7.4

135 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.5 (95.059 OY)

KONUSU
İngiltere’den mektup yoluyla bulduğu bir erkek ile evlenmeye karar veren, konuşma problemleri olan birkadın, küçük kızı ve de çok değer verdikleri piyanosunu yasnına da alarak, evleneceği kişi ile tanışmakiçin Yeni Zelanda’ya doğru yola çıkarlar. Evlendikten bir süre sonra yanlış bir seçim yaptığını ... Devamı
İngiltere’den mektup yoluyla bulduğu bir erkek ile evlenmeye karar veren, konuşma problemleri olan birkadın, küçük kızı ve de çok değer verdikleri piyanosunu yasnına da alarak, evleneceği kişi ile tanışmakiçin Yeni Zelanda’ya doğru yola çıkarlar. Evlendikten bir süre sonra yanlış bir seçim yaptığını kavrayangenç kadın, yerli halk ile kaynaşmayı başarmış bir beyaz ile, piyanonun etrafında başlayan yakınlaşmasıtutkulu bir aşka dönüşecektir.

Yönetmen, Jane Campion’un önemli eserleri arasında, Angel At My Table, An (1990), Holy Smoke (1999), Portrait Of A Lady (1994), Sweetie (1989) sayılabilir. Piyano filmi ile uluslar arası bir başarı kazanan Jane Campion, daha sonraki seneler diğer çalışmalarında Piyano’da yakalamayı başardığı çizgiye ulaşamamıştı. Piyano, 1993 senesinde tam 3 dalda Oscar ödülü almasının yanında, Cannes film festivalinde de altın palmiye ödülünü almıştı.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@mehmetm

2 yıl önce

derinliği gösterilemeyen birçok karakterin olduğu, anna paquin’in çok güzel oynadığı(oscar’ı haketmiştir muhtemelen), senaryo’da kopmaların olduğu fazla abartılan filmdir kendileri.

@merodesidero

2 yıl önce

Derler ki rahmetli Kurt Cobain intahar etmeden birkaç gün önce arkadaşlarıyla The Piano filmini izlemiş. Bu da izlediği son film olma ihtimalini doğuruyor. Kötü bir kapanış olmuş.

@naksidil

3 yıl önce

" Hayır. Ona ihtiyacı var. Onu almak zorunda.. "
Değer verirken hassasiyetini, ruhunu tamamlayacak bir adama aşıktır kadın. O adamla nefes almaya mecburdur derinlerde korkar.

@ezgi124

3 yıl önce

yırtıktan tenine dokunduğu sahne hep aklımda kalacak.

@tiamath

4 yıl önce

9 / 10

Sesin olmadığı yerde sessizlik vardır...

Bir senaryo düşünün, hem herkese hak verebileceğiniz hem de herkesi haksız bulabileceğiniz bir senaryo olsun. İşte piyano, böyle bir senaryoyu içeriyor. Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Bir kadın, eşini ve konuşma yetisini kaybettikten sonra hayata yeniden tutunabilmek için elinde kalan çocuğu ve piyanosuna sıkı sıkı sarılıyor. Piyano adeta ikinci çocuğu gibi oluyor. Konuşamama yetisini sanki piyano üzerinden telafi ediyor. Öyle bir an geliyor ki, babası onu hiç görmediği birine veriyor. Bir adam, hiç görmediği birini eş olarak alıyor, bambaşka dünyalar, bambaşka hayat görüşüne sahipler. Adam kadını sevmek istiyor ama bir türlü yıldızları tutmuyor. Bir de üçüncü bir karakter olarak başka bir adam, topraklarına gelen kadını keşfediyor. Onda herkesin göremediği şeyi görüyor. Ondan etkileniyor ve tüm zihnini ruhunu zamanla ona kaptırıyor.

İşte hikayenin kur
... Devamı
Sesin olmadığı yerde sessizlik vardır...

Bir senaryo düşünün, hem herkese hak verebileceğiniz hem de herkesi haksız bulabileceğiniz bir senaryo olsun. İşte piyano, böyle bir senaryoyu içeriyor. Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Bir kadın, eşini ve konuşma yetisini kaybettikten sonra hayata yeniden tutunabilmek için elinde kalan çocuğu ve piyanosuna sıkı sıkı sarılıyor. Piyano adeta ikinci çocuğu gibi oluyor. Konuşamama yetisini sanki piyano üzerinden telafi ediyor. Öyle bir an geliyor ki, babası onu hiç görmediği birine veriyor. Bir adam, hiç görmediği birini eş olarak alıyor, bambaşka dünyalar, bambaşka hayat görüşüne sahipler. Adam kadını sevmek istiyor ama bir türlü yıldızları tutmuyor. Bir de üçüncü bir karakter olarak başka bir adam, topraklarına gelen kadını keşfediyor. Onda herkesin göremediği şeyi görüyor. Ondan etkileniyor ve tüm zihnini ruhunu zamanla ona kaptırıyor.

İşte hikayenin kurulu olduğu zemin böyle bir senaryo. Kadının piyanoya olan bağlılığını kullanan üçüncü karakter ile film başlangıcından farklı bir şekle bürünüyor. Kadın piyanosunu elde etmek için kendisinden istenilene boyun eğiyor. Ama adam gerçekten sevdiği için, kadından istediği şeyler duygusal tatmine yönelik oluyor.

Film içinde, bu üç karakterin üzerinden bir çok konunun işlenişini görebiliyoruz. Ada'nın üzerinden fedakarlığı, kendine değer veren kişiye doğru yönelimi, çaresizliği görüyoruz. Özellikle parmak kesim sahnesinden insanın içinden birşeyler kopuyor. Alisdair'in üzerinden elinden geleni yaptığını zannettiğiniz halde aslında hiçbirşey yapamamış olduğunu anlamanın verdiği hissi görüyoruz. Harvey'in üzerinden ise birine kendini sevdirmenin yolunun, onun sevdiği ve değer verdiği şeylerin üzerinden geçtiğini, gerçekten sevmenin anlamını görüyoruz.

Oyunculuklara değinmek istiyorum; Holly Hunter, kelimenin tam anlamıyla efsane oynamış. Gerçekten dilsiz bir oyuncu oynadığını düşünüyorsunuz. Beden ve vücut dilini çok iyi çalışmış. Özellikle cezalandırıldığı sahnede "acıyı içine atma" performansı tam ölçüsündeydi. Harvey ve Sam'in oyunculukları da başarılıydı. Bu oyunculardan zaten daha azı beklenmezdi. Harvey ve Holly'in sergilemiş oldukları cesur sahneler için tebrik etmek lazım. Fakat filmi bu sahneler göz önünde tutularak erotik yada seks içerikli olarak kategori etmek bence yanlış olur. Son derece dozunda ve vermek istenilen duyguyu verecek şekilde hazırlanmış sahnelerdi.

Müzik ve ortam uyumu ayrıca şahane bir ziyafet sunuyor bize. Özellikle kumsaldaki sahne bu filmi izleyenlerin aklında silinmeyecek bir sahnedir. Ada'nın, masaya piyano çizerek, hayali dünyasıyla özdeşerek kızıyla birlikte performans sergiledikleri sahnede hemen arkasında akılda kalan sahnedir.

Filmde eleştirisel bakabileceğim nokta, Harvey ve Alisadir'in, toprak mevzusu ile ilgili olarak detay verilmemiş olması. Adam piyanoya karşılık seksen dönüm arazi veriyor ve Alisadir, arazinin çamurlu olup olmadığından şüpheleniyor. Belli ki önceden istediği bir arazi ama o detaylar hiç yok. Yada yerlilerle arazi takası için anlaşma yapıldığı sahnede, hiç ekin ekmiyorlar ama araziye sahip çıkıyorlar diye isyan ediyor Alisadir. Bölgedeki arazi konularına bu kadar girilmişken, kökeninden ve alandaki hak sahiplerinin arazilerinden azda olsa hiç bahsedilmemesi eksik geldi bana.

Ve filme yarışır bir final olduğunu düşünüyorum. Bazı yorumlarda melankolinin abartıldığı söyleniyor ama kadın kötü anılarla kirlenmiş olan piyanosundan hem kurtulmak hemde ayrılmamak isteyişini başka nasıl yansıtabilirdi? Kendine yeni bir sayfa açabilmesi için gereken ayrılığı nasıl diye getirebilirdi ki? Bu bana Newton'un "bazen ilerlemek için ağırlıkları atmak gerekir" sözünü hatırlattı. Kendiniz için düşünün bunu, yeni bir hayata gerçek anlamda başlayabilmek için size geçmişi en çok hatırlatan şeyden kurtulmanız gerekmez mi?

@tiamath

4 yıl önce

9 / 10

İnsanın hayatında bir nesneye ne kadar anlam katabileceği ve ona nasıl bağlanabileceğini güzel anlatabilmiş bir film. İçeriğinde ki ögeler ve Holly Hunter’ın oyunculuğu efsaneydi. Müzikleri ve sanat yönetimi de oldukça ölçülü ve başarılı yapılmış. İzlerken etkilenmemek gerçekten zor.

@wrong

6 yıl önce

Tuhaf atmosfere, iyi oyuncu ve etkileyici görselliğe sahip film. Güzel başlıyor ancak dağılıp gidiyor . Fazlasıyla melankolik. O melankolinin aşka bağlanması iyice sığ. Hunharca ölüp beğenmeleri anlamadım.

@wandlung

9 yıl önce

10 / 10

Son zamanlarda izlediğim en anlamlı film diyebilirim.

Görsellik harikaydı, müzikler harikaydı, oyunculuklara zaten söyleyebilecek bir söz bulamıyorum. Aslında her kadın ve her erkeğin mutlaka izlemesi gereken bir film bence. Hem ilişkilere bakış açısına, hem de insanın kendi benliğine dönüp yorumlar yapmasını sağlıyor.

İnsan nasıl bir nesneye böylesine bir tutkuyla bağlı olabilir ki sorusunun cevabıdır bu film bana göre. Özellikle bir enstrüman, belki kendisini bulmasıdır, belki de eksikliklerini kapatmanın bir yoludur, kim bilir.

Sanırım etkisinden uzun bir süre çıkamayacağım. Baş ucu filmidir artık benim için.

@daydinak

10 yıl önce

7 / 10

sesin olmadığı yerde sessizlik vardır.. sesin olamadığı yerde sessizlik vardır..

kadın bir şairden dinlenebilecek şiir gibi bir film..

@yesilimtrak

11 yıl önce

Filmi herkes izlesin ama en çok kadınlar... Bana kalırsa kadını anlatan filmlerden biridir bu film.
V

@viking

13 yıl önce

6 / 10

Güzel bir film ama etkileyici değil. Film mükemmel bir şekilde başlıyor; karanlık bir atmosfer, tanımadığı birisini evlenmesi için gönderilmiş konuşamayan ve küçük kızının tercümanlığını yaptığı bir anne ve onun cümleleri olan bir piano. Ama konu ilerledikçe gereğinden fazla aşka ve sekse bağlayıp kıt bir döngü içine giriyor. Filmi kurtaran Anna Paguin`in inanılmaz yeteneği, yoksa çekilir gibi değil.
M

@mandalnuriye

16 yıl önce

Muhteşem az mı kalır bu film için?
SPOILER

Piyano filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Piyano filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Piyano filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL