Belirsiz Gece Suare No: 72 UYUYAN ADAM

ne demek cemalcim, yazanın eline sağlık..

yuklu anlamlar içeren bir roman ile dans ediyor gibiydi film, sayfalarını agır agır cevırıyor gıbıydı.

replikler, sesler, atmosfer, durumlar, gerçekler, hayaller..

o kasvetin içinde guzel olan sey dıs sestişüphesiz

film hemen kiabını da okumalıyım hissini uyandırıyor.

tesekkurler sisifos
ilginç bir deneyimdi önce onu söyliyeyim dialogsuz oluşu ve ve filmi anlatıcıdan dinliyor olmak dikkatimi çekmiş ve o yüzden oy vermiştim filme. açıkçası suarede önerilmese bu filmi izlemezdim. gerçekten ilginç bir deneyim oldu ama bir daha izleyebilir miyim? sanmıyorum. tam olarak hakkını veremedim zaten.replikler şahane ve tabi rahatsız ediciydi. metincan'ın dediği gibi çoğu tokat gibiydi hatta. sesler çok rahatsız ediciydi. özellikle son kısımda anlatıcının bağırmaya başladığı seslerin yükseldiği bölüm fazlasıyla rahatsız ediciydi. o müthiş replikleri izlerken keşke daha sakin kafayla izleseydim ve keşke önceden kitabı okumuş olsaydım dedim. o zaman hakkını daha iyi verebilirdim bu filmin. sisifos'a teşekkürler.
Çok sevdiğim bir filmdir sisifos iyi ki önermiş, henüz okumadım ama okuduğum diğer kitaplarıyla Perec kesin okuyun diyebilirim :) Uyuyan Adam bana göre insanın yüzüne tutulan ironik bir ayna, çoğu söyleminin doğruluğu açıksa da katılma cesareti gösteremiyorum :) Hülyacan yazıyı paylaşma inceliğin için de teşekkürler :)
Çok sıkıldım ben ama çok. Benim izleyebileceğim türden bir film değil yahu. Çok kasvetli anam bu film :D Filmin en rahatlatıcı yanı dış sesin güzelliği ve replikler. Bir ara psikolog hastasıyla konuşuyor gibi hissettim. Film güzel değil demiyorum ama bana hitap etmedi açıkçası. özellikle dış ses filmin sonunda coştuğu anlarda kulaklarımı kapatıp öyle izlemek sadece okumak istedim bu yüzden sesi kapattım. ses çok rahatsız ediciydi. Yaşama sevincimi kaybettirecek diye korktum bir an :D izleyipte beni etkisi altına alan film çok azdır ama kitaplar için aynı şeyi söyleyemem. Kitabı okuduğum zaman sonunda çok etkileniyorum o yüzden bu filmin kitabını asla alıp okumam.

Filmde en çok hoşuma giden replik

" cevapları bilen zaman, akmaya devam etti" bunu çok sevdim. ^^
Hemde nasil :)
Ahahaha süpersin tomanas :D o kadar mı belli ediyorum kendimi ya :P
Bu filmi izleyince demistim ki oguzhani su kisa surede tanidiysam eger oguzhan bu filmi sevmez :D
Bu tarz filmler beni feci kasıyor yahu. Bana pek bir anlam ifade etmedi film. Hiç beğenmedim desem yeridir. Yine de ilginç bir deneyimdi diyebilirim. İzleyip, merakımı gidermiş oldum. Bir de tuhaf bir şekilde filmin siyah-beyaz görüntüleri başımı ağrıttı. Hipnotik bir film :)
Bu kadar yalnız bu kadar içedönük bu kadar umutsuz ve mutsuz bu kadar tekdüze bir adamın ağzından ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi varoluş. Film izlemedim sanki sayfalarca kitap okudum. Bana gösterilen değildi bu film sadece ben resmen filmi izlerken kendi hayal gücümü işin içine soktum ve düşünebildim. Adamın yerine koydum kendimi ve o adamın hayatını yaşadım izlerken.Sanırım bunu gerçekten istedim yoğun depresif havaya rağmen. Renkleri gibi siyah ve beyazdı film kontrastı yüksek ve keskin.

En kısa zamanda kitabı okumam gerektiğini düşünüyorum o zaman daha da anlam kazanıcak. Öneri için sisifosa teşekkürler.
"Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde eğilecektir önünde.''

Franz Kafka, "Günah, Acı, Umut ve Doğru Yol Üzerine Düşünceler" den bu alıntı ile başlıyor kitap.

Malumunuz, bir kitap uyarlaması film. birçoğuna göre en iyi uyarlamardan birisi. katılmamak ne mümkün. saçma sapan dialoglarla kirletilmemiş. uçan arabalar, dans eden hanımlar yok. sen ve biz varız. yalnızlığımız, beyhude çabalarımız var. hırslarımız var sonra iki yüzlülüğümüz var. beklentilerimiz, arzularımız var. bitmek tükenmek bilmeyen arzularımız.

kitaptan alıntıdır

''pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti. topu topu yirmi beş yaşındasın, ama yolun çizilmiş bile. roller hazır, etiketler de; bebekliğindeki oturaktan yaşlılığındaki tekerlekli sandalyeye varana kadar oturulacak tüm yerler orada durmuş sıralarını bekliyorlar. serüvenlerin öyle iyi betimlenmiş ki, ne şiddetli isyan bile kimsenin kılını kıpırdatmayacaktır. sen istediğin kadar sokağa çıkıp insanların şapkalarını başlarından uçur, başına iğrenç şeyler tak, çıplak ayakla yürü, bildiriler yayınla, önüne çıkan bir kapkaççıyı geçerken kurşunla, boşuna, bir işe yaramayacak: düşkünler yatakhanesinde yatağın çoktan yapılmış, lanetli şairler sofrasında yerin ayrılmış. sarhoş gemi, sefil mucize: harrar bir panayır eğlencesi, turistik bir gezidir. her şey öngörüldü, her şey en ufak ayrıntısına kadar hazırlandı: büyük aşklar, soğuk alaycılık, ıstırap, bolluk, egzotizm, büyük serüven, umutsuzluk. sen ruhunu şeytana satmayacak, ayaklarında sandaletlerle gidip kendini etna'ya atmayacak, dünyanın yedinci harikasını yıkmayacaksın. ölümün için her şey çoktan hazır: seni öldürecek top güllesi çok uzun zaman önceden eritilip döküldü, tabutunun peşinden ağlayacak olan kadınlar çoktan tutuldu.''

''en yüksek tepelerin doruğuna ne diye tırmanasın ki, sonradan inmek zorunda kalacak olduktan sonra; inince de, yaşamını oraya nasıl çıktığını anlatarak geçirmemen mümkün mü? ne diye yaşar gibi görünesin ki? neden sürdüresin*? başına gelecekleri şimdiden bilmiyor musun sanki? olman gereken her şeyi daha önce olmadın mı: anasına babasına layık bir oğul, küçük cesur izci, daha iyisini yapabilecek iyi bir öğrenci, çocukluk arkadaşı, uzak kuzen, yakışıklı asker, yoksul genç adam? biraz daha gayret etsen, hatta buna bile gerek yok, birkaç yıl daha geçse, orta sınıftan, değerli bir meslektaş olacaksın. iyi koca, iyi baba, iyi yurttaş. eski tüfek. tıpkı kurbağalar gibi toplumsal başarının küçük basamaklarını bir bir tırmanacaksın. geniş ve çeşitlilik gösteren bir yelpaze içinden, arzularına en uygun düşen kişiliği seçebileceksin, tam senin ölçülerine göre titizlikle seçilmiş olacak. nişan verilecek mi sana? kültürlü mü olacaksın? ağzının tadını iyi bilen biri mi? böbrek ve kalp uzmanı mı? hayvan dostu mu? boş saatlerini akortsuz piyanonda, sana hiç zarar vermemiş sonatları katletmekle mi geçireceksin? yoksa, sallanan bir koltukta, kendi kendine yaşamın iyi yanları da olduğunu tekrar ederek pipo mu içeceksin?'' diye sorup söylüyor kitabında perec.
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL