11 yıl önce
Acı Tatlı Hayat
(2005)A Bittersweet Life a.k.a Dalkomhan insaeng
7.3
141 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.5 (42.888 OY)
KONUSU
Sun-Woo, Seul’un gökdelenleri arasında lüks bir otelde müdür olarak çalışmaktadır. İşindeki mükemmeliyetçiliği sayesinde patronu tarafından çok sevilmektedir. Çok sert bir patron olan Kang Başkanın ise herkesden sakladığı bir sevgilisi vardır. Kang Başkan Sun-Woo’yu sevgilisinin başka bir ilişkisi o
... Devamı
Sun-Woo, Seul’un gökdelenleri arasında lüks bir otelde müdür olarak çalışmaktadır. İşindeki mükemmeliyetçiliği sayesinde patronu tarafından çok sevilmektedir. Çok sert bir patron olan Kang Başkanın ise herkesden sakladığı bir sevgilisi vardır. Kang Başkan Sun-Woo’yu sevgilisinin başka bir ilişkisi olup olmadığını öğrenmesi için tutar. Fakat kadının ihaneti kısa süre içerisinde ortaya çıkar. Bunun cezası ölümdür fakat Sun-Woo buna karşı çıkar.
-
Kim Jee-woon
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Sun-woo
Mr. Kang
Hee-soo
Moon-seok
Mr. Baek
Oh Moo-seong
Myeong-goo
Tae-woong
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Güney Kore sinemasının, izledikten sonra damakta bıraktığı o bambaşka tadı seviyorum.
Ustası sordu öğrencisine
-Kabus mu gördün?
-’Hayır.’
-Üzücü bir rüya mı gördün?
-’Hayır’ dedi öğrencisi.
-Tatlı bir rüya gördüm.
-O halde neden böyle üzgünce ağlıyorsun?
-Öğrenci gözyaşlarını silerken sessizce cevapladı. ’Çünkü gördüğüm rüya gerçek olamayacak.’
Ustası sordu öğrencisine
-Kabus mu gördün?
-’Hayır.’
-Üzücü bir rüya mı gördün?
-’Hayır’ dedi öğrencisi.
-Tatlı bir rüya gördüm.
-O halde neden böyle üzgünce ağlıyorsun?
-Öğrenci gözyaşlarını silerken sessizce cevapladı. ’Çünkü gördüğüm rüya gerçek olamayacak.’
Film, pulp fiction, revenge, scraface gibi çoğu Hollywood yapımından izler taşısa da onlardan farklı o kadar çok ayrıntı içeriyor ki. Belki de o yüzden İntikam filmlerinde klasiklerin arasına giriyor.
-Baş karakterimiz öyle attığını vuran biri değil, silah kullanmayı bilmediği o kadar belli oluyor ki - Aşırı cool takılsa bile korkusundan kusuyor ve yalvaracak raddeye geliyor ama film boyunca özür dilemeyi beceremiyor -Bu özür dileme olayında ince bir gönderme var. Filmin ilk sahnelerinde izinsizce masaya oturan 3. adam patrondan azarı yeyip dışarıya atılıyor. Burada nezaketsizliğinden ötürü özür dileyip dışarı çıkan adamla baş karakter arasında şu fark var. Hareketlerinin farkında, saygı göstermesini bilen bir insanın özür dilemeye ihtiyacı yoktur gibi bir izlenim var. Hatta bir sahnede yine üçüncü adama "Senin yapman gereken işi ben yaptığım için bunlar oldu diyor" yani sorumluluk ve saygıdan b ... Devamı
-Baş karakterimiz öyle attığını vuran biri değil, silah kullanmayı bilmediği o kadar belli oluyor ki - Aşırı cool takılsa bile korkusundan kusuyor ve yalvaracak raddeye geliyor ama film boyunca özür dilemeyi beceremiyor -Bu özür dileme olayında ince bir gönderme var. Filmin ilk sahnelerinde izinsizce masaya oturan 3. adam patrondan azarı yeyip dışarıya atılıyor. Burada nezaketsizliğinden ötürü özür dileyip dışarı çıkan adamla baş karakter arasında şu fark var. Hareketlerinin farkında, saygı göstermesini bilen bir insanın özür dilemeye ihtiyacı yoktur gibi bir izlenim var. Hatta bir sahnede yine üçüncü adama "Senin yapman gereken işi ben yaptığım için bunlar oldu diyor" yani sorumluluk ve saygıdan b ... Devamı
Film, pulp fiction, revenge, scraface gibi çoğu Hollywood yapımından izler taşısa da onlardan farklı o kadar çok ayrıntı içeriyor ki. Belki de o yüzden İntikam filmlerinde klasiklerin arasına giriyor.
-Baş karakterimiz öyle attığını vuran biri değil, silah kullanmayı bilmediği o kadar belli oluyor ki - Aşırı cool takılsa bile korkusundan kusuyor ve yalvaracak raddeye geliyor ama film boyunca özür dilemeyi beceremiyor -Bu özür dileme olayında ince bir gönderme var. Filmin ilk sahnelerinde izinsizce masaya oturan 3. adam patrondan azarı yeyip dışarıya atılıyor. Burada nezaketsizliğinden ötürü özür dileyip dışarı çıkan adamla baş karakter arasında şu fark var. Hareketlerinin farkında, saygı göstermesini bilen bir insanın özür dilemeye ihtiyacı yoktur gibi bir izlenim var. Hatta bir sahnede yine üçüncü adama "Senin yapman gereken işi ben yaptığım için bunlar oldu diyor" yani sorumluluk ve saygıdan bahsediyor. (Yoksa içip içip arabada ona sataşanları bir güzel benzetmesi de bundan dolayı değilde nedir? -Tipik kıza aşık ol, kaçma planları yap gibi bir durum da söz konusu değil, sadece omuza ve kulaklarına bakışlarından ne hissettiğini anlayabiliyoruz. -Filmde Belli sıraya göre intikam alma durumu da ok. Sonuncu patronu öldür olayı değil. Çoğu bakımdan intikam konulu filmlere farklı bir bakış açısı var. Ayrıca ucu açık biten seyircinin yorumlayabileceği bir sonla bitiyor. Anlatılan hikaye ve sonrasındaki sahnede patronla son sahnede konuştuğu mekana benzer bir yerde. Ve kıza armağan ettiği lambaya benzer bir dekoru var odanın...
-Baş karakterimiz öyle attığını vuran biri değil, silah kullanmayı bilmediği o kadar belli oluyor ki - Aşırı cool takılsa bile korkusundan kusuyor ve yalvaracak raddeye geliyor ama film boyunca özür dilemeyi beceremiyor -Bu özür dileme olayında ince bir gönderme var. Filmin ilk sahnelerinde izinsizce masaya oturan 3. adam patrondan azarı yeyip dışarıya atılıyor. Burada nezaketsizliğinden ötürü özür dileyip dışarı çıkan adamla baş karakter arasında şu fark var. Hareketlerinin farkında, saygı göstermesini bilen bir insanın özür dilemeye ihtiyacı yoktur gibi bir izlenim var. Hatta bir sahnede yine üçüncü adama "Senin yapman gereken işi ben yaptığım için bunlar oldu diyor" yani sorumluluk ve saygıdan bahsediyor. (Yoksa içip içip arabada ona sataşanları bir güzel benzetmesi de bundan dolayı değilde nedir? -Tipik kıza aşık ol, kaçma planları yap gibi bir durum da söz konusu değil, sadece omuza ve kulaklarına bakışlarından ne hissettiğini anlayabiliyoruz. -Filmde Belli sıraya göre intikam alma durumu da ok. Sonuncu patronu öldür olayı değil. Çoğu bakımdan intikam konulu filmlere farklı bir bakış açısı var. Ayrıca ucu açık biten seyircinin yorumlayabileceği bir sonla bitiyor. Anlatılan hikaye ve sonrasındaki sahnede patronla son sahnede konuştuğu mekana benzer bir yerde. Ve kıza armağan ettiği lambaya benzer bir dekoru var odanın...
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
uzun zaman olmuş izleyeli ama beğendiğimi net olarak hatırlıyorum. muhtemelen zamanı gelince tekrar izlerim.
Aşkın mafyadan daha tehlikeli olduğunu bu film ile anlamış olduk. Çok tatlı bir havası var, e tabi bir o kadar da acı.
Sadık kalma durumunu bozduğunuz anda böyle de karşılık verilmez ki! Her anı soluk soluk izlediğim ve neredeyse film boyunca karakterle beraber karar aldığım, elimi böğrümde bırakan bir yapımdır ve tabii kii Lee Byung Hun farkını eklemek gerekiyor lütfen:)
cüneyt arkınvari kahramanımız her koşula direniyor maşallah. gerçi yönetmenin diğer filmi akmareul boatda bu konuda daha beterdi. her neyse. woon, şiddeti izletmeyi bilen bir yönetmen. işkence, cinayet sırasında çalan müzikler insanın ruhunu dinlendiriyor. eline sağlık.
Film gayet güzel gidiyordu. Fakat esas adamımızın o üst üste, defalarca bıçaklandığı sahneden sonra film koptu bende. Adam en az bir yarım saat boyunca karnından akan oluk oluk kanı iplemedi ve filmin sonunu getirdi, helal olsun. Yani en kolpa aksiyon filminde bile olmayacak şeyi yapmışlar.
insanı içine çeken bir havası var ki ben şiddet içeren sahneleri pek izlemem ama baktırıyor adamlar... tamam mutlaka göze batan hatalar var ama müziklerle en önemlisi konuyla kapatmışlar bunu.... güzeldi...hatalar ve bedelleri...
Acısıyla-Tatlısıyla Hayat...
Söze, "Kore Sineması" iyi ki varsın naralarıyla başlamak istiyorum. Hakikaten ne vakit bir Kore filmi izlesem sinemasal keyfime artı sağlayak ekran başından ayrılıyorum. Özellikle bu filmler iyi birer öneri, veya arkadaşlardan aldığım sağlam referanslar paralelinde ise beğenmeme olasılığını kafamdan siliyorum. Beklentim yükseliyor ama beklentim yükselmesine rağmen hayal kırıklığı yaşamıyorum. (Bknz. Hollywood tersi :) )
"Acı Tatlı Hayat" ta da hadise tam bahsettiğim şekilde cereyan etti. "Şeytanı Gördüm" gibi bir şahane yaratan (ki "Acı Tatlı Hayat" sonrası dönem) Ji Woon Kim zaten gözümde özel bir yer edinmişti, keza Byung Hun Lee’de karizmasıyla başucu oyuncularım arasına girmişti. "Acı Tatlı Hayat" ise, "Şeytanı Gördüm" den daha az aksiyonlu fakat daha iyi bir film olarak kendini şekillendiriyor. Dramatik yapısı iyi kurulan film, ki klişeye doğru kayabilir ancak Kore’nin en iyi yaptığı işlerden birisi, ... Devamı
Söze, "Kore Sineması" iyi ki varsın naralarıyla başlamak istiyorum. Hakikaten ne vakit bir Kore filmi izlesem sinemasal keyfime artı sağlayak ekran başından ayrılıyorum. Özellikle bu filmler iyi birer öneri, veya arkadaşlardan aldığım sağlam referanslar paralelinde ise beğenmeme olasılığını kafamdan siliyorum. Beklentim yükseliyor ama beklentim yükselmesine rağmen hayal kırıklığı yaşamıyorum. (Bknz. Hollywood tersi :) )
"Acı Tatlı Hayat" ta da hadise tam bahsettiğim şekilde cereyan etti. "Şeytanı Gördüm" gibi bir şahane yaratan (ki "Acı Tatlı Hayat" sonrası dönem) Ji Woon Kim zaten gözümde özel bir yer edinmişti, keza Byung Hun Lee’de karizmasıyla başucu oyuncularım arasına girmişti. "Acı Tatlı Hayat" ise, "Şeytanı Gördüm" den daha az aksiyonlu fakat daha iyi bir film olarak kendini şekillendiriyor. Dramatik yapısı iyi kurulan film, ki klişeye doğru kayabilir ancak Kore’nin en iyi yaptığı işlerden birisi, ... Devamı
Acısıyla-Tatlısıyla Hayat...
Söze, "Kore Sineması" iyi ki varsın naralarıyla başlamak istiyorum. Hakikaten ne vakit bir Kore filmi izlesem sinemasal keyfime artı sağlayak ekran başından ayrılıyorum. Özellikle bu filmler iyi birer öneri, veya arkadaşlardan aldığım sağlam referanslar paralelinde ise beğenmeme olasılığını kafamdan siliyorum. Beklentim yükseliyor ama beklentim yükselmesine rağmen hayal kırıklığı yaşamıyorum. (Bknz. Hollywood tersi :) )
"Acı Tatlı Hayat" ta da hadise tam bahsettiğim şekilde cereyan etti. "Şeytanı Gördüm" gibi bir şahane yaratan (ki "Acı Tatlı Hayat" sonrası dönem) Ji Woon Kim zaten gözümde özel bir yer edinmişti, keza Byung Hun Lee’de karizmasıyla başucu oyuncularım arasına girmişti. "Acı Tatlı Hayat" ise, "Şeytanı Gördüm" den daha az aksiyonlu fakat daha iyi bir film olarak kendini şekillendiriyor. Dramatik yapısı iyi kurulan film, ki klişeye doğru kayabilir ancak Kore’nin en iyi yaptığı işlerden birisi, klişe sayılabilecek bir tematiği oldukça stilize ve evrensel boyutta işlemesi, filmde, iyi kötü ayrımının pek yapılamayacağı, yine de, doğru, yanlış, merhamet, aşk vb. yan temalarla özdeşlik kurmanın kaçınılmaz olduğu bir gibi temellendirmelerle harika bir seyirlik sunuyor.
Gelelim dinginlik, Kore filmlerinin en aksiyonlusunda dahi bir dinginlik, kıyısından köşesinden bir felsefe mevcuttur. Filmi iyi kılan Hollywood’lu star sistemli, reklam kokan hareketler bunlar, denilen türdeşlerinden ayıran da budur. Bir insan düz aksiyon filmi yapabilir ancak çoğu insan John Woo olamaz gibi.
Uzun bir aradan sonra izlediğim en iyi açılış sahnelerinden birini de barındıran film, vaktimin iki saatini boşa mı geçirdim söylemlerine asla sarılmayacağınız bir seyirlik fırsatı sunuyor.
Bir de...
Cüneyt Arkın şu sıra genç olsa, oyunculuk yapsa ve Kore filmlerinde boy gösterse, nasıl olurdu diye merak etmiyor değilim, bu denli stilize bir gösteri ile patlar mıydı, yoksa sırıtır mıydı :)) ilginç bir deneyim olurdu orası kesin...
Söze, "Kore Sineması" iyi ki varsın naralarıyla başlamak istiyorum. Hakikaten ne vakit bir Kore filmi izlesem sinemasal keyfime artı sağlayak ekran başından ayrılıyorum. Özellikle bu filmler iyi birer öneri, veya arkadaşlardan aldığım sağlam referanslar paralelinde ise beğenmeme olasılığını kafamdan siliyorum. Beklentim yükseliyor ama beklentim yükselmesine rağmen hayal kırıklığı yaşamıyorum. (Bknz. Hollywood tersi :) )
"Acı Tatlı Hayat" ta da hadise tam bahsettiğim şekilde cereyan etti. "Şeytanı Gördüm" gibi bir şahane yaratan (ki "Acı Tatlı Hayat" sonrası dönem) Ji Woon Kim zaten gözümde özel bir yer edinmişti, keza Byung Hun Lee’de karizmasıyla başucu oyuncularım arasına girmişti. "Acı Tatlı Hayat" ise, "Şeytanı Gördüm" den daha az aksiyonlu fakat daha iyi bir film olarak kendini şekillendiriyor. Dramatik yapısı iyi kurulan film, ki klişeye doğru kayabilir ancak Kore’nin en iyi yaptığı işlerden birisi, klişe sayılabilecek bir tematiği oldukça stilize ve evrensel boyutta işlemesi, filmde, iyi kötü ayrımının pek yapılamayacağı, yine de, doğru, yanlış, merhamet, aşk vb. yan temalarla özdeşlik kurmanın kaçınılmaz olduğu bir gibi temellendirmelerle harika bir seyirlik sunuyor.
Gelelim dinginlik, Kore filmlerinin en aksiyonlusunda dahi bir dinginlik, kıyısından köşesinden bir felsefe mevcuttur. Filmi iyi kılan Hollywood’lu star sistemli, reklam kokan hareketler bunlar, denilen türdeşlerinden ayıran da budur. Bir insan düz aksiyon filmi yapabilir ancak çoğu insan John Woo olamaz gibi.
Uzun bir aradan sonra izlediğim en iyi açılış sahnelerinden birini de barındıran film, vaktimin iki saatini boşa mı geçirdim söylemlerine asla sarılmayacağınız bir seyirlik fırsatı sunuyor.
Bir de...
Cüneyt Arkın şu sıra genç olsa, oyunculuk yapsa ve Kore filmlerinde boy gösterse, nasıl olurdu diye merak etmiyor değilim, bu denli stilize bir gösteri ile patlar mıydı, yoksa sırıtır mıydı :)) ilginç bir deneyim olurdu orası kesin...
Acıyla beslenen intikam duygusu hiç bitmeyen bir adam. Çok aman aman bir film olduğu söylenemez bence. Ama değişik bir aksiyon filmi arıyorum diyorsanız buyrun iyi seyirler.
p.s : Aksiyon sahnelerine diycek lafım yok hakikatten ağzım açık izledim :)
p.s : Aksiyon sahnelerine diycek lafım yok hakikatten ağzım açık izledim :)
film genel olarak iyi olsa da harika demek abartı olur gibi, birçok işkenceden kurtulan ve bir o kadar da vurulan adamımız dokuz canlı bir profil çizmiş kendine. Beklentim fazla olduğu için olabilir ama bilindik bir intikam filminden çok farkı yok.
Müzikler güzel kullanılmıştı, son sahnedeki öğrenci usta konuşması ise sunwoo’nun durumuna yapılacak en iyi cümledir muhtemelen.
O güzel Yuhki Kuramoto’nun romance’ini dinlemek isteyenlere:http://www.youtube.com/watch?v=lYUGkB5w1SE
Müzikler güzel kullanılmıştı, son sahnedeki öğrenci usta konuşması ise sunwoo’nun durumuna yapılacak en iyi cümledir muhtemelen.
O güzel Yuhki Kuramoto’nun romance’ini dinlemek isteyenlere:http://www.youtube.com/watch?v=lYUGkB5w1SE
Bir filmde müzikler nasıl kullanılır diye sinema derslerinde gösterilmesi gereken bir film. Filme vasat müzikler koy film bukadar başarılı (?) olurmu tartışılır. Genel olarak iyi bir film ama bunda en büyük payın müzikler olduğu bi gerçek.
Yine sonu olmamıs dedirten bir kore filmi..
esas adamın litrelerce kan kaybedip yine ayakta kalması, öldürülmeyen kötü adamların tekrar sahneye cıkması, vs. gibi hep yapılan hatalar, film olsun da nasıl olursa olsun diye yapılmıs. isyan: yaw madem oldurmeye gittin, ne kosnusuyosun, cek tetigi vur.. neymiş? filmiş? bırak ...
esas adamın litrelerce kan kaybedip yine ayakta kalması, öldürülmeyen kötü adamların tekrar sahneye cıkması, vs. gibi hep yapılan hatalar, film olsun da nasıl olursa olsun diye yapılmıs. isyan: yaw madem oldurmeye gittin, ne kosnusuyosun, cek tetigi vur.. neymiş? filmiş? bırak ...
Acı Tatlı Hayat filmine Benzer Film ekliyorsun.
Acı Tatlı Hayat filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Acı Tatlı Hayat filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL