8

180 OY
PUAN VER
5

Imdb: 8.3 (87.318 OY)

KONUSU
Kanji Watanabe, genç yaşta dul kalmış bir adamdır. İkinci bir izdivaç yapmayan Kanji, üzerine titrediği oğlunu tek başına büyütmeyi tercih etmiştir. Aradan yıllar geçmiş, oğlu büyümüş ve evlenmiş, kendisi de zamanla terfi ederek; belediyenin, halkla ilişkiler şube şefliğine kadar yükselmiştir. Bürok ... Devamı
Kanji Watanabe, genç yaşta dul kalmış bir adamdır. İkinci bir izdivaç yapmayan Kanji, üzerine titrediği oğlunu tek başına büyütmeyi tercih etmiştir. Aradan yıllar geçmiş, oğlu büyümüş ve evlenmiş, kendisi de zamanla terfi ederek; belediyenin, halkla ilişkiler şube şefliğine kadar yükselmiştir. Bürokrasi değirmeni, Kanji nin kocaman umutlarını öğüteli yirmi sene olmuştur. Dairenin ve diğer dairelerin çalışanları gibi, Kanji de aslında yirmi senedir hiçbir şey yapmamaktadır. İmza atmak, kayıt tutmak ve kayıtları, bir daha dikkate almamak üzere arşivlemek dışında

Kanji nin iş hayatı, bulunduğu pozisyonu, oturduğu şef koltuğunu korumak üzerine şekillenmiştir. O da hiçbir şey yapmamayı gerektirmektedir. Zaten Kanji de istese bile bir şey yapacak gücü olmadığını, genç yaşında öğrenmiştir. Zampara bir adam olmayan Kanji, özel hayatını tümüyle oğluna adamıştır. Oğlu koca adam olup evlenmesine rağmen, kendisini hala küçük bir çocuğun babası sanmaktadır. Değişimi ve gerçekleri görebilse; ne yapacağını, nereye gideceğini bilemeyeceği kocaman bir boşluğa düşecektir

Kanji nin hayatındaki tek yenilik, ara ara kendisini hissettiren ve giderek artan mide ağrılarıdır. Doktora giden Kanji, muayene sırası beklerken; başka bir hastadan doktorun koyacağı teşhisin mealini öğrenir. Doktorlar, kimseye öleceğini söylememektedirler. Muayene sonucunda doktorun Kanji ye koyduğu teşhis uysal ülserdir. Fakat Kanji, muayene sırasını beklerken uysal ülserin, yaşayacak en fazla üç ay daha olduğunu öğrenmiştir. Doktordan farklı bir frekansta ölüm ilanını dinleyen Kanji nin aklına ilk gelen yine oğlu olur

Eve gittiğinde ise babasının evde olmadığını sanarak eşiyle konuşan oğlunun, kendisinin emekli ikramiyesiyle neler yapmak istediğini öğrenir. Kanji, düştüğü karanlık çukurda bir yandan ömrünü neler uğruna harcadığını görerek pişmanlığı çok acı bir biçimde tadacak, diğer yandan ise hayatın her köşesinde, ruhunu ısıtacak bir ışık ile ölürken bile tutunacağı bir amaç arayacaktır

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@blackbrust

1 yıl önce

bizlere açgözlülüğün kötü olduğu öğretildi, fakat bu artık eskidi. açgözlülük bir erdemdir.
özellikle hayata karşı açgözlülük.
hadi gidelim.
boşa geçirdiğin hayatı düzeltmeye gidelim.

@jessamina

1 yıl önce

10 / 10

Akira Kurosawa'dan muhteşem bir şaheser. Hala etkisinden çıkabilmiş değilim. Bürokrasiye gönderdiği eleştiriler ve hayatı sorgulatan yönleriyle çok güçlü olan bu filmi mutlaka izlemelisiniz. İnanılmaz bir mükemmellik.

@idekm

2 yıl önce

10 / 10

mukemmel bir filmdi son yarim saati icin bile izlenir

@selmass

4 yıl önce

8.1 / 10

Çaresizce ölümünü beklemek yerine hayata dönmek bir doğum günü şarkısıyla. Ben tek başıma ne yapabilirim veya amaan böyle gelmiş böyle gider diye düşündüğümüz her an hatırımıza gelmeli Watanabe.
İnsan ölme eylemini kendisine yakıştıramaz ve bu nedenle de hep yaşayacak gibi erteler hayatı, sonra da yaşamanın ne olduğunu bile bilemeden veda eder dünyaya. Watanabe ölüydü dirilmesi için hayatla karşılaşması gerekti, karşılaştı ve sadece beş ay hayatta kalabildi.
Sonuçta "Hepimiz ölecek yaştayız."
F

@fatmaa

5 yıl önce

İzlemekte geç kaldığım bir başyapıt

@naksidil

7 yıl önce

8.5 / 10

Yükümlülüklerin altında kendisini unutan , bir nevi mumyalaşan yaşayan bir ceset olmayın !

" Hayat kısa kuşlar uçuyor " Ruh genç hissetmek istiyor ama nafile .. yetemiyor ..

İnsanlar yaşı ve güzelliği değil , daima ruhu kıskanırlar !!

Filmin siyasi boyutuna işleyişine değinmiyorum ,

küçük bir azınlığın neye gücü yeter ki .. Göz görür , devran döner .

@koftepatates

10 yıl önce

9 / 10

Japonların ne kadar ifadesiz insanlar olduklarını gözden geçirince gerçekten inanılmaz bir şey var; daha önce hayatımda hiç başroldeki adam kadar çaresiz bakan bir adam görmemiştim.

film fazlasıyla güzel, biraz uzatılmış ama alışkınsanız çok yormaz.alışık olduğumuz konuların işlenişinin ne kadar tatlı olabileceğini hatırlatmadı değil.

ama gene de hep başrolle hatırlayacağım sanırsam bu filmi.

@asdf_13

10 yıl önce

8.4 / 10

Tahmininizden daha fazla mizah bulacağınız, akıcı üslubu olan kaliteli bir senaryo var bu filmde. 1952 yılından beklenmeyecek derecede amatörce yapılan sahne geçişleri, ustanın elindeki teknolojinin ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor.Yine de kameranın hareketli kullanıldığı sahneler çok başarılı.

Klişe de olsa hayatı mutlu yaşamanın önemini odak noktasına almış bir film. Aslında 52 filmine klişe demek çok mantıklı değil, günümüzden bakınca klişe kalıyor sadece.Sonuçta temasının altından da başarılı bir şekilde kalkıyor.

Sonlara doğru olan cenaze sahnesindeki konuşmaların uzun olmasından yakınabilirim sadece.Bu da çok öznel bir bakış açısı olur muhtemelen.

Ayrıca çok hoş özlü sözler var filmde. Bir tane de ben ekleyeyim buraya;

"Talihsizliğin asaleti hakkında söylenenlerin gerçek olduğunu şimdi anlıyorum.Çünkü talihsizlik bize gerçeği öğretir."

@otlu_kek

10 yıl önce

8.3 / 10

beni en çok çarpan kısmı ölümünün ardından "onun yolundan gidicez,yemin ederim hayatımı artık insanlığa hizmete adayacağım" diye tek yürek olan insanların ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi evrak işleriyle uğraşmaya devam etmesiydi.Yardım için gelen bir insanı gene büro büro gezdirdiler ve içlerinden tek isyan eden arkadaşlarını da çoğunluk etkisiyle sindirdiler.O kadar gerçekçi ve yalın bir sahneydi ki. 30 yılını bir masada evraklara mühür basarak geçiren bir adamın ancak ölüceğini anladığında hayatını yaşamaya başlaması çok etkileyiciydi.Muhtemelen o bürodakilerinde bunu anlayabilmeleri için hasta olmaları ve ya ölüme yaklaşmaları gerekecek.Güneşin batışını uzun zamandır izlemediğini söyleyip bunun için şu an vaktim yok demesi de gülümsetti: D (ama bu sefer bir amacı olduğu için vakti yoktu elbette) son olarak karlar altında salıncakta sallandığı ve şarkı söylediği sahne sinema tarihinin en güz
... Devamı
beni en çok çarpan kısmı ölümünün ardından "onun yolundan gidicez,yemin ederim hayatımı artık insanlığa hizmete adayacağım" diye tek yürek olan insanların ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi evrak işleriyle uğraşmaya devam etmesiydi.Yardım için gelen bir insanı gene büro büro gezdirdiler ve içlerinden tek isyan eden arkadaşlarını da çoğunluk etkisiyle sindirdiler.O kadar gerçekçi ve yalın bir sahneydi ki. 30 yılını bir masada evraklara mühür basarak geçiren bir adamın ancak ölüceğini anladığında hayatını yaşamaya başlaması çok etkileyiciydi.Muhtemelen o bürodakilerinde bunu anlayabilmeleri için hasta olmaları ve ya ölüme yaklaşmaları gerekecek.Güneşin batışını uzun zamandır izlemediğini söyleyip bunun için şu an vaktim yok demesi de gülümsetti: D (ama bu sefer bir amacı olduğu için vakti yoktu elbette) son olarak karlar altında salıncakta sallandığı ve şarkı söylediği sahne sinema tarihinin en güzel sahnelerinden biri bence.

@ellez

10 yıl önce

9.1 / 10

Bazı filmler var ki: ne kadar çok insana ulaşırsa dünya o kadar daha yaşanılası bir yere dönüşür.

Değişme isteği hemen herkesin talep ettiği bir şey olsa gerek ancak bizim alışkın olduğumuz şey kurum tutmaya başladığımız şahsımızı terk ederek yeni bir hayat, yeni bir kişilik kurma üzerine. Bu filmde ise eskiden sevdiği ve bugün içinde boğulduğu kurum, pas yığınını temizleyen bir insan gördük.

Tam olarak değişimin yaşandığı sahne: boğulma metaforu ve peşinden gelen doğum günü şarkısını ise ayakta alkışlıyorum.

@fthgzl79

11 yıl önce

8.7 / 10

Bu film sizi anarşistte yapabilir,idealistte..Kurosawa'yı zaten biliyoruz da,bu filmde Takashi Shimura fena döktürmüş..Mutlaka izlenmesi gereken filmler listesine muhakkak girecek bir yapım..10/8,7
B

@birkerebirbir

11 yıl önce

'benim çorabımdaki delikler senin bacağını mı rahatsız etti?'

@lizard

11 yıl önce

8.7 / 10

Kurosawa'nın kamerasını şehir yaşantısına, bürokrasiye, hayata çevirdiği az bulunan filmlerindendir Ikiru, hatta Kurosawa filmografisi arasında tektir. Bilindik bir teması olmasına rağmen benzer temadaki tüm filmlerden farklıdır, çok özeldir. Anlatımı sade ve bir o kadar vurucudur.

@enik_kral

12 yıl önce

- Daha önce hiç tatile çıkmadığınızı duydum.

Bunun sebebi siz olmadan bu şehrin bir işlevinin kalmaması mı?

+ Hayır, çünkü herkes bu şehrin bana

ihtiyacı olmadığını anlar.

bu konuşmadan sonra ölüme yaklaştığını da öğrenince, bu durumu değiştirmeye kararlı bir adamın hikayesini izliyoruz.

@ekopyen

14 yıl önce

9 / 10

"Hayatın amacı, amaçlı bir hayattır." diye bir özdeyiş vardır. Bu özdeyişi çok güzel açıklamaktadır bu film; aynı şekilde, çok az ömrü kalmış Watanabe-san'ın gözünden aşkı, yardımseverliği görmekteyizdir ve zamanın ötesine geçen bu filmde o zamandan beri varolduğu hala anlaşılabilen "devlet dairesi davranışındaki sorumsuzluk, umursamazlık" yergisi de görülmektedir. İlginç gerçekten, filmin çekildiği tarihe bakıldığında...bir de günümüze, başka ülkeleri bilemeyeceğim ama ülkemize bakıldığında büyük benzerlikler görülmektedir.

Ömrü az kalmış bir insanın, gözünün açılması ve ardında bir iz bırakma kaygısı izlenmektedir bu filmde. Bu filmde, Watanabe-san'ın uzun ısrarları sonucunda itile kakıla da olsa halka hizmeti gerçekleştirdiği, halkın sesini dinlediği görülmektedir. Watanabe-san'ın hor görülüşü yürek burkmaktadır, iktidar ve yanlılarının görmezden gelme usülleri ise insanın kanını dondurmaktadır.

En sondaki, vefatı üzre yapılan top
... Devamı
"Hayatın amacı, amaçlı bir hayattır." diye bir özdeyiş vardır. Bu özdeyişi çok güzel açıklamaktadır bu film; aynı şekilde, çok az ömrü kalmış Watanabe-san'ın gözünden aşkı, yardımseverliği görmekteyizdir ve zamanın ötesine geçen bu filmde o zamandan beri varolduğu hala anlaşılabilen "devlet dairesi davranışındaki sorumsuzluk, umursamazlık" yergisi de görülmektedir. İlginç gerçekten, filmin çekildiği tarihe bakıldığında...bir de günümüze, başka ülkeleri bilemeyeceğim ama ülkemize bakıldığında büyük benzerlikler görülmektedir.

Ömrü az kalmış bir insanın, gözünün açılması ve ardında bir iz bırakma kaygısı izlenmektedir bu filmde. Bu filmde, Watanabe-san'ın uzun ısrarları sonucunda itile kakıla da olsa halka hizmeti gerçekleştirdiği, halkın sesini dinlediği görülmektedir. Watanabe-san'ın hor görülüşü yürek burkmaktadır, iktidar ve yanlılarının görmezden gelme usülleri ise insanın kanını dondurmaktadır.

En sondaki, vefatı üzre yapılan toplantıdaki konuşmalar ise filmin en can alıcı kısmıdır: İnsanların gözü kapalılığına, benliklerinin iradelerinin öne geçişine ve topluma hizmetle mükellef olan türlü türlü kimselerin nasıl bir psikoloji içerisinde olduğuna dair çıkarımlar yer almaktadır.

Bu film külttür, kalitelidir; tarihi bir belgedir, sinemadır. Eskimeyecektir, unutulmayacaktır, sinema tarihine adını saygı duyularak yazdırmıştır.

Son bir tavsiye: Filmi izlerken gözyaşlarınızı tutmayın.
SPOILER

Yaşamak filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Yaşamak filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Yaşamak filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL