Tilda Swinton'un oyunculuğunu her zaman çok beğenmişimdir. Bu filmde de karaktere "cuk" oturmuş desem yeridir. Film romandan uyarlanmış bir orlando karakterinin 400 yıllık arayışını ve bu süreçte ingiltere de gerçekleşen dönüşümleri, cinsiyet değişimini işlemektedir.

Her ne kadar ana tema kadın-erkek olmanın bulunulan dönemdeki etkisini anlatmak gibi görünse de benim dikkatimi daha çok bir ülkenin anlayışının dönem dönem nasıl değişime uğradığı kısmı çekti. Başlarda şiir temalı başlayan kültürel anlayış (1600) yerini politikaya devrediyor (1650) ve o replik "şiir artık öldü". Politika yerini cemiyet anlayışına devredince (1700) artık politikayı bir kaç ortak fikir neyden yanaysa o belirler oluyor. (1750) cinsiyet kavramıyla artık kadınlığın dünya üzerinde ön plana çıkmaya başlaması geliyor ve (1800) cinsiyet kavramının baskınlğı (1850) de ise dünya öyle bir hale doğru ilerliyor ki artık ön planda olan şey çocuk olmaya başlıyor.

Oldukça güzel replikler ve sanatsal şölenler izleyebileceğiniz bir film olmuş. Archduke'un, orlando'ya dediği:
sen bana aitsin!
Neden?
Çünkü sana tapıyorum!
Bu beni sana ait mi yapıyor yani?
Bu kısımda sevgi üzerine güzel bir dörtlüktü.

Bunun yanında kıyafet değişimleri ve konuşma şekillerindeki değişimlerde gayet yerinde işlenmiş.