7.7

54 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.6 (6.756 OY)

KONUSU
Karrer hayatını yoğun bir depresyon içinde gayretle sürdürmektedir. Bulunduğu çevre monotondur ve yağmurlu ve çamurlu. Yalnızlığın tükettiği Karrer’in umutsuzluğu Titanik Bar’ın ve bu barda çalışan güzel, akıldan çıkmayan şarkıcısının varlığı olmasa çaresiz olabilirdi. Ancak bu şarkıcı evlidir ve Ka ... Devamı
Karrer hayatını yoğun bir depresyon içinde gayretle sürdürmektedir. Bulunduğu çevre monotondur ve yağmurlu ve çamurlu. Yalnızlığın tükettiği Karrer’in umutsuzluğu Titanik Bar’ın ve bu barda çalışan güzel, akıldan çıkmayan şarkıcısının varlığı olmasa çaresiz olabilirdi. Ancak bu şarkıcı evlidir ve Karrer onu kocasından ayırmaya kararlıdır.

Çeviri: afelka

YORUM YAZ

SPOILER

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar
J

@josephwhite

8 yıl önce

8 / 10

sabırla çekilmiş, kamera çok yavaş geçiyor ve hızlandırılmış bir film değil bu ! yaşam ile aynı saniyeleri paylaşan bir film... sahnelerde durmuş, portreleri uzun uzun bekletmiş; bize bence düşünmemiz için zaman bırakmış. böyle bir yönetmen ile her zaman tanışamazsınız, vesile olan birisi var ise onu da sabırla özümseyin

@poormf

8 yıl önce

5.5 / 10

Canlı oldukları halde donmuş şekilde duran insanlar, yağmur altında olduğu yerde sayan adam, köpekle girilen diyalog gibi anlaşılması zor birçok sahne içeren filmde, müthiş kamera keşke daha dişe dokunur bir senaryo için kullanılsaydı...

Ha, evet "bir varoluş sorgusu" kadar çarpıcı hangi konu olabilir denebilir tabi. İşte burada kullanılan anlatım yöntemi beğenip beğenmemek belirleyici... 55/100
S

@sadibeydogan

9 yıl önce

Yine yağmur,yine çamur,yine kurşuni gökyüzü,yine tekdüze müziğe eşlik eden kalabalık,yine bunalımlar...Beyniyle izleyeni içine alan Bela Tarr filmi yine!...

@seko

10 yıl önce

ALINTI

Yiğit Kahraman

Kaynak: http://www.bakiniz.com/karhozat-lanet-bela-tarr/

?Pencerenin kenarında, boş boş dışarı bakıyorum. Nice seneler orada oturdum? Bir şeyler bana hep sonraki anda delireceğimi söyledi. Ama öyle olmadı?. üstelik delirmekten korkmuyorum. Delilik korkusu bir şeylere? sadık kalma anlamına gelebilir. Henüz bir şeye bağlı değilim.? Karhozat (ingilizcesiyle Damnation; türkçesiyle Lanet) filminde Karrer yaşadığı bunalımı, tek bağımlılığı olarak sevdiği kadına itirafında, bundan güzel anlatamazdı herhalde. Bela Tarr?ın, Karanlık Harmoniler (Werckmeister Harmonies ) ve Satantango fimlerinin arkasında kalmış fakat bana göre en iyi filmidir Karhozat. Karrer ortayaşı geçmiş, sisteme ? belki de hayatına tutunmamayı seçmiş ve bunu da bir din gibi yaşayan, Macaristan?ın küçük bir kasabasında, evde kendine göre haklı boşluğunda oturarak yaşayan bir adamdır. Dışarı çıktığındaysa sadece
... Devamı
ALINTI

Yiğit Kahraman

Kaynak: http://www.bakiniz.com/karhozat-lanet-bela-tarr/

?Pencerenin kenarında, boş boş dışarı bakıyorum. Nice seneler orada oturdum? Bir şeyler bana hep sonraki anda delireceğimi söyledi. Ama öyle olmadı?. üstelik delirmekten korkmuyorum. Delilik korkusu bir şeylere? sadık kalma anlamına gelebilir. Henüz bir şeye bağlı değilim.? Karhozat (ingilizcesiyle Damnation; türkçesiyle Lanet) filminde Karrer yaşadığı bunalımı, tek bağımlılığı olarak sevdiği kadına itirafında, bundan güzel anlatamazdı herhalde. Bela Tarr?ın, Karanlık Harmoniler (Werckmeister Harmonies ) ve Satantango fimlerinin arkasında kalmış fakat bana göre en iyi filmidir Karhozat. Karrer ortayaşı geçmiş, sisteme ? belki de hayatına tutunmamayı seçmiş ve bunu da bir din gibi yaşayan, Macaristan?ın küçük bir kasabasında, evde kendine göre haklı boşluğunda oturarak yaşayan bir adamdır. Dışarı çıktığındaysa sadece Titanic Barda içki içip, aşık olduğu kadını dinler. Karrer için, yarattığı bu boşluktan çıkmanın tek koşulu da aşık olduğu kadındır. Aşık olduğu kadına giden tek yol ise barın sahibinin önerdiği yasadışı işi yaparak, kazandığı parayla hayatının kadınıyla bir başlangıç yapmak ve sonuç olarak sisteme dahil olmaktır. Karrer?in çıkış yolu olan şarkıcının belirsizliği ve bu güvenemediği adamla birlikte olmaktansa, daha güçlü olan kocasıyla evliliği ve ondan da güçlü gördüğü bar sahibiyle birlikte olması varoluşundan gelen bir şifredir. Karrer?in mutlak sadakatine karşı kadının ruhu sadakatsizdir ve tüm bunlar Karrer?i anlamsızlığının daha da derinliğine sürükleyecektir? Bela Tarr?ın kendine özgü sinematografisiyle işlenmiş bu muhteşem film, Karrer?in karakterine nazire yapan uzun bir planla açılıyor? Bu uzak sekansında Bela Tarr bize bir pencereden sırayla giden teleferikleri gösteriyor ve anlamı bozmadan genişleyen kamera Karrer?in anlamsız bakışlarında yoğunlaşıyor ki, bu sahne bile Karrer?in yaşadığı sıradanlığı, boşluğu ve varoluş sıkıntısını en anlamlı şekilde seyirciye anlatıyor. Bela Tarr, filmlerinden aşina olduğumuz 360 derece dönüp, ağır ağır tüm çekim yerlerini dolaştıran ve her duyguyu kesmeden gösteren kamera, bizi adeta büyülüyor. Bela Tarr, diğerleri gibi siyah beyaz çektiği bu film ile bu duyguları da ancak böyle anlatırdım diyor. Bu güzel görselliğin yanında, yönetmen filmlerini siyah beyaz çekmesinin nedeni olarak, filmlerin siyah beyaz saklanmasının daha sağlıklı olmasından dolayı olduğunu söylemiştir. Bela Tarr, bu filminde de görüntü yönetmenliğini ele alıyor ve güzel fotoğraf kareleri yakalayarak başlattığı sahnelerini, adeta birer ifade çılgınlığına çeviriyor. Gerçek dünyayı, her filmde kullandığı artık onunla özdeşleşen sürekli yağan yağmur ve çamuruyla; köhne barıyla, bardaklardan görsel anlamda müthiş kareler çıkarmasıyla, kalabalık insanları aynı planda kullanımıyla ve Mihaly Vig?in eşsiz melankolik akordeonuyla yarattığı o sefil ve karanlık atmosferle ve durmadan dans eden insanlarıyla Bela Tarr lanetini minimalist bir tiyatro şölenine çeviriyor? Diğer filmlerinden farklı olarak, sürekli içilen sigara ve film boyunca ortalıkta dolaşan sefil köpekler, Karrer?in bitmeyen bunalımı, derin sıkıntısı ve boşluğunu çok iyi anlatıyor. Öyle ki, yaşlı kadının ona hikaye anlattığı sahnede, ilk sekansta köpeklerin yağmur altında, çamurda yiyecek aradıklarını, ordan oraya gittiklerini görürüz. Filmin sonunda ise kendisine havlayan köpeğe Karrer?in de havlayarak göreceğiz. ?Delilik korkusu, bir şeylere sadık kalma anlamına gelebilir. Henüz bir şeye bağlı değilim. Her şeyin bana sadık olmasına rağmen, sadık olduğum bir şey yok. Onlara bakmamı istiyorlar. Nesnelerin, olguların çaresizliğine, penceremin dışındaki pis köpeğin kurşuni gökyüzünün altında, delicesine yağan yağmurda, su içişine bakmamı istiyorlar. Acıklı çabalarını izlememi istiyorlar.Herkes mezara girmeden önce konuşmaya çalışıyor. Zaten düştüler, konuşacak zaman kalmadı. Beni delirtmek için nesnelerin bu geri dönülmezliğini istiyorlar. Ama bir sonraki anda ise delirmemi istiyorlar.? Karrer sevdiği tek kadına karşı giriştiği bu şiirsel açılımında, varoluşsal boşluğunu; kendisiyle nasıl başa çıktığını çok açık ve acıtan bir şekilde haykırıyor. Solistin, Titanic Barda Karrer?in umutsuzluğunu bu kadar güzel bir melankoliyle anlattığı bir şarkı daha yoktur herhalde. Onun ?keyss? diye başlayan eşsiz inleyişini her sinemaseverin dinlemesi gerekir. Karrer de zaten bu ayin için ordadır. Bela Tarr?ın uzun ve uzak planlarını kesmeden yaptığı geçişleri de ayrı bir tat katıyor bu lanete -ki duvardan akan yağmur suyundan ilerleyen kamera bizi bardaki kalabalığın toplu hüznüne ulaştırıyor. Kalabalığın barda, daire oluşturarak orkestra eşliğinde yaptığı dakikalarca süren senkronize dansla ise yaşam süreci ve onları boş bakışlarla izleyen Karrer?in bu sürecin nasıl dışında kaldığı vurgulanıyor. Karrer aslında, aşık olduğu kadının gücünün , umursamazlığından geldiğini biliyor. Ama tek çıkış yolunun, sevdiği kadında olduğunu da anlıyor. Filmde birçok aşk teması işlenmiş, ancak film seyirciye felsefi bir soru yöneltiyor: ?çıkış yolu aşk mıdır?? Bireyin tüm varoluşsal sıkıntısından kurtulması aşkla mı olacak? Tsai Ming Liang ve Reha Erdem?in de filmlerinde sürekli olarak işlediği aşksızlık teması Bela Tarr?ın romandan uyarladığı filminde de kendini gösteriyor. Sonuçta, Karrer?in tüm çabaları, tüm tiradları sonuçsuz kalacak ve kadın onunla gelmeyecektir. Karrer?in filmin sonundaki sahnede, kendine havlayan köpeğe, bir köpek gibi çamur içinde havlaması, köpeğin metafor olarak Karrer?in bunalımını tasvir etmesi açısından çok önemli bir sahnedir. Film, dinmez bir yağmur ve çamurla son bulur ki bu da bir Bela Tarr filmi için son derece manidardır. Bela Tarr,Karhozat?ta ?Sürekli bunalım içinde olmak bir seçim mi; yoksa varoluştan gelen bir şifre mi? Sistemin size sunduğu her şeyi reddetme; bunları gereksiz ve alçak bulma, delilik başlangıcı mıdır ?? gibi sorulara cevap aramıştır. Kuşkusuz Bela Tarr, kendine özgü sinematografisiyle ve dini mesajlar vermemesi gibi özellikleriyle de Tarkovsky?den ayrılan büyük bir minimalist yönetmendir.

Puanım: 8
M

@mer

11 yıl önce

Kirini yağmurun bile temizleyemediği, gittikçe çamura bürünen bir şehrin -bir ruhun- ortasında kendini sevgiyle yıkayabilen güçlü bir adamın, ruhunu önümüze serişine tanık oluyoruz bu filmde. Öyle ki filmin sonunda onu gittikçe anlamsızlaştıran insanlara değil, bir köpeğe kusuyor içindekileri; çamura aldırmadan.

Pencerenin kenarında, boş boş dışarı bakıyorum. Nice seneler orada oturdum, bir şeyler bana hep sonraki anda delireceğimi söyledi. Ama öyle olmadı. Üstelik delirmekten korkmuyorum. Delilik korkusu bir şeylere sadık kalma anlamına gelebilir. Henüz bir şeye bağlı değilim. Her şeyin bana sadık olmasına rağmen, sadık olduğum bir şey yok. Onlara bakmamı istiyorlar. Nesnelerin, olguların çaresizliğine, penceremin dışındaki pis köpeğin kurşuni gökyüzünün altında, delicesine yağan yağmurda su içişine bakmamı istiyorlar. Acıklı çabalarını izlememi istiyorlar. Herkes, mezara girmeden önce konuşmay
... Devamı
Kirini yağmurun bile temizleyemediği, gittikçe çamura bürünen bir şehrin -bir ruhun- ortasında kendini sevgiyle yıkayabilen güçlü bir adamın, ruhunu önümüze serişine tanık oluyoruz bu filmde. Öyle ki filmin sonunda onu gittikçe anlamsızlaştıran insanlara değil, bir köpeğe kusuyor içindekileri; çamura aldırmadan.

Pencerenin kenarında, boş boş dışarı bakıyorum. Nice seneler orada oturdum, bir şeyler bana hep sonraki anda delireceğimi söyledi. Ama öyle olmadı. Üstelik delirmekten korkmuyorum. Delilik korkusu bir şeylere sadık kalma anlamına gelebilir. Henüz bir şeye bağlı değilim. Her şeyin bana sadık olmasına rağmen, sadık olduğum bir şey yok. Onlara bakmamı istiyorlar. Nesnelerin, olguların çaresizliğine, penceremin dışındaki pis köpeğin kurşuni gökyüzünün altında, delicesine yağan yağmurda su içişine bakmamı istiyorlar. Acıklı çabalarını izlememi istiyorlar. Herkes, mezara girmeden önce konuşmaya çalışıyor. Zaten düştüler, konuşacak zaman kalmadı. Beni delirtmek için nesnelerin bu geri dönülmezliğini istiyorlar. Ama bir sonraki anda ise delirmemi istiyorlar.

@ouroboros777

12 yıl önce

Sis ciğerlerine işler, ruhuna yerleşir !!!

@gevende

12 yıl önce

9 / 10

Bela Tarr farkını yine farkını ortaya koymuş

@omer

13 yıl önce

9.5 / 10

İzlediğimin üzerinden 2 ay geçmiş, hala pasajlarını okutabiliyor. o pasajlar ki sana dair olmasa da içinde kendinden bir yaşam bulabiliyorsun, zihninden bir parça düşüyor filme, tüm çıplaklığı ile tüm pornografik öğeleriyle sen de filmde başrol oynuyorsun

@omer

14 yıl önce

9.5 / 10

Film boyunca melankolinin tüm dozunu hissediyor insan içinde. Ağır ve bir o kadar da derin izler bırakan bir film.
SPOILER

Damnation filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Damnation filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Damnation filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL