6.7

139 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.1 (186.035 OY)

KONUSU

1950’lerde geçen film, ’efendi’ olarak bilinen, enteklektüel karizmaya sahip ve Amerika’da gitgide yayılan dine dayalı bir organizasyonun sahibi bir adamla onun sağ kolu haline gelen bir avareyi anlatıyor.

Joaquin Phoenix

Freddie Quell

Philip Seymour Hoffman

Lancaster ...

Amy Adams

Peggy Dodd

Laura Dern

Helen Sull...

Ambyr Childers

Elizabeth ...

Madisen Beaty

Doris Solstad

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@linquter

4 yıl önce

7 / 10

Filmler ne tamamen senaryodan ne de tamamen oyunculuktan ibarettir. Maalesef yorumlara baktığımda gördüğüm şey genellikle ikisinden birine odaklı olumsuz eleştiri veya övgüye dayalı. Filmde anlatılmak istenilen konu ve işlenişi oldukça ilgi çekici. Size verilen imgeleri fark edip kavramak zor olabiliyor fakat abartıldığı kadar yorucu bir film olduğunu düşünmüyorum. Bakın bu böyledir şu şu yüzden böyle oluyor diye her şeyi tek tek gözünün içine sokmayan yönetmen görünce -ki dediğim gibi abartmamışlar da bunu- bu ne biçim film moduna girenler oluyor, çok ilginç bir durum. Oyunculuk konusuna gelirsek, Phoenix’in hayranı değilim ancak başarılı iş çıkarmış. Fakat asıl göze çarpan oyunculuk Amy Adams tarafından sergilenmiş bence. Çok çarpıcı bir iş çıkarmış tebrik etmek gerek. Bütün olarak filmi beğendim, hoşuma giden detaylar oldu. Süresinin de filmi sindirmek için gerekli olduğunu düşünüyorum.

@parfenrogojin

4 yıl önce

9 / 10

İlk kez Paul Thomas Anderson filmi izledim. Senaryosunu da kendi yazmış filmin. Diğer filmlerinde de senaryoları kendi yazmış. Kendi hikayelerini anlatan bir yönetmen demek ki, ve bu elbette çok kıymetli.

Filmi birden fazla kere izlemek istiyorum; çünkü öncelikle izlediğim görüntülerin, mizansenlerin, renk ve ışık kullanımının, oyunculukların, müziğin ve her birisinin bir arada ortaya koyduğu hikayenin güzelliğinin tadını kesinlikle tekrar tekrar almalıyım, daha iyi görmeli, daha iyi duymalıyım, kesinlikle. Bu kadar dikkat çekici, bu kadar etkileyici ve bu kadar gerçek karakterler yaratabilen ve bunları hikaye edebilen bir yönetmen kimbilir ne güzel hikayeler anlatmıştır bugüne dek...

The Master, bu dünyada tökezleyip düşmüş, bir şekilde başaramayan, başaramaması ve sağlam bir şekilde yaşayamaması için içten ve dıştan her türlü engel ve problemle etrafı sarılmış insanların kendilerine hayatlarının ne anlama geldiğini söyleyen ve buna
... Devamı
İlk kez Paul Thomas Anderson filmi izledim. Senaryosunu da kendi yazmış filmin. Diğer filmlerinde de senaryoları kendi yazmış. Kendi hikayelerini anlatan bir yönetmen demek ki, ve bu elbette çok kıymetli.

Filmi birden fazla kere izlemek istiyorum; çünkü öncelikle izlediğim görüntülerin, mizansenlerin, renk ve ışık kullanımının, oyunculukların, müziğin ve her birisinin bir arada ortaya koyduğu hikayenin güzelliğinin tadını kesinlikle tekrar tekrar almalıyım, daha iyi görmeli, daha iyi duymalıyım, kesinlikle. Bu kadar dikkat çekici, bu kadar etkileyici ve bu kadar gerçek karakterler yaratabilen ve bunları hikaye edebilen bir yönetmen kimbilir ne güzel hikayeler anlatmıştır bugüne dek...

The Master, bu dünyada tökezleyip düşmüş, bir şekilde başaramayan, başaramaması ve sağlam bir şekilde yaşayamaması için içten ve dıştan her türlü engel ve problemle etrafı sarılmış insanların kendilerine hayatlarının ne anlama geldiğini söyleyen ve buna onu inandıran insanların peşine düşenleri anlatıyor, yani tarikatlerin, kültlerin, cemaatlerin içindeki insanların... bir adamın peşine takılarak hayatlarının bütün anlamını değiştirmeye ya da onu bulduğuna kendini ikna etmeye çalışanların hikayesini.. bir gün taşın taş, toprağın toprak olduğunu ve başka bir anlamı bulunmadığını anlayacakları ana dek... Ama işte ne kadar çabalarsa çabalasın, yırtınırsa yırtınsa kendisinden başka hiç bir şey olmamaya yazgılı insanlar vardır ve onlar dönüşmezler, değişmezler, kendilerine anlatılan bütün o göz boyayıcı, gerçek ya da yalan bütün o hikayelere bir türlü kanamaz, buna kendini ikna edemezler. The Master bu kanamama, ikna olamama hikayesini bilinçli bir tercih olarak değil; duygusal yıkılış, dağılmışlık ve işlevsizleşmek üzerinden anlatıyor.

The Master’ı kesinlikle öneririm.

@hashasin

4 yıl önce

4 / 10

Tam bir "üstad döktürmüş" filmi. Huzursuz bacak sendromunuzu ciddi manada tetikleyebilir. Yine sıranın dışına çıkan overreaction ve itici bir performans yine abartılı övgüler. Herşeye rağmen Lancaster Dodd karakteri son derece manipülatifti. Filme dair tek ilgi çekici kısımdı. Dizayn edilmiş yada spontane bir lider etrafında oluşmuş gerçeklikle herhangi bir bağı kalmamış herhangi bir tarikat benim ilgi alanımın son derece dışında ve müritlere empati yapmak onların dünyalarında 2 saat gezinmek yada saçma sapan psikolojik ritüellerle mürit yaratma proseslerini izlemek beni fazlasıyla sıktı. Aslına bakarsanız yönetmenin yaratmaya çalıştığı algıyla tarikat liderinin yaratmaya çalıştığı çok benzer ikisi de saçmalıyor ve biz ilkel beyinli fanilerin anlamayıp garip anlamlar çıkartarak hayran hayran izlememizi bekliyor. Ama yinede "master" döktürmüş.

@satanlovescinem

7 yıl önce

bu filmi ve paul thomas anderson'un filmlerini sevmeyen insanı otomatikmen sinemadan anlamıyor diye etiketleyip köşeye koyabilirsiniz. hadi iyi geceler.

@sercanakgul

7 yıl önce

Filmde yönetmenin karakteristik özelliklerini yansıtan çok önemli sahneler var. Bu açıdan "özgün film" olarak ele alırsak kimse bu filme başarısız diyemez. Onun dışında çoğu PTA filmi gibi bunun da "herkes için" olmadığını söyleyebiliriz.

Filmden asla unutamayacağım bir sahne

-Recall a word.

+Flowers.

-Recall a sound.

+She's singing. Her voice settles me down.

-Can you recall a word? Anyword?

+Away.

-Say it again

+Away...

-Who's saying "away"?

+I am.

...Freddie abi naptın sen ya ameliyatlı yerime geldi

@cemiyettepisiyo

8 yıl önce

8.9 / 10

Baştan sona filmdi. Bu filmden sıkılan Tarkovski ya da Bergman vs. sinemasınıçok zor izler. Yorumları okudum daherkes biraz sinema eleştirmenibiraz yönetmen... Film taş kafalı sinema severler ve sanat sevicileri için gereksiz bulunabilecek bir film...

@linquter

4 yıl önce

Gerçekten bundan sıkılıp Tarkovski nasıl izleyebiliyorlar ben hayret ediyorum :D

@senersen

11 yıl önce

hazır Philip Seymour Hoffman ölmüşken izleyeyim dedim vasat bir film. gereksiz bir tarikat hakkında phoneix in oyunculuğunun ön plana çıkaran bir film

@okan_adam

11 yıl önce

Joaquin Phoenix'in oyunculuğunu izlemiş oluyorsunuz izleyince, hepsi bu.

@darkpassenger

11 yıl önce

7.3 / 10

Sinematografi olarak bu filme söyleyecek bir lafım yok. Oyunculuk için laf söyleyeni de dövüyorlarmış zaten. Tabi bu tarikat işleri falan çok gereksiz, saçma sapan ritüellerle dolu. Bir insanın kendini geliştirmesini, anlamasını sağlamak için böyle saçma sapan buyruklara, kurallara gerek var mı gerçekten? Bunu başarabilen zaten bir ustaya ihtiyaç duymaz. Başaramayan, ustayla da başaramaz. Günümüzde psikologların yapmaya çalıştığı saçma sapan şeylerin, büyük çaplısını yapıyor ve daha çok para kazanıyordur bu tarikat o kadar. İnsanın gerçekten ihtiyaç duyduğu şeyi karşılayacak bir din yok yeryüzünde; varolanlerin hepsi insan yapımı başarısızlıklar o kadar. Yinede hepsinin fazlasıyla müridi var, scientology'nin neden olmasın. Aptallığın başka bir çeşidi sadece...

@ibodirector

12 yıl önce

9.5 / 10

Günümüzün Stanley Kubricki olma yolunda emin adımlarla ilerleyen genç usta Paul Thomas Anderson, az ama öz filmografisine baştan sona gerçek sinema kokan bir başyapıt daha armağan ediyor.

Tipik bir Paul Thomas Anderson karakteri olan savaş gazisi Freddie Quell (Joaquin Phoenix), psikolojik ve fiziksel olarak sorunlu, su gibi alkol tüketen, hiçbir işte tutunamayan, çıldırmanın eşiğinde, kavgacı, çaresiz, yaralı bir figür. Savaş sonrasında bir türlü oturtamadığı kişiliği boşlukta kalan Quell, kaçak bindiği ışıl ışıl parlayan bir teknede karşısına çıkan ve The Cause adında yeni bir dinsel örgütlenme kuran yazar, doktor, filozof ve efendi Lancaster Dodd (Philip Seymour Hoffman) ile tanışır. Ak ve kara kadar birbirinden farklı bu iki adam, usta-çırak, baba-oğul, efendi-köle ve dostluk ilişkisi ekseninde bir hayata başlarlar.

Filmdeki The Cause tarikatının Scientology olup olmadığı merak konusuydu. Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Scie
... Devamı
Günümüzün Stanley Kubricki olma yolunda emin adımlarla ilerleyen genç usta Paul Thomas Anderson, az ama öz filmografisine baştan sona gerçek sinema kokan bir başyapıt daha armağan ediyor.

Tipik bir Paul Thomas Anderson karakteri olan savaş gazisi Freddie Quell (Joaquin Phoenix), psikolojik ve fiziksel olarak sorunlu, su gibi alkol tüketen, hiçbir işte tutunamayan, çıldırmanın eşiğinde, kavgacı, çaresiz, yaralı bir figür. Savaş sonrasında bir türlü oturtamadığı kişiliği boşlukta kalan Quell, kaçak bindiği ışıl ışıl parlayan bir teknede karşısına çıkan ve The Cause adında yeni bir dinsel örgütlenme kuran yazar, doktor, filozof ve efendi Lancaster Dodd (Philip Seymour Hoffman) ile tanışır. Ak ve kara kadar birbirinden farklı bu iki adam, usta-çırak, baba-oğul, efendi-köle ve dostluk ilişkisi ekseninde bir hayata başlarlar.

Filmdeki The Cause tarikatının Scientology olup olmadığı merak konusuydu. Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Scientology tarikatından ilham alındığı kendisini belli ediyor fakat din, inanç, körü körüne bağlılık gibi konularda oldukça evrensel bir bakış sunuyor The Master. Bunu yaparken de sinema tarihine her zaman hatırlanacak anti-kahramanlar hediye ediyor.

Bir yanda ehlileştirilmeye çalışılan Freddie Quell, diğer tarafta ise karizmatik din adamı Lancaster Dodd Bu iki karakterin hep hatırlanacak olmasının en büyük sebepleri kuşkusuz Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffmanın üstün ötesi performansları. 2007de There Will be Bloodda Daniel Day-Lewisin yaptığını bu sefer The Masterda Joaquin Phoenix yapıyor ve karakterini mimikleriyle, duruşuyla ve vücut diliyle sentezleyip adeta yaşayarak en güçlü karakter oyunculuklarından birine imza atıyor. Oynadığı her role ayrı bir karakter, bir duruş katan Philip Seymour Hoffmanın aksanından giyimine kadar yayılan karizması ve oyunculuğu da unutulacak cinsten değil.

70 mm ile çekilen The Master, eski zamanlara atıfta bulunarak gerçek sinema algısını diri tutarken, son yılların en özenli, akılda kalıcı sinematografilerinden birine imza atıyor. Bu sinematografi, akılda kalıcı o kadar çok sahneye imza atıyor ki Çıplaklığın hakim olduğu The Cause töreni, tarihi tuvaletin kırılması (ki bu planlanmamış bir sahneymiş ve tuvalet kırıldığı için Paul Thomas Anderson çok azar işitmiş), köpeğiyle oynayan bir efendiyi andıran ikilinin yerlerde sarılıp boğuşması ve sinema tarihine geçeceğini düşündüğüm, göz kırpmadan yapılan sorgu-terapi sahnesi. Bu sahnelere bir de Johnny Greenwoodun tekinsiz müzikleri eklenince ortaya büyüleyici bir sinema deneyimi çıkıyor.

The Masterın En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Sinematografi ve En İyi Özgün Senaryo dalları olmak üzere 6 dalda Oscar adaylığı şimdiden kesin gözüküyor. En İyi Kurgu, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Müzik, En İyi Kostüm Tasarımı gibi dallarda da adaylık şansı yüksek.

9.5 / 10

@enik_kral

12 yıl önce

öncelikle oscar ödüllerini izlerken takip edebileceğiniz bir şey mi olsun istiyorsanız the master 'a gidin. ama öyle eğlencelik bir şey beklemeyin yanılırsınız.. yönetmenin önceki filmi kan dökülecek filmini izlediyseniz ve beğendiyseniz o zaman sorun yok ...aynı seviyede bulmayabilirsiniz belki ama tarz olarak bir değişiklik yok.. müzik, yönetim ve özelliklede oyunculuk dallarında adaylık alması hatta kazanması çok muhtemel... ve yine özellikle bir önceki filmde başrolde bulunan daniel day lewis'in lincoln finmindeki performansı ile bu filmdeki joaquin phoenix 'in ödül için yarışacağı düşünülüyor kader işte!.. ne yaparsınız akademi üyelerinin tam sevdiği türden bir film bu işte....

film savaşta yaşadığı travmaya bağlı olarak uyumsuz bir kişilik haline gelmiş, ailesi dağılmış bir adamın savaşın bitmesi ile hayatına geri dönebilirsin denmesi üzerine kendini rüzgara bırakıp yeni bir tarikat lide
... Devamı
öncelikle oscar ödüllerini izlerken takip edebileceğiniz bir şey mi olsun istiyorsanız the master 'a gidin. ama öyle eğlencelik bir şey beklemeyin yanılırsınız.. yönetmenin önceki filmi kan dökülecek filmini izlediyseniz ve beğendiyseniz o zaman sorun yok ...aynı seviyede bulmayabilirsiniz belki ama tarz olarak bir değişiklik yok.. müzik, yönetim ve özelliklede oyunculuk dallarında adaylık alması hatta kazanması çok muhtemel... ve yine özellikle bir önceki filmde başrolde bulunan daniel day lewis'in lincoln finmindeki performansı ile bu filmdeki joaquin phoenix 'in ödül için yarışacağı düşünülüyor kader işte!.. ne yaparsınız akademi üyelerinin tam sevdiği türden bir film bu işte....

film savaşta yaşadığı travmaya bağlı olarak uyumsuz bir kişilik haline gelmiş, ailesi dağılmış bir adamın savaşın bitmesi ile hayatına geri dönebilirsin denmesi üzerine kendini rüzgara bırakıp yeni bir tarikat liderinin gemisinde yol alırken bulması ile başlıyor. sonrasında tarikat liderinin onu bir kobay olarak kulanmak isteyişi ve karşısın da beklediğinden güçlü bir karakterle karşılaşması ile devam ediyor.

takikatın bir kaç defa yinelediği geri döndüğünüzde her şey bıraktığınız gibi olacak sözü ise yerini bulmuyor çünkü adamımız geri döndüğün de seviyeyi ayvadan karpuza düşürmek zorunda kalıyor... :) :)
M

@mdolla

12 yıl önce

Yönetmenin önceki filmi There Will Be Blood'ın üstün seviyesine ulaşamasa da, inanılmaz oyunculuklara sahip, ustalıkla çekilmiş bir film.

http://herseydenanlayanadam.blogspot.com/2012/11/sinema-master.html

@salvia_divinoru

12 yıl önce

Paul Thomas AndersonçekiyorPhilip Seymour Hoffmanoynuyor fragmaninida az önce izledim mükkemmel olacak gibi
SPOILER

The Master filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

The Master filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

The Master filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL