Belirsiz Gece Suare 32 - Susan Sarandon :

izlemeyen bir ben kalmışım nerdeyse:) cumartesi saat 13.00 gibi yorumlarınızı girmiş olun arkadaşlar:)
The Rocky Horror Picture Show

Müzikali çok sevdiğim içinayrıca heyecan duymustum ve tam da oyle oldu beni epey eğlendirdi :)

Müzikal sevenlerin mutlaka izlemesi gereken eğlenceli bir seyirlik.

Janet (Susan Sarandon), şatonun sahibi travesti Dr. Frank-N-Furter (Tim Curry) karakterinin yanıda biraz sönük kalsa da eğlenceli bir karakterdi. Burda tim Curry i ayrıca tebrik etmek gerek.

Time warp ve sweet transvestite sarkılarına bayıldım .Müzikleriyle, makyajları, kostümleri ve ilginç karakterleriyle oldukça göz dolduran kült olmuş cılgın bir müzikaldi.

Bilimkurgu ve korku filmlerinin parodisi, ilk gece yarısı gösterim filmi olan film bu türün en çok kazanan filmlerinden olmuş.
yalanım yok susan sarandon filmlerinden pek keyif alarak izlemedim. ilk olarak rocky horror picture show pek bana hitap etmedi,filmin felsefesini idrak edemedim galiba.izlemeye başlamadan önce "cinsel özgürlük" temalı bir film bekliyordum ama filmin çok da net bir ana fikri olmadığını düşünüyorum :) susan ablamız da benim gözümde "masum teyze" olduğu için pek role oturtturamadım,yeterince "kendinden geçmedi" bence :) bir de sesi hoş değildi...

dead man walking ise beklentimi karşılamadı diyebilirim.bu kadro ve bu konuyla çok daha "derin" bir film bekliyordum.orta kısımlarında sıkıldığımı itiraf etmeliyim.sona doğru felsefik çıkarımlarla seyir keyfim artmış olsa da tam istediğimi bulamadım.zaten bence su film sean penn suaresinde izlenmeliydi çünkü susan ablanın oyunculuğu sean abimin gölgesinde kalmış gibi geldi bana.

buradan ne sonuç çıkar:beklentiyi çok yükseltmeyin sonra benim gibi mutsuz olabilirsiniz. ya da ben uzun zamandır tembellik etmiş olmamdan dolayı çok üstün istekler içerisindeydim,bilemedim^_^
The dead man walking idamla ilgili bir film fakat karşıtı mı bilemeyiz çünkü bize soruyor. Şu karakteri övelim batıralımdan ziyade gel bakalım Matthew Poncelete ol, Sister Helen ol, Poncelete'nin annesi ol, öldürülen çocukların ailesi ol diyor. Çok fazla yüklendiler. Empati kuramadım. Zorlandım. İnsan öldürmek hem de canice. Kötü mü evet. Peki bunun cezasını aynı canavar hisleri kullanarak gerçekleştirmek? Peki benim çocuğum olsaydı öldürülenler?

Alakasız bir şey Sean Penn filmdeki haliyle bana Dehşet Gecesi filmindeki Mustafa Alabora'nın canlandırdığı akrep adlı sapığı hatırlattı.

http://www.yesilcamevi.com/renkli-filmler/dehset-gecesi-(1989)-gulsen-bubikoglu-fikret-hakan-mustafa-alabora/
The rocky horror picture show ' u izledim. Çok cesur, eğlenceli, neşeli, absürt komedi- müzikal bir film. Hiç bir mantık aramadan oturun izleyin derim(: Ben Frank N. Furter'in jartiyerli, büstiyerli eldivenli, topuklu kıyafetine bayıldım açıkçası. Sweet transvestite şarkısında pek seksiydi.

Tim Curry tek başına baş rolde. Yan rollerde Susan teyzenin 'touch-a touch-a touch me' şarkısı, ve başlardaki kadından eser olmaz halleri de pek izlenilesi ve değer katmış filme(:

Filmden sonra time warp şarkısı eşliğinde dans etmek şart:D
bu filmi çok severim birkaç kez izlemişliğim vardır.baş ucu filmlerimdendir.konuyuda oyunculuklarıda çok severim.her defasında aynı şeyleri düşürüm.insan öldürmüş birini ölüme mahkum ederek aynı suça ortak olmuyor muyuz? bu hakkı kendimizde nasıl buluyoruz? evet ortada korkunç bir suç var ve idam sahnesiyle birlikte açık olarak da görüyoruz Poncelete'in neler yaptğını.ama sonuçta bir pişmanlık da var.ceza idam mı olmalı diye düşünürüm her defasında.diğer taraftanda gerçekçi düşünmeye çalışırım benim yakınlarımdan birinin başına böyle bişey gelse o zaman da idam karamına bu gözle bakabilirmiyim diye?cevabı bilmiyorum aslında bu soruların hiç birinin cevabını bilmiyorum.bu filmle ilgili kafam çok karışık ki en çok bu karışıklığı seviyorum...
Bence devletlerin,insan hayatı üzerinde bu tür bir tahakküm hakkı yoktur. Kimin yaşayıp kimin yaşayamayacağına karar vermek devletin haddi değil. Halbuki,devletler bunu günün 23 saati yapıyorlar. (Evet bir gün 24 saat)

Otoriteden haz etmeyen biri değilim. Aslında ben de 12 tane sınıf idare ediyorum. Otorite eğer onu kullanansanız çok güçlü ve sarhoş edici bir keyif kaynağı olabiliyor. Ancak onunla muhatap oluyorsanız,zevk almanız için biraz süre geçmesi gerekiyor.

Kişileri,"canavar" olarak etiketlemek veya birinin kaderi hakkında fütursuzca yorum yapmak,sosyal ahlak içerisinde sıkça tekrar ettiğimiz bir suç. Korkunç bireylerin makus talihlerine son noktayı vurmak,kimsenin işi değil. Birini öldürmek,planlayarak ve isteyerek bir insanı katletmek ahlaksızlık. Bu noktada devletlerin ne kadar ikiyüzlü olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Örneğin,havalı bir üniforma giyip,tek düğmeyle,görmediği,onlarca insanı havaya uçuran bir pilot, madalya alabiliyorken, devletin "ahlak" konusunda bu denli kati kurallarının bulunuyor oluşu manidar.

Filmde ise Rahibe Helen'in konumuna dair bir iki laf etmek gerek bence. Helen,Hristiyanlığın veya daha da genel bir gözlemle dinin safi pak yüzünü,bağışlayıcı ve sevecen formunu temsil ediyor olmalı. Eğer öyleyse,bence bu da büyük bir ikiyüzlülük. Helen'in inandığı tanrı ne yazık ki,o kadar bağışlayıcı değil.Poncelete'in final çıkışı ve imdadına koşan tek insanın da bir din insanı olması burda düşündürdü kuzuyu.

Tüm gönlümle Helen'in, dinin ötesini,saf haliyle,insanı temsil ettiğini düşünmek istiyorum. İnsan, o kadar da ikiyüzlü,adi bir canlı değil bence. İnsan,güzel bir varlıktır. Diye düşünüyorum artık. Ama kimliklerimiz pek de masum değiller. Ortak kimliklerimizin ürünü devletler de pek ahlaklı yapılar sayılmıyorlar gözümde.
onun nickleri genelde kısaltmaya uygun oluyor:) ya da ben çok üşengecim:)
evet halamutlukalanlardansupheduymakgerekir'in de dediği gibi bu film uzerine konusulacak cok sey var.

o zaman yeni uygulamaya göre bu filmin moderatörü ben olduğumdan, hmksdg'nin de belirttiği ilk konuyla başlayalım :

Mahkum Matthew Poncelete'ye yapılanları adalet olarak mı görüyorsunuz yoksa bir cinayet mi ?

( hmksdg yi senden caldım emre :) )
hmkşdg'in soruları üzerinden de filmi izleyen arkadaşlar konuyu genişletebilir.Bu suare biraz karışık olduğu için uygulayamadığımız fakat hayata geçirmek istediğimiz bir yöntem var suarelerle ilgili.Önerdiği film seçilen arkadaş,o hafta suarenin bir nev'i moderatörlük görevini de üstlenecek.Yeri gelmişken araya sıkştırayım dedim:)
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL