisiyle yaşadığı olaylar ise bize karakterin kendini kötülüklerden ne kadar arındırdığını gösteriyordu. Bu kadar masum bir sevgi besleyen kişi kötülüğe hayatında ne kadar yer verebilirdi ki. Sonuçta Bo A kesinlikle izlenmeye değer, başarılı bir eser.