Soğuk bir iklimde geçen sıcak bir film. Atlar ve İnsanlar İskandinav sinemasında belirli bir akımın güzel bir örneği. Diğer pek çok İskandinav filmi gibi, Protestan bir toplumdaki hayatın önümüze çıkardığı hüsranlara tasasız fakat eleştirel bir bakış açısı getiriyor: arzu karşısında iffet; özel ve u
... Devamı Soğuk bir iklimde geçen sıcak bir film. Atlar ve İnsanlar İskandinav sinemasında belirli bir akımın güzel bir örneği. Diğer pek çok İskandinav filmi gibi, Protestan bir toplumdaki hayatın önümüze çıkardığı hüsranlara tasasız fakat eleştirel bir bakış açısı getiriyor: arzu karşısında iffet; özel ve umumi olanı birbirinden ayırma savaşı; göçmenleri ancak çok geç olduğunda fark etmek; yaşlanma; yalnızlık; ikiyüzlülük; içki alışkanlığı. Filmin hikayesini şekillendiren bütün bu farklı olay örgülerinin içinde atlar da var, ve evet çok dokunaklı ve güzeller. Fakat nihayetinde söz konusu olan atların kendisi değil insanları aptallıktan kurtarıp rahatlatma yetenekleridir. Bu da, Atlar ve İnsanlar’ı gittikçe yaşlanan sarışın Protestanlar’a ve onlar gibi diğer meraklı insanlara hitap eden ahlak masallarının hafif ve eğlenceli bir derlemesi haline getiriyor.