... Devamı Kahramanımızın Nagiko’nun usta bir kaligraf olan babası, doğum günlerinde kızının yüzüne adını yazarak yaradılış töreni düzenler. Annesi, ona bir yandan Mandarin Çincesi öğretirken bir yandan da Japon imparatoriçesinin nedimelerinden Nagiko’nun bin yıl önce tuttuğu günceyi, yani "Başucu Kitabi"ni (The Pillow Book) okur. Nagiko fırçanın yumuşak, hafif, serin, ıslak, kaygan dokunuşlarını heyecanla beklediği; harflerin birleşip iç içe geçen dik çizgilerine, kıvrım ve bükümlerine hayran olduğu; nedime Nagiko’nun Başucu Kitabındaki güzel şeyler listesi ve erotik anılarla büyülendiği bir çocukluk ve ilk gençlik geçirir.
Aklı da okları gibi havada olan, okçu kocasıyla yaptığı geleneklere uygun evliliğin kitap kurdu Nagiko’yu mutsuz etmesi kaçınılmazdır. Kyoto’yu terk edip Hong Kong’a göçer. Çok güzel ve çekici bir kadın olan Nagiko hem iyi bir asık hem iyi bir kaligraf olan ideal erkeği aramaya başlar. Sonunda birkaç dil bilen İngiliz çevirmen Jerome’a asık olur. Biseksuel Jerome, ne yazık ki, Nagiko’nun babasına şantaj yapıp onu eşcinsel ilişkiye zorlayan yayıncının da sevgilisidir. Nagiko, yazılarının o yayıncı tarafından kitaplaştırılmasını onur sorunu yapar. Jerome, bedenini Nagiko’ya bir defter, bir tuval olarak kullanmasını söyler. Sonra gidip kendini yayıncıya sunacaktır... Tenin ve yazının zevklerini buluşturan bu erotik oyun acılara yol açacaktır.