10 yıl önce
4.4
5 OYPUAN VER
5
Imdb: 5.8 (2.131 OY)
KONUSU
Fred 4 yıldır görmediği eski metresi Velvet’in yanına gelir. En sonunda karısını terketmiş, özgürce birlikte olma fırsatını sunmuştur ona. Ama aradan geçen zamanda Velvet’in ona duyduğu sevgi azalmış, aralarına bir soğukluk girmiştir. Bunu farkeden Fred’in sevgisi giderek bir takıntıya dönüşür ve ha
... Devamı
Fred 4 yıldır görmediği eski metresi Velvet’in yanına gelir. En sonunda karısını terketmiş, özgürce birlikte olma fırsatını sunmuştur ona. Ama aradan geçen zamanda Velvet’in ona duyduğu sevgi azalmış, aralarına bir soğukluk girmiştir. Bunu farkeden Fred’in sevgisi giderek bir takıntıya dönüşür ve hastalıklı bir hal alma eğilimine girer.
-
Neil LaBute
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Fred
Velvet
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Some Velvet Morning (Bir Kadife Sabahı)
Birazdan bir "Aşk" rüzgarı esecek ve dağılacak saçları zamanın. Birazdan Kadın'ın gözlerindeki şaşkınlık Adam'ın kelimelerinden süzülüp hayata yeni sorular bağışlayacak. Aşk; tahtını hafızaların en zayıf yerine kuracak ve koşulsuz bir "kabul"un eteklerine tutunacak yeniden. Kadın elbette başladığı yere dönecek ve erkek her halukarda kudretini kadının güzelliğiyle sınayacak. Ve bu tanıdık hikaye daha nice filmlere, romanlara ve elbette şiirlere nefes üflemeye devam edecek.
Bir gün, sıradan bir sabah, güzel bir müziğin dinginliğine kapılmış hoş bir kadının kapısı çalar. Gelen postacı olabilir, ya da köpeğini gezdirmeye çıkarmış yan komşu, çiçekçi hatta kim bilir, sevgiliden güne anlam katacak bir sürprizle... Kadın kapıyı açar, gelen hiç biri değildir. Gelen Fred'dir; yıllar öncesinde bırakılmış arızalı bir ilişki... Kapı açılır açılmaz havaya yayılan geril ... Devamı
Birazdan bir "Aşk" rüzgarı esecek ve dağılacak saçları zamanın. Birazdan Kadın'ın gözlerindeki şaşkınlık Adam'ın kelimelerinden süzülüp hayata yeni sorular bağışlayacak. Aşk; tahtını hafızaların en zayıf yerine kuracak ve koşulsuz bir "kabul"un eteklerine tutunacak yeniden. Kadın elbette başladığı yere dönecek ve erkek her halukarda kudretini kadının güzelliğiyle sınayacak. Ve bu tanıdık hikaye daha nice filmlere, romanlara ve elbette şiirlere nefes üflemeye devam edecek.
Bir gün, sıradan bir sabah, güzel bir müziğin dinginliğine kapılmış hoş bir kadının kapısı çalar. Gelen postacı olabilir, ya da köpeğini gezdirmeye çıkarmış yan komşu, çiçekçi hatta kim bilir, sevgiliden güne anlam katacak bir sürprizle... Kadın kapıyı açar, gelen hiç biri değildir. Gelen Fred'dir; yıllar öncesinde bırakılmış arızalı bir ilişki... Kapı açılır açılmaz havaya yayılan geril ... Devamı
Some Velvet Morning (Bir Kadife Sabahı)
Birazdan bir "Aşk" rüzgarı esecek ve dağılacak saçları zamanın. Birazdan Kadın'ın gözlerindeki şaşkınlık Adam'ın kelimelerinden süzülüp hayata yeni sorular bağışlayacak. Aşk; tahtını hafızaların en zayıf yerine kuracak ve koşulsuz bir "kabul"un eteklerine tutunacak yeniden. Kadın elbette başladığı yere dönecek ve erkek her halukarda kudretini kadının güzelliğiyle sınayacak. Ve bu tanıdık hikaye daha nice filmlere, romanlara ve elbette şiirlere nefes üflemeye devam edecek.
Bir gün, sıradan bir sabah, güzel bir müziğin dinginliğine kapılmış hoş bir kadının kapısı çalar. Gelen postacı olabilir, ya da köpeğini gezdirmeye çıkarmış yan komşu, çiçekçi hatta kim bilir, sevgiliden güne anlam katacak bir sürprizle... Kadın kapıyı açar, gelen hiç biri değildir. Gelen Fred'dir; yıllar öncesinde bırakılmış arızalı bir ilişki... Kapı açılır açılmaz havaya yayılan gerilim kokusunun genzinizi yakışından anlıyorsunuz bunu. "Selam! Ben geldim" Ah işte, bir kadının hayatına-aradan yıllar geçse dahi- yeniden dalabilecek öz güvene sahip, kaldığı yerden başlamaya muktedir bir erkek! Dahası bıraktığı yerde kalakaldığına inandığı bir kadındır Velvet.
ABD'li oyun yazarı ve film yönetmeni Neil LaBute imzalı filmin başrollerinde Alice Eve ve Stanley Tucci var.2013 yapımı bu film sıkı diyaloglar içeriyor ve ilişkiler üzerine önemli doneler veriyor. bazen Velvet'in kahreden kararsızlığına öfkeleniyor ve zaafına ortak olduğunuz yönlerini sorgular buluyorsunuz kendinizi. Kızıyorsunuz O'na, tuttuğu aynayı kırmak istiyorsunuz. Sonra birdenbire roller değişiyor ve Fred'le duygudaşlık kaçınılmaz oluyor. Öyle ya, o kapı hiç açılmayabilirdi ve aslında basit bir "red" ile yaşanacak olanların hiç biri yaşanmayabilirdi. kadının ayağına dolanan kadim bir meraktır belki işleri böyle karmaşık bir hale sokan. Yalnız "Acaba sonunda ne olacak?" saplantısı şeytanın vesvesesidir efendim, kanmayın.
Haklı-haksız pozisyonunun sürekli saf değiştirdiği, aşk-nefret ilişkisinin bir aşkı canlı tutan gerilimli tarafının hayretinize sunulduğu, bazı kadınların neden arızalı erkekleri sevdiğini ve vazgeçmekte zorlandığını, bazı erkeklerin "hayır" deme yeteneğine sahip kadınlara karşı neden hep aynı aşağılama taktiklerini devreye soktuğunu, gerilim üstüne kurulu aşk oyunlarının, içerdiği bütün zeka kıvılcımlarına rağmen kaçınılmaz "Son"u önleyemeyeceği...
Bütün bunlar ve dahası elbette, sizi basit ama çözülmesi imkansız bir denkleme götürüyor. Adem ile Havva o elmayı ısırmasalardı da sonuç değişmeyecekti: Yeryüzünde konuşarak anlaşabilen yalnızca iki canlı türü olacaktı ve birbirlerini tamamlamak için çıktıkları yolu bir şekilde yarış pistine çevirmeyi başaracak yetiye sahip olacaklardı yine. Birinden biri aşkını bir "minnet" vesilesi olarak sunacak, öteki bunu kabule yanaşmayınca devreler yanacak, akıl şeytani zekasını kelimelerin gücüne katacak, bazen kadın bazen erkek nemalanacak bu lütuf!tan, aşk nefrete göz kırpacak ki oyun sürsün ve seyircisi kendini kavganın ortasında bulsun.
Şimdi sıkı durun ve bu filmin kadın-erkek ilişkisi üzerine kurgulanmış bir film olduğu yalanını elinizin tersiyle itin bir kenara. Zira filmin yönetmeni kötü bir şaka yapıyor bize ve eğer eğlenmeyi seviyorsanız bu şakayı da seveceksiniz. mesaj net aslında-ya da benim anladığım kadarıyla-. Bütün bu hırlaşmanın, gürültünün, nefret sosuna bulanmış aşk oyunlarının, çözümleme iştahının ve sonuç saplantılarının... Hepsinin ama hepsinin üstüne yönetmen son tahlilde hepimizi ti'ye alıyor ve o kaçınılmaz soruyu sorduruyor: "İyi de... Ya hayat bir oyunsa?!..." Hadi siz de O'nu ti'ye alın ve bu filmi izleyin. İhtimaldir ki pişman olmayacaksınız.
Birazdan bir "Aşk" rüzgarı esecek ve dağılacak saçları zamanın. Birazdan Kadın'ın gözlerindeki şaşkınlık Adam'ın kelimelerinden süzülüp hayata yeni sorular bağışlayacak. Aşk; tahtını hafızaların en zayıf yerine kuracak ve koşulsuz bir "kabul"un eteklerine tutunacak yeniden. Kadın elbette başladığı yere dönecek ve erkek her halukarda kudretini kadının güzelliğiyle sınayacak. Ve bu tanıdık hikaye daha nice filmlere, romanlara ve elbette şiirlere nefes üflemeye devam edecek.
Bir gün, sıradan bir sabah, güzel bir müziğin dinginliğine kapılmış hoş bir kadının kapısı çalar. Gelen postacı olabilir, ya da köpeğini gezdirmeye çıkarmış yan komşu, çiçekçi hatta kim bilir, sevgiliden güne anlam katacak bir sürprizle... Kadın kapıyı açar, gelen hiç biri değildir. Gelen Fred'dir; yıllar öncesinde bırakılmış arızalı bir ilişki... Kapı açılır açılmaz havaya yayılan gerilim kokusunun genzinizi yakışından anlıyorsunuz bunu. "Selam! Ben geldim" Ah işte, bir kadının hayatına-aradan yıllar geçse dahi- yeniden dalabilecek öz güvene sahip, kaldığı yerden başlamaya muktedir bir erkek! Dahası bıraktığı yerde kalakaldığına inandığı bir kadındır Velvet.
ABD'li oyun yazarı ve film yönetmeni Neil LaBute imzalı filmin başrollerinde Alice Eve ve Stanley Tucci var.2013 yapımı bu film sıkı diyaloglar içeriyor ve ilişkiler üzerine önemli doneler veriyor. bazen Velvet'in kahreden kararsızlığına öfkeleniyor ve zaafına ortak olduğunuz yönlerini sorgular buluyorsunuz kendinizi. Kızıyorsunuz O'na, tuttuğu aynayı kırmak istiyorsunuz. Sonra birdenbire roller değişiyor ve Fred'le duygudaşlık kaçınılmaz oluyor. Öyle ya, o kapı hiç açılmayabilirdi ve aslında basit bir "red" ile yaşanacak olanların hiç biri yaşanmayabilirdi. kadının ayağına dolanan kadim bir meraktır belki işleri böyle karmaşık bir hale sokan. Yalnız "Acaba sonunda ne olacak?" saplantısı şeytanın vesvesesidir efendim, kanmayın.
Haklı-haksız pozisyonunun sürekli saf değiştirdiği, aşk-nefret ilişkisinin bir aşkı canlı tutan gerilimli tarafının hayretinize sunulduğu, bazı kadınların neden arızalı erkekleri sevdiğini ve vazgeçmekte zorlandığını, bazı erkeklerin "hayır" deme yeteneğine sahip kadınlara karşı neden hep aynı aşağılama taktiklerini devreye soktuğunu, gerilim üstüne kurulu aşk oyunlarının, içerdiği bütün zeka kıvılcımlarına rağmen kaçınılmaz "Son"u önleyemeyeceği...
Bütün bunlar ve dahası elbette, sizi basit ama çözülmesi imkansız bir denkleme götürüyor. Adem ile Havva o elmayı ısırmasalardı da sonuç değişmeyecekti: Yeryüzünde konuşarak anlaşabilen yalnızca iki canlı türü olacaktı ve birbirlerini tamamlamak için çıktıkları yolu bir şekilde yarış pistine çevirmeyi başaracak yetiye sahip olacaklardı yine. Birinden biri aşkını bir "minnet" vesilesi olarak sunacak, öteki bunu kabule yanaşmayınca devreler yanacak, akıl şeytani zekasını kelimelerin gücüne katacak, bazen kadın bazen erkek nemalanacak bu lütuf!tan, aşk nefrete göz kırpacak ki oyun sürsün ve seyircisi kendini kavganın ortasında bulsun.
Şimdi sıkı durun ve bu filmin kadın-erkek ilişkisi üzerine kurgulanmış bir film olduğu yalanını elinizin tersiyle itin bir kenara. Zira filmin yönetmeni kötü bir şaka yapıyor bize ve eğer eğlenmeyi seviyorsanız bu şakayı da seveceksiniz. mesaj net aslında-ya da benim anladığım kadarıyla-. Bütün bu hırlaşmanın, gürültünün, nefret sosuna bulanmış aşk oyunlarının, çözümleme iştahının ve sonuç saplantılarının... Hepsinin ama hepsinin üstüne yönetmen son tahlilde hepimizi ti'ye alıyor ve o kaçınılmaz soruyu sorduruyor: "İyi de... Ya hayat bir oyunsa?!..." Hadi siz de O'nu ti'ye alın ve bu filmi izleyin. İhtimaldir ki pişman olmayacaksınız.
Some Velvet Morning filmine Benzer Film ekliyorsun.
Some Velvet Morning filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Some Velvet Morning filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL