14 yıl önce
7.8
97 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.8 (38.980 OY)
KONUSU
1950’lerde İtalya’daki küçük bir adadayız. Dünyaca ünlü Şilili komünist şair Pablo Neruda, siyasi sebeplerle ülkesi dışında yaşamak zorunda kaldığı sürenin küçük bir kısmını burada geçirir. Mektuplarını taşımakla görevli postacı naif Mario, Neruda’yla kısa zamanda mesafeli bir dostluk kurar. Usta oz
... Devamı
1950’lerde İtalya’daki küçük bir adadayız. Dünyaca ünlü Şilili komünist şair Pablo Neruda, siyasi sebeplerle ülkesi dışında yaşamak zorunda kaldığı sürenin küçük bir kısmını burada geçirir. Mektuplarını taşımakla görevli postacı naif Mario, Neruda’yla kısa zamanda mesafeli bir dostluk kurar. Usta ozanın verdiği tüyolarla hem içindeki şairi ortaya çıkarır hem de esmer güzeli Beatrice’nin kalbini kazanır.
Neruda genç adama sosyalist fikirlerini aşılar ve kendini gerçekleştirmesine yardımcı olduğu Mario’nun gözünde giderek ilahlaşır. Ama usta ozanın peşindeki siyasi rakipleri bir yerde çok uzun süre kalmasına engel olmaktadır. Ayrılık vakti yaklaşır.
Yönetmen Antonio Skarmeta’nin 1983 yapımı Ardiente Paciencia isimli filminin bir remake’i olan Il Postino, orijinalinde 70’lerde Şili’deki bir sahil kasabasında geçen olayları 50’lerin İtalya’sına taşıyor. Orijinalinin aksine politik olaylara fazla bulaşmadan kolay yenilir yutulur bir film olmayı biliyor ve tarihte En İyi Film Oscarına aday gösterilen çok az sayıdaki yabancı filmden biri olarak kayda geçiyor.
Neruda genç adama sosyalist fikirlerini aşılar ve kendini gerçekleştirmesine yardımcı olduğu Mario’nun gözünde giderek ilahlaşır. Ama usta ozanın peşindeki siyasi rakipleri bir yerde çok uzun süre kalmasına engel olmaktadır. Ayrılık vakti yaklaşır.
Yönetmen Antonio Skarmeta’nin 1983 yapımı Ardiente Paciencia isimli filminin bir remake’i olan Il Postino, orijinalinde 70’lerde Şili’deki bir sahil kasabasında geçen olayları 50’lerin İtalya’sına taşıyor. Orijinalinin aksine politik olaylara fazla bulaşmadan kolay yenilir yutulur bir film olmayı biliyor ve tarihte En İyi Film Oscarına aday gösterilen çok az sayıdaki yabancı filmden biri olarak kayda geçiyor.
-
Michael Radford
Yönetmen
-
Massimo Troisi
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Mario Ruop...
Pablo Neruda
Beatrice R...
Telegrapher
Donna Rosa
Di Cosimo
Matilde
Peasant
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
1994’teİtalya-Fransa-Belçikaortak yapımı olarak gerçekleştirilen uyarlamayı İngiliz yönetmenMichael Radfordyönetmişti. Fransız aktörPhilippe Noiret’nin şairPablo Neruda’yı canlandırdığı filmde, diğer başrol oyuncularıMassimo TroisiveMaria Grazia Cucinotta’dı. Aynı zamanda senaryonun yazılmasına da katkısı olan Massimo Troisi çekimlerden hemen sonra kalp krizi geçirerek ölmüştü. İlk gösterimi 1 Eylül 1994’teVenedik Film Festivali’nde yapılan "Postacı", "en iyi film", "en iyi yönetmen", "en iyi senaryo", "en iyi erkek oyuncu" dallarındaOscar’a aday gösterilmiş, "en iyi orijinal şarkı" dalında bu ödülü almıştır. Ayrıca filme çeşitli yarışma ve festivallerde, aralarında 3 BAFTA, 1 David di Donatello ödülünün de bulunduğu tam 20 ödül verilmiş, 10 ödüle de aday gösterilmiştir.
Postacı ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesinin değil yaşarken birkaç defa izlenmesi gereken filmler listesinin ilk sıralarında yer alacak nitelikte bir film. Doğal ve samimi. Süresi boyunca pek çok duyguyu bir arada yaşatıyor. İçtenlikle sevebileceğiniz bir ana karaktere, şiire, Pablo Neruda’ya ve İtalya’nın eşsiz görüntülerine sahip Postacı’ya karşı bir filmden fazlasını hissetmek, filme aşık olmak veya onu başucunuzdaki dostunuz gibi kabul etmek de mümkün. Neruda ile Mario’nun aralarındaki diyaloglar üzerine saatlerce düşünülebilir. Özellikle Neruda’nın mecazlar üzerine söylemleri çok değerli. Mario’nun sevdiği kadın uğruna şiir yazma çabası, onun şiir yazabilme ihtimali de filmin en güzel yanlarından. Postacı’yı Postacı yapan bir başka özellikse, Mario’nun aşık olduğu kadına hissettikleri kadar onun Neruda’ya bağlılığının güçlü oluşu. Aynı zamanda filmin arka planında Neruda’nın politik tavrından beslenen ve dönemin koşull
... Devamı
Postacı ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesinin değil yaşarken birkaç defa izlenmesi gereken filmler listesinin ilk sıralarında yer alacak nitelikte bir film. Doğal ve samimi. Süresi boyunca pek çok duyguyu bir arada yaşatıyor. İçtenlikle sevebileceğiniz bir ana karaktere, şiire, Pablo Neruda’ya ve İtalya’nın eşsiz görüntülerine sahip Postacı’ya karşı bir filmden fazlasını hissetmek, filme aşık olmak veya onu başucunuzdaki dostunuz gibi kabul etmek de mümkün. Neruda ile Mario’nun aralarındaki diyaloglar üzerine saatlerce düşünülebilir. Özellikle Neruda’nın mecazlar üzerine söylemleri çok değerli. Mario’nun sevdiği kadın uğruna şiir yazma çabası, onun şiir yazabilme ihtimali de filmin en güzel yanlarından. Postacı’yı Postacı yapan bir başka özellikse, Mario’nun aşık olduğu kadına hissettikleri kadar onun Neruda’ya bağlılığının güçlü oluşu. Aynı zamanda filmin arka planında Neruda’nın politik tavrından beslenen ve dönemin koşullarına dair önemli tespitler de mevcut. Şu ana dek izlediğim en güzel final sahnelerinden birini de barındıran Postacı ihmal edilmemesi gereken bir sinemasal güzellik. Tüm yaşananlara rağmen umut bırakan kaç film var hayatımızda?
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Söyleyecek çok şeyim var ama söyleyemem ben..
Son sarılmaları, vedaları sevgimi beceremem diyemem ..
Sabırla beklenen mektupları, o harflerin kıvrımını, kağıda sinen tenin kokusunu, ta içten özleten öptüren ne güzel bir filmsin .. Canım Mario
Son sarılmaları, vedaları sevgimi beceremem diyemem ..
Sabırla beklenen mektupları, o harflerin kıvrımını, kağıda sinen tenin kokusunu, ta içten özleten öptüren ne güzel bir filmsin .. Canım Mario
Babası gibi balıkçı olamayacağını anlayan Mario, bir postacı işi bulur. Bu vesile ile ünlü şair Pablo ile tanışma fırsatı yakalar. Bu olaylar gerçekleşirken bir gün gittiği bir barda langırt oynadığı Beatrice ile tanışır ve ona aşık olur. Onun kalbine ulaşabilmek için Pablo’dan yardım ister. Ve film asıl bu noktadan sonra başlar. Mario’nun sevgisi öylesine saftır ki bunu anlatabilmek için şiirlerin diline ihtiyacı vardır ama ömrü balıkçılık yapan babasıyla geçtiği için buna biraz uzak durumda olduğunu düşünür. İşte bu noktada mecaz nedir? bahsinin döndüğü noktayı görürüz. Mario’nun, Beatrice ulaşabilmesi için verdiği çabayı izledikçe, hiçbirşey için umudu kaybetmemek gerektiğini fark ediyor insan. Film sanki, insanın içine sıcaklık verircesine işliyor.
Filmi iki bölüm halinde ele almaktayım. İlk kısım Mario ile Beatrice’in evlenene kadar ... Devamı
Filmi iki bölüm halinde ele almaktayım. İlk kısım Mario ile Beatrice’in evlenene kadar ... Devamı
Babası gibi balıkçı olamayacağını anlayan Mario, bir postacı işi bulur. Bu vesile ile ünlü şair Pablo ile tanışma fırsatı yakalar. Bu olaylar gerçekleşirken bir gün gittiği bir barda langırt oynadığı Beatrice ile tanışır ve ona aşık olur. Onun kalbine ulaşabilmek için Pablo’dan yardım ister. Ve film asıl bu noktadan sonra başlar. Mario’nun sevgisi öylesine saftır ki bunu anlatabilmek için şiirlerin diline ihtiyacı vardır ama ömrü balıkçılık yapan babasıyla geçtiği için buna biraz uzak durumda olduğunu düşünür. İşte bu noktada mecaz nedir? bahsinin döndüğü noktayı görürüz. Mario’nun, Beatrice ulaşabilmesi için verdiği çabayı izledikçe, hiçbirşey için umudu kaybetmemek gerektiğini fark ediyor insan. Film sanki, insanın içine sıcaklık verircesine işliyor.
Filmi iki bölüm halinde ele almaktayım. İlk kısım Mario ile Beatrice’in evlenene kadar geçtiği, diğer kısım ise Pablo’nun şiliye döndüğü kısım. Ve bu filmde hep, keşke tüm film, ilk kısmın bittiği kısma kadar olsaydı. Bir Mario’nun o ümitvar çabasıyla dolup taşmış bir şekilde filmin sonuna gelmiş olsaydık. Şahsen ikinci bölümü, ilk bölüm kadar zevkle izleyemedim. Massimo’nun konuşma aksanı ile verdiği oyunculuk efsaneviydi. Ve filmde o kadar çok replik varki, en çok aklımda yer eden şu ikisiydi:
şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir. (Mario)
kadim bir söz bile yeterince çok tekrarlanırsa anlamını yitirir. (Pablo)
Filmi iki bölüm halinde ele almaktayım. İlk kısım Mario ile Beatrice’in evlenene kadar geçtiği, diğer kısım ise Pablo’nun şiliye döndüğü kısım. Ve bu filmde hep, keşke tüm film, ilk kısmın bittiği kısma kadar olsaydı. Bir Mario’nun o ümitvar çabasıyla dolup taşmış bir şekilde filmin sonuna gelmiş olsaydık. Şahsen ikinci bölümü, ilk bölüm kadar zevkle izleyemedim. Massimo’nun konuşma aksanı ile verdiği oyunculuk efsaneviydi. Ve filmde o kadar çok replik varki, en çok aklımda yer eden şu ikisiydi:
şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir. (Mario)
kadim bir söz bile yeterince çok tekrarlanırsa anlamını yitirir. (Pablo)
’’Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.’’ demişti Mario Ruoppolo...
izleyeni kendine aşık (hasta) edebilecek , üzerine şiirler yazılası şiir gibi bir film...
-bütün dünya, bu deniz, gökyüzü, bulutlar aslında başka bir dünyanın metaforu mudur?
postacımızın sarfettiği bu replik aslında onun çevresindeki her şeyin farkında ama bir şeyler yapamadığından belkide yaşadığı bu dünyayı bir metafor olarak görmeyi arzuladığını belli ediyor.
boğaz düğümleyip göz yaşartan cinsten bir finalle adamı perişan eder aman dikkat madara olmayın sonra!....
-bütün dünya, bu deniz, gökyüzü, bulutlar aslında başka bir dünyanın metaforu mudur?
postacımızın sarfettiği bu replik aslında onun çevresindeki her şeyin farkında ama bir şeyler yapamadığından belkide yaşadığı bu dünyayı bir metafor olarak görmeyi arzuladığını belli ediyor.
boğaz düğümleyip göz yaşartan cinsten bir finalle adamı perişan eder aman dikkat madara olmayın sonra!....
sadeliğin, insani duyguların bu kadar güzel anlatıldığı filmlere her zaman rastlanmıyor.Tek kelimeyle muhteşem..
İtalyan sineması olsun çamurdan olsun dedirten bir film. Bu kadar mı gerçek olur bir film, insan bu kadar mı kolay unutur film seyrettiğini, bu kadar kendini postacı olarak hisseder..
"Mario: Metafor. Nedir o? Pablo Neruda: Metafor mu? Metafor... Nasıl anlatsam? Konuşurken bir şeyi diğerinin yerine kullanmak. Mario: Bu sizin... şiirlerinizde kullandığınız bir şey mi? Pablo Neruda: Evet, aynı zamanda öyle. Mario: Örneğin? Pablo Neruda: Örneğin..."Gökler ağlıyor." dediğinde ne kast ediyorsun? Mario: "Yağmur yağıyor." Pablo Neruda: Evet, çok iyi. Bu bir metafor. Mario: Kolaymış öyleyse! Neden bu kadar karışık bir ismi var? "
Postacı filmine Benzer Film ekliyorsun.
Postacı filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Postacı filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL