6.7

46 OY
PUAN VER
5

Imdb: 6.4 (1.249 OY)

KONUSU
Orta yaşlarını süren bekar Nihat bir hastanenin kantininde çalışmaktadır. Genç Ayşe ise aynı kantinde mesai arkadaşıdır. Bir akşam Ayşe, Nihatı evine akşam yemeğine davet eder. Nihat Ayşenin hapisteki kocası yüzünden etrafta dedikodu çıkacağından endişe etse de daveti kabul eder. Fakat evde gördüğü ... Devamı
Orta yaşlarını süren bekar Nihat bir hastanenin kantininde çalışmaktadır. Genç Ayşe ise aynı kantinde mesai arkadaşıdır. Bir akşam Ayşe, Nihatı evine akşam yemeğine davet eder. Nihat Ayşenin hapisteki kocası yüzünden etrafta dedikodu çıkacağından endişe etse de daveti kabul eder. Fakat evde gördüğü bir düğün fotoğrafı Nihatı alt üst edecektir zira Ayşenin kocası kendisine ikizi kadar çok benzemektedir. Bu garip ilişki Nihatın sıradan hayatında tahmin edemeyeceği değişikliklere yol açacaktır. Roma Uluslararası Film Festivalinin ana yarışma bölümünde gösterilen film En İyi Senaryo Ödülünün sahibi oldu.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@ellez

1 yıl önce

8 / 10

Filmin türleri arasında komedi olmadığına emin miyiz?
E

@extreme87

3 yıl önce

Kendi kuyruğunu yiyen yılan misali döngüsellik içinde bir dönüşüm hikayesi.
W

@wersolame

7 yıl önce

Çok durağan bir filmdi , habire ileri sararak izledim türünü sevenleri için Eminim çok iyi Bir filmdir Ama benim gibileri için pek iç açıcı olduğu söylenemez.

@no_education

7 yıl önce

Ercan Kesal gerçekten çok iyi bir oyuncu. Kendisine "Bir Zamanlar Anadolu'da" filmindeki muhtar karakteriyle hayran kalmıştım. Bu filmde de muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Durağan giden bir film olmasına rağmen, bu tarz sevenler için konu olarak oldukça güzel bir film olmuş.
O

@ozgen

9 yıl önce

3.5 / 10

Konusu itibariyle "Veronika'nın İkili Yaşamı" filmini andıran, fakat başarı olarak yanından bile geçememiş film. Filmde güzel olan şeyler var, yorum yapan arkadaşlar güzel bir çok tarafına değinmiş zaten. Fakat benim gözümde olumsuz yanları olumlu yanlarını bastırdı. Bir tarafatan reel dünyaya ait şeyleri izledik ki oyuncluklar, mekanlar, ayrıntılar çok reeldi, fakat film bir yerinden sonra realiteden kopuyor.Örneğin

Ayşe teknedeyken denize ne ara atladı? Hatta acaba atladı mı düştü mü belirsiz. Polis normalde cinayet ihtimalini düşünüp Nihat'ın ifadesini almalıydı. Çay içirip gönderdiler. Bu karının mayosu derken "karısı" olduğuna nasıl emin oldu? Nüfus cüzdanlarına baksa durumu anlayacak. Hadi Nihat'ın Necip'e benzemesi tamam da Asiye'nin Ayşe'ye benzemesi fazla kaçmış. Anlatmak istediği konudan saptırmış bu benzeme. Asiye'nin mayoyu giyip geldiği sahne de artık göze parmak olmuş.

Sonu
... Devamı
Konusu itibariyle "Veronika'nın İkili Yaşamı" filmini andıran, fakat başarı olarak yanından bile geçememiş film. Filmde güzel olan şeyler var, yorum yapan arkadaşlar güzel bir çok tarafına değinmiş zaten. Fakat benim gözümde olumsuz yanları olumlu yanlarını bastırdı. Bir tarafatan reel dünyaya ait şeyleri izledik ki oyuncluklar, mekanlar, ayrıntılar çok reeldi, fakat film bir yerinden sonra realiteden kopuyor.Örneğin

Ayşe teknedeyken denize ne ara atladı? Hatta acaba atladı mı düştü mü belirsiz. Polis normalde cinayet ihtimalini düşünüp Nihat'ın ifadesini almalıydı. Çay içirip gönderdiler. Bu karının mayosu derken "karısı" olduğuna nasıl emin oldu? Nüfus cüzdanlarına baksa durumu anlayacak. Hadi Nihat'ın Necip'e benzemesi tamam da Asiye'nin Ayşe'ye benzemesi fazla kaçmış. Anlatmak istediği konudan saptırmış bu benzeme. Asiye'nin mayoyu giyip geldiği sahne de artık göze parmak olmuş.

Sonuç olarak senaryoda bu kadar açık varken En İyi Senaryo ödülünü nasıl aldı merak ediyorum.

@senadir

9 yıl önce

şey diyor , herkes başkasına özenir kimse kendi olmayı sevmez başkası şaşalı gelir , ama gel gör ki onu yaşarsan görürsün olmadığını diyor.

@vegidemiyorum

9 yıl önce

İlk gösteriminin gerçekleştiği Roma Film Festivali?nde En İyi Senaryo ödülünü alanTayfun Pirselimoğlu filmi. Daha önce hiç tanımadığı ama kendisine şaşırtıcı şekilde benzeyen bir adamın yerine geçen Nihat?ın (Ercan Kesal) hayatının değişme öyküsünü konu alıyor. Kısaca birdoppelgaenger öyküsü diyebiliriz. En baştan başlamam gerekirse; Pirselimoğlu?nun karakterlerini alt sınıftan seçmesine bayılıyorum. Karakterler bulundukları o sosyal sınıftan bizlere gerçek hayatın yüzünü gösteriyor. Bir kere burada bir anlaşalım ve filme artısını verelim. Sanat yönetmenliği ve o gerçekliği aktarma tarzı çok gerçekçi böylece filmin içine girmeniz daha bir kolay oluyor. Filmin kendimce sevmediğim bir eksisine gelirsem eğer, o da şu; inanılmaz ağır. Bir röportajında filmik zamanla reel zamanı birbirine yakınlaştırmak istediğini, aslında günlük hayat hızıyla, hayatın gerçek ritminin bir olmadığı konusuna değinmiş. Bir taraftan haklı elbette ama filmdeki ge
... Devamı
İlk gösteriminin gerçekleştiği Roma Film Festivali?nde En İyi Senaryo ödülünü alanTayfun Pirselimoğlu filmi. Daha önce hiç tanımadığı ama kendisine şaşırtıcı şekilde benzeyen bir adamın yerine geçen Nihat?ın (Ercan Kesal) hayatının değişme öyküsünü konu alıyor. Kısaca birdoppelgaenger öyküsü diyebiliriz. En baştan başlamam gerekirse; Pirselimoğlu?nun karakterlerini alt sınıftan seçmesine bayılıyorum. Karakterler bulundukları o sosyal sınıftan bizlere gerçek hayatın yüzünü gösteriyor. Bir kere burada bir anlaşalım ve filme artısını verelim. Sanat yönetmenliği ve o gerçekliği aktarma tarzı çok gerçekçi böylece filmin içine girmeniz daha bir kolay oluyor. Filmin kendimce sevmediğim bir eksisine gelirsem eğer, o da şu; inanılmaz ağır. Bir röportajında filmik zamanla reel zamanı birbirine yakınlaştırmak istediğini, aslında günlük hayat hızıyla, hayatın gerçek ritminin bir olmadığı konusuna değinmiş. Bir taraftan haklı elbette ama filmdeki gerçek hayattan söz edeceksek filmdeki Nihat karakterinin Necip karakterine dönüşüp belalı bir hayatı tercih etmesinin neresi gerçek? İşte tam bu noktada filme inanılmaz mantık hataları ve soru işaretleri giriyor; Nihat karakteri Necip ismiyle iş görüşmesine gidiyor örneğin, mevzu gerçeklikse bunun neresi olası? Bütün bu mantık hatalarını birde reel zaman düzleminde filmde somut olarak gördüğünüzde doğal olarak film birden çekilmez bir hal alabiliyor.

Tayfun Pirselimoğlu?yla da Ercan Kesal?la da yüz yüze sinema üzerine konuşma fırsatı bulmuştum. Tayfun Pirselimoğlu filmde gerçeklik üzerine; ?Her film kendi gerçekliğini oluşturur, herhangi bir kadın karakter, abisinin ölümüne sadece evdeki bütün muslukları açıp, koltuğunda oturarak tepki verebilir ve kimse kadın neden böyle bir şey yaptı diye sorgulayamaz çünkü bu sizin filminiz?? demişti. Bu noktada sonuna kadar onunlayım zaten hepimizin sinemayı sevme nedeni bu değil mi? Sinema gerçek hayatın çıkış kapısıdır, deliliğin vizesidir. Ama sen o deliliği, gerçek hayatın insanlarıyla vermek istiyorsan o zaman senSen Aydınlatırsın Geceyigibi bir film çekmelisin, çünkü orada gerçek insanı, gerçek zamanın dışında izledik ve öyle güzeldi ki fantastik bir film gibi izlemedik biz o filmi, öyle sevdik. Dolayısıyla senaryo ne kadar kaliteli olsa da gerçek zamanla birleştiğinde seyirciyi boğabiliyor. Bu istisnai durumu ne Nuri Bilge?de, ne Kaplanoğlu?nda ne de başka bi yönetmende gördüm. Tayfun Pirselimoğlu ilk oldu. İlk defa ?filmik zamanı? reel zamana tercih etmek istedim.

Gelgelelim karakter analizlerine; ekşi sözlük?dezahmetkullanıcısının şu yazısını direk paylaşmak istiyorum, dikkatspoilerçıkabilir:

bu nihat?ın necip?e dönüşme hikayesi değil. çünkü görebildiğimiz kadarıyla aslında nihat ?yaşamıyor?. yaşamak fiilinin sadece nefes alıp vermekten ibaret olmadığını göz önüne alındığında nihat?ın gördüğümüz/hisettiğimiz bir ailesi yok. evinde neredeyse hiçbir kişisel eşya olmadığı gibi geçmişinden günümüze taşıdığı detaylara da yer yok. kırık aynasında gördüğü suret oldukça kirli.

arkadaşları diyebileceğimiz karakterlere, evine sokmayacak kadar mesafeli, nitekim hemen filmin başında aslında arka-daş da sayılmayacaklarını görüyoruz. büyük bir mutfakta çalışmasına rağmen makarna-menemen-patates üçgeninde yediği yemekler, cinsel ihtiyaçlarını bir fahişeyle bile gidermeden masturbasyonla tatmin etmesi, giydiği sıradan kıyafetler ve bir şoku atlatamamışcasına sergilediği donuk tavırlarıyla nihat?ın yaşadığını iddia etmek fazlasıyla cüretkar olmayı gerektirir.

kendisine bakan ayşe?ye yaklaşmaması ama davet geldiğinde reddetmemesi, tıpkı arkadaşlarıyla görüşmek istememesine rağmen kapısına geldiklerine kıramaması ya da az önce masturbasyon yapacakken fahişeyle beraber olma sırasında sözsüz bir sona kalmayı kabul etmesine, nezarethanede parmaklıkları ayakkabısının topuğuyla döven adama polisin vurmasından sonra iki tane de kendisinin vurması gibi; aslında iradesini yitirdiğini/hiç olmadığını/; gereklilikler dışında kalan arzularının köreldiğinin

ispatı sayılabilir.

necip bir anlamda nihat?ın aynadaki sureti. nihat tıpkı onun hayatını yaşarken, onun kıyafetlerini giyerken ve o/ymuş gibi yaparken ufak duraklamalar dışında akıcı bir performans sergileyebiliyor.

hikayenin izmir kısmında ortaya çıkan ?asiye? karakteri de ayşe?nin aynadaki sureti sayılabilir.

aslında hepimizin sahip olduğu farklı hayatların ufak dokunuşlarla nasıl değişebileceğini, bize dayatılan rolleri nasıl kabul ettiğimizin ve o rolün gerekliliklerini nasıl da icra ettiğimizi; otobiyografilerimizi ya(ş)(z)arken etkisi altında kaldığımız detayları göz önüne seriyor.

filmin güzel yanlarından bir diğeri, olay örgüsünün sıralamasını değiştirsek özünü kaçırmıyor oluşumuz olur. düşünsenize nihat?ın necip?e dönüşmesi yerine, necip?in nihat?a; asiye?nin ayşe?ye dönüşümünün öyküsünü de izleyebilirdik.

son olarak ki üzerine söylenecek daha çok şey var ama filmi biraz daha sindirmem gerekiyor sanırım; necip?in önce karısına sonra görüntüsüne sahip olmakla kalmayıp, necip?in özyaşamöyküsüne ve reflekslerine sahip olmuş nihat?ın ?adalet? önünde ?ben o değilim? demesini şahsen beklemem; necip?in günahlarının kefaretini ödemeyi de kendi vazifesi sayacağını düşünüyorum.

-

Velhasılıkelam senaryosu çok kaliteli, alt metni dolu dolu, zaman zaman sıksa da bütün övgüleri hak eden güzel bir film. İyi seyirler dilerim.

@birsu

10 yıl önce

4.9 / 10

Kimlik arayışı ve bu süreç içinde insanın yaşadığı dönüşüm çok ilgi çekici bir konudur benim için .Çünkü insanoğlunun en temel sorunsalı varoluş. Bu filmde de bir adamın kimliksizliği ve ardından bir kimliğe kendini oturtma süreci ele alınmış.Kimliksizliği diyorum çünkü karakterin öncesi ile ilgili fazla bir bilgi verilmemiş bu nedenle ben daha öncesinde kimliğini bulamadığını varsayıyorum Çünkü adam işçi ve kimlik aramaktan önce daha realist öncelikleri var. İlk yarım saati bana filmin gidişatı ile ilgili fikir verdi. Durağan ve çok az dialog var. durağan olması eleştirdiğim şey değil ama bu filmin için bence fazla. Biraz daha dialog olmalıydı ve karakterleri tanımalıydık. Konunun uzun süre içinde dağıldığını düşünüyorum. Fakat oyunculuklar enfesti. Ayşe karakteri bütün film boyunca gözleri ile konuştu. Sonuç olarak ödül almasına da biraz şaşırmadım değil. Tekrar söylüyorum filmi kurtaran oyunculuklar olmuş.
B

@brefes

10 yıl önce

-Farklı bir kurguya sahip, sinemasal açıdın değişik bir deneyim yaşattı.

-İzlerken Dostoyevski'nin "Öteki Ben" kitabı aklıma geldi.

-Zor bir senaryo, bu tür üst düzey konuları az ve yüzeysel diyalogla anlatmak güç.

-Kieslowski'nin "Veronika'nın İkili Yaşamı" ile ne kadar ilişkilendirilebilir bilmiyorum ama izledikten sonra aklıma gelen bir diğer yapıttır.
SPOILER

Ben O Değilim filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Ben O Değilim filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Ben O Değilim filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL