11 yıl önce
Herkes Ölecek filmine yorum yazdı:
Hızlı ve Öfkeli 6 filmine yorum yazdı:
Tanrılar gerçekten çıldırmış olmalı....! :) Bu nasıl bir filmdir böyle... Hiç kuşkusuz serinin en iyisiydi demek abartı olmaz zannediyorum ki. Tek kelime ile MUHTEŞEM.... Daha ilk dakikalarından itibaren aksiyonun tavan yaptığı, biran olsun izleyiciyi sıkmadan çitasını sürekli yükselten olağanüstü bir yapımdı gerçekten.
Seri filmlerinde genellikle kalite ve başarı adına bir düşüş söz konusu olur fakat bu seride tam tersine gittikçe daha da başarılı bir profil çiziliyor.... Zaten oyuncu kadrosuna şöyle bir baktığımızda hepsini tek geçerim diyebileceğiniz performansı yüksek isimleri görüyoruz... Dwayne Johnson kesinlikle filme apayrı bir hava ve tat katmış. O nasıl bir endamdır öyle arkadaşım ya....:) Keza Vin Diesel içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Paul Walker zaten Fast and Furious' un vazgeçilmezi ve demirbaşı oldu artık. Olmazsa olmazı yani. Michelle Rodriguez' i özellikle Lost' dan bu yana yakından takip ediyorum ve çok ta başarılı buluyorum. Karizmasıyla ortalığın tozunu attıran ... DevamıTanrılar gerçekten çıldırmış olmalı....! :) Bu nasıl bir filmdir böyle... Hiç kuşkusuz serinin en iyisiydi demek abartı olmaz zannediyorum ki. Tek kelime ile MUHTEŞEM.... Daha ilk dakikalarından itibaren aksiyonun tavan yaptığı, biran olsun izleyiciyi sıkmadan çitasını sürekli yükselten olağanüstü bir yapımdı gerçekten.
Seri filmlerinde genellikle kalite ve başarı adına bir düşüş söz konusu olur fakat bu seride tam tersine gittikçe daha da başarılı bir profil çiziliyor.... Zaten oyuncu kadrosuna şöyle bir baktığımızda hepsini tek geçerim diyebileceğiniz performansı yüksek isimleri görüyoruz... Dwayne Johnson kesinlikle filme apayrı bir hava ve tat katmış. O nasıl bir endamdır öyle arkadaşım ya....:) Keza Vin Diesel içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Paul Walker zaten Fast and Furious' un vazgeçilmezi ve demirbaşı oldu artık. Olmazsa olmazı yani. Michelle Rodriguez' i özellikle Lost' dan bu yana yakından takip ediyorum ve çok ta başarılı buluyorum. Karizmasıyla ortalığın tozunu attıran Luke Evans' ı da unutmamak lazım tabi.... Peki ya film tam bitti derken aniden ortaya çıkan Jason Statham' a ne demeli..? Yedinci filmde kesinlikle en iyisi bu dediğimiz bir bölüm haline gelebilecek kıvamda olacaktır diye düşünüyorum...
Özellikle köprü sahnesinde Dom' un ( Vin Diesel ) uçarak Letty' i ( Michelle Rodriguez ) yakalama sahnesi bende ipleri kopardı. İnanılmaz ötesi birşeydi o... Ağzım açık öylece kalakaldım.... Aksiyona bu kadar doyduğumu pek hatırlamıyorum. Bir saniyesi bile boş geçmez mi bir filmin..? Kesinlikle ve şiddetle izlenmesi gerekenler arasında ilk sıralarda yer vermelisiniz bu filme...... 10 / 9
Sevdiğim Adam filmine yorum yazdı:
Uzun bir aradan sonra geçtiğimiz akşam izlediğim '' Any Day Now '' un ardından gerçekten cila misali gayet iyi geldi bu film. Aids hastalığının son evresini yaşayan Martin ve Lucas' ın ölüme meydan okurcasına yaşadıkları Aşk' ın hikayesi..... Ne yazık ki çağımızın belkide en korkulan ve çaresi olmayan rahatsızlıklarından biri Aids... Böylesi amansız bir hastalığın pençesinde olmak, bununla mücadele etmek ve hayata tutunmaya çalışmak gerçekten çok zor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Martin' in yaşama sevinci beni kendine hayran bıraktı. Moral ve motivasyon hiç şüphesiz bu tür hastalıkların en büyük ilaçları arasında yer alıyor. Fakat bunu kolay kolay kimse başaramaz diye düşünüyorum. İnsanın öleceğini bile bile yaşam mücadelesi vermesi, her ne kadar çevresine karşı bunu yansıtmamaya çalışsada kendi iç dünyasında nasıl bir savaş verdiğini tahmin etmek çok güç.....
Genellikle yanımızda ve yakınımızda olan insanların bize acıyan gözlerle baktığını, gösterdikleri ilgi ve şefkatin tamamen acı ... DevamıUzun bir aradan sonra geçtiğimiz akşam izlediğim '' Any Day Now '' un ardından gerçekten cila misali gayet iyi geldi bu film. Aids hastalığının son evresini yaşayan Martin ve Lucas' ın ölüme meydan okurcasına yaşadıkları Aşk' ın hikayesi..... Ne yazık ki çağımızın belkide en korkulan ve çaresi olmayan rahatsızlıklarından biri Aids... Böylesi amansız bir hastalığın pençesinde olmak, bununla mücadele etmek ve hayata tutunmaya çalışmak gerçekten çok zor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Martin' in yaşama sevinci beni kendine hayran bıraktı. Moral ve motivasyon hiç şüphesiz bu tür hastalıkların en büyük ilaçları arasında yer alıyor. Fakat bunu kolay kolay kimse başaramaz diye düşünüyorum. İnsanın öleceğini bile bile yaşam mücadelesi vermesi, her ne kadar çevresine karşı bunu yansıtmamaya çalışsada kendi iç dünyasında nasıl bir savaş verdiğini tahmin etmek çok güç.....
Genellikle yanımızda ve yakınımızda olan insanların bize acıyan gözlerle baktığını, gösterdikleri ilgi ve şefkatin tamamen acıma duygusunun bir getirisi olduğunu varsayarız fakat bu genellikle doğru olsa da bu amacı gütmeyen hislerle elimizi tutabilen birilerinin varlığının olması da minnet duyulması gereken bir durum bana kalırsa... Lucas ilk başlarda hiç belkide hiç aklında olmayan bir kimlikle tanışmış oldu Martin sayesinde. Bir erkekten hoşlanmak, duygusal anlamda birşeyler hissetmek, sevmek, sevilmek ve hatta AŞIK olmak... Çok uzak gibi görünen bir ihtimalin bir anda gerçekliğinde bulunuyor olmanın verdiği tatlı bir sempatikliğin örneğiydi aslında Lucas...
Geçtiğimiz yıllarda başrollerini Melike Güner ve Sezai Paracıkoğlu' nun paylaştığın ve gerçekten beni derinde etkileyen '' İncir Reçeli '' filmine çok benzettim bu filmin hikayesini.. Her iki filmde de Aids hastalığı baz alınmış ve herşeye rağmen aşklarından vazgeçmeyen iki sevgiliyle Aşk duygusunun ne kadar kutsal olduğu vurgulanmış..... Film biraz eski olduğu için doğal olarak görüntü kalitesi çok iyi değildi... Neyseki altyazı gayet başarılıydı ve hiçbir kopukluk yaşamadım. Bunun için Lambdaistanbul' dan sevgili Erhan arkadaşımıza çevirisi için ayrıca teşekkür etmek istiyorum....
Üzerine konuşulacak çok şey var aslında ama en iyisi kendiniz izleyerek bu keyfin hazzını yaşayın arkadaşlar... Önyargılarınızı bir kenara bırakarak iki erkeğin en masum duygularla nasıl bir AŞK yaşayabileceğini kendi gözlerinizle görün..... 10 / 8
The Haunting in Connecticut 2: Ghosts of Georgia filmine yorum yazdı:
Günümüz sinemasında artık alışılagelmiş ve aşinası olduğumuz senaryolardan birisine sahip olmasına rağmen orta seviyelerde değerlendirilebilecek düzeyde klasik bir filmdi. Açıkcası ilk filmle pek bir alakası da yoktu. Tamamen ayrı ve bağımsız olarak çekilmiş gibiydi. Gerçek hikayelere dayanan yapımların başarısı ve kalitesi daha bir yüksek oluyor genellikle fakat zannediyorum biraz sönük kalan bir film olmuş bu.
Abigail Spencer' ın geçtiğimiz aylarda Sundance Channel' ın iddialı dizi projesi '' Rectify '' deki performansını çok beğenmiştim. Canlandırdığı karakterle o kadar özdeşleşen bir havası vardı ki bu filmde izleyince biraz tuhaf geldi bana.
Filmi izlerken sıkıldığımı söyleyemem fakat aşırı derecede de tatmin etmeyi başaramadı beni. Evinizde sinema ses sistemi varsa ve biraz yüksek sesle izlerseniz ani ses girişleriyle zaman zaman hoplayabilirsiniz ama bu kadar. Pek korku unsuru barındırdığı söylenemez. İzlemezseniz şayet büyük bir kayıp sayılamaz sizin adınıza. 10 / 6,5
Ceset filmine yorum yazdı:
İspanyol sinemasının son yıllardaki hızlı ve kaliteli yükselişi herkesin malumudur zannediyorum. Birbirinden iddialı ve adından söz ettiren başarılı projeleriyle hafızalardan kolay kolay silinmeyecek etkiler bırakıyorlar sinema izleyicisi üzerinde... Özellikle korku ve gerilim türlerindeki söz hakları asla yadsınamaz... İlk başlarda biraz durağan ilerleyen senaryo biraz hareketlenmeye başlıyor ve ardından akıl oyunlarıyla ve cevap aratan sorularıyla sersemletici bir etki bırakıyor..
Arapsaçına dönen bir kayıp ceset hikayesinin, akıl almaz derecede entrikalarla örülmüş olan bir intikamın aracı olarak kullanıldığı ortaya çıkıyor.. Filmi izlerken kendi kafanızda final üstüne final yaratıyorsunuz ancak herşeyi ters düz eden ve ani bir yere çakılış hissiyatı uyandıran muhteşem finaliyle noktayı koyuyorlar... Son zamanlarda ki vasat seviyelerde seyreden sinema dünyası için inanılmaz bir alternatif olmuş bu film açıkcası... Şiddetle ve ısrarla tavsiyemdir..... 10 / 8,5
G.I. Joe: Misilleme filmine yorum yazdı:
İlk filme nazaran özellikle Aksiyon sahnelerindeki zayıflık ve genellik itibariyle biraz zayıf buldum.. Şu anda kare kare gözümün önünden geçiyor Kobra' nın Yükselişi' ndeki muhteşem sahneler.. Channing Tatum' u kaybetmiş olmak ve onsuz filmin devamını izlemek biraz üzücü ve eksik geldi bana. Evet belki Bruce Willis ve Dwayne Johnson gibi başarılı oyuncuların filme dahil olması bir artı gibi görünse de ister istemez aynı kadroyu bir arada görmeyi tercih ederdim ben.
Herşeye rağmen kendi örnekleri arasında liste başında kıyasıya bir mücadeleyi hak eden etkileyici yapımlardan birisiydi. Mümkünse bu tarz izlemekten büyük keyif aldığımız ve devamı gelse asla şikayet etmeyeceğimiz kaliteli projelerin ardı arkası kesilmesin.. Fakat bu nükleer silah çılgınlığına bir son verilmeli. Tekerrür eden konulardan ziyadesiyle rahatsız olmaya başladık artık. Üretkenlik üzerine kafa yormaları gerekiyor... 10 / 7
From Beginning to End filmine yorum yazdı:
Açıkcası çok cesur bir kalemden çıkmış olmasından dolayı öncelikle Aluizio Abranches ' i tebrik etmek gerekiyor. Alışılagelmişliklerden tamamen uzak, büyük çoğunluğun tepkiyle karşılayabileceği türden bir ensest ilişkiyi beyazperdeye taşımak, oldukça iddialı bir farklılık bana kalırsa...
Bilemiyorum ama anlam veremediğim bir sebepten dolayı izlerken keyif alamadım her nedense. Hemen hemen tüm eşcinsel temalı yapımları izlemiş bir sinemasever olarak fazlasıyla sıkıldığımı belirtmek isterim. Öncelikli olarak asla hikayesinden dolayı önyargılı bir düşünce ile izlemediğimi söylemeliyim. Tasvip ettiğim bir ilişki de asla değil fakat sinemayı her daim sanatsal yönüyle değerlendirmişimdir.. Çocukluklarının anlatıldığı kısım gereksiz bir uzatmayla zaman zaman sıkıcı bir atmosferin içine sürüklüyor izleyiciyi.
Anneler bir babalar ayrı olmuş olsa da arada kan bağı olduğu için doğal olarak kardeşler ve aralarında daha çok küçük yaşlardayken başlayan yakın ilişki sonrasında derin bir aşkın zemin ... DevamıAçıkcası çok cesur bir kalemden çıkmış olmasından dolayı öncelikle Aluizio Abranches ' i tebrik etmek gerekiyor. Alışılagelmişliklerden tamamen uzak, büyük çoğunluğun tepkiyle karşılayabileceği türden bir ensest ilişkiyi beyazperdeye taşımak, oldukça iddialı bir farklılık bana kalırsa...
Bilemiyorum ama anlam veremediğim bir sebepten dolayı izlerken keyif alamadım her nedense. Hemen hemen tüm eşcinsel temalı yapımları izlemiş bir sinemasever olarak fazlasıyla sıkıldığımı belirtmek isterim. Öncelikli olarak asla hikayesinden dolayı önyargılı bir düşünce ile izlemediğimi söylemeliyim. Tasvip ettiğim bir ilişki de asla değil fakat sinemayı her daim sanatsal yönüyle değerlendirmişimdir.. Çocukluklarının anlatıldığı kısım gereksiz bir uzatmayla zaman zaman sıkıcı bir atmosferin içine sürüklüyor izleyiciyi.
Anneler bir babalar ayrı olmuş olsa da arada kan bağı olduğu için doğal olarak kardeşler ve aralarında daha çok küçük yaşlardayken başlayan yakın ilişki sonrasında derin bir aşkın zeminini hazırlıyordu aslında. Ebeveynlerin bu kadar hoşgörülü ve anlayışlı karşılamaları ben biraz abartılı geldi. Hele ki kardeş olduklarını bile bile bu ilişkiye çanak tutmaları pek kabul edebileceğim bir tutum değil malesef. Boşanmış olan iki insanın bu kadar samimi olması, yeni kocanın yanında ki rahat tavırlar vs... pek aşinası olduğumuz şeyler değil zannediyorum...
Sonuç olarak beni pek tatmin etmeyen, izlerken fazlasıyla sıkıldığım ve bitsin artık dediğim sayılı filmler arasında... İzlemeyenler için büyük bir kayıp sayılmaz... Shelter, Hate Crime, Klass, Any Day Now, Mixed Kebap gibi filmlerle mukayese edildiğinde çok gerilerde kalıyor benim için... 10 / 6
Get Real filmine yorum yazdı:
Herhangi bir film izledikten sonra eğer yüzünüzde minik, masum bir tebessüm beliriyorsa şayet gerçekten o an mutlusunuzdur demektir.... Peki bu mutluluğun sebebi nedir..? Kişiye göre değişkenlik gösterebilen bir vaziyet sanırım bu. Bu film beni hem çok eğlendirdi hem de dram yönüyle hüzünlendirdi... Şarkılara, şiirlere konu olan Okul Yılları, acısıyla, tatlısıyla, sevinci ve kederiyle her birey için çok farklı anlamlar taşıyordur eminim... Steve için taşıdığı anlam oldukça ağır bir yüktü... Hiç hesapta yokken rüyaların birden bire gerçek olması böyle birşey galiba.. Okulun en gözde ve ulaşılması imkansız gibi görünen zengin oğlanı Johny ile bir park tuvaletinde trajikomik bir şekilde kesişen yolları beraberinde hem Aşk' ı hemde birçok sorunu getiriyor....
Özellikle Steve' in ödül töreninde ki akıllara durgunluk veren konuşması gerçekten büyük cesaret isteyen ve takdire şayan bir hareketti... Ailesinin ve özellikle annesinin desteği ve sahiplenme içgüdüsü imrendirici derecedeydi... Zat ... DevamıHerhangi bir film izledikten sonra eğer yüzünüzde minik, masum bir tebessüm beliriyorsa şayet gerçekten o an mutlusunuzdur demektir.... Peki bu mutluluğun sebebi nedir..? Kişiye göre değişkenlik gösterebilen bir vaziyet sanırım bu. Bu film beni hem çok eğlendirdi hem de dram yönüyle hüzünlendirdi... Şarkılara, şiirlere konu olan Okul Yılları, acısıyla, tatlısıyla, sevinci ve kederiyle her birey için çok farklı anlamlar taşıyordur eminim... Steve için taşıdığı anlam oldukça ağır bir yüktü... Hiç hesapta yokken rüyaların birden bire gerçek olması böyle birşey galiba.. Okulun en gözde ve ulaşılması imkansız gibi görünen zengin oğlanı Johny ile bir park tuvaletinde trajikomik bir şekilde kesişen yolları beraberinde hem Aşk' ı hemde birçok sorunu getiriyor....
Özellikle Steve' in ödül töreninde ki akıllara durgunluk veren konuşması gerçekten büyük cesaret isteyen ve takdire şayan bir hareketti... Ailesinin ve özellikle annesinin desteği ve sahiplenme içgüdüsü imrendirici derecedeydi... Zaten genellikle babalara nazaran anneler daha ılımlı ve hoşgörülü oluyorlar bu tür durumlarda. En son babalar duyar teorisi haksız yere ortaya konulmamış....
[ Spoiler İçerebilir ]
İzlerken oldukça keyif aldığım ve tam anlamıyla bir eşcinsel için hayatın, özellikle okul döneminde ki zorluklarını gayet etkili bir dille anlatan, başarılı ve çok eğlenceli yapımlardan birisiydi.. Replikler her zaman olduğu gibi güldüren ama biraz da düşündüren kıvamdaydı.. Hele ki John' un Steve' e '' Ailem başka bir yerde olsa burda benimle yaşar mısın.? '' diye sorduğunda Steve' in verdiği cevap çok hoştu.. '' Hayır bunu yapamam John...! Peki neden..? '' Duvar kağıtları ve halılar çok uyumsuz......:)) Hala gülüyorum....
Kesinlikle izlemelisiniz arkadaşlar... Çok başarılı ve iddialı filmlerden birisiydi... 10 / 8.5
Tercih Meselesi filmine yorum yazdı:
Bu kadar sıcak, samimi ve eğlenceli bir film için farklı bir platformda okuduğum '' Vakit geçirmek için izlenebilir, iyi bir film denemez '' gibi yorum sahibi arkadaşlara hayretler içerisinde kalarak ŞAŞIRMAMAK elde değil... Bu insanları memnun eden nedir..? Asla tatmin olmayan bir doyumsuzlukla beklentilerinizi nasıl karşılıyorsunuz çok merak ediyorum doğrusu... Öncelikle Heather Graham' a aşık oldum diyebilirim. Muhteşem oyunculuğuyla ve sempatikliğiyle büyüledi beni. İnsanın dizlerine yatırıp yanaklarını mıncıklayası geliyor. İzlemeye doyamadım. İlk dakikalarda pek sarmayacak diye düşünüyordum fakat iyi ki izlemişim. İnanılmaz keyif aldım ve eğlendim. Replikler harikuladeydi. Özenle seçilmişti adeta her bir cümlesi.
Gerçek kimliğini benimsemekte zorlanan ve her zaman ki gibi baskıcı çevre için mücadele veren fakat sonunda zincirleri koparan güçlü bir kadın imajını sergiledi ve gayet başarılı olduğunu da söylemeliyim... Rüyalar şehri New York' ta, Empire State kulesinin eteklerinde ... DevamıBu kadar sıcak, samimi ve eğlenceli bir film için farklı bir platformda okuduğum '' Vakit geçirmek için izlenebilir, iyi bir film denemez '' gibi yorum sahibi arkadaşlara hayretler içerisinde kalarak ŞAŞIRMAMAK elde değil... Bu insanları memnun eden nedir..? Asla tatmin olmayan bir doyumsuzlukla beklentilerinizi nasıl karşılıyorsunuz çok merak ediyorum doğrusu... Öncelikle Heather Graham' a aşık oldum diyebilirim. Muhteşem oyunculuğuyla ve sempatikliğiyle büyüledi beni. İnsanın dizlerine yatırıp yanaklarını mıncıklayası geliyor. İzlemeye doyamadım. İlk dakikalarda pek sarmayacak diye düşünüyordum fakat iyi ki izlemişim. İnanılmaz keyif aldım ve eğlendim. Replikler harikuladeydi. Özenle seçilmişti adeta her bir cümlesi.
Gerçek kimliğini benimsemekte zorlanan ve her zaman ki gibi baskıcı çevre için mücadele veren fakat sonunda zincirleri koparan güçlü bir kadın imajını sergiledi ve gayet başarılı olduğunu da söylemeliyim... Rüyalar şehri New York' ta, Empire State kulesinin eteklerinde yaşanan çok sıcak ve ele avuca sığmaz bir hikayeydi.. Pek tarzım olmayan Romantik - Komedi türünden bana fazlasıyla keyif aldıran bu filmi şiddetle tavsiye ederim.... Tabi ki Heteroseksüller için verimli olacağını zannetmiyorum... Zaten olumsuz yorum yapanların büyük bir çoğunluğu da bu guruba dahil bireylerden oluşuyordur muhtemelen.. 10 / 8,5
Benim Adım Khan filmine yorum yazdı:
Böyle bir film OLAMAZ..... Şuan gözyaşlarım hala kurumamışken ellerim titriyor bu satırları yazarken ve kelimeleri toparlamakta gerçekten çok zorlanıyorum... Evet bu cümleleri bir başkası yazmış ve ben okuyor olsaydım kesinlikle çok abartılı diye düşünürdüm eminim. Sizlerde belki fazlasıyla mübalağa ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz fakat asla öyle değil... Beni bu kadar etkileyen, gözyaşı döktüren, duygulandıran, hayata ve insanlara olan bakış açımı değiştiren nadir ve bir o adar da özel filmler parmak sayısı kadardır. Fakat ilk üç arasında olduğu, hatta şimdilik zirveye yerleştiğini söyleyebilirim...
Hiç unutmuyorum geçtiğimiz aylarda İstanbul' da kaybolan Amerika' lı fotoğraf sanatcısı Sarai Sierra için tüm Türkiye ayağa kalkmış ve adeta bir seferberlik başlatılmıştı... Evet..... Bir Hristiyan için Müslüman bir Ülkenin ayaklanmasıydı bu.. Her gördükleri müslümanı terörist olarak ilan eden ve siyah bir leke gibi üzerlerine yapıştıran Amerika için yaptık biz bunu ve uzun uğraşlar sonu ... DevamıBöyle bir film OLAMAZ..... Şuan gözyaşlarım hala kurumamışken ellerim titriyor bu satırları yazarken ve kelimeleri toparlamakta gerçekten çok zorlanıyorum... Evet bu cümleleri bir başkası yazmış ve ben okuyor olsaydım kesinlikle çok abartılı diye düşünürdüm eminim. Sizlerde belki fazlasıyla mübalağa ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz fakat asla öyle değil... Beni bu kadar etkileyen, gözyaşı döktüren, duygulandıran, hayata ve insanlara olan bakış açımı değiştiren nadir ve bir o adar da özel filmler parmak sayısı kadardır. Fakat ilk üç arasında olduğu, hatta şimdilik zirveye yerleştiğini söyleyebilirim...
Hiç unutmuyorum geçtiğimiz aylarda İstanbul' da kaybolan Amerika' lı fotoğraf sanatcısı Sarai Sierra için tüm Türkiye ayağa kalkmış ve adeta bir seferberlik başlatılmıştı... Evet..... Bir Hristiyan için Müslüman bir Ülkenin ayaklanmasıydı bu.. Her gördükleri müslümanı terörist olarak ilan eden ve siyah bir leke gibi üzerlerine yapıştıran Amerika için yaptık biz bunu ve uzun uğraşlar sonucu ceseti ve katili bulundu.... Dinizimi, gerekliliklerini ve emirlerini bilmeyen bir toplumun zaten farklı şekilde muamele göstermesini beklemek yanlış olur sanıyorum. Hiçbir dinde zorlama yoktur. Farklı inançlara sahip olanlarla da bir hayat yaşanabilir. Saygı ve hoşgörü en önemli temek unsurlardır.... 11 eylül saldırılarının ardından çok daha ileri boyutlara taşındı tabi ki Amerika gözünde islam ülkelerine olan tutum.. Bilemiyorum belki onlarda kendilerince haklı olabilir ancak yapılan bir hatayı tüm insanlığa yüklemek ve genellemek kabul edilebilir bir durum değil malesef...
Çok masum, çok samimi, çok içten ve SEVGİ DOLU..... Gerçekten böyle bir insan olabilir mi, yeryüzünde aramızda nefes alıp veriyor mu..? diye düşünmeden edemiyorum.. Rizvan Khan.... Sen nasıl bir insansın ya...? Karan Johar bu yorumu okumayacak olsa da belirtmeliyim ki MÜKEMMEL BİR SENARYO.... Neredeyse 2,5 saat sürmesine rağmen tek bir saniye bile insan sıkılmaz mı..? Sanki tek bölümlük bir dizi izlemişim gibi zaman o kadar çabuk ilerledi ki yaşadığım keyfi tahmin edemezsiniz...
Filmi izlerken aklımda o kadar çok şey vardı ki fakat şuan hiçbiri parmaklarımdan dökülmüyor... Şok etkisi yarattığı için bende film toparlanamadım henüz... İnsanlık tarihinin görüp görebileceği en başarılı yapımlardan birisidir benim için.... 10 üzerinden 10.......
Üzerinde biraz daha durulsaydı bana göre daha kaliteli olabilirdi. Sinemada izlenebilecek derecede iyi bir film olduğunu düşünmüyorum. Zaten gelmiş geçmiş. Bu saatten sonra kimsenin öyle bir şansı da olmayacak nihayetinde...:) Vel hasıl kelam ortalamanın biraz üzerinde bir değerlendir notu alabiliyor benden. Son dönemlerdeki benzer türleri arasından sıyrılıp kendine far ... Devamı
Üzerinde biraz daha durulsaydı bana göre daha kaliteli olabilirdi. Sinemada izlenebilecek derecede iyi bir film olduğunu düşünmüyorum. Zaten gelmiş geçmiş. Bu saatten sonra kimsenin öyle bir şansı da olmayacak nihayetinde...:) Vel hasıl kelam ortalamanın biraz üzerinde bir değerlendir notu alabiliyor benden. Son dönemlerdeki benzer türleri arasından sıyrılıp kendine farklı bir yer edinebilecek nitelikte değildi açıkcası. 10 / 6,5