... Devamı "Herkes Gibi", bir aşk ilişkisinin içindeki gizli gerçekleri ustalıkla sunuyor ve ilişkinin kırılma noktalarını incelikle gözler önüne seriyor. Bu aşk ilişkisi de diğer bütün benzerleri gibi, sevgi ve saygı kadar iktidar ilişkilerini ve çözümsüzlük anlarını da içinde barındırıyor. Başlangıçta Chrisin ailesinin Sardinyadaki yazlığındayız; Chris ve Gitti ideal bir ilişki yaşıyor gibiler. Oynaşıyorlar, muhabbet ediyorlar, yine oynaşıyor ve yine sevişiyorlar. Gittinin fazla ilgi isteyen hali biraz sorunlu belki, ama enerjik, samimi ve farklı bir kadın. Chris ise zaman zaman içine kapansa da, Gittiye aşık olduğu kesin. Yönetmen Maren Ade, çiftin dünyasındaki kimisi dile getirilen, kimisiyse ifade edilemeyen türlü duygulara bizi tanık ettikçe, görünenin ardındakini sezmeye başlıyoruz; ilişkiye etki eden, gerçek dünyadan sızan bazı belirtileri. İzlerken insanın ideal çift imajını bir kenara bırakması gerekiyor; güvensiz bir erkeğin, talepkar bir kadının, genç ve başarılı bir mimarın ya da en basit bir deyişle parçalanmış egoların dünyasında öne çıkan yalanları ve sürtüşmeleri hazmetmek çok da kolay değil. Herkes Gibinin öyküsü kamera aracılığıyla yansıtılırken, içinde yaşadığımız dünya hallerinin hareketlerimize yansıdığı anları yakalıyoruz sanki. Bu yansımayla birlikte açığa çıkan şeyse, aşk ilişkilerinde, sınıf ve cinsiyet ilişkilerinin içinde boy veren iktidar ilişkileri ve herkes gibi yaşamaya çalışırken altında ezildiğimiz rekabet biçimleri.