8

142 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.7 (19.397 OY)

KONUSU
Yapıtları ve yaklaşımıyla çağdaş bağımsız sinemacıları etkileyen Bela Tarrın on yıl aradan sonra çektiği bu ilk film, Alman düşünür Friedrich Nietzschenin 1889da Torinoda kırbaçlanan bir atı boynuna sarılarak kurtarmaya çabalamasıyla başlıyor. Bu mücadelesi Nietzscheyi öldüğü güne kadar yatağa bağla ... Devamı
Yapıtları ve yaklaşımıyla çağdaş bağımsız sinemacıları etkileyen Bela Tarrın on yıl aradan sonra çektiği bu ilk film, Alman düşünür Friedrich Nietzschenin 1889da Torinoda kırbaçlanan bir atı boynuna sarılarak kurtarmaya çabalamasıyla başlıyor. Bu mücadelesi Nietzscheyi öldüğü güne kadar yatağa bağlayacak, dilsiz bırakacak, çaresi bulunmayan bir akıl hastalığına götürecektir. Ancak filmin kahramanı, çiftçi sahibine ayak uydurmaya çalışan yaşlı attır.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar
E

@eren_bbcn

11 ay önce

Beni aştı.
D

@dikkon

4 yıl önce

Anlamadım

@aselcuktuncer

4 yıl önce

Godot gelmeyecek mi yani Bela.

@dincer

4 yıl önce

izlerken sıkılmayacağınız bir film arıyorsanız bu filmi kesinlikle tavsiye etmem. eğer izleyecekseniz emin olun ki sıkılacaksınız(hayat gibi) ama sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

@basribabam

7 yıl önce

Sanat filmi.

"Ben 2,5 saat boyunca toplam 5 hareket ve 15 konuşma izlemek istemiyorum; sıkılırım" diyenler izlemesin.

Puan veremiyorum, beni aşar...

@ustilago

7 yıl önce

Film, Nietzsche?nin hayatının son on yılında adeta bir bitkisel hayata girmesine neden olan 1889?da Torino?da kırbaçlanan bir atı, boynuna sarılarak kurtarmaya çabaladığı olayı hatırlatarak başlıyor. Nietzsche?nin hayatının geri kalanını büyük bir buhranda geçirdiği malum, peki ata ne oldu? Varoluşçuluk niçenin depresif dünyasından anlatılıyor.

?yaşamak için yemek zorundayız?.

bela tarr ın vedası

@naksidil

8 yıl önce

" Ne kadar hor kullandık o kadar yok olduk.. kıymet bilmedik tükettik "

Modern hayatın monoton tatminsiz hissettirdiği akışına ;

kısır döngü içinde sessizlik ve patatesle cevabını vermiş bir film..

Saçım başım dağıldı tozun içinde kaldım derken karanlığa mahkum oldum..

@koprudekikiz

10 yıl önce

9.3 / 10

dışarısı kırbaç sesi, içimde bir torino atı

açım.

belki de özlemi açlıktan sayıyorum. toplan dünya. yaşam toplan. çaresiz sahiplik toplan.

gitmiyorum, hadi bakalım şimdi de gitmiyorum. aklım tahta bavulların içinde yolculukta.

ben buradayım akılsızlığın başında hasta bir ruh gibi koşulamıyorum.

dur, bunu anlatamazsam çok ağlayacağım.

ölüm geliyor bir şeyi anlatamamak zira. tımarlanmıyorum deli atlar gibi kalbim duracak.

vaktin peşindeyim. bazen de duruyorum saatler gibi olmaz zamanlarında.

soğuk.

soğuktan donuyorum sen anlamayınca. duydun mu ne diyorum?

soğuk bir ateş kırmızısında, harlı. hastayım.

at gibi bütün yemleri ve suyu bırakarak yemekten içmekten kesildi anlatacaklarım,

şimdi biraz hasta kalmak istiyorum.

yalnızlanmak,

hayat, yağmur sıkıntısı ve olacaklar, gözüm yolları isterse bitiriyor.

sonuna geliyorum. sayfaları çabuk çabuk çevirirken ellerim bitmesin hiç bitmesin istiyorum

şimdi bilmediğin bir yanındayım.
... Devamı
dışarısı kırbaç sesi, içimde bir torino atı

açım.

belki de özlemi açlıktan sayıyorum. toplan dünya. yaşam toplan. çaresiz sahiplik toplan.

gitmiyorum, hadi bakalım şimdi de gitmiyorum. aklım tahta bavulların içinde yolculukta.

ben buradayım akılsızlığın başında hasta bir ruh gibi koşulamıyorum.

dur, bunu anlatamazsam çok ağlayacağım.

ölüm geliyor bir şeyi anlatamamak zira. tımarlanmıyorum deli atlar gibi kalbim duracak.

vaktin peşindeyim. bazen de duruyorum saatler gibi olmaz zamanlarında.

soğuk.

soğuktan donuyorum sen anlamayınca. duydun mu ne diyorum?

soğuk bir ateş kırmızısında, harlı. hastayım.

at gibi bütün yemleri ve suyu bırakarak yemekten içmekten kesildi anlatacaklarım,

şimdi biraz hasta kalmak istiyorum.

yalnızlanmak,

hayat, yağmur sıkıntısı ve olacaklar, gözüm yolları isterse bitiriyor.

sonuna geliyorum. sayfaları çabuk çabuk çevirirken ellerim bitmesin hiç bitmesin istiyorum

şimdi bilmediğin bir yanındayım.

seni bulamıyorum.

aklım karışık. atın hüznünden bulaşıyor kapılara.

yine de açıyorum, ben hep açıyorum kapının kolunu tutuyorum elin gibi

müzik sesi geliyor resimlerden. galiba deliriyorum.
C

@cimcin

10 yıl önce

10 / 10

Bela Tarr; adamım benim... Bu, film değil benim için, yaşam felsefemin ta kendisi. Film aslında çok sıkıcı, sürekli bir kısır döngü, uzun süren monotonluk. Hayatın kendisi gibi. Var olmanın ağırlığını taşıyan tüm canlılar ve var olduğunu düşündüğümüz bir dünyanın bir yerinde sıkışıp kalmış bir baba, kız ve atın çaresizliği. Tüm insanların trajedisiyle aynı onlarınki. Nietzsche’nin atının sonunu, aslında onun felsefesiyle anlatmış adeta.

@mskfilm

10 yıl önce

filmi okumak seyircinin işi yönetmenin kafası net: altı gün. patates. burjuva. halk. varoluş.

@tambenlik

10 yıl önce

görselliği bu denli tavan yapmış başka bir film olduğundan şüpheliyim. filmi izlerken sanki gezmesi ikibuçuk saat süren bir fotoğraf sergisinde gibiydim.

mesaja gelince, ben filmden şunu anladım: önce karanlık vardı, sonra tanrı ışığı yarattı. altı günde var edilen bu dünya, altı günde yok olacak ve ışığın yerini yeniden mutlak karanlık alacak.

bu film aşılmaz.

@serkanaydemir

10 yıl önce

7.2 / 10

Sanatsal bir film.

Hangi taraftan başlasam diye düşünüyorum. Film tam anlamıyla bir Kült eser. Bizlere vermiş olduğu dersleri ve hayatın ne derece rutin bir düzen şeklinde ilerlediğini anlatan tarzını beğeneceksiniz. Aslında bizlerde bu insanlar gibi hayatı aynı sefillikte yaşıyoruz. Her gün kalkıyoruz ve bize düşen yaşama mücadelesini gerçekleştirmek için nefes alıp veriyoruz. Aynı iş aynı yemekler ve tabi ki aynı düzen. Çok başarılı bir yapım. Tabi film senaryo ve kurgu itibariyle çoğu kişinin izleyebileceği tarzda değil. Farklı bir yapım izleyeceğinizi bilerek başlayın filme. Öyle aksiyon, macera beklemeyin. Tam anlamıyla realist bir yapım. Her şey olduğu gibi anlatılmış. Ne demek istediğimi izlediğinizde göreceksiniz. Sonuç olarak farklı bir sinema tadı almak istiyorsunuz buyrun bu film tam sizlik.

P: 8

@seko

10 yıl önce

Nietzsche`yi biraz anlamak için bu filmi izlemek yeterli olabilir. Filmde insanın varoluşunun Nietzsche`nin gözünden nasıl göründüğünü çok güzel olarak aktarmış.

Bunların yanında birçok izleyicinin dediği gibi filmi bu kadar uzatmanın anlamı var mıydı açıkçası bende emin değilim. Filmi ikinci kez izlemek neredeyse imkansızgibi zaten bir kere izlemeniz yeterli olacaktır.

Puanım: 7

@elisabethvogler

10 yıl önce

9.9 / 10

atın yakın çekimde olduğu sahnede ağlamamayı başabilmiş olsam da, son sahnede, çiğ patatesin seni geldiğinde kendimi tutamayıp hönküre hönküre ağladığım film. daha ne kadar hiçleşiriz, bilmem.

@eliferen

10 yıl önce

-varolmanın dayanılmaz hafifliğinden öylesine spoiler-

tereza yeniden yeniden gelip duruyor gözlerimin önüne. onu ağaç kökünün üzerine oturmuş kareninin başını okşar ve insan soyunun yenilgileri üzerine kafa yorarken görüyorum. bir de şu sahne geliyor insanın gözünün önüne: turin'deki otelinden çıkan nietzsche. bir arabacının atını kırbaçladığını gören nietzsche atın yanına gidiyor, kollarını hayvanın boynuna doluyor ve gözyaşlarına boğuluyor.

bu 1899da oldu; o sırada nietzsche de insanların dünyasından elini eteğini çekmişti. başka bir deyişle tam akıl hastalığının patlak verdiği sıralar. ama tam da bu nedenle, yaptığı harekette derin anlamlar buluyorum ben; nietzsche attan descartes adına özür diliyordu. deliliği (yani insanlıktan son ve kesin kopuşu) at için gözyaşlarına boğulduğu an başladı.

işte benim sevdiğim nietzsche bu, tıpkı terezayı da başını kucağına yatırmış ölümcül hasta köpekle birlikte sevişim gibi. onları yan yana gö
... Devamı
-varolmanın dayanılmaz hafifliğinden öylesine spoiler-

tereza yeniden yeniden gelip duruyor gözlerimin önüne. onu ağaç kökünün üzerine oturmuş kareninin başını okşar ve insan soyunun yenilgileri üzerine kafa yorarken görüyorum. bir de şu sahne geliyor insanın gözünün önüne: turin'deki otelinden çıkan nietzsche. bir arabacının atını kırbaçladığını gören nietzsche atın yanına gidiyor, kollarını hayvanın boynuna doluyor ve gözyaşlarına boğuluyor.

bu 1899da oldu; o sırada nietzsche de insanların dünyasından elini eteğini çekmişti. başka bir deyişle tam akıl hastalığının patlak verdiği sıralar. ama tam da bu nedenle, yaptığı harekette derin anlamlar buluyorum ben; nietzsche attan descartes adına özür diliyordu. deliliği (yani insanlıktan son ve kesin kopuşu) at için gözyaşlarına boğulduğu an başladı.

işte benim sevdiğim nietzsche bu, tıpkı terezayı da başını kucağına yatırmış ölümcül hasta köpekle birlikte sevişim gibi. onları yan yana görüyorum: ikisi de 'doğanın efendisi ve sahibi' insan soyunun uygun adım ileri doğru yürüdüğü yoldan kendi istekleriyle sapıyorlar.
SPOILER

Torino Atı filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Torino Atı filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Torino Atı filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL