Deliler Balosu

DÜNYADA OLUP BİTENLER FİLM GİBİ, SADECE İZLENİYORUZ.Bilim ruhu tanımlayamaz çünkü somut olmadığı için test edemez test edemediği için de ne olduğuna dair bilgiye ulaşamaz ama Felsefe, ruhu insanın özü olarak tanımlar. İnsanın bir ruhu var mı bilmiyorum ama bir insanın eline bir kalem verdiğinizde bir şeyler yazabileceği gibi onu, karşısındaki kişiyi yaralamak için de kullanabilir demek istediğim insan, en nihayetinde iyi ve kötüyü kendi seçimleriyle belirler, ruh olsa olsa izleyici olurdu ve ayrıca gücü olup da kötü hiçbir olaya müdahalesi olmayan şeye,şeylere hiç tahammülüm yok, gizli oluyorsa da neden? Bu gizlilik niye? Film, ölen insanların ruhları ile konuşabilen bir kızın babası tarafından hastaneye terkedilişini ve 1885 yılı Fransasın’daki kadının nasıl geri planda bırakıldığını, kılık kıyafetine, oturuşuna nasıl karışıldığını konu alıyordu. Günümüzde teknoloji çok gelişmiş olabilir ama kadına olan bakış 1885 yılındaki ile aynı, hiçbir gelişme yok. Filmde ölülerin ruhlarıyla konuşuluyor ama bence onlar ölü insanların ruhları değildi tanımlanamayan birer canlı enerjiydi ve onlara dünya ile ilgili,insanın yaratılışı ile ilgili bir soru sorulmamıştı çünkü onlar da bizim gibiydi hiçbir şey bilmiyordu. Önümde,kendi yaratılışım ile ilgili bir seçenek olsaydı asla kabul etmeyeceğim gibi bir günlük Tanrı olsaydım kötülük virüsünü yok etmeden değil insan hiçbir şey yaratmazdım çünkü yaratılan her şey bu virüsten etkilenecekti.