A Touch of Sin

gördüğümden bu yana izlemeyi düşündüğüm ve büyük bir beklenti ile izlediğimancak beni hayal kırıklığına uğratmış olan 2013 yapımı çin yapımı film. uzakdoğu`dan çıkmış bir film olması kendi içimde bu beklentimin oluşmasında son derece etkiliydi. aşina olanlar az çok bilir ki, büyülü bir sıradan hikayeler olsa da sizi etkileyecek klişelerden uzak büyülü bir anlatımı, geniş bir altyapısı, enfes müzikleri ve zaman zaman da renklerin olağanüstü titiz kullanımı söz konusudur uzakdoğu sinemasının. ancak bu filmde bunların birçoğuna rastlayamadığımı söyleyebilirim.

film, aslında müthiş bir konuya sahip. izledikten sonra izlediğim kadarıyla da konusu gerçek hikayelerden uyarlanmış. film, insan çaresiz kaldığında, kapana sıkıştığında ne yapar sorusunun cevabını "öldürür" olarak veriyor ve bu ana tema üzerinden ilerleyerek birbirinden bağımsız 4 tane sıradan, halktan bireyin yaşadıklarını ayrı ayrı ele alıyor. birisi haksızlığa uğradığı, diğeri can sıkıntısından, bir diğeri kendisini korumak için, sonuncusu da kimlik bunalımından çıkamadığı için öldürüyor. ancak karakterlerin altyapılarının sağlam bir şekilde oluşturulmaması filmi, benim gözümde niteliksiz kılıyor. zira ben bu filmin, olaydan çok durum filmi olduğunu düşünüyorum ve durum filmleri bu kadar hızlı ilerlediğinde konunun altyapısının oluşturulamadığını düşünüyorum. her ne kadar film 2 saat sürse de karakterlerden çok, karakterlerin yaşadığı olaylar üzerinde durulmuş ve zaman boşa harcanmış.

velhasıl, müthiş bir konu nasıl heba edilir sorusunun da cevabı olmuştur bu film benim için. cannes film festivali de dahil, birçok festivalden ödülle dönmüş olmasına rağmen filmi beğenmedim.