... Devamı Saar, anne ve babasının beklentilerini hiçbir zaman gerçekleştirmemiştir. Kibbutzun kurallarını hep reddetmiş ve 17 yıl önce yerleşim bölgesi halkı tarafından aforoz edilmiştir. Ailesine göre resmen yoktur artık. Londrada eşcinsel bir erkek olarak özgürce yaşayabilmek için İsraili terk etmiştir. Üç yıllık ilişkisinin sonlanmasıyla seks ve uyuşturucunun dibine vurmuş, kendisine HIV teşhisi konmasının ardından hayatını yeniden gözden geçirmek durumunda kalmıştır. Nihayet Londra Eşcinsel Erkekler Korosuna üye olarak yuvasını bulmuştur; koroda şarkı söylemek ve müzik, ailesiyle tekrar bir araya gelmek konusunda Saarı cesaretlendirir. Film, izleyiciye artık kırk yaşına basmış kahramanımızın ve ona yabancılaşmış annesi, babası ve kardeşlerinin, aralarındaki anlaşmazlıklarla ve korkularla yüz yüze gelme çabasına dair duyarlı, espirili ve etkileyici bir kayıt sunuyor. Beklenmedik yakınlaşma ve derin reddediş de bir o kadar zorluk teşkil ediyor. Saarın yoğun kişisel hikayesi, kültürün ve dinin nüfuz ettiği, komünel bir yaşam biçiminin büyüleyici çeşitliliği konusuna da ışık tutmuş oluyor; Saar kimlik arayaşının samimiyetiyle de esin veriyor bize. Filmin enerjik ve duygusal koro sahneleri, Saarın mesajına tutkulu bir ifade kazandırıyor.