11 yıl önce
7.3
425 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.1 (10.431 OY)
KONUSU
Zeki Demirkubuz’unDostoyevski’nin ’Yeraltından Notlar’ından ilham alarak çektiği son filmi ’Yeraltı’ tamamlandı.
Başrolünde Engin Günaydın’ın rol aldığı filmdeSırrı Süreyya Önder, Sarp Atak, Serhat Tutumluer ve Nihal Yalçın Günaydın’a eşlik ediyor.
-
Zeki Demirkubuz
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Muharrem
Hayat Kadını
Cevat
Türkan
Sinan
Feridun
Tarık
Barmen
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Zeki demirkubuzun şu hiç kapanmayan kapı metaforunu görünce bi gülümsemede hasıl oldu bendenizde.Ama bir ayrıntı var kapıda gıcırdama yoktu buna dikkat.İnsanoğlu’nun açmazı ve kendini yeraltına hapsedişinin filmi.Ne kadar istesekte kendimizi başkalaştıramadığımızı sevgi,dostluk ve arkadaşlığımızın çıkar ilişkisine dayanışını.Yeraltından yukarıya tırmanana imrenme ve ona yalakalık yapmak ne derece gerçekci olabilir ki ve Gerçeği görüp bilmek ama yalakalığımıza devam etmek.Kendimizi değiştirmek istememiz ama asla ifade edemeyişimiz işte biz insanoğlunun açmazı ve acizliğimizin filmi.Aklın ibneleştirdiği insan tipi güzel sözdü.
Zeki Demirkubuz dünyaya film çekmek için gelmiştir. Bu film bunun açık ve net kanıtıdır. Nerede okudum bilmiyorum, Nuri Bilge ile Zeki Demirkubuz?un karşılaştırması vardı, şöyle yazıyordu;
?Nuri Bilge sanat yapar film olur, Zeki Demirkubuz film yapar sanat olur? gibi bi cümleydi sanırım. Tam da öyle birşey bu film işte. Sanatın ve acının somut hali gibi. Elbette ki Yeraltından Notları okuyan kişiler bu filmi daha bi zevk alarak izleyecektir. Engin Günaydın için oyunculuk hayatının zirvesi diyebilirim, ilk basamağı da tabi ki Yazgı idi. Onu da izlemenizi öneririm, o da bir Demirkubuz filmidir. Tam kararında bi oyunculuk sergilediğini düşünüyorum, karşımızda vıcık vıcık bir ?çok acı çekiyorum allah belamı vermiş? havasından çok ?acımla beraber gerçekten hala bir yandan tutunmaya çalışıyorum? diyen bir Dosto ruhu vardı. Tam olması gerekende buydu sanırım.
Kesinlikle izleyin derim. Yıl olmuş 2013, hala türk sinemasını ya Nuri Bilge?den ya ... Devamı
?Nuri Bilge sanat yapar film olur, Zeki Demirkubuz film yapar sanat olur? gibi bi cümleydi sanırım. Tam da öyle birşey bu film işte. Sanatın ve acının somut hali gibi. Elbette ki Yeraltından Notları okuyan kişiler bu filmi daha bi zevk alarak izleyecektir. Engin Günaydın için oyunculuk hayatının zirvesi diyebilirim, ilk basamağı da tabi ki Yazgı idi. Onu da izlemenizi öneririm, o da bir Demirkubuz filmidir. Tam kararında bi oyunculuk sergilediğini düşünüyorum, karşımızda vıcık vıcık bir ?çok acı çekiyorum allah belamı vermiş? havasından çok ?acımla beraber gerçekten hala bir yandan tutunmaya çalışıyorum? diyen bir Dosto ruhu vardı. Tam olması gerekende buydu sanırım.
Kesinlikle izleyin derim. Yıl olmuş 2013, hala türk sinemasını ya Nuri Bilge?den ya ... Devamı
Zeki Demirkubuz dünyaya film çekmek için gelmiştir. Bu film bunun açık ve net kanıtıdır. Nerede okudum bilmiyorum, Nuri Bilge ile Zeki Demirkubuz?un karşılaştırması vardı, şöyle yazıyordu;
?Nuri Bilge sanat yapar film olur, Zeki Demirkubuz film yapar sanat olur? gibi bi cümleydi sanırım. Tam da öyle birşey bu film işte. Sanatın ve acının somut hali gibi. Elbette ki Yeraltından Notları okuyan kişiler bu filmi daha bi zevk alarak izleyecektir. Engin Günaydın için oyunculuk hayatının zirvesi diyebilirim, ilk basamağı da tabi ki Yazgı idi. Onu da izlemenizi öneririm, o da bir Demirkubuz filmidir. Tam kararında bi oyunculuk sergilediğini düşünüyorum, karşımızda vıcık vıcık bir ?çok acı çekiyorum allah belamı vermiş? havasından çok ?acımla beraber gerçekten hala bir yandan tutunmaya çalışıyorum? diyen bir Dosto ruhu vardı. Tam olması gerekende buydu sanırım.
Kesinlikle izleyin derim. Yıl olmuş 2013, hala türk sinemasını ya Nuri Bilge?den ya da Şahan Gökbakar?dan ibaret sananlarımız var. İyi seyirlerr
Alıntılar;
* Ne ben herhangi birine benziyordum, ne de herhangi biri bana benziyordu. Ben tek başımaydım, onlarsa hep birlikteler.
* Bazen durduk yerde bir olayın bütün yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çok da bu mecburi eve dönüşler sırasında tam kapıda yakalardı bu duygu. Eşikte öylece kalır gözlerim dalar çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım.
?Nuri Bilge sanat yapar film olur, Zeki Demirkubuz film yapar sanat olur? gibi bi cümleydi sanırım. Tam da öyle birşey bu film işte. Sanatın ve acının somut hali gibi. Elbette ki Yeraltından Notları okuyan kişiler bu filmi daha bi zevk alarak izleyecektir. Engin Günaydın için oyunculuk hayatının zirvesi diyebilirim, ilk basamağı da tabi ki Yazgı idi. Onu da izlemenizi öneririm, o da bir Demirkubuz filmidir. Tam kararında bi oyunculuk sergilediğini düşünüyorum, karşımızda vıcık vıcık bir ?çok acı çekiyorum allah belamı vermiş? havasından çok ?acımla beraber gerçekten hala bir yandan tutunmaya çalışıyorum? diyen bir Dosto ruhu vardı. Tam olması gerekende buydu sanırım.
Kesinlikle izleyin derim. Yıl olmuş 2013, hala türk sinemasını ya Nuri Bilge?den ya da Şahan Gökbakar?dan ibaret sananlarımız var. İyi seyirlerr
Alıntılar;
* Ne ben herhangi birine benziyordum, ne de herhangi biri bana benziyordu. Ben tek başımaydım, onlarsa hep birlikteler.
* Bazen durduk yerde bir olayın bütün yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çok da bu mecburi eve dönüşler sırasında tam kapıda yakalardı bu duygu. Eşikte öylece kalır gözlerim dalar çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım.
nuri bilge ceylan’la şahan gökbakar’ı aynı cümlede gördüm.hayat işte :)
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Beklentimi düşük tuttuğum halde bence bekleneni veremeyen bir film olmuş zeki demirkubuzun çoğu filmini izledim gayet başarılı ama bu olmamış bence dublajın kötü oluşu ve filmin neredeyse yarısında engin günaydının nefes alıp verişi sinir bozucuydu
Yarattığı Muharrem karakterinin etrafında Dostoyevski nin “Yeraltından Notlar“ını günümüz Ankarasına taşıyan Zeki Demirkubuz sefillik ve yücelik arasında gidip gelen ayriyeten aşağılanma ve onur arasındaki ilişkiyi ve böyle gibi duyguları gösteren bir uyarlama Engin günaydının abartılı ve güzel oyunculu son olarak kapanmayan kapıyı da görüyoruz.
Zeki Demirkubuz filmlerine aşık biri olarak severek izledim.
Filmin genel teması karanlıktı. Replikler can alıcıydı. Durağan ilerlemesine karşı hiç sıkmadı beni. Sevdiğim Türk filmleri listeme hemen ekledim. Engin Günaydın’a bu tarz roller çok yakışıyor. Son olarak güzel bir replikle bitirmek istiyorum yazımı...
Gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! Bu bir.
Kibirden, kendini beğenmişlikten, ’’ bütün bu dağları ben yarattım’’ havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! Bu da iki.
Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! Bu üç.
Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim ve Dostoyevski’nin dediği gibi gerçeğin her şeyin üstünde zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim
Filmin genel teması karanlıktı. Replikler can alıcıydı. Durağan ilerlemesine karşı hiç sıkmadı beni. Sevdiğim Türk filmleri listeme hemen ekledim. Engin Günaydın’a bu tarz roller çok yakışıyor. Son olarak güzel bir replikle bitirmek istiyorum yazımı...
Gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! Bu bir.
Kibirden, kendini beğenmişlikten, ’’ bütün bu dağları ben yarattım’’ havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! Bu da iki.
Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! Bu üç.
Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim ve Dostoyevski’nin dediği gibi gerçeğin her şeyin üstünde zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim
Bir Dostoyevski uyarlaması. İzlerken, dublajlı Amerikan filmi izliyorum hissine kapıldım. O replikler o oyuncuların ağzında emanet duruyor abi. Fakat bunun oyuncularla ilgisi yok. O durumdaki bir Rus öyle konuşabilir ama aynı durumdaki bir Türk öyle demez işte, onu söylüyorum. Aynı duyguyu yine Zeki Demirkubuz’un "Yazgı" filmini izlerken hissetmiştim. Romanları okuyup filmleri izleyenler bana katılacaktır.
Dostoyevski'nin Yer Altından Notlar'ı bugüne kadar okuduğum kitaplar içinde en içime işleyeni oldu. çünkü içime ışık tuttu,hislerimi manalandırdı, bazı düşüncelerde yalnız olmadığımı gösterdi. ve en acısı da benden yıllar önce yaşamış bir adamın dahi aynı sancıları çektiğini gösterdi. yani dünya aslında bir şeylerin hep tekerrür ettiği, belli standartlar içinde belli türdeki insanların ve hayatların dünyaya gelip geçtiği bir köprü. başı ve sonu var. biz de o köprüdeyiz. ama biz hassas olanlarız biz doğruya ve gerçeğe bağlı olanlarız. bu gerçeklik sevdası bizi yıpratıyor. çünkü dışarda kimse gerçeği sevmiyor, kimse gerçeği istemiyor. çünkü gerçek acı, gerçek kötü. gerçekten kaçıyor herkes. biz gerçek oldukça insanlar kaçıyor bizden ve biz yeraltına çekiliyoruz. bazen bıkıp onlardan biri olayım ne olacak ki diyoruz ama asla onlardan biri olamıyoruz. ve kendimize dönüyoruz. bu döngü böyle devam edip gidiyor. neyse...
filmi işte bu sebeple ... Devamı
filmi işte bu sebeple ... Devamı
Dostoyevski'nin Yer Altından Notlar'ı bugüne kadar okuduğum kitaplar içinde en içime işleyeni oldu. çünkü içime ışık tuttu,hislerimi manalandırdı, bazı düşüncelerde yalnız olmadığımı gösterdi. ve en acısı da benden yıllar önce yaşamış bir adamın dahi aynı sancıları çektiğini gösterdi. yani dünya aslında bir şeylerin hep tekerrür ettiği, belli standartlar içinde belli türdeki insanların ve hayatların dünyaya gelip geçtiği bir köprü. başı ve sonu var. biz de o köprüdeyiz. ama biz hassas olanlarız biz doğruya ve gerçeğe bağlı olanlarız. bu gerçeklik sevdası bizi yıpratıyor. çünkü dışarda kimse gerçeği sevmiyor, kimse gerçeği istemiyor. çünkü gerçek acı, gerçek kötü. gerçekten kaçıyor herkes. biz gerçek oldukça insanlar kaçıyor bizden ve biz yeraltına çekiliyoruz. bazen bıkıp onlardan biri olayım ne olacak ki diyoruz ama asla onlardan biri olamıyoruz. ve kendimize dönüyoruz. bu döngü böyle devam edip gidiyor. neyse...
filmi işte bu sebeple izledim. kitaptan aldığım tadı alamadım, pek tabi. ama türk sineması adına böyle bir filmin yapılması bile takdire şayan. destek olmak gerektiği kanaatindeyim.
filmi işte bu sebeple izledim. kitaptan aldığım tadı alamadım, pek tabi. ama türk sineması adına böyle bir filmin yapılması bile takdire şayan. destek olmak gerektiği kanaatindeyim.
Yerin Dibi
Ne yazık ki ve iyi ki çoğu insanın bir yer dibi var. İçine girmek isteyip giremediği, içinden hiç çıkmadığı ya da çıkamadığı... Yeraltından Notlar isimli fevkaledenin fevkinde olan kitaptan uyarlanan "Yeraltı"ndan bahsediyorum. Kitabı tekrar okuyup, filmi ikinci kez izledim. Bu kesinlikle "esinlenme", "uyarlama" kelimelerinin karşılığıydı benim için. Her detay özgündü bence. Kitabı okuduğumda gözümde canlanan yemek sahnesi, filmde öyle bir karşıma çıktı ki "amaaaann kitap böyle değildii, bu kaka" demedim. Aynı şey ancak böyle farklı yansıtılabilirdi. Belki biraz abartıyorum ama bence çok başarılıydı. Muharrem karakteri yakınımda bi yerlerde mutlaka vardır, yaşıyodur. Ve ben belki ondan tiksinmişimdir zaman zaman. Zaman zamansa hak vermişimdir. Dürüstlüğün bir erdem olup olmadığını, varolmanın koşullarını, insanların dibini ve yüzeyini Muharrem yaşattı bana.
İnsanın söylemek isteyip s ... Devamı
Ne yazık ki ve iyi ki çoğu insanın bir yer dibi var. İçine girmek isteyip giremediği, içinden hiç çıkmadığı ya da çıkamadığı... Yeraltından Notlar isimli fevkaledenin fevkinde olan kitaptan uyarlanan "Yeraltı"ndan bahsediyorum. Kitabı tekrar okuyup, filmi ikinci kez izledim. Bu kesinlikle "esinlenme", "uyarlama" kelimelerinin karşılığıydı benim için. Her detay özgündü bence. Kitabı okuduğumda gözümde canlanan yemek sahnesi, filmde öyle bir karşıma çıktı ki "amaaaann kitap böyle değildii, bu kaka" demedim. Aynı şey ancak böyle farklı yansıtılabilirdi. Belki biraz abartıyorum ama bence çok başarılıydı. Muharrem karakteri yakınımda bi yerlerde mutlaka vardır, yaşıyodur. Ve ben belki ondan tiksinmişimdir zaman zaman. Zaman zamansa hak vermişimdir. Dürüstlüğün bir erdem olup olmadığını, varolmanın koşullarını, insanların dibini ve yüzeyini Muharrem yaşattı bana.
İnsanın söylemek isteyip s ... Devamı
Yerin Dibi
Ne yazık ki ve iyi ki çoğu insanın bir yer dibi var. İçine girmek isteyip giremediği, içinden hiç çıkmadığı ya da çıkamadığı... Yeraltından Notlar isimli fevkaledenin fevkinde olan kitaptan uyarlanan "Yeraltı"ndan bahsediyorum. Kitabı tekrar okuyup, filmi ikinci kez izledim. Bu kesinlikle "esinlenme", "uyarlama" kelimelerinin karşılığıydı benim için. Her detay özgündü bence. Kitabı okuduğumda gözümde canlanan yemek sahnesi, filmde öyle bir karşıma çıktı ki "amaaaann kitap böyle değildii, bu kaka" demedim. Aynı şey ancak böyle farklı yansıtılabilirdi. Belki biraz abartıyorum ama bence çok başarılıydı. Muharrem karakteri yakınımda bi yerlerde mutlaka vardır, yaşıyodur. Ve ben belki ondan tiksinmişimdir zaman zaman. Zaman zamansa hak vermişimdir. Dürüstlüğün bir erdem olup olmadığını, varolmanın koşullarını, insanların dibini ve yüzeyini Muharrem yaşattı bana.
İnsanın söylemek isteyip söyleyemediği tüm o şeylerin bir patlayış örneği var. Ve bu aslında filmin başından sonuna kadar Muharremle birikte sürüklüyor izleyeni. Bazen ondan nefret etmek, bazen psikolojik tanılar koymak ve bazen bütünüyle empati kurmak...
Günlerinin seyrini az çok tahmin edebilmek bile bir yakınlık göstergesi. Ben çok ince ama aynı zamanda çok kaba hatlarla örülmüş karakteri ve filmi gerçekten başımın ucuna aldım. Uzun zamandır düşünmeme sebep olan ve bende bir kapı açan birşey izlememiştim ve bu nedenle bir nevi ilaç oldu. Filmin ne kadar çirkin, ne kadar güzel olduğundan ziyade hissettirdiği ve düşündürdüğü şeylerle ilgilendim. Tenk yu Zeki Demirkubuz. Tenk yu Dostoyevski. Tenk yu Engin Günaydın.
Ne yazık ki ve iyi ki çoğu insanın bir yer dibi var. İçine girmek isteyip giremediği, içinden hiç çıkmadığı ya da çıkamadığı... Yeraltından Notlar isimli fevkaledenin fevkinde olan kitaptan uyarlanan "Yeraltı"ndan bahsediyorum. Kitabı tekrar okuyup, filmi ikinci kez izledim. Bu kesinlikle "esinlenme", "uyarlama" kelimelerinin karşılığıydı benim için. Her detay özgündü bence. Kitabı okuduğumda gözümde canlanan yemek sahnesi, filmde öyle bir karşıma çıktı ki "amaaaann kitap böyle değildii, bu kaka" demedim. Aynı şey ancak böyle farklı yansıtılabilirdi. Belki biraz abartıyorum ama bence çok başarılıydı. Muharrem karakteri yakınımda bi yerlerde mutlaka vardır, yaşıyodur. Ve ben belki ondan tiksinmişimdir zaman zaman. Zaman zamansa hak vermişimdir. Dürüstlüğün bir erdem olup olmadığını, varolmanın koşullarını, insanların dibini ve yüzeyini Muharrem yaşattı bana.
İnsanın söylemek isteyip söyleyemediği tüm o şeylerin bir patlayış örneği var. Ve bu aslında filmin başından sonuna kadar Muharremle birikte sürüklüyor izleyeni. Bazen ondan nefret etmek, bazen psikolojik tanılar koymak ve bazen bütünüyle empati kurmak...
Günlerinin seyrini az çok tahmin edebilmek bile bir yakınlık göstergesi. Ben çok ince ama aynı zamanda çok kaba hatlarla örülmüş karakteri ve filmi gerçekten başımın ucuna aldım. Uzun zamandır düşünmeme sebep olan ve bende bir kapı açan birşey izlememiştim ve bu nedenle bir nevi ilaç oldu. Filmin ne kadar çirkin, ne kadar güzel olduğundan ziyade hissettirdiği ve düşündürdüğü şeylerle ilgilendim. Tenk yu Zeki Demirkubuz. Tenk yu Dostoyevski. Tenk yu Engin Günaydın.
Evvel eleştirine ve görüşlerine saygı duyduğumu belirtmek isterim. Fakat kanımca film kitabı tam manasıyla yansıtamamış (zaten bir "esinlenme" durumu söz konusu olduğu için de kitaba tamamen sadık kalma gibi bir beklenti içerisinde olmadım)... Ancak Engin Günaydın gibi nitelikli bir oyuncu, Dostoyevski’nin karakterini fazlasıyla yansıtabilirdi diye düşünüyorum. Fakat senaryonun ve içeriğin doğru anlaşılamamasından dolayı bence yanlış bir "yansıtma" var.
Bir kitabı filme uyarlamak ciddi anlamda zor bir iştir. Cesaret ve aşırı dikkat ister. Kitabı dikkatli gözlerle süzdüğümüz zaman karakterlerin derinliklerinde yatan psikolojik ruh hallerinin tam manasıyla yansıtılamadığını düşünüyorum. Dediğim gibi azizim, Dostoyevski’nin eserini yansıtıyorsun. Aceleye gelmez...
Bir kitabı filme uyarlamak ciddi anlamda zor bir iştir. Cesaret ve aşırı dikkat ister. Kitabı dikkatli gözlerle süzdüğümüz zaman karakterlerin derinliklerinde yatan psikolojik ruh hallerinin tam manasıyla yansıtılamadığını düşünüyorum. Dediğim gibi azizim, Dostoyevski’nin eserini yansıtıyorsun. Aceleye gelmez...
çok önceden izlediğim, şimdi tekrar izlediğim film. önceden izlediğimde hakkını veremediğimi anladım. patlamalar, fışkırmalar, taşmalar...ne dersek diyelim adına. insani olan ve insanlıktan uzak sanılan duyguların birleştiği muharrem’den hem nefret ettim, hem onu anladım hem de sevdim.
Not: Zeki ağbey sen oynama, sadece yönet....
Not: Zeki ağbey sen oynama, sadece yönet....
Masanın etrafında oturuparkadaşlarıyla tartıştığı sahne gerçekten çok iyiydi. Bir an için kendimi onun yerine koydum, gerçekleri haykıracak cesaretim var mıydı yoksa içimde fırtınalar kopmasına rağmen Muharrem gibi sadece oturup izlemekle mi yetinirdim? Sanırım ikincisi... Çünkü Muharrem de hiçbir şeyin düzelmeyeceğinden emin olduğu için iyice yeraltına gömülen bir karakter.
Herkes filmi izlerken kendinden bir şeyler bulur, izlediğin andaki modu da çok önemlidir. Modunuzda değilseniz biraz sıkıcı gelebilir, ama hayat muhasebesi yaptığınız bir dönemde iseniz dahada anlam kazanacak bir film olduğunu söyleyebilirim.
Hepimiz yer altında yaşıyoruz, tuhaflıklarımız haddinden fazla. Bu filmde sadece Muharremin tuhaflıklarını izledik.
Herkes filmi izlerken kendinden bir şeyler bulur, izlediğin andaki modu da çok önemlidir. Modunuzda değilseniz biraz sıkıcı gelebilir, ama hayat muhasebesi yaptığınız bir dönemde iseniz dahada anlam kazanacak bir film olduğunu söyleyebilirim.
Hepimiz yer altında yaşıyoruz, tuhaflıklarımız haddinden fazla. Bu filmde sadece Muharremin tuhaflıklarını izledik.
öğrenci merkezli eğitim sistemini yetkilerin öğretmenden alınıp öğrenciye verilmesi olarak algılayan bi toplumun yeraltını a dan z ye yanlış anlamasına şaşmamalı .. kendine çok farklı bi anlam yüklemeye çalışıyosun ,sayı doğrusunda farklı yönlerde olabilirsin belki kendini farklı gördüklerinden ama inan diğerlerinden bi farkın yok hele ki bu filmin hiç yok Zeki;çünkü mutlak değeriniz hep aynı.. .gündemde popüler olan dizilerin birer oyuncusunu al,medyada göz önünde olan bikaç kişiyle renklendir ,kalabalık dizi fanları pat diye sinemada filmine koşsun.ne de olsa sevdikleri oyuncular var filminde hem de her diziden alınmış!!!bu çok yapılan sana has olmayan bi durum ama farklı olmaya çalışırken aynı düzene hizmet ediyosun aynısın.Dostoyevski ye şizofren,ruh hastası derler ama aslında insanı paranoyak,şizofren edendir kendileri.ilham almışsın da Dostoyevski'den acaba kim film atmosferinin içinde hissetti kendini merak ediyorum..biraz da Çeh
... Devamı
öğrenci merkezli eğitim sistemini yetkilerin öğretmenden alınıp öğrenciye verilmesi olarak algılayan bi toplumun yeraltını a dan z ye yanlış anlamasına şaşmamalı .. kendine çok farklı bi anlam yüklemeye çalışıyosun ,sayı doğrusunda farklı yönlerde olabilirsin belki kendini farklı gördüklerinden ama inan diğerlerinden bi farkın yok hele ki bu filmin hiç yok Zeki;çünkü mutlak değeriniz hep aynı.. .gündemde popüler olan dizilerin birer oyuncusunu al,medyada göz önünde olan bikaç kişiyle renklendir ,kalabalık dizi fanları pat diye sinemada filmine koşsun.ne de olsa sevdikleri oyuncular var filminde hem de her diziden alınmış!!!bu çok yapılan sana has olmayan bi durum ama farklı olmaya çalışırken aynı düzene hizmet ediyosun aynısın.Dostoyevski ye şizofren,ruh hastası derler ama aslında insanı paranoyak,şizofren edendir kendileri.ilham almışsın da Dostoyevski'den acaba kim film atmosferinin içinde hissetti kendini merak ediyorum..biraz da Çehov kat filmlerine ,azıcık Gogol'un paltosu da olsun ama ne katarsan kat farkın diğerleriyle aynı olmaktan öteye gidemeyecek,gördüklerimiz ,hissetttiklerimizin Dostoyevski okurken hissettiklerimizle benzer olmadıgı sürece...
Minik Not : Yearltı ,size neozekinin tasvir ettiği yer değil , filmin neden iyi olduğunu açıklayamayıp neden kötü olduğunu söyleyenleri kötü göstermek için 21 yy köleliği olan rakamların eksi-artı saçmalığını kullanmak bu filmi ya da anlamış gibi görünenleri daha yükseğe taşımayacak ... Cehennemden haberi olmayanların beğeneceği ,Sago-Ceza fanları gibi ergenvari Nuri-Zeki dalaşına girenlerin büyük ihtimal beğeneceği , içi boş ,dışı boş film ... Yeraltındaki mikrokozmozda yaşadıysanız anlarsınız dediklerimi...Haa Bir de filmin adı : Yeraltı ; gülüyorum size , güldürdüğünüz için teşekkürler !!! :):):):):):):):)
Minik Not : Yearltı ,size neozekinin tasvir ettiği yer değil , filmin neden iyi olduğunu açıklayamayıp neden kötü olduğunu söyleyenleri kötü göstermek için 21 yy köleliği olan rakamların eksi-artı saçmalığını kullanmak bu filmi ya da anlamış gibi görünenleri daha yükseğe taşımayacak ... Cehennemden haberi olmayanların beğeneceği ,Sago-Ceza fanları gibi ergenvari Nuri-Zeki dalaşına girenlerin büyük ihtimal beğeneceği , içi boş ,dışı boş film ... Yeraltındaki mikrokozmozda yaşadıysanız anlarsınız dediklerimi...Haa Bir de filmin adı : Yeraltı ; gülüyorum size , güldürdüğünüz için teşekkürler !!! :):):):):):):):)
Gerçekcilik ön planda olduğu için izlenmesi gerektiğini düşünüyorum
yine dostoyevski yine demirkubuz ve yine kalite. hayranlarını hiç şaşırtmıyor zeki demirkubuz. engin günaydın rolüne iyi bürünmüş ve hakkını vermiş.
Sanat filmi yapacağım diye çok kasıyor bazı yönetmenler.Alın size örneği. Sonunu getiremeden kapadığım bir filmdi. En son Erol Günaydın havlıyordu,orada benim kafa gitti tamamen ve devam edemedim :) He bunları diyorum diye "sen sanat filminden ne anlarsın arkadaş?" diyenler olacaktır elbet ama emin olun en azından anlaşılır sanat filmleri de izlemiş bir insanım. Sanat = anlaşılmazlık/kafa karıştırmak değildir bana göre.
her ne hikmetse her geçen gün bu filme olan sevgim, filmin bende bıraktığı karanlık, huzursuzluk ve belirsizlik etkisi giderek artıyor.
Masumiyet'i hepsinin üzerinde tutarak ayrı bir yere koyuyorum hala. Masumiyet'ten sonraki filmlerine baktığımda Demirkubuz'un Masumiyet'i aşamayacağına inanıyorum.Demirkubuz'un fanatik bir biçimde, eleştirilmez bir zırhla kuşatıldığını da gördüğümü belirtmek isterim.
sırf zeki demirkubuz hatrına izledim. ama merak ediyorum, engin günaydın’ı bir tek ben mi yeteneksiz ve fazla itici buluyorum?
edit: evet.
edit: evet.
Yeraltı filmine Benzer Film ekliyorsun.
Yeraltı filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Yeraltı filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL