3 yıl önce
7.9
18 OYPUAN VER
5
Imdb: 8 (21.578 OY)
KONUSU
Efsane çizgiromancı/karikatürist Robert Crumb’ın benzersiz hikayesi. Bütün iç acıtıcı detaylarına karşın "Crumb" belgeselinin çok eğlenceli ve büyüleyici birçok tarafı var.
Crumbın kendi hikayelerini kare kare yorumlandığı bölümler (ki bu bölümler yüzünden filme 18 yaş sınırlaması getirildiğini de ... Devamı
Crumbın kendi hikayelerini kare kare yorumlandığı bölümler (ki bu bölümler yüzünden filme 18 yaş sınırlaması getirildiğini de ... Devamı
Efsane çizgiromancı/karikatürist Robert Crumb’ın benzersiz hikayesi. Bütün iç acıtıcı detaylarına karşın "Crumb" belgeselinin çok eğlenceli ve büyüleyici birçok tarafı var.
Crumbın kendi hikayelerini kare kare yorumlandığı bölümler (ki bu bölümler yüzünden filme 18 yaş sınırlaması getirildiğini de belirteyim hemen), bacak fetişistleri için çıkan bir derginin fotoğraf çekimlerine katılan Crumbın, çizdiklerine tıpatıp benzeyen iri bacaklı kadınlarla birlikte poz verdiği sahneler, eski karısı ve kız arkadaşlarının Crumb hakkındaki yorumları ve Crumb’ın Amerika’dan ayrılıp Fransaya gidiş hikayesi
Zwigoffun belgeseli festivallere düştüğü andan itibaren dünyanın en iyi belgesellerinden biri ilan edildi. Büyük sinema dergilerinin düzenlediği Ölmeden önce seyretmeniz gereken 1000 film - 100 film gibi listelerin hemen hemen tümünde klasikleşmiş başyapıtları ardına alarak boy gösterdi. Terry Zwigoffun başarısının sırrı, elbette ki yakın dostu olan Crumbın dünyasını çok iyi bilmesi ve katıksız bir çizgi roman delisi olmasıyla yakından ilgiliydi; ama işte yine de bu başarının en büyük sebebi onun yönetmenlik dehasındaydı. Zwigoff sadece belgesellerin yönetmeni olmadığını da, "Crumb" belgeselinden tam 7 yıl sonra çektiği bir çizgi roman uyarlaması olan "Ghost World" ile gösterdi; ve film kısa zamanda külte dönüştü.
Filmin, Robert Crumb’ın arşivindeki 20li yılların blues plaklarından derlenen muhteşem soundtrack’ını edinmeyi unutmayalım!
Crumbın kendi hikayelerini kare kare yorumlandığı bölümler (ki bu bölümler yüzünden filme 18 yaş sınırlaması getirildiğini de belirteyim hemen), bacak fetişistleri için çıkan bir derginin fotoğraf çekimlerine katılan Crumbın, çizdiklerine tıpatıp benzeyen iri bacaklı kadınlarla birlikte poz verdiği sahneler, eski karısı ve kız arkadaşlarının Crumb hakkındaki yorumları ve Crumb’ın Amerika’dan ayrılıp Fransaya gidiş hikayesi
Zwigoffun belgeseli festivallere düştüğü andan itibaren dünyanın en iyi belgesellerinden biri ilan edildi. Büyük sinema dergilerinin düzenlediği Ölmeden önce seyretmeniz gereken 1000 film - 100 film gibi listelerin hemen hemen tümünde klasikleşmiş başyapıtları ardına alarak boy gösterdi. Terry Zwigoffun başarısının sırrı, elbette ki yakın dostu olan Crumbın dünyasını çok iyi bilmesi ve katıksız bir çizgi roman delisi olmasıyla yakından ilgiliydi; ama işte yine de bu başarının en büyük sebebi onun yönetmenlik dehasındaydı. Zwigoff sadece belgesellerin yönetmeni olmadığını da, "Crumb" belgeselinden tam 7 yıl sonra çektiği bir çizgi roman uyarlaması olan "Ghost World" ile gösterdi; ve film kısa zamanda külte dönüştü.
Filmin, Robert Crumb’ın arşivindeki 20li yılların blues plaklarından derlenen muhteşem soundtrack’ını edinmeyi unutmayalım!
-
Terry Zwigoff
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Kendisi
Kendisi
Kendisi
Kendisi
Kendisi
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Bir belgesel olarak anlatımı ve hikayeyi sunuşu oldukça güzeldi. Fakat bu belgeseli izledikten sonra Crumba bakış açısında ciddi bir değişim olmaması imkansız. Evet, pornografik gerçeklik adı altında çizimleriyle sükse yapmış bir karikatürist olabilir ama birgün kafasına dank edip, amerikan mütevazi aile yapısını eleştirmek için kendi kızıyla birlikte olan babasını gören erkek çocuğun, durumu annesine söylemek için annesinin yanına gittiğinde, dolaptan jartiyeriyle çıkan annesiyle birlikte olan oğlan çizmesi ve derginin sonunda "aile olarak çocuklarımızla daha çok vakit geçirmeye çalışıyoruz" sloganı çekmesi zihinsel anlatım konusunda sınırların ne kadar zorlandığının açık resmidir.
Crumb, çizimlerimi yaparken bir mantık düşünmüyorum öylece kalemlerimden akıyorlar mantığı okuyanlar koyuyor. Şeklinde bir kendini ifade etme şekli var. Karikatürleri gördükçe bunun başka mantıklı yapısı olamayacağını anlıyor insan. Küçüklüğünden gelen, ka ... Devamı
Crumb, çizimlerimi yaparken bir mantık düşünmüyorum öylece kalemlerimden akıyorlar mantığı okuyanlar koyuyor. Şeklinde bir kendini ifade etme şekli var. Karikatürleri gördükçe bunun başka mantıklı yapısı olamayacağını anlıyor insan. Küçüklüğünden gelen, ka ... Devamı
Bir belgesel olarak anlatımı ve hikayeyi sunuşu oldukça güzeldi. Fakat bu belgeseli izledikten sonra Crumba bakış açısında ciddi bir değişim olmaması imkansız. Evet, pornografik gerçeklik adı altında çizimleriyle sükse yapmış bir karikatürist olabilir ama birgün kafasına dank edip, amerikan mütevazi aile yapısını eleştirmek için kendi kızıyla birlikte olan babasını gören erkek çocuğun, durumu annesine söylemek için annesinin yanına gittiğinde, dolaptan jartiyeriyle çıkan annesiyle birlikte olan oğlan çizmesi ve derginin sonunda "aile olarak çocuklarımızla daha çok vakit geçirmeye çalışıyoruz" sloganı çekmesi zihinsel anlatım konusunda sınırların ne kadar zorlandığının açık resmidir.
Crumb, çizimlerimi yaparken bir mantık düşünmüyorum öylece kalemlerimden akıyorlar mantığı okuyanlar koyuyor. Şeklinde bir kendini ifade etme şekli var. Karikatürleri gördükçe bunun başka mantıklı yapısı olamayacağını anlıyor insan. Küçüklüğünden gelen, kadınlardan nefret etme yapısının da bu çizimlere yansımasıyla enteresan şeyler de görüyoruz. Bir noktada, lisedeyken, kıllı bacakları olan ve pis kokan bir kızdan hoşlandığınızı dile getirmek pek kolay değildir diyor. Crumb’ın sadece kadınlardan nefret etmesinin yanında, zihnindeki hoşlanma yapısında da ciddi farklılıklar olduğunu görüyoruz.
Dediğim gibi belgesel yapısı güzel ama Crumb’ın hayatı artık eskisi kadar dikkatinizi çekmeyebilir.
Crumb, çizimlerimi yaparken bir mantık düşünmüyorum öylece kalemlerimden akıyorlar mantığı okuyanlar koyuyor. Şeklinde bir kendini ifade etme şekli var. Karikatürleri gördükçe bunun başka mantıklı yapısı olamayacağını anlıyor insan. Küçüklüğünden gelen, kadınlardan nefret etme yapısının da bu çizimlere yansımasıyla enteresan şeyler de görüyoruz. Bir noktada, lisedeyken, kıllı bacakları olan ve pis kokan bir kızdan hoşlandığınızı dile getirmek pek kolay değildir diyor. Crumb’ın sadece kadınlardan nefret etmesinin yanında, zihnindeki hoşlanma yapısında da ciddi farklılıklar olduğunu görüyoruz.
Dediğim gibi belgesel yapısı güzel ama Crumb’ın hayatı artık eskisi kadar dikkatinizi çekmeyebilir.
Yaratıcılığını seksüelite ve libidoyla birleştirerek çağının çirkin yüzünü karikatürlerine döken Charles Crumb’ın eşsiz kişiliğini izleme fırsatı veriyor, gözlem yaparak izlemek için harika bir belgesel
Crumb filmine Benzer Film ekliyorsun.
Crumb filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Crumb filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
SİNEROBOT
BUGÜN NE İZLEMEK İSTERSİN?
ÜYE OL