Bay ve Bayan Bridge

Bay ve Bayan bridge, gerçeğinden uyarlanılmış olan romanından uyarlanılmış özellikle kuşak çatışmalarını anlatmaya odaklı bir filmdir. Walter Bridge (Baba) son derece geleneklerine bağlı, düzenli ve birazda duygusuz biridir fakat bu karakterine rağmen çocuklarının yapmak istedikleri hedeflerine ulaşmalarında elinden gelenide yapmaktadır. Kuşak çatışmalarının en büyüğünü ahlaki bozulma ile başlamaktadır. Gizli yapılan sevişmeler aşikar olmaya başlamış, kızlık ile ilgili ahlaki görüş tamamen yıkılmıştır. İşte bu noktada iki kuşağın nasıl çatıştığı güzel işlenmiştir. Ayrıca bunun dışında yeni kuşağın aileden uzakta yaşamak istemesi, mesleki seçimleri, eş seçimleri hususlarında fevri davranışlarınında nelere ml olabileceği güzel işlenmiştir. Filmin son çeyreğinde ise iyice yaşlanmış olan çiftin arkadaşlarının ölümünden sonraki kötü havayı pek çözemedim. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu? Yani filmin ilk üç çeyreği çok başarılıyken son çeyreğinin olmadığı kanaatindeyim. yani o garajda sıkışıp kalma muhabbeti, tamda o gün adamın gül almış olması falan gerçekten öylemiydi yoksa ironik birşekilde kurgulandılar mı? ayrıca birde india bridge'nin şu sözü harikaydı insan ömründe en azından bir kere olsun tebrik edilmelidir, yoksa yaşamak için ne sebebi kalabilir ki? bunun dışında da kimseye Ruth Bridge gibi bir kız da nasip olmasın. Bir insan doğuştan bu kadar yollu olabilir mi? :D