5 yıl önce
7.8
31 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.4 (4.893 OY)
KONUSU
84 yaşında ilk kez okula giden özgürlük savaşçısı Kenyalı bir köylünün gerçek hikayesi.
-
Justin Chadwick
Yönetmen
-
Ann Peacock
Senarist
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Jane Obinchu
Charles Ob...
Officer Jo...
Kimani N'g...
Kamau Chege
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Kimani Maruge isimli Kenyalı bir adamın gerçek hayatından alınmış biyografi filmi Maruge küçük bir dağ köyünde yaşayan, diğer köylüler gibi yoksul bir adam. Üstelik çok yaşlı, 84 yaşında Köy okulunun tek sınıfı sıralarından taşmış öğrencilerle dolu tıklım tıkış bir sınıf Hal böyle iken Marugeda onlar gibi okuma yazma öğrenmek istiyor. Bir ayağı da aksak olan bu çok yaşlı adam, küçücük öğrencilerin bulunduğu sınıfta olur mu hiç! Ama o reddedilse bile pes etmiyor. Neyi önüne engel koyuyorlarsa gidip onu bir şekilde hallederek çözümü ile birlikte geliyor ve okuma-yazmayı nasıl şiddetle öğrenmek istediğini oradakilere anlatmaya çalışıyor. Erkek öğretmen çok katı ama, kadın öğretmen sonunda pes ediyor. Maruge artık öğrenci Ama o aynı zamanda Afrikanın katledilmiş insanlarından arta kalabilmiş şanslılardan da Yine de savaş yıllarını aklından silemiyor, zaman zaman andan çıkıp o yıllara dönüyor.
... Devamı
Kimani Maruge isimli Kenyalı bir adamın gerçek hayatından alınmış biyografi filmi Maruge küçük bir dağ köyünde yaşayan, diğer köylüler gibi yoksul bir adam. Üstelik çok yaşlı, 84 yaşında Köy okulunun tek sınıfı sıralarından taşmış öğrencilerle dolu tıklım tıkış bir sınıf Hal böyle iken Marugeda onlar gibi okuma yazma öğrenmek istiyor. Bir ayağı da aksak olan bu çok yaşlı adam, küçücük öğrencilerin bulunduğu sınıfta olur mu hiç! Ama o reddedilse bile pes etmiyor. Neyi önüne engel koyuyorlarsa gidip onu bir şekilde hallederek çözümü ile birlikte geliyor ve okuma-yazmayı nasıl şiddetle öğrenmek istediğini oradakilere anlatmaya çalışıyor. Erkek öğretmen çok katı ama, kadın öğretmen sonunda pes ediyor. Maruge artık öğrenci Ama o aynı zamanda Afrikanın katledilmiş insanlarından arta kalabilmiş şanslılardan da Yine de savaş yıllarını aklından silemiyor, zaman zaman andan çıkıp o yıllara dönüyor. Duygu yüklü, son derece güzel bir film. İzleme listenize mutlaka alın.
Çok samimi geldi. Maruge bu kadar mı güzel oynanır başrole ayrı bir tebrik bence . Konu zaten çok sağlam. Duyguların güzel harmanlandığı ve hissettirebildiği film olmuş. Dünyanın en kötü şeylerini yaşasan da çocukları güldürebilirsin..
"Toprak olana dek öğreneceğim!" başka ne denebilir ki?
Maruge'nin azmi ve mesajları hayat dersi niteliğinde. Aksiyon severleri sıkabilitesi yüksek olsa da eşe dosta tavsiye edilecek filmlerden biridir.
Kimani Maruge'nin gerçek hikayesini işleyen bir film.Kara kıtanın kara bahtını anlatan her film gibi seyirciyi ağlatmayı başarıyor.İzlenmeye değer.
Kulaklarıma Toprak Doluncaya Kadar Öğrenmeye Devam Edeceğim
Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım eğitimde son zamanlarda yapılan değişikliklerden serzenişte bulunurken Yahu ne yapılırsa yapılsın olmuyor arkadaş. Lisedeki yıllarımı anımsıyorum. İngilizce sınıfımızda şöyle kocaman bir televizyon vardı. Öğretmenimiz açacak da, şöyle bir VHS kasetinden bir şeyler izleyeceğiz diye can atardık dedi. Ona teselli olmadı belki ama içinde bulunduğu durumu kendi yeğenlerimden bildiğimi söyledim. Şu anda yabancı dil öğrenmek ya da bildiklerini geliştirmek isteyen gençler için her türlü kaynağa internet üzerinden bedava ulaşmak mümkün ama anadilinde bile yetişkin kontrolü olmadan okumayan gençlerin yabancı dilde okumalarını nasıl sağlayacaksınız? Ana dilinde bile gazete okumayı angarya sayan gençlere yabancı dilde nasıl birşeyler okutacaksınız? Karne hediyesi olarak PS3,bilgisayar, hatta lüks otomobil olan genç ... Devamı
Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım eğitimde son zamanlarda yapılan değişikliklerden serzenişte bulunurken Yahu ne yapılırsa yapılsın olmuyor arkadaş. Lisedeki yıllarımı anımsıyorum. İngilizce sınıfımızda şöyle kocaman bir televizyon vardı. Öğretmenimiz açacak da, şöyle bir VHS kasetinden bir şeyler izleyeceğiz diye can atardık dedi. Ona teselli olmadı belki ama içinde bulunduğu durumu kendi yeğenlerimden bildiğimi söyledim. Şu anda yabancı dil öğrenmek ya da bildiklerini geliştirmek isteyen gençler için her türlü kaynağa internet üzerinden bedava ulaşmak mümkün ama anadilinde bile yetişkin kontrolü olmadan okumayan gençlerin yabancı dilde okumalarını nasıl sağlayacaksınız? Ana dilinde bile gazete okumayı angarya sayan gençlere yabancı dilde nasıl birşeyler okutacaksınız? Karne hediyesi olarak PS3,bilgisayar, hatta lüks otomobil olan genç ... Devamı
Kulaklarıma Toprak Doluncaya Kadar Öğrenmeye Devam Edeceğim
Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım eğitimde son zamanlarda yapılan değişikliklerden serzenişte bulunurken Yahu ne yapılırsa yapılsın olmuyor arkadaş. Lisedeki yıllarımı anımsıyorum. İngilizce sınıfımızda şöyle kocaman bir televizyon vardı. Öğretmenimiz açacak da, şöyle bir VHS kasetinden bir şeyler izleyeceğiz diye can atardık dedi. Ona teselli olmadı belki ama içinde bulunduğu durumu kendi yeğenlerimden bildiğimi söyledim. Şu anda yabancı dil öğrenmek ya da bildiklerini geliştirmek isteyen gençler için her türlü kaynağa internet üzerinden bedava ulaşmak mümkün ama anadilinde bile yetişkin kontrolü olmadan okumayan gençlerin yabancı dilde okumalarını nasıl sağlayacaksınız? Ana dilinde bile gazete okumayı angarya sayan gençlere yabancı dilde nasıl birşeyler okutacaksınız? Karne hediyesi olarak PS3,bilgisayar, hatta lüks otomobil olan gençlere 5-10 liralık kitabın kıymetini nasıl anlatacaksınız?
Bu bağlamda, eğitimin gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin en ücra köşelerinde bile bilgisayarla icra edilmeye başlandığı şu dönemlerde 2004 yılında 84 yaşında olan Kenyalı Kimani Marugenin okuma yazma öğrenmek için sürdürdüğü savaşımdan uyarlanan bir filme böylesi bir zamanda denk gelmek son derece manidar oldu.
Filmin yönetmeni Justin Chadwick, Kimani N'gan'ga Marugein gerçek yaşamöykünü ilk kez LA Timesda yayınlanan bir taslak senaryodan öğreniyor. Uçağa atlıyor, Nairobiye gidiyor. Marugeyi 89 yaşında hasta yatağında görüyor ve hikayesini ondan dinliyor. Elbette bir hikayeyi beyazperdeye aktarmak hiç de kolay değil. Yedinci sanat çok daha fazla emek ve çaba isteyen ince birşey.Kenya'nın yakın tarihji hakkında biraz daha araştırma yapıyor ve hikayesini tam olarak ondan sonra oluşturuyor.
Maruge Kenyanın bağımsızlığını kazanmasından önce 1951-1960 arasında çeşitli kamplarda işkence görmüş eski bir Mau Mau özgürlük savaşçısı. Mau Mau eylemcileri Kenyanın bağımsızlığı ve topraklarını geri almak için ant içmiş etnik Kikuyu kabilesi. Afrikanın geleneksel kültüründe kabilelerin ayrı bir önemi var. Her kabilenin kendi örf ve ananeleri, kendi bölgeleri var. Hatta bazen konuştukları dil bile değişebiliyor. Batılı Beyaz adam kabilelerin ne kadar önemli olduğunu kıtaya ayak basar bazmaz anlamış ve vakti geldiğinde kavmi ayrılıkları kendi yararına kullanmaya ta 1884-1885 tarihli Berlin Konferansında attığı adımlarda başlamıştır. Birbirleriyle etnik anlamda sürtüşmesi muhtemel kabilelerin olası sorunlarını dikkate almadan Afrikayı yaklaşık 50 parçaya bölmüşlerdir.
Maruge Britanyalılara karşı son derece vahşi savaşmış bir Kikuyu. Kikuyular için en önemli şey toprak. Afrikada kendi topraklarında sadece ırgat olarak çalışmak ve beyaz adam tarafından sürekli aşağılanmak canına tak edince bağımsızlık savaşına kalkışan bir kabile Kikuyular. Afrikanın kanlı tarihi ve yerlilerin bağımsızlık mücadelesi hakkında hiçbir şey bilmeyen bir izleyicinin Britanyalıların yaptıklarından şoke olması ve Mau Maulara acıması kuvvetle muhtemeldir. Ancak filmde üzerinden durulmayan şey, Mau Mau savaşçılarının da en az Britanyalılar kadar acımasız olduğu ve aynı orantısızlık da güç kullandığı belgelenmiş olmasıdır. Yönetmen Chadwickin hikayeyi Marugenin gözünden anlattığını özellikle belirttiğini biliyorum ve Britanyalıların emperyalist geçmişini savunacak değilim ama Britanyalıların Kenyada yaptıkları, Belçikalıların Kongoda, Fransızların Cezayirde ya da Portekizlilerin Mozambik ve Angolada yaptığından daha kanlı değildir ancak Afrikalı yerlilerin bağımsızlık mücadelesi de öyle kansız olmamıştır. Afrikada bağımsızlığını kazanan siyahların, Kongo gibi birçok ülkede modern yaşamı temsil eden her şeye karşı savaş açtıkları bilinir. Kulağa abartılı gelecek belki ama Belçikalıların Kongoyu terk etmesinden sonra savaşçı yerlilerin çatal bıçak kullanan yerlilerin bile kanını akıttığı rivayet edilir. Demek istediğim, Mau Maular öyle eli kolu bağlı beklememiş, Britanyalılara aynı şiddetle karşılık vermekle kalmadığı gibi ant içmeyen Kenyalılara karşı da terör estirmiştir. Yine de şunu aklımızda tutmamız gerek, bu film İngilterenin devlet televizyonu BBC tarafından desteklenmiş bir film. Mesela, ben şimdiye kadar Belçikalıların Kongoda yaptıklarına özeleştiri getiren bir film duymadım, görmedim ama İngilizler bu filmi yapmış. Eğer Chadwick, Mau Mau savaşçılarını sadece bir Mau Mau savaşçısının gözünden anlatmasaymış belki de beyaz adamın günah çıkarma çabasından öteye gidebilirmiş. Eğer, sözgelimi, Rachid Bouchareb filmlerini izlediyseniz bu çabanın ne anlama geldiğini sanırım çok iyi biliyorsunuzdur.
Naomie Harrisin kendini adamış Afrikalı öğretmen portesi ise son derece başarılı. Ünlü aktrisin canlandırdığı öğretmenin, aktrisi sahne ortamında izlediğini ve onu hakikaten beğendiğini burada belirtmem lazım. Harrisin üvey babası da zaten öğretmenmiş ve ondan SKYPE aracılığıyla ders planları ve tüyolar almış.
Marugeyi oynayan Oliver Litondonun neredeyse yirmi yıldır oyunculuk yapmadığını düşünürsek ne kadar iyi bir çıkardığını daha iyi anlarız. Bu role kendisinden çok şey verdiği aşikar Filmde oynayan Afrikalı çocukların ise rol yapmasına gerek yok onlar zaten kendilerini oynuyor. Elektrik ve su sıkıntısı olan bir yerde, derme çatma kulübelerde eğitim gören o çocukların gözlerindeki öğrenme aşkını eğitimi hayatında garanti gibi bir şey olarak gören çocuklarımızın görmesi lazım. 2009 yılında 89 yaşında hasta yatağında bile öğrenmeye devam eden Marugenin öğrenme aşkını ise hepimiz.
Ha, bu arada unutmadan filmin çekimlerinin tamamı Kenya'da gerçekleşmiş, Rift Vadisi'nde yapmışar çekimleri. Afrika gibi yerler sözkonusu olduğu zamanlar yapımcılar genelde koşulları daha iyi olan yerleri tercih ederler. Irak'ta geçiyorsa olay Ürdün'de çekilir sahneler mesela. Çoğu Güney Afrika'da filan çekmişlerdir herhalde derken film gerçekten de Kenya'da çekilmiş. Afrika hakkıda gördüğünüz tipik manzara resimlerini bu filmde görmeyeceğinizden emin olun. Böyle olması belki de filmin doğasına daha da uygun olmuş.
Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım eğitimde son zamanlarda yapılan değişikliklerden serzenişte bulunurken Yahu ne yapılırsa yapılsın olmuyor arkadaş. Lisedeki yıllarımı anımsıyorum. İngilizce sınıfımızda şöyle kocaman bir televizyon vardı. Öğretmenimiz açacak da, şöyle bir VHS kasetinden bir şeyler izleyeceğiz diye can atardık dedi. Ona teselli olmadı belki ama içinde bulunduğu durumu kendi yeğenlerimden bildiğimi söyledim. Şu anda yabancı dil öğrenmek ya da bildiklerini geliştirmek isteyen gençler için her türlü kaynağa internet üzerinden bedava ulaşmak mümkün ama anadilinde bile yetişkin kontrolü olmadan okumayan gençlerin yabancı dilde okumalarını nasıl sağlayacaksınız? Ana dilinde bile gazete okumayı angarya sayan gençlere yabancı dilde nasıl birşeyler okutacaksınız? Karne hediyesi olarak PS3,bilgisayar, hatta lüks otomobil olan gençlere 5-10 liralık kitabın kıymetini nasıl anlatacaksınız?
Bu bağlamda, eğitimin gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin en ücra köşelerinde bile bilgisayarla icra edilmeye başlandığı şu dönemlerde 2004 yılında 84 yaşında olan Kenyalı Kimani Marugenin okuma yazma öğrenmek için sürdürdüğü savaşımdan uyarlanan bir filme böylesi bir zamanda denk gelmek son derece manidar oldu.
Filmin yönetmeni Justin Chadwick, Kimani N'gan'ga Marugein gerçek yaşamöykünü ilk kez LA Timesda yayınlanan bir taslak senaryodan öğreniyor. Uçağa atlıyor, Nairobiye gidiyor. Marugeyi 89 yaşında hasta yatağında görüyor ve hikayesini ondan dinliyor. Elbette bir hikayeyi beyazperdeye aktarmak hiç de kolay değil. Yedinci sanat çok daha fazla emek ve çaba isteyen ince birşey.Kenya'nın yakın tarihji hakkında biraz daha araştırma yapıyor ve hikayesini tam olarak ondan sonra oluşturuyor.
Maruge Kenyanın bağımsızlığını kazanmasından önce 1951-1960 arasında çeşitli kamplarda işkence görmüş eski bir Mau Mau özgürlük savaşçısı. Mau Mau eylemcileri Kenyanın bağımsızlığı ve topraklarını geri almak için ant içmiş etnik Kikuyu kabilesi. Afrikanın geleneksel kültüründe kabilelerin ayrı bir önemi var. Her kabilenin kendi örf ve ananeleri, kendi bölgeleri var. Hatta bazen konuştukları dil bile değişebiliyor. Batılı Beyaz adam kabilelerin ne kadar önemli olduğunu kıtaya ayak basar bazmaz anlamış ve vakti geldiğinde kavmi ayrılıkları kendi yararına kullanmaya ta 1884-1885 tarihli Berlin Konferansında attığı adımlarda başlamıştır. Birbirleriyle etnik anlamda sürtüşmesi muhtemel kabilelerin olası sorunlarını dikkate almadan Afrikayı yaklaşık 50 parçaya bölmüşlerdir.
Maruge Britanyalılara karşı son derece vahşi savaşmış bir Kikuyu. Kikuyular için en önemli şey toprak. Afrikada kendi topraklarında sadece ırgat olarak çalışmak ve beyaz adam tarafından sürekli aşağılanmak canına tak edince bağımsızlık savaşına kalkışan bir kabile Kikuyular. Afrikanın kanlı tarihi ve yerlilerin bağımsızlık mücadelesi hakkında hiçbir şey bilmeyen bir izleyicinin Britanyalıların yaptıklarından şoke olması ve Mau Maulara acıması kuvvetle muhtemeldir. Ancak filmde üzerinden durulmayan şey, Mau Mau savaşçılarının da en az Britanyalılar kadar acımasız olduğu ve aynı orantısızlık da güç kullandığı belgelenmiş olmasıdır. Yönetmen Chadwickin hikayeyi Marugenin gözünden anlattığını özellikle belirttiğini biliyorum ve Britanyalıların emperyalist geçmişini savunacak değilim ama Britanyalıların Kenyada yaptıkları, Belçikalıların Kongoda, Fransızların Cezayirde ya da Portekizlilerin Mozambik ve Angolada yaptığından daha kanlı değildir ancak Afrikalı yerlilerin bağımsızlık mücadelesi de öyle kansız olmamıştır. Afrikada bağımsızlığını kazanan siyahların, Kongo gibi birçok ülkede modern yaşamı temsil eden her şeye karşı savaş açtıkları bilinir. Kulağa abartılı gelecek belki ama Belçikalıların Kongoyu terk etmesinden sonra savaşçı yerlilerin çatal bıçak kullanan yerlilerin bile kanını akıttığı rivayet edilir. Demek istediğim, Mau Maular öyle eli kolu bağlı beklememiş, Britanyalılara aynı şiddetle karşılık vermekle kalmadığı gibi ant içmeyen Kenyalılara karşı da terör estirmiştir. Yine de şunu aklımızda tutmamız gerek, bu film İngilterenin devlet televizyonu BBC tarafından desteklenmiş bir film. Mesela, ben şimdiye kadar Belçikalıların Kongoda yaptıklarına özeleştiri getiren bir film duymadım, görmedim ama İngilizler bu filmi yapmış. Eğer Chadwick, Mau Mau savaşçılarını sadece bir Mau Mau savaşçısının gözünden anlatmasaymış belki de beyaz adamın günah çıkarma çabasından öteye gidebilirmiş. Eğer, sözgelimi, Rachid Bouchareb filmlerini izlediyseniz bu çabanın ne anlama geldiğini sanırım çok iyi biliyorsunuzdur.
Naomie Harrisin kendini adamış Afrikalı öğretmen portesi ise son derece başarılı. Ünlü aktrisin canlandırdığı öğretmenin, aktrisi sahne ortamında izlediğini ve onu hakikaten beğendiğini burada belirtmem lazım. Harrisin üvey babası da zaten öğretmenmiş ve ondan SKYPE aracılığıyla ders planları ve tüyolar almış.
Marugeyi oynayan Oliver Litondonun neredeyse yirmi yıldır oyunculuk yapmadığını düşünürsek ne kadar iyi bir çıkardığını daha iyi anlarız. Bu role kendisinden çok şey verdiği aşikar Filmde oynayan Afrikalı çocukların ise rol yapmasına gerek yok onlar zaten kendilerini oynuyor. Elektrik ve su sıkıntısı olan bir yerde, derme çatma kulübelerde eğitim gören o çocukların gözlerindeki öğrenme aşkını eğitimi hayatında garanti gibi bir şey olarak gören çocuklarımızın görmesi lazım. 2009 yılında 89 yaşında hasta yatağında bile öğrenmeye devam eden Marugenin öğrenme aşkını ise hepimiz.
Ha, bu arada unutmadan filmin çekimlerinin tamamı Kenya'da gerçekleşmiş, Rift Vadisi'nde yapmışar çekimleri. Afrika gibi yerler sözkonusu olduğu zamanlar yapımcılar genelde koşulları daha iyi olan yerleri tercih ederler. Irak'ta geçiyorsa olay Ürdün'de çekilir sahneler mesela. Çoğu Güney Afrika'da filan çekmişlerdir herhalde derken film gerçekten de Kenya'da çekilmiş. Afrika hakkıda gördüğünüz tipik manzara resimlerini bu filmde görmeyeceğinizden emin olun. Böyle olması belki de filmin doğasına daha da uygun olmuş.
Teşekkürler yazı için, hep farklı bir yerden olsun, sıkıldım AB veya ABD'de çekilen filmlerinden derken bu cıktı karsıma, gercek hikaye üzerine kurulması da cabası!
Sahiden çok iyi eğitimciler mutlaka izlemeli
The First Grader filmine Benzer Film ekliyorsun.
The First Grader filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
The First Grader filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL