4 yıl önce
6.5
79 OYPUAN VER
5
Imdb: 6.3 (3.180 OY)
KONUSU
Genç bir kadın olan Nisan, yıllarca babası ile görüşmemiştir. Ancak babası ile ilgili aldığı önemli bir haberin ardından, eşi ve kızı ile birlikte soluğu baba evinde alır. Yıllar önce kaçarak ayrıldığı köşke geri dönen Nisan, burada tuhaf durumlara şahit olur. Köşke gelmesi ile birlikte kaçıp kurtul
... Devamı
Genç bir kadın olan Nisan, yıllarca babası ile görüşmemiştir. Ancak babası ile ilgili aldığı önemli bir haberin ardından, eşi ve kızı ile birlikte soluğu baba evinde alır. Yıllar önce kaçarak ayrıldığı köşke geri dönen Nisan, burada tuhaf durumlara şahit olur. Köşke gelmesi ile birlikte kaçıp kurtulduğunu düşündüğü geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalan Nisan, bu sırada babası ile ilgili gizemi çözmeye çalışan polisin sorgulamasına maruz kalır. Kendisini köşeye sıkışmış hisseden Nisan, kendisi ve ailesini koruyabilmek için köşkte yaşanan gizemi çözmek zorundadır.
-
Umur Turagay
Yönetmen
-
Onur Koralp
Senarist
-
Pınar Bulut
Senarist
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Nisan
Özgür
Oktay
Hilal
Asil
Alin
Vuslat
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Gerilim, korku türünde ortalamanın üstünde bir film. Hayalet, cin gibi bir konusu olmaması sonlara doğru her şeyin gerçekliğe bağlı kalarak açıklanmasını takdir ettim. Oyuncuklar genel olarak başarılıydı. Birkaç klişe ve amerikanvari tavırları görmezden gelirsek beni bir Türk korku filmine göre gayet tatmin etti.
Türkiye’de bir gizem-gerilim filmi çıktığı için mutluyum. Türkiye sınırlarında değerlendirirsek çekimleri, görselliği kaliteli bir film olmuş ama senaryosu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yurtdışındaki aynı tarzda filmlerle kıyaslamak doğru olmaz, daha yeniyiz bu türde. Senaryoda mantık hataları fazlasıyla vardı. Olayların oluş biçimi, evrilmesi beni tatmin etmedi, ikna edemedi. Hele bir yangın sahnesi vardı ki, yangın resmen evin çıkışına kadar kadına eşlik ediyordu. Neyse bence denemeye devam etmeliyiz bu türü...
O sahne çekimi özet: Abi yeni efekt koymuşlar final cut’a şu sahneye yerleştirelim mi? yedir gitsin yav n’olcak
Çok uzun zamandır yerli korku filmlerinden uzak duruyordum ama önce Baskın Karabasan şimdi de Güzelliğin Portresi ile şaşırmaya devam ediyorum. Artık kusturma derecesine gelen cinli filmler dışında bir şeyler denenmesine seviniyorum. Filmde canımı sıkan şeyler sadece sonlarda yaşananlardı. Mesela; herkes ağır yaralı olmasına rağmen wrestler dövüşçüsü gibiler enerjileri tavan maşallah. Polis baltayla yamultulmuş ama geri dönebiliyor hadi o erkek falan desek başrol kadınımız karnından bıçaklanmış yarım saat boğuştu Melisa"yı alt etti sonra ambulansı arayıp bekleyeceğine 100 kiloluk yaralı polisi omuzlayıp bahçeye çıkarıyor ulan 50 kilo kadınsın sen bitti mi bitmedi geri dönüp sağa sola tavana benzin döküyor karnından yaralıyken ve suratında hiç acı ifadesi yok şaka gibiydi zaten güldüm. Oyuncuklar gayet iyiydi ama hakkını vermeliyim özellikle Birkan Sokullu başarılıydı.
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Oyunculukları film ilerledikçe güzelleşiyor. Ara sıra bazı mantık hataları olmasına rağmen gayet akıcı. Ayrıca Türk yapımı bir filme göre gayet kaliteli. Çerezlik izlenir.
Türk korku gerilim filmlerinde bana cin konulu senaryolardan bıkkınlık geldiği için bu filmi bir nebze de olsa beğendim. Sürprizini sevdim. Filmde beni tek rahatsız eden şey yangın sahnesi oldu. Oyunculuklar da fena sayılmaz. Bütününe bakıldığında en azından izlenebilir bir film olmuş. Bir şansı hak ettiğini düşünüyorum. İyi seyirler.
Tarzım olmasada çok fazla olumlu yorum olduğu icin izlediğim bir film.Korku filmlerinin çoğunun mantık hataları ile dolu olduğunu düşündüğümüzde ,film bu hataya dusmeyerek yükseliyor.Ustune iyi Senaryo ve iyi oyunculuklar eklenince sinemamız için bu türde değerli sayılabilecek bir film ortaya çıkmış.
Bu film aynen Şahsiyet dizisi gibi, orijinalleri varken inadına onlar kadar iyi bir ABD polisiyesi/gerilimi yapabilirim iddiasının iyi bir örneği. Her şey öylesine klişe ki oyuncular, senarist, yönetmen nasıl oldu da bunu görmedi, veya önemsemedi, anlamak zor. Ya da belki de, istenen şey buydu?
Neden anlatılmış bir hikayeyi yeniden anlatıyorsunuz? Çünkü bunu yapabiliyorsunuz. Ama sizler gibi bizler de senelerce bu tür filmleri izlemiş insanlarız. Aynı hikayeyi anlatmak sorun değil, ama kopyasını yapmak yerine yerel bir örneğini yapabilirdiniz. Bir hikayeyi iyi çekebilmek değil mesele, iyi çektiğiniz ortada. Ama siz birebir aynısını çekmemeliydiniz. Anncak Güzelliğin Portresi inanılmaz, inanılmaz, inanılmaz klişe kokan bir kopya çalışması. Örnekler: ev tasarımı- özellikle alt odalar, ışıklandırma, müzik, seksek oynayan çocuk- "birisi var birisi var" ne demekse bu?-hayalet kadın- polis, koca karakterleri...
Senelerdir sanatla uğraşan in ... Devamı
Neden anlatılmış bir hikayeyi yeniden anlatıyorsunuz? Çünkü bunu yapabiliyorsunuz. Ama sizler gibi bizler de senelerce bu tür filmleri izlemiş insanlarız. Aynı hikayeyi anlatmak sorun değil, ama kopyasını yapmak yerine yerel bir örneğini yapabilirdiniz. Bir hikayeyi iyi çekebilmek değil mesele, iyi çektiğiniz ortada. Ama siz birebir aynısını çekmemeliydiniz. Anncak Güzelliğin Portresi inanılmaz, inanılmaz, inanılmaz klişe kokan bir kopya çalışması. Örnekler: ev tasarımı- özellikle alt odalar, ışıklandırma, müzik, seksek oynayan çocuk- "birisi var birisi var" ne demekse bu?-hayalet kadın- polis, koca karakterleri...
Senelerdir sanatla uğraşan in ... Devamı
Bu film aynen Şahsiyet dizisi gibi, orijinalleri varken inadına onlar kadar iyi bir ABD polisiyesi/gerilimi yapabilirim iddiasının iyi bir örneği. Her şey öylesine klişe ki oyuncular, senarist, yönetmen nasıl oldu da bunu görmedi, veya önemsemedi, anlamak zor. Ya da belki de, istenen şey buydu?
Neden anlatılmış bir hikayeyi yeniden anlatıyorsunuz? Çünkü bunu yapabiliyorsunuz. Ama sizler gibi bizler de senelerce bu tür filmleri izlemiş insanlarız. Aynı hikayeyi anlatmak sorun değil, ama kopyasını yapmak yerine yerel bir örneğini yapabilirdiniz. Bir hikayeyi iyi çekebilmek değil mesele, iyi çektiğiniz ortada. Ama siz birebir aynısını çekmemeliydiniz. Anncak Güzelliğin Portresi inanılmaz, inanılmaz, inanılmaz klişe kokan bir kopya çalışması. Örnekler: ev tasarımı- özellikle alt odalar, ışıklandırma, müzik, seksek oynayan çocuk- "birisi var birisi var" ne demekse bu?-hayalet kadın- polis, koca karakterleri...
Senelerdir sanatla uğraşan insanlar bu filmi yazarken çekerken gerçekten düşünmediler mi, yahu biz bunun yüzlerce örneğini izledik neden bunu yapıyoruz diye? herkesi geçtim, serkan keskin oturup düşünmedi mi yahu, ben burada ne yapıyorum diye? Aynı hikayeyi çok daha yerel, gerçek ve bizden ögelerle gerçekten etkileyici bir şekilde anlatabilirdi yönetmen. NAsıl yapabilirdi bunu? Bilmiyorum, ama sinema yapan insanlar onlar olduğuna göre bunu bulabilmeleri gerekirdi. Baskın filminin ikinci yarısının bana göre korkunç kötü olmasına rağmen ilk kısmında ne demek istediğimin mükemmel bir örneğini görebiliriz: hikaye yeni değil, ama anlatım, görsellik, hikayenin akışı, her şey etkileyici...tabii işkence bölümleriyle filmin baştan sona değişerek başka bir şeye dönüşmesine dek.
Güzelliğin Portresi inandırıcı olmayan psikolojik oyunları, gizemleri; zorlama germe sahneleriyle gerçekten iyi çekilmiş bir abd tarzı gerilim filmi. Ancak final kısmında, yani anyanın konyanın ortaya çıktığı bölümlerdeki gerilim, kavgalar vb her şey gerçekten çok iyiydi, hakkını vermek gerek. Bu bölümde istenen etki kesinlikle yaratılıyor. Keşke geri kalanı da aynı tadı verebilseydi...
Neden anlatılmış bir hikayeyi yeniden anlatıyorsunuz? Çünkü bunu yapabiliyorsunuz. Ama sizler gibi bizler de senelerce bu tür filmleri izlemiş insanlarız. Aynı hikayeyi anlatmak sorun değil, ama kopyasını yapmak yerine yerel bir örneğini yapabilirdiniz. Bir hikayeyi iyi çekebilmek değil mesele, iyi çektiğiniz ortada. Ama siz birebir aynısını çekmemeliydiniz. Anncak Güzelliğin Portresi inanılmaz, inanılmaz, inanılmaz klişe kokan bir kopya çalışması. Örnekler: ev tasarımı- özellikle alt odalar, ışıklandırma, müzik, seksek oynayan çocuk- "birisi var birisi var" ne demekse bu?-hayalet kadın- polis, koca karakterleri...
Senelerdir sanatla uğraşan insanlar bu filmi yazarken çekerken gerçekten düşünmediler mi, yahu biz bunun yüzlerce örneğini izledik neden bunu yapıyoruz diye? herkesi geçtim, serkan keskin oturup düşünmedi mi yahu, ben burada ne yapıyorum diye? Aynı hikayeyi çok daha yerel, gerçek ve bizden ögelerle gerçekten etkileyici bir şekilde anlatabilirdi yönetmen. NAsıl yapabilirdi bunu? Bilmiyorum, ama sinema yapan insanlar onlar olduğuna göre bunu bulabilmeleri gerekirdi. Baskın filminin ikinci yarısının bana göre korkunç kötü olmasına rağmen ilk kısmında ne demek istediğimin mükemmel bir örneğini görebiliriz: hikaye yeni değil, ama anlatım, görsellik, hikayenin akışı, her şey etkileyici...tabii işkence bölümleriyle filmin baştan sona değişerek başka bir şeye dönüşmesine dek.
Güzelliğin Portresi inandırıcı olmayan psikolojik oyunları, gizemleri; zorlama germe sahneleriyle gerçekten iyi çekilmiş bir abd tarzı gerilim filmi. Ancak final kısmında, yani anyanın konyanın ortaya çıktığı bölümlerdeki gerilim, kavgalar vb her şey gerçekten çok iyiydi, hakkını vermek gerek. Bu bölümde istenen etki kesinlikle yaratılıyor. Keşke geri kalanı da aynı tadı verebilseydi...
Türk gerilim filmleri içinde -ki ne kadar az olduğu ortada- konusu bakımından tebrik edilecek seviyede bir film olmuş. Küçük oyuncu Lara TONKA gayet başarılıydı. Kendi çapımda senaryo yazmak gibi amatör çabalarımın olduğu bu günlerde fikir dünyamı genişletti ve beni cesaretlendirdi diyebilirim.
Melisa ŞENOLSUN da giderek büyüyen oyunculuğuyla yine büyülemiş.
Melisa ŞENOLSUN da giderek büyüyen oyunculuğuyla yine büyülemiş.
pınar bulut ezel in yazarlarından biri dedik izledik, spiritüelmiş gibi hava yaratıldı, the other akla geldi, seksek oynayan küçük kız klişesi de var eh daha ne olsun.
daha filmin girişinde thy uçağı, fonda bol lutfhansa uçağının olduğu Almanyada ki havaalanına iniyor ama kahramanlarımız istanbul taksisi ile malikhaneye geliyor!
evde tablodaki kadının tablodan filan çıkıp gitmesi olayı filmin sonunda havada kaldı, o kırmızı reçeteli halüsinasyon gösteren ilaç! daha sonraları içilmeye başlandı, sen gel filmin başından beri evde hayalet olduğuna inandır seyirciyi sonra da sebebini kırmızı reçeteli ilaçlara bağla. Filmin başında baba Feridun Düzağaç ta mı aynı ilaçları kullanıyordu? filmin başında babanın görüp de şok olduğu tablodan kadının yok olması sahnesi (bitmiş jagermeister ve viski halusinasyonu diyelim ona da)
şaka bıçağı ile olayı açıklamaya kalktıklarında filmi yarıda bırakacaktım ama ... Devamı
daha filmin girişinde thy uçağı, fonda bol lutfhansa uçağının olduğu Almanyada ki havaalanına iniyor ama kahramanlarımız istanbul taksisi ile malikhaneye geliyor!
evde tablodaki kadının tablodan filan çıkıp gitmesi olayı filmin sonunda havada kaldı, o kırmızı reçeteli halüsinasyon gösteren ilaç! daha sonraları içilmeye başlandı, sen gel filmin başından beri evde hayalet olduğuna inandır seyirciyi sonra da sebebini kırmızı reçeteli ilaçlara bağla. Filmin başında baba Feridun Düzağaç ta mı aynı ilaçları kullanıyordu? filmin başında babanın görüp de şok olduğu tablodan kadının yok olması sahnesi (bitmiş jagermeister ve viski halusinasyonu diyelim ona da)
şaka bıçağı ile olayı açıklamaya kalktıklarında filmi yarıda bırakacaktım ama ... Devamı
pınar bulut ezel in yazarlarından biri dedik izledik, spiritüelmiş gibi hava yaratıldı, the other akla geldi, seksek oynayan küçük kız klişesi de var eh daha ne olsun.
daha filmin girişinde thy uçağı, fonda bol lutfhansa uçağının olduğu Almanyada ki havaalanına iniyor ama kahramanlarımız istanbul taksisi ile malikhaneye geliyor!
evde tablodaki kadının tablodan filan çıkıp gitmesi olayı filmin sonunda havada kaldı, o kırmızı reçeteli halüsinasyon gösteren ilaç! daha sonraları içilmeye başlandı, sen gel filmin başından beri evde hayalet olduğuna inandır seyirciyi sonra da sebebini kırmızı reçeteli ilaçlara bağla. Filmin başında baba Feridun Düzağaç ta mı aynı ilaçları kullanıyordu? filmin başında babanın görüp de şok olduğu tablodan kadının yok olması sahnesi (bitmiş jagermeister ve viski halusinasyonu diyelim ona da)
şaka bıçağı ile olayı açıklamaya kalktıklarında filmi yarıda bırakacaktım ama oraya kadar vakit kaybı oldu, "battı balık yan gider" bitirdim. 1:15 dk. da o şaka bıçağına hiç benzemeyen kasap bıçağı mutfak tezgahına bırakılmış, bıçaklıkta 5 bıçak daha var ama illa o şaka bıçağının kullanılacağından eminler ve bıçağın nereye saplanacağını da bilip, oraya kan balonu vb. yerleştirmişler!
The Shining (1980) filminden kanlı koridor, balta ve balta ile yere-çitlere sürtüp sesler çıkartması vb. here’s johnny demedi bari...
2 kez sert bıçak darbesi aldıktan sonra uzakdoğu filmine benzedi bir anda film. telefona veya yola yardım almaya koşacağına benzin buldu ve evi ateşe verdi (alev efekteri çok acemice, kız ile senkronize alev alıyor ortam, benzin dökmediği yerlerden alev fışkırıyor falan)
Karnına balta giren, ardından görmesek te odun kesercesine sırtına veya artık neresi ise ikinci balta darbesi yiyen bir insanın 2 kat merdiven çıkıp katili vurması saçmalığı.
Soyadını değiştirip (polis dosyada görüyor ama sebebi saçma) sadece yıllar boyu intikam için planlar yapan abi-kızkadeşin "evde babasıyla kalan kızı öldürüp suçun akıl hastanesinde yatan annesinin üzerine atma" gibi uyduruk bir planı olması!
peki, netflix fransız mini dizisi le chalet (dağ evi) izleyenler ne dedi?
Burcin Terzioglu nun oyunculuğu filmin mantık hatalarını hafifletici unsur,
Oyuncular arasında Melisa Şenolsun ’u beğendim.
Yetenekli, küçük oyuncu ’Alin’ rolünü başarıyla canlandıran Lara Tonka ise süpriz.
daha filmin girişinde thy uçağı, fonda bol lutfhansa uçağının olduğu Almanyada ki havaalanına iniyor ama kahramanlarımız istanbul taksisi ile malikhaneye geliyor!
evde tablodaki kadının tablodan filan çıkıp gitmesi olayı filmin sonunda havada kaldı, o kırmızı reçeteli halüsinasyon gösteren ilaç! daha sonraları içilmeye başlandı, sen gel filmin başından beri evde hayalet olduğuna inandır seyirciyi sonra da sebebini kırmızı reçeteli ilaçlara bağla. Filmin başında baba Feridun Düzağaç ta mı aynı ilaçları kullanıyordu? filmin başında babanın görüp de şok olduğu tablodan kadının yok olması sahnesi (bitmiş jagermeister ve viski halusinasyonu diyelim ona da)
şaka bıçağı ile olayı açıklamaya kalktıklarında filmi yarıda bırakacaktım ama oraya kadar vakit kaybı oldu, "battı balık yan gider" bitirdim. 1:15 dk. da o şaka bıçağına hiç benzemeyen kasap bıçağı mutfak tezgahına bırakılmış, bıçaklıkta 5 bıçak daha var ama illa o şaka bıçağının kullanılacağından eminler ve bıçağın nereye saplanacağını da bilip, oraya kan balonu vb. yerleştirmişler!
The Shining (1980) filminden kanlı koridor, balta ve balta ile yere-çitlere sürtüp sesler çıkartması vb. here’s johnny demedi bari...
2 kez sert bıçak darbesi aldıktan sonra uzakdoğu filmine benzedi bir anda film. telefona veya yola yardım almaya koşacağına benzin buldu ve evi ateşe verdi (alev efekteri çok acemice, kız ile senkronize alev alıyor ortam, benzin dökmediği yerlerden alev fışkırıyor falan)
Karnına balta giren, ardından görmesek te odun kesercesine sırtına veya artık neresi ise ikinci balta darbesi yiyen bir insanın 2 kat merdiven çıkıp katili vurması saçmalığı.
Soyadını değiştirip (polis dosyada görüyor ama sebebi saçma) sadece yıllar boyu intikam için planlar yapan abi-kızkadeşin "evde babasıyla kalan kızı öldürüp suçun akıl hastanesinde yatan annesinin üzerine atma" gibi uyduruk bir planı olması!
peki, netflix fransız mini dizisi le chalet (dağ evi) izleyenler ne dedi?
Burcin Terzioglu nun oyunculuğu filmin mantık hatalarını hafifletici unsur,
Oyuncular arasında Melisa Şenolsun ’u beğendim.
Yetenekli, küçük oyuncu ’Alin’ rolünü başarıyla canlandıran Lara Tonka ise süpriz.
Korku severler olarak kötü filmler izledik, çok kötü filmler de izledik ama bu nedir yahu! Filmin bir çok yerinde ileri sardım gereksiz uzun. Ayrıca kese kağıdı? baget ekmeği? Filmde yok yok, cinli gibi yapıp akıl hastalığı gibi yapıp başka bir şey gibi yapmacalar, baltayı yerde sürümeceler, cinayetler, cinayetimsiler... Aklınıza korku filmi sahnesi denince ne geliyorsa hepsi var maşallah velhasıl olmamış
Keyifle izledim. Görsel olarak güzel, izletiyor ve oyuncular başarılı. Artık bence biraz da Türk korku - gerilim senarist ve yönetmenlerini mi desteklesek ? Yoksa hiç olmayacak :) Burada yazan bazı yorumlardan hiç şans vermeyecektim iyi ki önemsememişim.. Keyfinize bakın.
Kokru/Gerilim türünde gayet basarili bir film, biraz fazla uzun ancak bir sekilde sizi filmin içinde tutmayi basariyor. Oyunculuklar basarili hosuma gitmeyen tek sey Shining özentisi sahneydi. Genel olarak basarili.
ay hayır, bunu yapmış olmayın, nolur bu kadarını da yapmayın diye diye bitirdim filmi. sanki bir ömür sürdü. şunu anlamıyorum, tamam türkiye’de bu türde çok film yapılmamış olabilir de yapılanları da izlemediniz mi bari? kötü kurgunun bahanesi tecrübesizlik olamaz bana kalırsa. offff vallahi canım sıkıldı.
Cismi yerli olsa da kendisi Amerikanvari bir korku filmidir ama yıllardır gına getirten cin konulu korku filmlerine son vermesi ve üzerinde emeğin, çalışmanın izleri olduğu için takdir ettiğim bir film oldu.
Film son sahnelerine kadar gizem unsurunu yanıstabildi. En azından beni merak içerisinde bıraktı. Türk korku filmi denemesi olduğundan büyük beklentiyle gitmemem ise filmi beğenmemde büyük etken oldu. Filmin senaryosu ve kurgusu birçok Amerikan filminden etkilendiğini işaret etse de kendine özgü bir şeylerde çıkartarak iyi bir iş olmuş diyebilirim. Tutarsızlıkar, yanılgılar ve hatalar bolca bulunsa da kapsamlı bir gizem-korku denemesi olduğundan benim gibi her izleyici, bunların görmezden gelinmesi gerektiğini düşünmüştür. Temennim bu tür filmlerin üzerine koyarak, drama dışında şahaser filmler yapabileceğimiz günleri görebiliriz. Önerilir.
Film son sahnelerine kadar gizem unsurunu yanıstabildi. En azından beni merak içerisinde bıraktı. Türk korku filmi denemesi olduğundan büyük beklentiyle gitmemem ise filmi beğenmemde büyük etken oldu. Filmin senaryosu ve kurgusu birçok Amerikan filminden etkilendiğini işaret etse de kendine özgü bir şeylerde çıkartarak iyi bir iş olmuş diyebilirim. Tutarsızlıkar, yanılgılar ve hatalar bolca bulunsa da kapsamlı bir gizem-korku denemesi olduğundan benim gibi her izleyici, bunların görmezden gelinmesi gerektiğini düşünmüştür. Temennim bu tür filmlerin üzerine koyarak, drama dışında şahaser filmler yapabileceğimiz günleri görebiliriz. Önerilir.
Vıcık vıcık aşk kliseleri ile dolu filmlerden sonra böyle bir tarzda çaba gösterilmesi takdir edilesi. Film olmuş mu? Olmamış. Meh diyebiliriz.
Rezalet bir film. Kurgusu , oyunculukları , klişeleri çöp. İntikam almak isteyen her kadına bağrı açık takım elbise giydirip durmayın başka bir şeyler de bulun lütfen.
Güzelliğin Portresi filmine Benzer Film ekliyorsun.
Güzelliğin Portresi filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Güzelliğin Portresi filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL