... Devamı Kült kitapları sinemaya uyarlamasıyla tanınan, Fear & Loathing in Las Vegasın beğenilen senaristi Tony Grisoni ortaya kolay kolay çözümlenemeyen bir seri çıkartmış. Bu serinin ilk filminde yönetmen koltuğuna ise, Great Expectations (1999), Becoming Jane/Aşkın Kitabı (2007) ve Brideshead Revisited (2008) filmleriyle dikkatleri üzerine çeken yetenekli sinemacı Julian Jarrold oturuyor. 1974 yılında, Yorkshire Postun genç, kibirli ve heyecanlı muhabiri Eddie Dunford, küçük kızları öldüren bir seri katille ilgili ipuçları yakalamanın peşindedir. Eddie işin içine girdikçe, olayın sıradan bir seri katil vakası olmadığını anlar. Öldürülen kızlardan biri, bölgenin en güçlü iş adamlarından John Dawsona ait bir arazide, işkence görmüş, tecavüze uğramış, boğulmuş ve sırtına iki kuğu kanadı iliştirilmiş şekilde bulununca, şüpheler Dawsonın üzerine çekilir. Katilin izini süren Eddienin öldürülen kızlardan birinin annesi olan Paula ile yakınlaşması durumu iyice karıştık hale getirir. Üstelik Paula, gizemli bir sırra sahiptir. Bölge polisini ilişkileri ve gücü sayesinde parmağında oynatan Dawson, Eddienin araştırmasından rahatsız olunca, onun sesini kesmeye karar verir. Karachi Clubda karşılaşan iki adam, kendilerini bir kedi-fare oyununun ortasında bulur. Tansiyonu hiç düşmeyen film, karizmatik ve deneyimli oyuncular Sean Bean ve David Morrisseyin yanı sıra, son dönemin parlayan yıldızlarından Andrew Garfield ve Rebecca Hall ile de dikkat çekiyor.