... Devamı 12 yaşındaki Annie, yaz tatilini dört gözle beklemektedir. Okul kapanır kapanmaz arkadaşlarla dolaşmalar, partiler onu beklemektedir. Ne var ki, annesiyle babasının başka planları vardır. İkinci bir balayı yapmaya karar veren çift, kızlarını 76 yaşındaki büyükbabasına bırakmaya karar vermişlerdir. Annesiyle babasının, deniz kenarında harika bir yer olarak anlattıkları ev, yaşlı adamın yıllardır biriktirdiği çöplerle dolu, berbat bir haldedir. Evde televizyon ve bilgisayar olmadığı gibi buzdolabında doğru dürüst yiyecek bir şey bile yoktur. Arka bahçedeki havuz ise çamurlu bir su ile doludur ve içinde kaplumbağalar yaşamaktadır. Büyükbabanın hayatı ise bol bol uyuklayarak, bulmaca çözerek ve en yakın arkadaşı Barney’le eski anıları yad ederek geçmektedir. Büyükbabasının on metrelik yılanları öldürme, adanın gizli sakinlerinden hayalet süvariyle karşılaşma, Elvis Presley’in korumalığını yapma gibi bitmez tükenmez hikayelerinden bıkıp usanan ve bunlara bir damlacık inanmayan Annie, bir arkadaşıyla konuşur ve ondan otobüs seferlerini öğrenmesini ister. Amacı, bir an önce buradan kaçıp, eğlencenin onu beklediği New Yok’a geri dönmektir. Ne yazık ki, adadan ayrılabilmesi için büyükbabanın kırık dökük motoruna ihtiyacı vardır. Bu karar onun bütün hayatını değiştirir. Büyükbabası olaya müdahale eder ve ona, hayatta televizyondan ve internetten çok daha fazla şeyler olduğunu gösterir. Büyükbabayı tanımaya başlamasıyla Annie’nin korkuyla beklediği yaz, mutlu bir anıya dönüşecektir.