Witness

Dünyanın en tehlikeli yerlerinde çalışan foto-muhabirler, yoksulluğun, uyuşturcu ticaretinin, iç savaşın, çetelerin ve yolsuzluğun hüküm sürdüğü bölgelerden bildiriyor.

Ödüllü film yapımcısı Michale Mannin dört bölümlük belgesel dizisi Libya, Meksika, Güney Sudan ve Brezilyadaki çatışma bölgelerinde genç savaş fotografçılarını takip ediyor.

Dünyanın en tehlikeli bölgelerinden bazıları, savaş bölgesi olarak ilan edilmese de uyuşturucu ticareti, etnik gerilimler, yoksulluk, çete vahşetleri ve siyasal yozlaşma yüzünden dünyanın en acımasız, sıcak noktaları olarak Kabul ediliyor.

Bölgelerde durum çoğu zaman dengesiz. Bu yüzden büyük haber organizasyonları ya bölgeden ayrılıyor ya da bu bölgelere girmeye bile cesaret edemiyor.

Yanlarına sadece kameralarını alıp dehşet verici olayları belgelemek ve savaşı sürekli kılan karmaşık faktörleri anlaşılır hale getirmek sadece bir avuç foto muhabirine kalıyor.

Michael Mann ve David Frankham yapımcılığını üstlendiği Ateş Altında /The Witness, üç savaş fotoğrafçısının peşinden Libya, Meksika, Güney Sudan ve Brezilyaya gidiyor. Belgesel, muhabirlerin bölge halkıyla ilişkilerini ve çatışmaya yakınlıklarını izlerken, herkes siper aldığında dahi onların nasıl ateş altında durduğunu gösteriyor.



1. Meksika & Juarez

Eros Hoagland, Irak, Afganistan ve Haitide çatışma bölgelerinde bulundu. Ancak şimdiki ilgi odağı Juarez, Meksika. Başka bir deyişle: Dünya cinayet başkenti.

Uyuşturucu kaynaklı şiddet olayları geride 10 binin üzerinde ölü bıraktı. Ve uyuşturucu ticareti hala devam ediyor.

Üç cesedin bulunduğu bir sahnede Hoaglandın fotoğraf çekmesi insanları kızdırıyor. Babası, Newsweek fotografçısı John Hoagland, Eros henüz küçük bir çocukken El Salvadorda öldürüldü. Başka bir belalı bölgede arabasında vurulan bir adam etrafındakiler öylece bakarken ölüyor. Hoaglandın fotoğrafı yerde yatan adamın, çevresini saran polis postallarıyla oluşturduğu aykırılığı yakalıyor. Bu zor bir iş; ama Hoagland, Kendinizi duygularınıza çok fazla kaptıramazsınız, yoksa iş zarar görür diyor.



2. Libya

Michael Christopher Brown, Muammer Kaddafinin 40 yıllık iktidarına son veren çatışmalar esnasında beş kez Libyada bulundu. Şimdi devrim bitti ama bölgesel gerilimlerin artması ve çatışmaların devam etmesi nedeniyle Libyada durum eskisinden daha karmaşık.

20 Nisan 2011de Brown, diğer gazeteciler ve deneyimli foto muhabir Tim Hetheringtonla Misratadaydı. Brown o günü Kent atış poligonuna dönmüştü, diye anlatıyor. Grup, yeni ve tecrübesiz askerlerle seyahat ediyordu. Brown endişeliydi. Havan mermisi yakınlarda bir yere isabet etti ve Tim öldü. Brownsa ağır biçimde yaralandı. O zamandan beri orada bulunmanın önemi hakkında düşünüyor; Şimdi bu işin bedellerini daha iyi anlıyorum diyor. Libya daha da büyük bir kaosa sürüklenirken Brown olayları aktarmaya devam ediyor.



3. Sudan & South Sudan

Joseph Konynin liderliğindeki Tanrı’nın Direniş Ordusu, Güney Sudanda binlerce insanı öldürdü, kaçırdı ya da yerlerinden etti. Fransız foto muhabiri Veronique de Viguerie, topraklarını ve çocuklarını TDOdan korumak için silahlanan çiftçilerin maaş almayan kuvvetleri Oklu Çocukları haber yapmak için bölgede seyahat ediyor. Bazıları, hamile olan Veroniquein böylesine tehlikeli bir iş yapmak için deli olması gerektiğini söylüyor. Ama korkusuz Veronique Oklu Çocuklarla yabani hayatın içinde çetin yollara dalıyor. Yakınlarda bir yerde TDOnun izlerine rastlandığı söylenince Viguerie gece devriyesine katılıyor. Karanlıkta genç bir adam vuruluyor. Veronique onun hastaneye götürülmesine yardım ediyor. Hiç korkuyor mu? diye sorulduğunda, Bazen Ama korkmaya vakit yok, cevabını veriyor.



4. Brezilya & Rio

Rio de Janeiro, 2016 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapsa da şehir daracık varoşlarında polisle uyuşturucu çeteleri arasında kızışan savaştan mustarip.

Eros Hoagland yeni olimpik stadyuma tepeden bakan Mangueria gibi tehlikeli gecekondu mahallelerine girmeye cesaret edebilen çok az insandan biri. Bir polis görevlerinin Barışı sağlamak olduğunu söylüyor. Askerler çetelerin olduğu bölgelerde devriye geziyor.

Riodaki cinayetlerin sayısının düştüğü söyleniyor ama kayıp vakalarının sayısı yükseliyor, bu da Hoaglanda Cesetler nerede? sorusunu sorduruyor. Hoagland, varoşların tehlikeli dünyasının derinliklerinde ilerlerken sokak aralarına atılmış, kuyulara gömülmüş, yakılarak tanınamaz hale getirilmiş cesetlerin dehşet verici görüntülerini yakalıyor.