Romanya sinemasından çarpıcı bir örnek. Boşanmış bir babanın 5 yaşındaki kızını iki günlüğüne annesinden alıp deniz kenarına tatile götürme hikayesi olarak başlayan film nerede ise bir üçüncü sayfa hikayesi olarak sona ererken özellikle ikinci yarısında seyredeni nefessiz bırakıyor. Tüm oyuncuların
... Devamı Romanya sinemasından çarpıcı bir örnek. Boşanmış bir babanın 5 yaşındaki kızını iki günlüğüne annesinden alıp deniz kenarına tatile götürme hikayesi olarak başlayan film nerede ise bir üçüncü sayfa hikayesi olarak sona ererken özellikle ikinci yarısında seyredeni nefessiz bırakıyor. Tüm oyuncuların ama özellikle babayı canlandıran Serban Pavlunun müthiş oyunu ile daha da değerlenen film çağdaş dünyanın sıradan bir gerçeği olan parçalanmış ailelerden birini mercek altına alıyor ve görüşme zamanlarının mahkemelerde matematiksel olarak belirlendiği hayatların altını deşiyor bir bakıma.Büyük bir kısmı tek bir mekanda ve bir evin içinde geçen filmin bu derece dinamik bir görüntü verebilmesi ve üstelik bu görüntünün en ufak bir yapaylık veya müdahele içermeyen bir hava taşıyabilmesinin arkasında senaryo ve gerçekçiliği ile parmak ısırtacak diyaloglar, Judenin mizansen anlayışı, kurgu ve elbette oyunculuklar var. Bir noktadan sonra kontrolünü kaybeden ve Pavlunun göz yaşartacak denli başarılı performansı ile hayat verdiği baba karakterinin çaresizlik içinde neden olduğu olaylar özellikle son yarım saatte seyredeni o denli içine alıyor ki hafif bir komedi/dram karışımı olarak başlayan filmin sonradan bu kadar sert bir içeriğe bürünmesinde inandırıcılık açısından en ufak bir eksiklik hissettirmiyor. Üstelik bu değişim birdenbire olmuyor aslında; daha başlarda adamın kendi ailesi ile olan sahnesinden başlayarak sertliği yavaş yavaş ilerleten bir dürüstlüğü var filmin. Bir aile dramı ama ne müthiş bir dram!