Bu ülkede hemen hiç bilinmeyen Fransız sinemacı Pierre Granier-Deferrein Le traininde (1973, Tren) başfigür aracılığıyla vurgu yapılan tuhaflık, insan doğasının, sözgelimi rutin günlük yaşamda sürdürülen muayyen ahlaki bakış açılarının, doğal ihtiyaç ve düşünme kalıplarının savaş ortasında bile sürd
... Devamı Bu ülkede hemen hiç bilinmeyen Fransız sinemacı Pierre Granier-Deferrein Le traininde (1973, Tren) başfigür aracılığıyla vurgu yapılan tuhaflık, insan doğasının, sözgelimi rutin günlük yaşamda sürdürülen muayyen ahlaki bakış açılarının, doğal ihtiyaç ve düşünme kalıplarının savaş ortasında bile sürdürülmeye çalışıldığı insanal gerçeğine denk düşüyor. Julienin (Jean-Louis Trintignant) tuhaf olarak addettiği budur. Tuhaftır; çünkü yığınla insan bir trenin içinde belirsiz bir geleceğe doğru yolculuk etmektedir. Tuhaftır; çünkü bu gergin ve umutsuz ortamda bile insanlar şen kahkahalar atarak gülebilmektedir. Bu şen kahkahaların birinde Adolf Hitlerin kahkasına sert bir kesme yapılır! İşte şen kahkahaların ortasına tam da bu esnada çok yükseklerden bir bomba düşer