6.5

13 OY
PUAN VER
5

Imdb: 6.7 (11.316 OY)

KONUSU
Rock yıldızlarıyla Londralı varoş çocuklarının, glam rock’la gayri meşrunun yolları nerde kesişir? Tabii "Alice Harikalar Ülkesi"nde...

azılı bir gangsterle (bu filmden sonra yaklaşık on yıl oyunculuktan vazgeçen James Fox) ve parlak günleri geride kalmış rock starı (kim ola ki, elbette Mick Jagger
... Devamı
Rock yıldızlarıyla Londralı varoş çocuklarının, glam rock’la gayri meşrunun yolları nerde kesişir? Tabii "Alice Harikalar Ülkesi"nde...

azılı bir gangsterle (bu filmden sonra yaklaşık on yıl oyunculuktan vazgeçen James Fox) ve parlak günleri geride kalmış rock starı (kim ola ki, elbette Mick Jagger) aynı eve çıkarlar. 60ların çılgın Londrasından bir kesit...

YORUM YAZ

SPOILER

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar
F

@firatyasa

2 yıl önce

performance filmi ile ilgili bazı notlar:

"son karede turner'ın kafasında açılan deliğin bitiminde gördüğümüz adam; jorge luis borges, ayrıca performans&çılgınlık teoremi de antonin artaud' dan esinlenilmiş.

chas rolü için ilk düşünülen yönetmenin arkadaşı marlon brando olmuş. warner bros. filmi gördüğünde negatiflerin yakılması gerektiğini söylemiş, patronlardan birinin karısı filmi gördüğünde kusmuş.

sette pherber ile turner gerçekten sevişmişler, bu kareler sonradan kesilmiş, ayrıca pherber'in sevgilisi turner'in müzik grubundan arkadaşıymış, bu durum pek de iyi olmamış.pherber ve lucy için ilk düşünülen isimler tuesday weld, marianne faithfull ve mia farrow imiş, yaralanmışlar.

filmin yönetmeni, eski bir ressam tahminen 30 sene sonra intihar etmiş, james fox ise 10 yıl boyunca film piyasasından çekilmiş.

quentin tarantino, guy ritchie gibi yönetmenlere ilham kaynağı olan film, sözleriyle bir çok şarkı yazarını/ grupla
... Devamı
performance filmi ile ilgili bazı notlar:

"son karede turner'ın kafasında açılan deliğin bitiminde gördüğümüz adam; jorge luis borges, ayrıca performans&çılgınlık teoremi de antonin artaud' dan esinlenilmiş.

chas rolü için ilk düşünülen yönetmenin arkadaşı marlon brando olmuş. warner bros. filmi gördüğünde negatiflerin yakılması gerektiğini söylemiş, patronlardan birinin karısı filmi gördüğünde kusmuş.

sette pherber ile turner gerçekten sevişmişler, bu kareler sonradan kesilmiş, ayrıca pherber'in sevgilisi turner'in müzik grubundan arkadaşıymış, bu durum pek de iyi olmamış.pherber ve lucy için ilk düşünülen isimler tuesday weld, marianne faithfull ve mia farrow imiş, yaralanmışlar.

filmin yönetmeni, eski bir ressam tahminen 30 sene sonra intihar etmiş, james fox ise 10 yıl boyunca film piyasasından çekilmiş.

quentin tarantino, guy ritchie gibi yönetmenlere ilham kaynağı olan film, sözleriyle bir çok şarkı yazarını/ grupları da etkilemiş, big audio dynamite, happy monday gibi.

nicholas roeg daha çok ikinci planda, teknik/görüntü yönetmenliği görevini üstlenmiş, bu filmden sonra walkaway filmine başlamış sanırım.

the crying game, ınterview with the vampire filmlerinin yapımcısı stephen woolley'in ilk on filmi listesinde.

film çekimlerin bitmesinden iki yıl sonra gösterime girmiş içerdiği sahneler nedeniyle, warner bros sırf mick jagger için kabul etmiş.

filmin ilk ismi the liars: yalancılar, sonradan performanslar olmuş ve en son performans.

açılış şarkısı: gone dead train, randy newman
-----------------------------------------------------------------------
00:15:18,233
we've been courteous. courteous and generous.
1988'de piyasaya çıkacak happy mondays parçası: mad cyrill.
-----------------------------------------------------------------------
00:17:02,538
at the death, who is left holding the sodding baby?
demek istediği: herkes çekip gittiğinde sorumluluk kime kalacak?
aynı zamanda big audio dynamite grubuna ait e=mc2 şarkısının sözleri.(1985)
-----------------------------------------------------------------------
00:52:17,538
çalan şarkı: wake up niggers, the last poets
-----------------------------------------------------------------------
01:02:12,107
okuduğu kitap: el sur - güneyli, yazarı: jorge luis borges
-----------------------------------------------------------------------
01:12:20,937
söylediği parça: come on in my kitchen, robert johnson
-----------------------------------------------------------------------
01:13:23,000
söylediği parça: me and the devil blues, robert johnson
-----------------------------------------------------------------------
01:14:20,500
söylediği parça: ı'm bad like jesse james, john lee hooker
-----------------------------------------------------------------------
01:28:48,452
coke convention'ın kokain partisi olması daha olası.
sof machine de bir müzik grubunu temsil ediyor büyük olasılıkla.
-----------------------------------------------------------------------
memo from turner parçasının son mısrasında baby is dead büyük ihtimalle
17. dakikada geçen şu mottoya ithafen.
at the death, who is left holding the sodding baby?"

@parfenrogojin

4 yıl önce

Nicolas Roeg benim için çok önemli bir yönetmen.

80'li yıllarda, VHS kasetler varken, sağda solda video kaset kiralanan dükkanlar olurdu. Gidip akşama iyi bir film izlemek için orada hem filmleri tek tek görüp arkadaki açıklamaları okumak, hem de dükkan sahibinin yönlendirmelerine de kulak vermek gerekirdi. Ben de çok film izledim o dönemde, küçüktüm elbette, 15-16 yaşlarımdan söz ediyorum. Bu dönemde beni en çok etkileyen isim Nicolas Roeg olmuştur, daha doğrusu izlediklerim beni etkilediği için özellikle bu yönetmenin filmlerini aramışımdır ve şansıma da bulmuşumdur: Bad Timing, The MAn Who Fell to Earth, Eureka, CAstaway gibi filmler ama özellikle de Bad Timing beni çok etkilemiştir, tekrar tekrar izlemişimdir bu filmleri. Çok şanslıyım. Kesinlikle nitelik çıtası yukarıda ve üslubu dert edinmiş bir yönetmenin beni etkilemesini kendi adıma hep iyi bir özellik olarak görmüşümdür.

Korona sebebiyle elimdeki zamanı seçtiğim yönetmenleri
... Devamı
Nicolas Roeg benim için çok önemli bir yönetmen.

80'li yıllarda, VHS kasetler varken, sağda solda video kaset kiralanan dükkanlar olurdu. Gidip akşama iyi bir film izlemek için orada hem filmleri tek tek görüp arkadaki açıklamaları okumak, hem de dükkan sahibinin yönlendirmelerine de kulak vermek gerekirdi. Ben de çok film izledim o dönemde, küçüktüm elbette, 15-16 yaşlarımdan söz ediyorum. Bu dönemde beni en çok etkileyen isim Nicolas Roeg olmuştur, daha doğrusu izlediklerim beni etkilediği için özellikle bu yönetmenin filmlerini aramışımdır ve şansıma da bulmuşumdur: Bad Timing, The MAn Who Fell to Earth, Eureka, CAstaway gibi filmler ama özellikle de Bad Timing beni çok etkilemiştir, tekrar tekrar izlemişimdir bu filmleri. Çok şanslıyım. Kesinlikle nitelik çıtası yukarıda ve üslubu dert edinmiş bir yönetmenin beni etkilemesini kendi adıma hep iyi bir özellik olarak görmüşümdür.

Korona sebebiyle elimdeki zamanı seçtiğim yönetmenlerin neredeyse bütün filmlerini izleyerek değerlendirmeye çalışıyorum. Sıra Nicolas Roeg'da.

Performance, Roeg'in ilk yönetmenlik denemesi. Görüntü yönetmenliğini de yaptığı bufilmde aslında 2. bir yönetmen de var, filmin senaristi de olan Donald Cammell bazı yerlerde ve yorumlarda filmin gerçek yönetmeni olarak görülüyor.

Roeg filmleri izlemeye başlamış herkesin benim gibi ilk kez bu ilk filmini izlediğinde göreceği ilk şey, yönetmenin kamerayı, ritmini hemen belli eden üslubu olacaktır. Hikayenin neden anlatıldığı, hikayenin düz bir şekilde akışı değil; görüntüde sıçramalar, kopmalar, kameranın odak değiştirmesi, anlamlı ya da anlamsız şekilde hareket eden kamera gibi, görselliğin inatla, ısrarla öne çıkarılıp izleyicinin odağının sürekli dürtüklenmesi, anlatışın akışının bozulması Roeg'un anlatım tarzında önemlidir. Bu film 1970'de çekilmiş ve daha ilk sahneden karşımıza çıkan sevişme sahneleri ise 50 sene öncesine göre şaşırtıcı olabilir, ama hem İngiltere hem de dünya 1 sene sonra Ken Russell'ın Şeytanlar filmini görmemişti o zamanlar, ona benzeyen bir şey bulmak pek kolay değil.

Roeg, üslupçu bir yönetmen. İlk filmine bakarak söyleyebileceğim: karakterler? Hayır? Hikayenin düz bir şekilde anlatılışı? Hayır. İmgeler, görüntüler, kamera hareketi, anlatımın bozulması, yeniden kurulması, kesilmesi, akması? Evet. İşte bu, Roeg'u düşünmeye başladığımızda karşımıza çıkan ilk anahtar sözcükler.

Çeşitli yorumlarda bu filmin birden fazla kez izlenmesi gerekir deniyor. Oldukça fazla övgü almış bir kültür çalışması, deniyor. Ve bu yorumlardan birinde yönetmenin ana temalarından birinin farklı kültür çatışmaları olduğunu okudum: bu benim için bir ipucu, bir kopya. Ama söz konusu olan Nicolas Roeg ise, hepsine evet.

Filmi yönetmeni tanımak isteyen herkese öneririm.
SPOILER

Performance filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Performance filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Performance filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL