11 yıl önce
İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar
(2003)Spring, Summer, Fall, Winter... and Spring a.k.a Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom
7.7
368 OYPUAN VER
5
Imdb: 8 (86.744 OY)
KONUSU
Tabiatın bütün güzelliklerini birarada toplayan bir gölün ortasına kurulmuş yüzen bir ev, yaşlı bir rahip ve yanında ona eşlik eden küçük rahip adayı...
Yaşlı rahip, ufak çocuğa nasıl rahip olunacağını inanılmaz bir bilgelikle ama bir o kadar da doğal bir akış içinde öğretir. Bu şekilde geçip giden ... Devamı
Yaşlı rahip, ufak çocuğa nasıl rahip olunacağını inanılmaz bir bilgelikle ama bir o kadar da doğal bir akış içinde öğretir. Bu şekilde geçip giden ... Devamı
Tabiatın bütün güzelliklerini birarada toplayan bir gölün ortasına kurulmuş yüzen bir ev, yaşlı bir rahip ve yanında ona eşlik eden küçük rahip adayı...
Yaşlı rahip, ufak çocuğa nasıl rahip olunacağını inanılmaz bir bilgelikle ama bir o kadar da doğal bir akış içinde öğretir. Bu şekilde geçip giden mevsimler ile büyüyen çocuğun geçirdiği evrim, son derece doğal bir ahenk içinde ilerlerken sıra artık büyümüş olan çocuğun öğrendiklerini gerçek hayata nasıl yansıtacağını görmeye gelir. Ufak yaştan beri öğretilen erdemlere rağmen asıl öğretimin hayatın kendisi tarafından yapıldığının farkında olan bilge rahip için ise bekleme ve görme zamanıdır.
Sessiz olduğu kadar etkileyici ve tam bir görsel şölen olarak beyazperdeye yansıyan ve gösterildiği bütün festivallerde büyük beğeni ile karşılanan İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar, yönetmen Kim Ki-Duk’un sinemasına dair pek çok önemli ipuçlarını da içinde barındıran bir film.
Yaşlı rahip, ufak çocuğa nasıl rahip olunacağını inanılmaz bir bilgelikle ama bir o kadar da doğal bir akış içinde öğretir. Bu şekilde geçip giden mevsimler ile büyüyen çocuğun geçirdiği evrim, son derece doğal bir ahenk içinde ilerlerken sıra artık büyümüş olan çocuğun öğrendiklerini gerçek hayata nasıl yansıtacağını görmeye gelir. Ufak yaştan beri öğretilen erdemlere rağmen asıl öğretimin hayatın kendisi tarafından yapıldığının farkında olan bilge rahip için ise bekleme ve görme zamanıdır.
Sessiz olduğu kadar etkileyici ve tam bir görsel şölen olarak beyazperdeye yansıyan ve gösterildiği bütün festivallerde büyük beğeni ile karşılanan İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar, yönetmen Kim Ki-Duk’un sinemasına dair pek çok önemli ipuçlarını da içinde barındıran bir film.
-
Kim Ki-duk
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Old Monk
Adult Monk
Young Adul...
Boy Monk
Child Monk
Kız
Girl's Mother
Detective Ji
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Filmde kullanılan hayvanların hepsi insanın yaşam sürecini simgelemektedir.Horoz insan hırsını,kedi bilgeliği,balık çocukluk,kurbağa olgunluk dönemini,yılan yaşlılık dönemini ve filmin bölümünde kullanılan taşlarsa Keinsan duygularını ifade etmektedir.
Belki de insan kısır döngü içinde sıkışıp kalmıştır,bilinmez.Bu film çok apayrı bir film.Kesinlikle kalbin açılarak izlenmesi gereken bir film.
Belki de insan kısır döngü içinde sıkışıp kalmıştır,bilinmez.Bu film çok apayrı bir film.Kesinlikle kalbin açılarak izlenmesi gereken bir film.
Filim bittikten sonra okuduğum yorumlar sayesinde anlayabildim horozun (kimlerine göre tavuk... Yakından bakmak lazım) hırsı, kedinin bilgeliği, balığın bir insanın çocukluk dönemini, kurbağanın gençliği, yılanın yaşlılığı ve taşların duygu yükümüzü temsil ettiğini. Ama şimdi bunları biliyor olmak felsefik olarak kendimi daha yetkin hissetmemi sağlamadı maalesef
Filmi izlerken bu metaforların ne anlama geldiğini bilmediğim için ilgisiz şeylere takıldım
Sadist ruhlu çocuk eğlenmek için üç hayvana aynı şekilde işkence ederken Usta buna göz yumuyor engel olmuyor. Aynı şekilde cezalandırarak ders almasını bekliyor. Sırta bağlanan taş düşmesin diye çok sıkı bağlansa kan oturur, gevşek bağlansa taş düşer. Hadi bunları geçtik Allah muhafaza çocuk sırtındaki taş ile göle düşse boğulur. Yok yok sevemedim ben bu Usta’nın eğitim sistemini.
Hınzır çocuk, in ile cinin su topu oynadığı yerde cinselliği nere ... Devamı
Filmi izlerken bu metaforların ne anlama geldiğini bilmediğim için ilgisiz şeylere takıldım
Sadist ruhlu çocuk eğlenmek için üç hayvana aynı şekilde işkence ederken Usta buna göz yumuyor engel olmuyor. Aynı şekilde cezalandırarak ders almasını bekliyor. Sırta bağlanan taş düşmesin diye çok sıkı bağlansa kan oturur, gevşek bağlansa taş düşer. Hadi bunları geçtik Allah muhafaza çocuk sırtındaki taş ile göle düşse boğulur. Yok yok sevemedim ben bu Usta’nın eğitim sistemini.
Hınzır çocuk, in ile cinin su topu oynadığı yerde cinselliği nere ... Devamı
Filim bittikten sonra okuduğum yorumlar sayesinde anlayabildim horozun (kimlerine göre tavuk... Yakından bakmak lazım) hırsı, kedinin bilgeliği, balığın bir insanın çocukluk dönemini, kurbağanın gençliği, yılanın yaşlılığı ve taşların duygu yükümüzü temsil ettiğini. Ama şimdi bunları biliyor olmak felsefik olarak kendimi daha yetkin hissetmemi sağlamadı maalesef
Filmi izlerken bu metaforların ne anlama geldiğini bilmediğim için ilgisiz şeylere takıldım
Sadist ruhlu çocuk eğlenmek için üç hayvana aynı şekilde işkence ederken Usta buna göz yumuyor engel olmuyor. Aynı şekilde cezalandırarak ders almasını bekliyor. Sırta bağlanan taş düşmesin diye çok sıkı bağlansa kan oturur, gevşek bağlansa taş düşer. Hadi bunları geçtik Allah muhafaza çocuk sırtındaki taş ile göle düşse boğulur. Yok yok sevemedim ben bu Usta’nın eğitim sistemini.
Hınzır çocuk, in ile cinin su topu oynadığı yerde cinselliği nereden öğrenmişti ki?
Gencimiz ada-evden fış-fış kayıkçılık yaparak ayrıldığında bilge Usta kayığı olmadığı için orada mahsur kalmıyor mu?
Gazete kupürü rastlantısı yalnızca bizim filmlerimizde olmuyormuş demek ki
Kadının yüzünü örten eşarp neden mor? Feminist miymiş?
Ada-eve giden kapıdan geçilmese haneye tecavüz mü sayılırmış?
Görünmez ama var olan gelenekleri simgeleyen bir de duvarsız odaların kapıları vardı değil mi ya?
Film bitti hala meraktayım. Veranda tahtası oyularak neler yazıldı?
Canlı kedi kuyruğunun boya fırçası olarak kullanılmasının da bir hikmeti vardır mutlak. Lakin ben anlamaz.
Adından da anlaşılacağı üzre mevsimler gibi döngüsel bir şekilde baştan sona sondan başa doğru giden kurgusuyla film, sadist ruhlu bir çocuğun eğitilmesinden öte mevsimlerin insan yaşamındaki dönemlere denk düşüşünü anlatıyor herhal ?!
Neymiş? Tutku, ’sahiplenme duygusu’nu doğurur, bu da öldürme isteğini getirirmiş.
Filme yaptığım yorum ve vereceğim puan (6/10) pek hoş karşılanmayacak biliyorum. Olsun, bir kedim bile yok. Zaten evde kedi beslenmesinden de hiç hazzetmem
Felsefe kırıntısı konusuna karşın söze değil görselliğe dayalı anlatım dili ve sonlara doğru çalan müziğiyle mükemmeldi...
Filmi izlerken bu metaforların ne anlama geldiğini bilmediğim için ilgisiz şeylere takıldım
Sadist ruhlu çocuk eğlenmek için üç hayvana aynı şekilde işkence ederken Usta buna göz yumuyor engel olmuyor. Aynı şekilde cezalandırarak ders almasını bekliyor. Sırta bağlanan taş düşmesin diye çok sıkı bağlansa kan oturur, gevşek bağlansa taş düşer. Hadi bunları geçtik Allah muhafaza çocuk sırtındaki taş ile göle düşse boğulur. Yok yok sevemedim ben bu Usta’nın eğitim sistemini.
Hınzır çocuk, in ile cinin su topu oynadığı yerde cinselliği nereden öğrenmişti ki?
Gencimiz ada-evden fış-fış kayıkçılık yaparak ayrıldığında bilge Usta kayığı olmadığı için orada mahsur kalmıyor mu?
Gazete kupürü rastlantısı yalnızca bizim filmlerimizde olmuyormuş demek ki
Kadının yüzünü örten eşarp neden mor? Feminist miymiş?
Ada-eve giden kapıdan geçilmese haneye tecavüz mü sayılırmış?
Görünmez ama var olan gelenekleri simgeleyen bir de duvarsız odaların kapıları vardı değil mi ya?
Film bitti hala meraktayım. Veranda tahtası oyularak neler yazıldı?
Canlı kedi kuyruğunun boya fırçası olarak kullanılmasının da bir hikmeti vardır mutlak. Lakin ben anlamaz.
Adından da anlaşılacağı üzre mevsimler gibi döngüsel bir şekilde baştan sona sondan başa doğru giden kurgusuyla film, sadist ruhlu bir çocuğun eğitilmesinden öte mevsimlerin insan yaşamındaki dönemlere denk düşüşünü anlatıyor herhal ?!
Neymiş? Tutku, ’sahiplenme duygusu’nu doğurur, bu da öldürme isteğini getirirmiş.
Filme yaptığım yorum ve vereceğim puan (6/10) pek hoş karşılanmayacak biliyorum. Olsun, bir kedim bile yok. Zaten evde kedi beslenmesinden de hiç hazzetmem
Felsefe kırıntısı konusuna karşın söze değil görselliğe dayalı anlatım dili ve sonlara doğru çalan müziğiyle mükemmeldi...
Film aldığı tüm ödülleri hak etmiş. Filmin çekildiği mekan insana nerede yaşadığı sorgulatıyor adeta. Küçük oyuncu muhteşem bir iş çıkarmış. O yaştaki bir çocuğun bu kadar doğal oyunculuğu daha ilk sahnelerde filmin içine girmenize neden oluyor.
Filmin son 1.5 dksı uluslararası versiyonda atılmış. Fakat o 1.5 dklık sahne filmin sonunu tamamen değiştiriyor. İngiltere’de hayvanlara eziyet sahneleri gösterilmek istenmediği için atılmış bu sahneler. Bir araştırın ve bu sahneyi bulup izleyin lütfen. Filmin sonuna dair algınız tamamen değişecek.
Filmdeki her mevsim insan hayatının bir evresine karşılık geliyor. Her mevsim için bir hayvan kullanılmış. İlkbahardaki köpek çocuk saflığını ve yaramazlığını, yazdaki horoz cinselliği, sonbahardaki kedi yuvaya dönüşü, kıştaki yılan ise reenkarnasyon ve bilgeliği ifade ediyor. Duvarları olmayan kapıların kullanılması gelenek ve göreneklere bağlılığı simgeliyo ... Devamı
Filmin son 1.5 dksı uluslararası versiyonda atılmış. Fakat o 1.5 dklık sahne filmin sonunu tamamen değiştiriyor. İngiltere’de hayvanlara eziyet sahneleri gösterilmek istenmediği için atılmış bu sahneler. Bir araştırın ve bu sahneyi bulup izleyin lütfen. Filmin sonuna dair algınız tamamen değişecek.
Filmdeki her mevsim insan hayatının bir evresine karşılık geliyor. Her mevsim için bir hayvan kullanılmış. İlkbahardaki köpek çocuk saflığını ve yaramazlığını, yazdaki horoz cinselliği, sonbahardaki kedi yuvaya dönüşü, kıştaki yılan ise reenkarnasyon ve bilgeliği ifade ediyor. Duvarları olmayan kapıların kullanılması gelenek ve göreneklere bağlılığı simgeliyo ... Devamı
Film aldığı tüm ödülleri hak etmiş. Filmin çekildiği mekan insana nerede yaşadığı sorgulatıyor adeta. Küçük oyuncu muhteşem bir iş çıkarmış. O yaştaki bir çocuğun bu kadar doğal oyunculuğu daha ilk sahnelerde filmin içine girmenize neden oluyor.
Filmin son 1.5 dksı uluslararası versiyonda atılmış. Fakat o 1.5 dklık sahne filmin sonunu tamamen değiştiriyor. İngiltere’de hayvanlara eziyet sahneleri gösterilmek istenmediği için atılmış bu sahneler. Bir araştırın ve bu sahneyi bulup izleyin lütfen. Filmin sonuna dair algınız tamamen değişecek.
Filmdeki her mevsim insan hayatının bir evresine karşılık geliyor. Her mevsim için bir hayvan kullanılmış. İlkbahardaki köpek çocuk saflığını ve yaramazlığını, yazdaki horoz cinselliği, sonbahardaki kedi yuvaya dönüşü, kıştaki yılan ise reenkarnasyon ve bilgeliği ifade ediyor. Duvarları olmayan kapıların kullanılması gelenek ve göreneklere bağlılığı simgeliyor. Duvarlar olmadığı halde kapıların kullanıldığını görüyoruz ilk sahnelerde. Yaz kısmında ise çocuk kapıları kullanmayaya başlıyor. Yani gelenek ve görenekleri ihlal etmeye başlıyor. Filmin sonlarına doğru kim Ki-Duk’un dağa taşıdığı heykel ise budizmde şevkat tanrıçası. Günahlarından arınmayı simgeliyor.
Film tamamen sembolik bir anlatıma sahip olduğu için birçok ayrıntı da havada kalmış tabi. Örneğin yaşadıkları yerde ne yemek yediklerini ne de tuvalet ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir yer olduğunu görüyoruz. Filmin sembolik olmasına bağlı bu tür ayrıntılar. Dikkat edenler de sorgulamışlardır, tek sandal var, sandalla küçük keşiş uzaklaştığı zaman arkasından büyük keşiş takip ediyor. Tek sandal varken ve o sandalı da küçük keşiş kullanmışken, ıslanmadan büyük keşiş nasıl geliyor diye sorguluyorsunuz. Adamın tutuklanıp gittiği veda sahnesinden de anlaşıldığı üzere büyük keşiş beyin gücü ile sandalı hareket ettirebiliyor.
Film hayatımda izlediğim en iyi görselliği yakalamış. Yarattığı dinginlik de cabası.Başucu filmlerime girdi hemen.
Filmin son 1.5 dksı uluslararası versiyonda atılmış. Fakat o 1.5 dklık sahne filmin sonunu tamamen değiştiriyor. İngiltere’de hayvanlara eziyet sahneleri gösterilmek istenmediği için atılmış bu sahneler. Bir araştırın ve bu sahneyi bulup izleyin lütfen. Filmin sonuna dair algınız tamamen değişecek.
Filmdeki her mevsim insan hayatının bir evresine karşılık geliyor. Her mevsim için bir hayvan kullanılmış. İlkbahardaki köpek çocuk saflığını ve yaramazlığını, yazdaki horoz cinselliği, sonbahardaki kedi yuvaya dönüşü, kıştaki yılan ise reenkarnasyon ve bilgeliği ifade ediyor. Duvarları olmayan kapıların kullanılması gelenek ve göreneklere bağlılığı simgeliyor. Duvarlar olmadığı halde kapıların kullanıldığını görüyoruz ilk sahnelerde. Yaz kısmında ise çocuk kapıları kullanmayaya başlıyor. Yani gelenek ve görenekleri ihlal etmeye başlıyor. Filmin sonlarına doğru kim Ki-Duk’un dağa taşıdığı heykel ise budizmde şevkat tanrıçası. Günahlarından arınmayı simgeliyor.
Film tamamen sembolik bir anlatıma sahip olduğu için birçok ayrıntı da havada kalmış tabi. Örneğin yaşadıkları yerde ne yemek yediklerini ne de tuvalet ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir yer olduğunu görüyoruz. Filmin sembolik olmasına bağlı bu tür ayrıntılar. Dikkat edenler de sorgulamışlardır, tek sandal var, sandalla küçük keşiş uzaklaştığı zaman arkasından büyük keşiş takip ediyor. Tek sandal varken ve o sandalı da küçük keşiş kullanmışken, ıslanmadan büyük keşiş nasıl geliyor diye sorguluyorsunuz. Adamın tutuklanıp gittiği veda sahnesinden de anlaşıldığı üzere büyük keşiş beyin gücü ile sandalı hareket ettirebiliyor.
Film hayatımda izlediğim en iyi görselliği yakalamış. Yarattığı dinginlik de cabası.Başucu filmlerime girdi hemen.
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
filmi kesinlikle sakin bir kafayla ve mümkünse yalnız izlemenizi öneririm. Herkesin kesinlikle izlemesi gereken bir film
Filmin isminden filmin gidisati tahmin ediyorsunuz zaten. Muhtesem manzalaralar esliginde, insanı da doğaya benzeterek vermek istediği mesajı en dogal en sade haliyle vermeye çalışmış.
Çok sıkıldım izlerken hatta atlayarak izledim... şimid kimki dukculsr duyar kasanlar gelmeden yazayım aşırı yavaş ilerliyor ve bence beyaz perdeye tam yansıtılamamış... kötüydü
az şey konuşarak çok şey anlatan anlamlı bir film. Seçilen mekan ve doğa sesleri dingin ve huzurlu hissettiriyor
Budizmi anlamayanlar için aslında bir kapı niteliği gören, geri dönüşlere sırt çevirmemesiyle Mevlana öğüdü gibi hissedeceğiniz, öyle potpori tarzında bir yapım ki, böyle bir işlenişi kolay kolay başka bir filmde bulamazsınız. Mistik olgular gibi gerçekçilik ve dünya dersleri diyebileceğiniz şekilde mesajlar veren ve film boyunca mevsimden mevsime sizin de geçiş yaşayacağınız bir yapıt.
Film görsel açıdan ve konu olarak çok iyi ama sonunda ''babadan oğula nesil bu ...'' demek geliyor insanın içinden. Pek iyi bitirememiş sonunu.
Yorumlara bakıp çok üst düzey bir film beklemeyin. Hayat döngüsü güzel bir işleyişle aktarılmış.
İnsan sadece felsefe ve din üzerinden biçimlendirilemez . Bu düşünce Yaradılışına aykırı olur. Bir insanın gelişimi mevsimlerle ancak bu kadar güzel birleştirilebilirdi. Ve bir taşın yürekte ki ağırlığı ..
Film din üzerinden değil de felsefe üzerinden gitse tam puan alırdı ama felsefe ile başlayıp dine döndü ve beni kaybetti. Çünkü boşluklar oluştu, çünkü film ahengini kaybetti. Ama döngü güzeldi, anlatış biçimi, ha keza metaforlaştırma da öyle.
Tutku sahiplenme isteğini doğurur. Bu da öldürme isteğini getirir.
Başkasını kolay öldürmene rağmen, kendi canına kolay kıyamazsın. Bu insanların adını kazı buraya. Her birini kazırken, kalbinden öfkeyi çıkart.
Bu felsefik cümleler ışığında devam etseydi keşke...
Tutku sahiplenme isteğini doğurur. Bu da öldürme isteğini getirir.
Başkasını kolay öldürmene rağmen, kendi canına kolay kıyamazsın. Bu insanların adını kazı buraya. Her birini kazırken, kalbinden öfkeyi çıkart.
Bu felsefik cümleler ışığında devam etseydi keşke...
Bu ismi görünce direk izleyeceksin!Ki-duk Kim,usta yönetmenin en iyi filmlerinden biridir Spring, Summer, Fall, Winter... and Spring.Mevsimler üzerinden anlatılan evrelerin her birinde kendini stilini konuşturmuş.Çok çok başarılıydı film.Daha çok imgelerin kullanıldığı az diyolaglardan oluşan bir film ama filmi özünüzde hissettiğinizde filme kalbiniz açılacak diyolagları kalbinizden duyacaksınız.Ne zaman kendimi çok yorgun,hayatın stresinden gergin,insanların arasında sıkışmış gibi hissetsem bu filme sığınırım.Film bittiğinde hissettiğim huzurun tarifi yok.İnanılmaz bir huzur kaplar tüm ruhumu ve bedenimi.Bana huzurun diğer tanımımı sorsalar vereceğim cevabın ismidir Spring, Summer, Fall, Winter... and Spring.Eşsiz doğa görüntüleri eşliğinde huzurun da bolca hissedildiği bu Kim Ki-duk filmini herkes izlemeli!
Muhteşem doğallığa, çekim sırasında doğal ışığa ve felsefi olarak da oldukça etkili bir mekana sahip olan film. Insanın gece batıda yatarken sabah kalktığında doğuda kalkabileceğinin yüzen bir evde kullanılması, ruhumuzun değişimini en güzel temsil eden nokta. Film içeriği gibi sembolleriyle baştan sona budizm ve ufak ufak da zen hikayelerini barındıyor. Özellikle selam gönderilen sekansların başında -kanımca- en güzelleri elbetteki kayık, geyik, beyaz kedi, yılan, ve kadının erkeğin bir'leşmelerinin kıyafete yansıması.
Kim'in selamlarının birini Ms. 8.yy'da yaşayan Mun Ha'nın saflığı temsil eden beyaz kedisi Sinh ve patisi ile göndermesi beni gülümsetmişti. Bildiğiniz üzere, budizmde kediler budistlerinin ruhunu cennete taşıdığına inanırlar ve beyaz pati ile ilgili de zen hikayeleri vardır.
Kayık ise hemen bana Herman Hesse'nin Sidarta kitabının cümlelerini anımsattı . Kayıkçı Vasudeva'dan Buda'ya geçmişte gelecekte hiçbir şeyin olmad ... Devamı
Kim'in selamlarının birini Ms. 8.yy'da yaşayan Mun Ha'nın saflığı temsil eden beyaz kedisi Sinh ve patisi ile göndermesi beni gülümsetmişti. Bildiğiniz üzere, budizmde kediler budistlerinin ruhunu cennete taşıdığına inanırlar ve beyaz pati ile ilgili de zen hikayeleri vardır.
Kayık ise hemen bana Herman Hesse'nin Sidarta kitabının cümlelerini anımsattı . Kayıkçı Vasudeva'dan Buda'ya geçmişte gelecekte hiçbir şeyin olmad ... Devamı
Muhteşem doğallığa, çekim sırasında doğal ışığa ve felsefi olarak da oldukça etkili bir mekana sahip olan film. Insanın gece batıda yatarken sabah kalktığında doğuda kalkabileceğinin yüzen bir evde kullanılması, ruhumuzun değişimini en güzel temsil eden nokta. Film içeriği gibi sembolleriyle baştan sona budizm ve ufak ufak da zen hikayelerini barındıyor. Özellikle selam gönderilen sekansların başında -kanımca- en güzelleri elbetteki kayık, geyik, beyaz kedi, yılan, ve kadının erkeğin bir'leşmelerinin kıyafete yansıması.
Kim'in selamlarının birini Ms. 8.yy'da yaşayan Mun Ha'nın saflığı temsil eden beyaz kedisi Sinh ve patisi ile göndermesi beni gülümsetmişti. Bildiğiniz üzere, budizmde kediler budistlerinin ruhunu cennete taşıdığına inanırlar ve beyaz pati ile ilgili de zen hikayeleri vardır.
Kayık ise hemen bana Herman Hesse'nin Sidarta kitabının cümlelerini anımsattı . Kayıkçı Vasudeva'dan Buda'ya geçmişte gelecekte hiçbir şeyin olmadığını öğrettiğini uzun uzun anlatır Hesse. Güzel kitaptır kaliteli bir çeviriden okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Genç keşişin, hasta kız ve annesini kayığa aldığı anda, 300 yıllık bir ağaçtan bahsetmesi ise, direkt Sidarta'nın Bodhi ağacı altında aydınlanmasını yani sağlığa kavuşmasını simgeler.
Mevsimlerin kişinin yaşamını simgeliyor oluşu, gencin yaz mevsiminde çiftleşen yılanları görüp cinselliğe yönelmesi ve hasta kızın bu döneme denk gelmesi, budizm öğretilerinin zorlu aşamalarını anlatıyor. Çünkü, bu arzu ile tanışmak, yılan yani kadınsal güzelliğe merak uyandırmak ve artık duvarsız alanların kapılarını kullanmadan hareket etmek, iç dünyanın, iç kirliliğin zor dizginlenebildiğini hatta dizginlenemediğini görüyoruz. Bu arada yılan Kral Naga'yı da temsil ettiği yazılır Buda ve Dhamma'nın metinlerinde lakin bu kadın güzelliğinden ziyade kin ve öfkeyi de temsil eder. Keza mevsimler geçtikçe yılan simgesinin kadın güzelliğinden çıkıp kin ve öfkeyi yaşattığını da görüyoruz.
Geyik ise kısa bir an gözüküyor yalnız budizmde en anlamlı simgelerden biridir çünkü Buda'nın ilk vaazını temsil eder. Vaaz geyik parkında geçmiştir zamanında.
Orta yaştaki keşişin, beline Buda'nın öğretisini ve asil güneş şemsiyesini simgeleyen tekerlek şeklindeki taşı bağlaması ve dağın eteklerinden başlayıp yürümeye başlaması ise aydınlanma amaçlı yolu temsil ediyor. Açıkçası en beğendiğim sahnelerden biri bu idi.
Film 'bir lokma bir hırka' şiarını kişisel arınmayı sade, sakin ve muhteşem bir görsellikle anlatıyor.
Pek iyi pek güzel.
Çok büyük sevgiler Kim Ki Duk.
:)
Kim'in selamlarının birini Ms. 8.yy'da yaşayan Mun Ha'nın saflığı temsil eden beyaz kedisi Sinh ve patisi ile göndermesi beni gülümsetmişti. Bildiğiniz üzere, budizmde kediler budistlerinin ruhunu cennete taşıdığına inanırlar ve beyaz pati ile ilgili de zen hikayeleri vardır.
Kayık ise hemen bana Herman Hesse'nin Sidarta kitabının cümlelerini anımsattı . Kayıkçı Vasudeva'dan Buda'ya geçmişte gelecekte hiçbir şeyin olmadığını öğrettiğini uzun uzun anlatır Hesse. Güzel kitaptır kaliteli bir çeviriden okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Genç keşişin, hasta kız ve annesini kayığa aldığı anda, 300 yıllık bir ağaçtan bahsetmesi ise, direkt Sidarta'nın Bodhi ağacı altında aydınlanmasını yani sağlığa kavuşmasını simgeler.
Mevsimlerin kişinin yaşamını simgeliyor oluşu, gencin yaz mevsiminde çiftleşen yılanları görüp cinselliğe yönelmesi ve hasta kızın bu döneme denk gelmesi, budizm öğretilerinin zorlu aşamalarını anlatıyor. Çünkü, bu arzu ile tanışmak, yılan yani kadınsal güzelliğe merak uyandırmak ve artık duvarsız alanların kapılarını kullanmadan hareket etmek, iç dünyanın, iç kirliliğin zor dizginlenebildiğini hatta dizginlenemediğini görüyoruz. Bu arada yılan Kral Naga'yı da temsil ettiği yazılır Buda ve Dhamma'nın metinlerinde lakin bu kadın güzelliğinden ziyade kin ve öfkeyi de temsil eder. Keza mevsimler geçtikçe yılan simgesinin kadın güzelliğinden çıkıp kin ve öfkeyi yaşattığını da görüyoruz.
Geyik ise kısa bir an gözüküyor yalnız budizmde en anlamlı simgelerden biridir çünkü Buda'nın ilk vaazını temsil eder. Vaaz geyik parkında geçmiştir zamanında.
Orta yaştaki keşişin, beline Buda'nın öğretisini ve asil güneş şemsiyesini simgeleyen tekerlek şeklindeki taşı bağlaması ve dağın eteklerinden başlayıp yürümeye başlaması ise aydınlanma amaçlı yolu temsil ediyor. Açıkçası en beğendiğim sahnelerden biri bu idi.
Film 'bir lokma bir hırka' şiarını kişisel arınmayı sade, sakin ve muhteşem bir görsellikle anlatıyor.
Pek iyi pek güzel.
Çok büyük sevgiler Kim Ki Duk.
:)
Kim ki duk bildiğin gözlem adamı.Anlat hikayeni filmini çeker öyle yani.Bakış açısı hikaye anlatımı basit bir hikayeyi aktarışı herşeyi ile apayrı bir stile sahip bana göre.İzleyipte etkisinde kalmadığım filmi yok bu herifin.Adam bildiğim filmmaker usta.Koy koy seyret hepsinden ayrı bir tat almazsan gel yüzüme tükür.Söz gelimi.)
İnsan ömrünün yıllarla değil mevsimlerle, döngüyle ifade edilişi ve duvarları olmayan kapılar filmden aklımda kalacak sevdiğim ayrıntılar.
Çekimler için bir şey söylemek imkansız gerçekten ama, Bin-jip yahut Yay'ında altında bi iş olduğunu düşündürdü bana. Hikayesinde kasıtlı olarak bıraktığı boşluklarla kafanızı sürekli işleten, sıradışı konusuyla mesajını bütünlükle ifade etmenizi hep güçleştirmiş, soru işaretleriyle ayrıldığınız diğer filmlerinde aldığım tadı bulamadım şahsen. Kavranması daha kolay, başından sonuna aynı mesajın etrafında dönerek işlenmiş bir konu oldu sanki. Benzerlerini hatırladığınız bi senaryo. Elbette Kim Ki Duk tarzında öğelerle bezenmiş olması farkıyla... Bilemedim.
İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar filmine Benzer Film ekliyorsun.
İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... Ve İlkbahar filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL