7.6

25 OY
PUAN VER
5

Imdb: 6.7 (58.759 OY)

KONUSU
Film, otoriter annesi Mona ile çalkantılı bir ilişkisi olan ve babasını hiç tanımayan son derece gergin ve paranoyak bir adam olan Beau Wassermann'ın hikayesini konu ediyor. Kaygı bozukluğundan ve korku ataklarından muzdarip olan Beau, annesinin ölümü üzerine cenazesine katılmak için eski evine gitm ... Devamı
Film, otoriter annesi Mona ile çalkantılı bir ilişkisi olan ve babasını hiç tanımayan son derece gergin ve paranoyak bir adam olan Beau Wassermann'ın hikayesini konu ediyor. Kaygı bozukluğundan ve korku ataklarından muzdarip olan Beau, annesinin ölümü üzerine cenazesine katılmak için eski evine gitmek zorunda kalır. Ancak yolculuk sırasında onu bekleyen kötü güçlerle yüzleşmek zorunda kalır. Beau için bu yolculuk, iç dünyanın gizemini ve annesiyle olan ilişkisini çözmeye çalıştığı bir keşif yolculuğuna dönüşür.

YORUM YAZ

SPOILER

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@sapandayumurta

2 ay önce

9.5 / 10

Annen kardeşim o senin. Döver de sever de.. Bu kadar abartmaya gerek yok. Ağzımıza s*çtın.

@glsumwashere

2 ay önce

10 / 10

Tez yazmaya karar verdim. Neyi savuncam bilmiyorum ama yazicam

@kumcular

5 ay önce

10 / 10

Suçlanmaktan korkan Beau’nun, doğumda annesinin kendisini suçlamasıyla başlayan hayat kâbusu bir suçlu olarak sona erdi. Yakıtını susuz alan Beau finalde içten yanmalı motor gibi pistonları dağıttı.
Joaquin Phoenix, Beau’ya annesi senin yüzünden kötü oynamış dememesi için mükemmel bir performans sergilerken, filmin tek mutlu adamı olan terapist, en güzel ilaçları kendisine yazıyormuş gibiydi…

@jessamina

9 ay önce

Beni 3 saatliğine bu dünyadan çekip aldı. İyi ki de aldı. Çok beğendim.

@normajeane

9 ay önce

Joanquin Phoenix'in gerçekçi oyunculuğu beni bir dakika bile filmden koparmadı. Film baştan sona metaforik bir anlatıma sahip. Lacan ayna, Platon mağara imgesi. Ben izlerken yalnızca Freudyen bir anlatıma sahip diyemiyorum. Biraz Lacan okumuş biri olarak bana Lacan'dan da fazla etkilenmiş gibi geliyor yönetmen. Lacan'ın ayna evresi. Beau'nun çocukluğu, yetersiz bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. İlk annesi ile olan bağı, annesi ile olan ilişkisi. Babanın yasasını tanıma. Finalde baba ile yüzleşiyor yani büyük penisle ve anneyi öldürmek istiyor. Bir yandan annenin hayatında bir kez sevişmesi ve o sevişme sonrasında Beau'nun olması ve babanın ölümüyle bir daha hiç sevişmemiş olması. (Ama annenin yastığının altında prezervatif çıkıyor.)Oğlunu da babanın hastalığı ile etkileyerek sevişmesinin önüne geçmesi başka biriyle paylaşamama. Çocuğun anne için her şey olma arzusu yani omnipotens arzusu. Oidip
... Devamı
Joanquin Phoenix'in gerçekçi oyunculuğu beni bir dakika bile filmden koparmadı. Film baştan sona metaforik bir anlatıma sahip. Lacan ayna, Platon mağara imgesi. Ben izlerken yalnızca Freudyen bir anlatıma sahip diyemiyorum. Biraz Lacan okumuş biri olarak bana Lacan'dan da fazla etkilenmiş gibi geliyor yönetmen. Lacan'ın ayna evresi. Beau'nun çocukluğu, yetersiz bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. İlk annesi ile olan bağı, annesi ile olan ilişkisi. Babanın yasasını tanıma. Finalde baba ile yüzleşiyor yani büyük penisle ve anneyi öldürmek istiyor. Bir yandan annenin hayatında bir kez sevişmesi ve o sevişme sonrasında Beau'nun olması ve babanın ölümüyle bir daha hiç sevişmemiş olması. (Ama annenin yastığının altında prezervatif çıkıyor.)Oğlunu da babanın hastalığı ile etkileyerek sevişmesinin önüne geçmesi başka biriyle paylaşamama. Çocuğun anne için her şey olma arzusu yani omnipotens arzusu. Oidipus kompleksi buram buram. Annenin mememi emmedin, beni istemedin serzenişi. Mağara rahmi temsil eder. Ayrıca Jung'un gölge arketipi. Dolayısıyla mağaraya giriş ve mağaradan çıkarak anneden kopuş. Sonunda anne tarafından cezalandırılma.Dikkat ederseniz Beau mağaradan çıkınca çıkarıldığı mahkemede özne olarak nitelendiriliyor. Yani orada artık özne oluyor. Lacan'ın öznesine gönderme. Lacan'ın öznesine göre obsesyon nevrozu (ayrışma anında yaşanan kaygı ile baş etmeye çalışan Özne’nin Ötekini reddederek var olma biçimi ile ilişkilidir). Lacan'a göre anne, babaya gönderimde bulunmazsa çocuk imgesel ilişkide kalır ve Beau'nun yaşadığı psikozun temeli de bu. Beau anne ile olan bağını koparamadığı için gerçeklikten kopmuştur. Daha çok şey söylenir yazılır. bunlar benim izlerken ilk aklıma gelenler.

@normajeane

9 ay önce

Beau'nun kafası bence. Kaygılarının ne denli güçlü olduğunu göstermek için kullanmış diye yorumladım. Yönetmen Beau'nun çocukluğunda hep annesiyle olduğunu gösteriyor. Yetişkin biri olduğu zaman tek başına dış dünyadan korkuyor. Kaza geçirdikten sonra evine alan ailenin evinin dışında da bu korkuyu görüyoruz. Bahçede ona zarar vermek isteyen biri var. Orman sahnesinde de yalnızken korkuyor ta ki biriyle karşılaşana kadar. Tekrar evinin dışına gelecek olursak dışarıda tecavüz, cinayet, hırsızlık gibi pek çok kriminal olay gerçekleşiyor. Dış dünyayı bu denli korkunç görüyor. Su almak için evden çıkıyor yani Freud'un tekinsizlik imgesi dediği her şey kaygıyla açığa çıkıyor. Yani tekinsizlik hissi güvenli alanı evde bile açığa çıkıyor. Çünkü daha baskın. Dış dünyaya yabancı, oraya kendini ait hissetmediği için kafasında çok kötü olarak etiketlemiş.

@ozan_taylan

9 ay önce

şöyle bişey sormak istiyorum. ev sahnesi için ne dersiniz. yani kendi evinde geçen sahneler. evin dışındaki sokaktaki olaylar vs. bi ara dışarıdaki insanların toptan eve doluşması.

@jackiron

9 ay önce

Komple spoiler olabilir, o yüzden izlemeden okumayın lütfen.

ilk izlenimimden notlar: Freud, filmin başından sonuna kadar hiç peşinizi bırakmıyor, hatta fallik obje en sonunda penis gibi (gibi değil bayağı çıkıyo) karşınıza çıkıyor. Vajinanın penisi koparacak korkusu, annedeki penis kıskançlığı ve en sonunda da tabi ki meşhur Oedipus Kompleksi. bunlar filmin ana bağlamını oluşturuyor. Yani film bunun üzerine kurulu. Annenin geçmişinden gelen( onun annesi, annesinin annesi ve onun da annesi. Bence ilk anneye kadar dayanan bir geçmiş.) kendi annesiyle olan sorunlu ilişki hepimizi bu hale getirdi diyor açıkçası. Çünkü sadece Beau'nun kendisi değil sokaktaki herkes aynı biçimde hasta(polisin tavrına dikkat).
Şimdillik bu kadar. Güzel film. Ari Aster yine onikiden vurmuş.

@furkandgn9

10 ay önce

6.7 / 10

Midsommar, Hereditary, The Strange Thing About the Johnsons derken Ari Aster benim için önemli bir yere oturdu. Beau is Afraid filminden de The Strange Thing About the Johnsons filmine çok benzer bir şey bekliyordum. Beklediğim gibi de çıktı. Diğer yükseliş filmlerinde de işlediği o aile bağlarını, aileden kaynaklı travmaları gösteriyor. Film iyi mi? Orasından emin değilim.

Film birey olmaktan kaçmış bir adamın yaşantısını 3 saatlik bir kabusa sıkıştırıyor. Bu kabus bizim evrenimizle zerre bağı olmayan bir kaos ortamında gerçekleşiyor. Kabusun temelinde ise Beau'nun annesi var. Toksik ebeveynlik, onun tüm bireyselliğini zayıflatıyor.

Aster, yine çok iyi bir sahne yönetimi sergiliyor. Midsommar'ın çok övülen formülünü "başım üstüne" diyerek kabul edip, arka plana sayısız ayrıntı yerleştirmiş. Ama ön plana yerleştirdiği ayrıntılarda ciddi bir problem var. Film çeşitli göndermelerle Beau'nun sayısız travmasını, perdeyi ucundan arala
... Devamı
Midsommar, Hereditary, The Strange Thing About the Johnsons derken Ari Aster benim için önemli bir yere oturdu. Beau is Afraid filminden de The Strange Thing About the Johnsons filmine çok benzer bir şey bekliyordum. Beklediğim gibi de çıktı. Diğer yükseliş filmlerinde de işlediği o aile bağlarını, aileden kaynaklı travmaları gösteriyor. Film iyi mi? Orasından emin değilim.

Film birey olmaktan kaçmış bir adamın yaşantısını 3 saatlik bir kabusa sıkıştırıyor. Bu kabus bizim evrenimizle zerre bağı olmayan bir kaos ortamında gerçekleşiyor. Kabusun temelinde ise Beau'nun annesi var. Toksik ebeveynlik, onun tüm bireyselliğini zayıflatıyor.

Aster, yine çok iyi bir sahne yönetimi sergiliyor. Midsommar'ın çok övülen formülünü "başım üstüne" diyerek kabul edip, arka plana sayısız ayrıntı yerleştirmiş. Ama ön plana yerleştirdiği ayrıntılarda ciddi bir problem var. Film çeşitli göndermelerle Beau'nun sayısız travmasını, perdeyi ucundan aralayarak bize anlatmaya çalışıyor ama her şey o kadar kalabalık ve bazen o kadar abartı ki inanılmaz yoruyor ve anlaşılmaz bir hale dönüşüyor. Sonra "dur siz anlamadınız" deyip tüm hikayeyi çeşitli tekniklerle yeniden anlatıyor. Kah bir David Cronenberg filmi oluyor, kah Truman Show'a dönüşüyor, bazen bu filmde hiç olmaması gerektiğini hissedeceğiniz sahnelere yer veriyor. Son 30 dakikasını da inanılmaz ucuz bir şekilde bitiriyor ve "bunun için mi sabrettim?" dedirtiyor. Adam, kendi erkekliğiyle yüzleşememiş bir karakteri anlatmak için filme konuşan devasa bir penis yerleştirmiş! Belli ki çok inanarak yaptığı bir iş ama ancak bu kadar ucuzlatılabilirdi. İzleyici olarak bundan daha zekisini beklemek de benim hakkım diye düşünüyorum. Aster, net bir şekilde sinemada matematiğin peşinden gitmek istemiş ve filmini doz aşımına uğratıp, aşırı planlı bir iş çıkartmış.

Bu filmin üzerine bir 30 yıl sonra da yazmaya devam ederler. Hatta şimdiden, bazı sahnelerin psikolojik incelemeleri sürüyordur. Beau'nun tam olarak ne düşündüğünü merak edenler vardır ki ben de çok merak ediyorum. Okuması çok zevkli olacak ama izlemesi o kadar zevkli değildi. Yalnızca çok çok farklı bir tecrübe olduğu için izlediğime sevindim.

@gadasiz

10 ay önce

6.5 / 10

ilk yarı oldukça iyiyken, tiyatro sahnesi sonrası film biraz baş aşağı gitti benim için ama yine de bu deneyimi yaşamak çok güzeldi. en sevdiğim stüdyo ve oyuncu olunca elbette kötü diyemezdim.
SPOILER

Korkuyorum filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Korkuyorum filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Korkuyorum filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL