... Devamı Hainlik, kendi hallerine terkedilen, her şeyin geç olduğu bir anda birbirlerine yaklaşan bir baba oğulu anlatıyor. Acımasız ve umutsuz iki farklı dünya ve iki farklı bakış açısının hikayesi: Peppino tutkulu ve dağınık, topal olduğunu bilmeyen topal bir binici gibidir; Angelo ise tam tersine her iki bacağı sağlam olsa da kendini topal hissetmekte. Baba bu hayattan her şeyi yada en azından gereken kadarını anladığını sanmakta ve bunu oğluna aşılamaya çalışmakta. Oğul ise kendi kendini suçlama derecesinde kaderci biri. Angelo kendini kadersiz biri olarak saymakta ve asla hiç bir şeyin değişmeyeceğini düşünmektedir. Belki de basit bir şekilde hiç bir şeye inanmamaktadır: geleceğin ne olduğunu bilmemekte, seçemez, karar veremez. Babasıyla meşgul olmak üzere yalnız kalınca, delikanlı babasının hep kendisine söylediği gibi bir insan olma gayreti içine girer. Ama bunun için, babasının ona vermeyi başaramadığı eksik olan bir takım şeyler vardır. Angelo her ne kadar kendinden daha emin ve daha olgun gibi gözükse de aslında başlangıçtan daha kaybolmuş haldedir.