... Devamı Alın Yazısı geçmiş zaman İstanbul’unun kabadayılarına yakılmış bir ağıt. Baba Ökkeş’in iki yiğit oğlu Osman ve Haydar’ın son kuşak temsilcileri oldukları bu insanların hayatlarının inandıkları o güne kadar öğrendikleri mertlik kurallarına karşı artık ait olmadıklarını düşündükleri bir dünyaya kanlarıyla ödedikleri bedelin hikayesidir. Film genç bir kızın intiharı ile açılır, ilerleyen dakikalarda böyle bir işe kalkışması için hiçbir sebebin olmadığını düşünen ailesi genç kızın göğsünde taşıdığı mektubun ortaya çıkmasıyla beraber kızın iğfal edildiği gerçeğini öğrenirler. Geçmiş zaman İstanbul’unda sokağa çıktımı bir bakanın tekrar dönüp baktığı, "saygı" ile kendinde imrenme yaratan sigarasından elinde tuttuğu tespihe çakısından yumurta topuklu ayakkabısına, jilet gibi kendisini giyen elbiselerinden belindeki çakısına yedi mahalleye namını duyuran kabadayılar vardır. Toplumun içindeki yazılı olmayan ahlak, namus ve saygı kurallarının temsilcileri bu coğrafyanın geçmişten gelen soylu adetlerinin bir vücut içerisinde can bulmuş şekilleridir. Kendiniöldüren kız bu insanlardan Osman ve Ökkeş’in kardeşidir. Kardeşlerin en büyüğü Osman tövbekar olmuş artık kasaplık yapmakta olan bir insandır. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla beraber yemini bozar ve bıçağını tekrar kınına takar. İntikamını elleriyle alacağı; babasından, amcasından öğrendiği gibi ölen kız kardeşinin kanını yerde bırakmayacağı; lekelenmiş namusunu temizleyeceği için bir an tereddüt etmez. Vaktinde bileğinin gücüyle namını saldığı mertliğiyle insanların saygısını kazandığı bu dünyada geçmiş zamandan kalma bir yabancıdır çünkü.