... Devamı Zeliş, o sene otuz yaşına basmıştır. İngilizce eğitim veren bir koleji bitirdikten sonra hukuk fakültesine girerek avukat olmuş, iyi arkadaşlar, sıkı dostlar edinmiştir. Henüz ortaokuldayken tanıştığı Hande ve Ceydayla bağını hiç koparmadan bugünlere kadar gelmiştir. Bir Evlilik Terapisti olan Serdarla son üç senedir devam eden mutlu bir birlikteliği vardır. Serdar evlenmekten ve evliliğin getireceği sorumluluklardan deli gibi korkar.. İlişkilerinin en başında Zelişe evliliğe sıcak bakmayan bir insan olduğunu açıkça söylemiştir. Daha öncesinde ne zaman çok para kazanacaksın? ya da ne zaman evleneceksin? ne zaman anne olacaksın? gibi sorulara verebileceği Büyüyünce! gibi çok iyi bir cevap varken, 30 yaşına basmasıyla birlikte bu cevabı kaybettiğini anlar Zeliş. Artık büyüyünce diyebilmek gibi bir lüksü kalmamıştır, çünkü büyümüştür. İçini müthiş bir geç kalmışlık duygusu kaplar. Buna ister 30 yaş sendromu, ister Satürn geçişi, istersek de mahalle baskısı diyelim, Zeliş evliliğin geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecek olduğunun farkına varır. Çünkü birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.