13 yıl önce
6.5
206 OYPUAN VER
5
Imdb: 6.9 (129.574 OY)
KONUSU
Film, Atlantik Okyanusunda yatla gezi yaparken olumsuz hava koşulları nedeniyle gizemli bir gemiye binmek zorunda kalan bir grup insanın öyküsünü anlatacak.
-
Christopher Smith
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Jess
Victor
Heather
Sally
Greg
Tommy
Downey
Jack
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Triangle filmi Antik Yunan mitolojisindeki Sisyphos efsanesinin bir uyarlamasıdır. Öncelikle Sisyphos'un başına gelenlerden bahsedeyim: Söylenene göre Sisyphos fazlasıyla düzenbaz biriydi. Zeus, bir kartal biçimine girerek ırmak-tanrısı Asopos’un kızı peri Aigina’yı kaçırmıştı. O sırada Korinthos kralı olan Sisyphos kızını her yerde aramakta olan Asopos’a Aigina’ya ne olduğunu söyleyeceğini bildirdi.Ama bir de koşul ileri sürdü: Asopos da buna karşılık Korinthos’a yeterince su verecekti. Zeus bunu duyunca fazlasıyla sinirlendi ve Ölüm Tanrısı Thanatos’u gönderdi.Sisyphos’un canını alsın diye. Ama sisyphos, Thanatos’u bağlayıp bir yere kapadı, kapadı ama bu kez de hiç kimse ölmez oldu. O zaman da ölüler ülkesinin hakanı Hades başlamasın mı. "Krallığım bu gidişle ıssız, çorak bir çöle dönecek," diye yakınmaya! Thanatos tanrının beceriksiz çıktığını gören Zeus, Ares’i gönderdi onu kurtarıp getirsin
... Devamı
Triangle filmi Antik Yunan mitolojisindeki Sisyphos efsanesinin bir uyarlamasıdır. Öncelikle Sisyphos'un başına gelenlerden bahsedeyim: Söylenene göre Sisyphos fazlasıyla düzenbaz biriydi. Zeus, bir kartal biçimine girerek ırmak-tanrısı Asopos’un kızı peri Aigina’yı kaçırmıştı. O sırada Korinthos kralı olan Sisyphos kızını her yerde aramakta olan Asopos’a Aigina’ya ne olduğunu söyleyeceğini bildirdi.Ama bir de koşul ileri sürdü: Asopos da buna karşılık Korinthos’a yeterince su verecekti. Zeus bunu duyunca fazlasıyla sinirlendi ve Ölüm Tanrısı Thanatos’u gönderdi.Sisyphos’un canını alsın diye. Ama sisyphos, Thanatos’u bağlayıp bir yere kapadı, kapadı ama bu kez de hiç kimse ölmez oldu. O zaman da ölüler ülkesinin hakanı Hades başlamasın mı. "Krallığım bu gidişle ıssız, çorak bir çöle dönecek," diye yakınmaya! Thanatos tanrının beceriksiz çıktığını gören Zeus, Ares’i gönderdi onu kurtarıp getirsin diye. Ares bu işi başarmış, ölüler dünyası da o zaman yeniden dolmaya başlamış. Üstelik oraya ilk gidenlerden biri de Sisyphos olmuş. Ama kurnaz Sisyphos bu konuda da önlemini önceden almış. Hades’e inmeden önce karısına ölüler için yapılması gereken hiçbir dinsel töreni yapmamasını söylemiş. Sisyphos’un karısının ölü için tören yapmamasına ve saygısızca davranmasına Hades çok sinirlenmiş ve sisyphos’u yeryüzüne geri yollamış karının cezasını ver bu saygısızlığı için ama çabuk gel demiş. Sisyphos isteğine ulaşmış, yeryüzüne çıkmış ve eceli gelip ölene kadar kalmış ama öldüğü zaman yine Hades’in yanına gittiğinde Hades Sisyphos’a kendisini kandırdığı için çok sinirlenmiş ve ona sonsuza dek olacak bir ceza vermiş: Sisyphos, Koca bir kayayı binbir güçlükle yuvarlaya yuvarlaya bir dağın tepesine çıkarmak zorundaydı. Tam doruğa ulaştığı zaman kaya aşağıya yuvarlanıyor, Sisyphos yine aynı çabanın içine giriyordu. Sonsuza dek sürecekti bu azap. Şimdi filme gelelim. Filmde her şey tekrar başa sarılıyor sonsuz bir döngü halinde. Jess, tekneye ilk binişinde her şeyi biliyordu çünkü daha önce birçok kez aynı olayı yaşayıp durdu ama Triangle adlı teknenin içindeyken neler olduğunu unutuyor bir rüya görüyor aslında olan bir şeyi görüyor ama ne olduğunu hatırlamıyor. Aeolus yazan gemiye bindiğinde burayı hatırlıyorum bu koridorları diyor ama ne olduğunu çıkartamıyor. Bu yaşadığı olay sonsuz bir döngü halinde devam edecektir. Her seferinde insanları öldürmeye çalışacak sonra geri dönecek döndüğünde çocuğu ölecek ve tekrar tekneye binecektir. Mitolojiye nerede bağlandığı kısmına geçelim. Öncelikle filmin 4. dakikasında beyaz bir kuşun uçtuğunu görüyoruz. Sonra triangle adlı tekne tam kalkmadan önce aynı beyaz kuşun tekrar teknenin üstünden uçuyor. 10. dakikada tekrar o tekneyle aynı yönde giderken o güvercini görüyoruz. 14. dakikada rüzgar birden kayboluyor bir süre sonra fırtına kopuyor ve Aeolus adlı gemiyi görüyorlar. Geminin adının AEOLUS olması tesadüf değil. Aeolus, Yunan mitolojisinde rüzgar tanrısıdır. Aeolos, Eole ile evlidir. Aeolus (Aiolos) ve Eole’nin Alkyone isimli bir kızları vardır. Alkyone aynı zamanda Keyk’in karısıdır. Keyk, bir deniz kazasında öldüğünde karısı Alkyone, kocasının yokluğuna dayanamadı. O da kendisini kaldırdı, denize attı. Tethys, birbirine bağlı olan bu eşlere acıdı, onları Halkiyon adı verilen bir çift beyaz deniz kuşuna çevirdi. Kış ortasındaki 2 güneşli haftaya Halkiyon günleri adını verdiler. Söylentilere göre bu günlerde Halkyone’nin dalgaların üzerindeki yuvasında yumurtalarını bırakabilmesi için Eole rüzgarları dindirir. Gösterilen beyaz kuş Alkyone’u simgeliyor Alkyone yumurtasını bırakmaya giderken filmde de birden rüzgar kesiliyor. Sonra fırtına çıkıyor ve Aeolus isimli gemi geliyor yani rüzgar tanrısının gemisi. 25. dk’da bir hikaye okuyorlar geminin içindeyken AEOLUS'UN SİSYPHOSUN BABASI OLDUĞU VE TANRILARIN AEOLUS'A CEZA VERDİĞİ İLE İLGİLİ. Sonra Sally, "ÖLÜMÜ UCUZ ATLATMIŞ AMA BABASINA VERDİĞİ SÖZÜ TUTAMAMIŞ diye biliyorum" diyor. Ayrıca tiyatro salonuna girerken kapıda Aeolus yazıyor ve büyük bir fırtına tablosu var içeride. Filmde Jess, Sisyphos'u temsil ediyor sonsuz bir döngüde hep sona ulaşmaya yaklaşıyor ama olaylar başa dönüyor hatırlarsanız Sisyphos da hep kayayı sona kadar çıkarmaya çalışıyor çok az kalıyor başardı zannederken taş yuvarlanıyor, olaylar tekrarlanıyor. Filmde geminin içinde Aeolus'un ceza aldığı ile ilgili bir hikaye vardı, belki o yüzden belki de oğlu Sisyphos’un aldığı cezadan ötürü Hades’e kızgın olduğu ve onu cezalandırmak istediğini görüyoruz. Hades neye sinirleniyordu, ölünün arkasından tören yapılmamasına ve filmde yüzlerce kez aynı insanlar ölmesine rağmen hiç kimse tören yapmayacak, bu da Hades’i sinirlendirecektir. Bu nedenle Sisyphos’un yaşadıklarını başka bir insana yaşatacak ve bu sayede bir sürü insan ölecek, kimse tören yapmayacak ve Hades'i sinirlendirecektir. Ayrıca bir düşüncem daha var Jess araba kullanırken fark ettiyseniz beyaz bir kuşa çarpıyor eğer o kuş Aeolus’un kızı Alkyone ya da damadı Keyk ise o zaman onu öldürdü diye Jess’e sinirlenir ve Hades’i sinirlendirmek için yapacağı bu plana seçeceği insan da Jess olur. Bu nedenle hem Jess’i hem de Hades’i cezalandırır.
Otistik oğluna kötü davranan bir kadının cehennemi.. Ve evet, finaldeki taksi şoförüne de gayet " cehennem zebanisi" demek mümkün. Kadın o rıhtıma giderken biliyor ki, yine oğlunu görecek sonunda, ama o oğlan yine ölecek.. Benim şahsım adına filmin tek tokadı, kadının "kötü anne" çıkması oldu. Filmin genel teorisi tahmin edilebilirdi, ama "neden" kısmı kayıptı. Bu açıdan "sürpriz sonlu" denebilir.
Bu tür filmleri senaryolaştırıp çekmek bence bayağı zor iş, mantık hatasız bu tarz bir film çekmek biraz imkansız gibi. Klasik "teen slasher" filmleriyle zaten kıyaslanamaz. O yüzden, bence gayet izlenebilir bir film kendisi..
Bu tür filmleri senaryolaştırıp çekmek bence bayağı zor iş, mantık hatasız bu tarz bir film çekmek biraz imkansız gibi. Klasik "teen slasher" filmleriyle zaten kıyaslanamaz. O yüzden, bence gayet izlenebilir bir film kendisi..
SENİN DÜNYAN KÖTÜ BİR RÜYA...Üzerinde saatlerce tartışılması gereken kıyıda kalmış bilinmeyen mükemmel bir film. Filmin bir pskolojik film mi yoksa Şeytan üçgeninin gizemiyle mi alakalı olduğunu kestirmek güç. Bu yüzden dikkatli izlemek gerek. Ben halen karar veremedim. Bu film yönetmen için de çok zor olmuştur eminim.Çünkü bu senaryo müthiş bir kurgu gerektiriyor. Filmin başında başkarakterimizi önceden pskolojik açıdan sorunlar yaşayan biri olarak gösteriyorlar. Peki yönetmen neden böyle bir hamle yapıyor ? Filmin bir pskolojik film olduğunu düşünmemiz için mi ? Yada sağ gösterip soldan vurmak için mi ? Filmin bir benzeri daha yok. 2006 ispanya yapımı Suç zamanı adlı filme benziyor ama onun dışında buna benzer başka bir yapım yok. Suç zamanı daha önce yapılmış bir film. Ama o filmdeki döngü Deja Vu filmindeki gibiydi. Sonunda bir çözüm bulunuyor ve Döngü son buluyor. Orda bir kısır döngü varken burda sonsuz bir döngü var. Peki hangisi
... Devamı
SENİN DÜNYAN KÖTÜ BİR RÜYA...Üzerinde saatlerce tartışılması gereken kıyıda kalmış bilinmeyen mükemmel bir film. Filmin bir pskolojik film mi yoksa Şeytan üçgeninin gizemiyle mi alakalı olduğunu kestirmek güç. Bu yüzden dikkatli izlemek gerek. Ben halen karar veremedim. Bu film yönetmen için de çok zor olmuştur eminim.Çünkü bu senaryo müthiş bir kurgu gerektiriyor. Filmin başında başkarakterimizi önceden pskolojik açıdan sorunlar yaşayan biri olarak gösteriyorlar. Peki yönetmen neden böyle bir hamle yapıyor ? Filmin bir pskolojik film olduğunu düşünmemiz için mi ? Yada sağ gösterip soldan vurmak için mi ? Filmin bir benzeri daha yok. 2006 ispanya yapımı Suç zamanı adlı filme benziyor ama onun dışında buna benzer başka bir yapım yok. Suç zamanı daha önce yapılmış bir film. Ama o filmdeki döngü Deja Vu filmindeki gibiydi. Sonunda bir çözüm bulunuyor ve Döngü son buluyor. Orda bir kısır döngü varken burda sonsuz bir döngü var. Peki hangisi daha iyiydi. Kesinlikle bu film derim. Peki filmin sonunda kadın neden tekrar tekneye binmek ister ? Başına gelecekleri bilmiyormudur ? Gemide görmüştük ki bu olay defalarca kez tekrarlanmış ve filmin sonu gösteriyor ki tekrarlanacak.Ama son kısımda kadını seçimden dolayı suçlayamayız veya yönetmen saçmalamış diyemeyiz. Kadın ın amacı Oğlunu kurtarmak. Ve o yüzden tekneye biner ve olaylar yaşanmaya devam eder. Ama aynen devam etmez. Her seferinde kendinden saklanır. Filmde tek sefer gösterilmiş ama gidişat bu. Ama sonuç hep aynı. Eğer bu filmi Yönetmen CHristopher Nolan yapmış olsaydı yere göğe sığdıramazdık. Derdik zekasıyla yine düşündürmüş soru işaretleri bırakmış.Ama bu film için yapılan yorumlar bu yönde değil. Son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden biri. 10/ 8.5
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Filmde oluşturulan döngü biraz zoraki olmuş. Jess döngüyü kırmak istiyor ama hep saçma sapan şeyler yapıyor. Ben olsam geminin girişinde beklerdim herkes öldükten sonra yeni döngüdeki karakterler gelirken onları uyarırım gemiye binmeyin diye oldu bitti son. Bunu kim olsa akıl eder bence. Senarist aklında bir başlangıç ve son belirlemiş ve bunları birbirine bağlarken saçmalamış biraz. Genel olarak yorumlamak gerekirse fikir güzel ama uygulama kötü maalesef.
filmin ilgili konusuna ne diyeceğiz? zamanda yolculuk, zaman döngüsü, paralel evren, halüsinasyon, şizofreni vb.
Yazı spoiler içerebilir.
Bu film şaşırtıcı derecece hüzün ve karamsarlık içeren bir gerilim filmi. Çok iyi bir film olmasını engelleyen özellikleri- klişeler- yine de filmin iyi bir gerilim filmi olmasını engellemiyor.
Filmin karamsar havasına çok uygun düşen orijinal film müziği, gemideki karanlık, koyu renk ışıklı hollerde, kamaralarda, salonlarda film ilerledikçe hakiki bir kapana kısılmışlık havası veren öykünün ilerleyişinde kulağımıza çalınıp duruyor. Filmdeki oyunculardan konunun akışına dek her şeyde klişe bir hava var, ama yönetmen bu klişeyi aşabiliyor, kısır döngü tekrar ettikçe, güzel ispanyol filmi cronocrimenes’i andıran bütün klişeler tükendikten sonra hikaye bizi daha ötelere götürüyor. Görünen o ki; zamanın gerçekten bir kısır döngü gibi dönerek kendi içine açılarak her şeyin yeni baştan ve tekrar tekrar meydana gelmesi değilmiş esas mesele; o yapışkan, karamsar dağılmışlık, kopmuşluk hissinin; yitirmiş olmak hissini ... Devamı
Bu film şaşırtıcı derecece hüzün ve karamsarlık içeren bir gerilim filmi. Çok iyi bir film olmasını engelleyen özellikleri- klişeler- yine de filmin iyi bir gerilim filmi olmasını engellemiyor.
Filmin karamsar havasına çok uygun düşen orijinal film müziği, gemideki karanlık, koyu renk ışıklı hollerde, kamaralarda, salonlarda film ilerledikçe hakiki bir kapana kısılmışlık havası veren öykünün ilerleyişinde kulağımıza çalınıp duruyor. Filmdeki oyunculardan konunun akışına dek her şeyde klişe bir hava var, ama yönetmen bu klişeyi aşabiliyor, kısır döngü tekrar ettikçe, güzel ispanyol filmi cronocrimenes’i andıran bütün klişeler tükendikten sonra hikaye bizi daha ötelere götürüyor. Görünen o ki; zamanın gerçekten bir kısır döngü gibi dönerek kendi içine açılarak her şeyin yeni baştan ve tekrar tekrar meydana gelmesi değilmiş esas mesele; o yapışkan, karamsar dağılmışlık, kopmuşluk hissinin; yitirmiş olmak hissini ... Devamı
Yazı spoiler içerebilir.
Bu film şaşırtıcı derecece hüzün ve karamsarlık içeren bir gerilim filmi. Çok iyi bir film olmasını engelleyen özellikleri- klişeler- yine de filmin iyi bir gerilim filmi olmasını engellemiyor.
Filmin karamsar havasına çok uygun düşen orijinal film müziği, gemideki karanlık, koyu renk ışıklı hollerde, kamaralarda, salonlarda film ilerledikçe hakiki bir kapana kısılmışlık havası veren öykünün ilerleyişinde kulağımıza çalınıp duruyor. Filmdeki oyunculardan konunun akışına dek her şeyde klişe bir hava var, ama yönetmen bu klişeyi aşabiliyor, kısır döngü tekrar ettikçe, güzel ispanyol filmi cronocrimenes’i andıran bütün klişeler tükendikten sonra hikaye bizi daha ötelere götürüyor. Görünen o ki; zamanın gerçekten bir kısır döngü gibi dönerek kendi içine açılarak her şeyin yeni baştan ve tekrar tekrar meydana gelmesi değilmiş esas mesele; o yapışkan, karamsar dağılmışlık, kopmuşluk hissinin; yitirmiş olmak hissinin, çocuğunu kaybetmiş olma hissinin korkunçluğunu ve acısını yenmeye çalışmak için delirme noktasına dek tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak, ’acaba başka türlü olabilir miydi?’ diye sorarak yaşamaya mahkum olmanın sebep olduğu o cehennem hissinin peşinde dolaşıyormuşuz meğer, bunu anlıyoruz. Bu anlamda film müziği, ve özellikle gemiden kurtulduktan sonraki upuzun final sekansının tamamı çok iyi bence ve filmin yapısını etkileyerek ona iyi bir sahicilik, bir derinlik katıyor. Bu anlamda bana the descent filminin- ilk filmin- çok etkileyici final sahnelerini de düşündürdü Triangle. Baş rol oyuncusunun en az mimik kullanımıyla neredeyse donuk bir yüzle oynadığı rolünü film bittikten sonra çok başarılı bulduğumu da söylemem gerek.
İzlemeyenlere mutlaka öneririm.
Bu film şaşırtıcı derecece hüzün ve karamsarlık içeren bir gerilim filmi. Çok iyi bir film olmasını engelleyen özellikleri- klişeler- yine de filmin iyi bir gerilim filmi olmasını engellemiyor.
Filmin karamsar havasına çok uygun düşen orijinal film müziği, gemideki karanlık, koyu renk ışıklı hollerde, kamaralarda, salonlarda film ilerledikçe hakiki bir kapana kısılmışlık havası veren öykünün ilerleyişinde kulağımıza çalınıp duruyor. Filmdeki oyunculardan konunun akışına dek her şeyde klişe bir hava var, ama yönetmen bu klişeyi aşabiliyor, kısır döngü tekrar ettikçe, güzel ispanyol filmi cronocrimenes’i andıran bütün klişeler tükendikten sonra hikaye bizi daha ötelere götürüyor. Görünen o ki; zamanın gerçekten bir kısır döngü gibi dönerek kendi içine açılarak her şeyin yeni baştan ve tekrar tekrar meydana gelmesi değilmiş esas mesele; o yapışkan, karamsar dağılmışlık, kopmuşluk hissinin; yitirmiş olmak hissinin, çocuğunu kaybetmiş olma hissinin korkunçluğunu ve acısını yenmeye çalışmak için delirme noktasına dek tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak, ’acaba başka türlü olabilir miydi?’ diye sorarak yaşamaya mahkum olmanın sebep olduğu o cehennem hissinin peşinde dolaşıyormuşuz meğer, bunu anlıyoruz. Bu anlamda film müziği, ve özellikle gemiden kurtulduktan sonraki upuzun final sekansının tamamı çok iyi bence ve filmin yapısını etkileyerek ona iyi bir sahicilik, bir derinlik katıyor. Bu anlamda bana the descent filminin- ilk filmin- çok etkileyici final sahnelerini de düşündürdü Triangle. Baş rol oyuncusunun en az mimik kullanımıyla neredeyse donuk bir yüzle oynadığı rolünü film bittikten sonra çok başarılı bulduğumu da söylemem gerek.
İzlemeyenlere mutlaka öneririm.
İşin açığı pek anlamlandırabildiğim bir film olmadı ama zaten bu tür filmlerin espiris de anlaşılamaz olmasıdır , filmde merak ettiğim 2 şey var spoiler butonu görüşmediğinden şimdiden uyarıp sorucam soruları
Spoiler
Filmin ilk başında teknede gördüğümüz kadın zaten her şeyi biliyordu muydu ?
Ve bir de kadın o çiçekli elbiseden kot şort ve beyaz kolsuz gömleğe ne zaman geçti ?
Yanıtlarsanız sevinirim et ahali
Spoiler
Filmin ilk başında teknede gördüğümüz kadın zaten her şeyi biliyordu muydu ?
Ve bir de kadın o çiçekli elbiseden kot şort ve beyaz kolsuz gömleğe ne zaman geçti ?
Yanıtlarsanız sevinirim et ahali
Los cronocrimenes, Butterfly Effect, Ghost Ship gibi filmlerden biraz esinlendiği doğru fakat senaryonun yine de oldukça orijinal olduğunu düşünüyorum. Film size sürekli olarak sonunu merak ettiriyor. Sona geldiğinizde ise her şeyi anladığınızı düşünmüş olmanıza rağmen sizi tekrar şaşırtıyor. Fakat bittiğinde hala kafanızda bazı soru işaretleri bırakıyor ki üzerinde düşünüp cevaplamanız gerekiyor.
Ben de mitolojik açıklamaya katılıyorum açıkçası. Muhtemelen Sispyhos’un cezasının bir kopyasıydı.
Ben de mitolojik açıklamaya katılıyorum açıkçası. Muhtemelen Sispyhos’un cezasının bir kopyasıydı.
Suç Zamanı ndan oldukça esinlenmişe benziyorlar ama bir şekilde kendini izlettiriyor film, hafif bir gerilim ve merak duygusu ile 7 civarı alabilecek şizofren film, ya da ne o hepimiz aynı üçgende miyiz ?
Bu filmi televizyonda gördüm ve öyle izledim.Psikolojik gerilim adına çok beğendim filmi.Her anında merak uyandırıcıydı.Sonuna kadar kafanız karışıyor.Bu merak filmi heyecanla izlemenize neden oluyor.Sıkılmadan bitirdim filmi ve bence seyredilmesi gereken filmlerden.
Los Cronocrimenesfilminiizlemeden önce bu filmi izlerseydim belki zevk alabilirdim. Onun yanında epey zayıf kalmış bir film.
filmi ilk izlediğimde bi otel odasında tek başımaydım.
başka kanal olmaması sebebiyle izlemeye başlamıştım ve -yanlış hatırlamıyosam- filmin ilk 10-15 dakikasında bütün karakterlerin ölmüş olması sebebiyle, filmi izlerken uyuduğumu düşünmüş biraz da tırsmanın etkisiyle televizyonu kapatıp uyumuştum.
daha sonra ki izleyişim de anladım ki olay böyle diyilmiş :D açıkçası enteresan bi film. başta biraz saçma gibi gelsede olaylar tekrarlandıkça anlamaya başlıyosunuz herşeyi..
başka kanal olmaması sebebiyle izlemeye başlamıştım ve -yanlış hatırlamıyosam- filmin ilk 10-15 dakikasında bütün karakterlerin ölmüş olması sebebiyle, filmi izlerken uyuduğumu düşünmüş biraz da tırsmanın etkisiyle televizyonu kapatıp uyumuştum.
daha sonra ki izleyişim de anladım ki olay böyle diyilmiş :D açıkçası enteresan bi film. başta biraz saçma gibi gelsede olaylar tekrarlandıkça anlamaya başlıyosunuz herşeyi..
Hayalet gemi ve Kelebek etkisi filmlerinden bir hayli "esinlenmiş" olsa da hikayeyi geliştirmek konusunda bana göre başarılı. Tekrarlanan sahnelerden sıkıldıysam da izlemenizi tavsiye ederim. Ortanın bir parça üzerinde. İyi seyirler.
Ortalama üstü IMDB puanı insanı beklentiye sokuyor. Gerilim filmleri genelde klişedir. Bu film hakkındaki yorumlar ise farklı bir yapım olduğunu düşündürüyordu. Çok dikkatli izlemek gerektiğini not düşeyim. Uzun zaman sonra bir filmde bu kadar gerildiğimi hatırlıyorum. Sonu izleyiciye hiç birşey vermese de ve böyle sonları hiç sevmesem de puanımı yüksek tutmayı tercih ettim.
çok çok ilginç bir gizem gerilim filmi. olmuş.ilk izlediğimde anlayamadığım ikinci izlediğimde zorda olsa anlam verebildiğim bir film. sürekli tekrar eden sahneler. hani konusunu biraz açıklayacağım ama anlatması bile karışık.izleyin siz karar verin
İzlemeyi pek düşünmüyordum açıkçası. Arkadaşımın ’bi izle lan. hiçbir şey anlamadım filmden.’ demesi üzerine oturup izledim. Bu tarz başka film var mı bilmiyorum ama filmin gidişatı gayet iyiydi diyebilirim. Oyunculuk fevkalade olmasa da sizi olayın içine çekiyor. Ancak bazı mantıksal hatalar var ve bu mantık hataları o kadar önemli ki tüm senaryo yerle bir oluyor. Birkaçına düşünüp teori üretebildim. Filmi benim için izlenebilir kılan en önemli husus buydu. Açıklamadığı kısımlar için teoriler üretmek, bu nasıl olabilir ki diye kafa yormak keyif vericiydi. Ayrıca ortada kaç tane Jess olduğunu saymak sinir bozucu olmakla birlikte eğlenceliydi. Mantıksal hatalara değinecek olursak:
Öncelikle tam döngü varsa film içerisinde güvertedeki Sallylerin sayısını düşünecek olursak Jess aynı kazayı tahminen 6-7 kere falan geçirdi. Olay ilk olarak nasıl başladı? İlk grup geldikten sonra gemide gezinirken da ... Devamı
Öncelikle tam döngü varsa film içerisinde güvertedeki Sallylerin sayısını düşünecek olursak Jess aynı kazayı tahminen 6-7 kere falan geçirdi. Olay ilk olarak nasıl başladı? İlk grup geldikten sonra gemide gezinirken da ... Devamı
İzlemeyi pek düşünmüyordum açıkçası. Arkadaşımın ’bi izle lan. hiçbir şey anlamadım filmden.’ demesi üzerine oturup izledim. Bu tarz başka film var mı bilmiyorum ama filmin gidişatı gayet iyiydi diyebilirim. Oyunculuk fevkalade olmasa da sizi olayın içine çekiyor. Ancak bazı mantıksal hatalar var ve bu mantık hataları o kadar önemli ki tüm senaryo yerle bir oluyor. Birkaçına düşünüp teori üretebildim. Filmi benim için izlenebilir kılan en önemli husus buydu. Açıklamadığı kısımlar için teoriler üretmek, bu nasıl olabilir ki diye kafa yormak keyif vericiydi. Ayrıca ortada kaç tane Jess olduğunu saymak sinir bozucu olmakla birlikte eğlenceliydi. Mantıksal hatalara değinecek olursak:
Öncelikle tam döngü varsa film içerisinde güvertedeki Sallylerin sayısını düşünecek olursak Jess aynı kazayı tahminen 6-7 kere falan geçirdi. Olay ilk olarak nasıl başladı? İlk grup geldikten sonra gemide gezinirken daha ölümler başlamadan ikinci grubun gelmesiyle birbirleriyle karşılaşan iki grubun şaşkınlığından olaylar karışmış olabilir. Bu benim tahminim ama böyle önemli bir şeyi seyircinin hayalgücüne bırakmak yanlış. Finale göre Jess gemiye çıktığında herşeyden haberdar olmalı ancak ilk gördüğümüzde pek haberdar gibi durmuyordu. Jess’in ilk limana gittiğindeki ve finaldeki repliklerinin aynı olduğunu düşünürsek ilk gemiye çıkışta Jess’in olaydan bihaber olması mantıksız.
Aslında spoiler ibaresi gereksiz. Filmi izlemeyen birinin anlayamayacağı kadar karışık. Değişik bi senaryosu olduğu için bile izlenmeli ama beklentinizi yüksek tutmanızı tavsiye etmem.
Öncelikle tam döngü varsa film içerisinde güvertedeki Sallylerin sayısını düşünecek olursak Jess aynı kazayı tahminen 6-7 kere falan geçirdi. Olay ilk olarak nasıl başladı? İlk grup geldikten sonra gemide gezinirken daha ölümler başlamadan ikinci grubun gelmesiyle birbirleriyle karşılaşan iki grubun şaşkınlığından olaylar karışmış olabilir. Bu benim tahminim ama böyle önemli bir şeyi seyircinin hayalgücüne bırakmak yanlış. Finale göre Jess gemiye çıktığında herşeyden haberdar olmalı ancak ilk gördüğümüzde pek haberdar gibi durmuyordu. Jess’in ilk limana gittiğindeki ve finaldeki repliklerinin aynı olduğunu düşünürsek ilk gemiye çıkışta Jess’in olaydan bihaber olması mantıksız.
Aslında spoiler ibaresi gereksiz. Filmi izlemeyen birinin anlayamayacağı kadar karışık. Değişik bi senaryosu olduğu için bile izlenmeli ama beklentinizi yüksek tutmanızı tavsiye etmem.
senaryosu güzel, aslında aynı şeyleri izlettirmesine rağmen sıkmayan bir film. özellikle filmin sonunda benim kafam çok karıştı. ama imdb mesaj panosuna girdiğimde 1 saat senaryo üzerine yazılmış teorileri okudum. bayağı ilginç fikirler üretilmiş. tavsiye ederim (hem panoyu, hem filmi).
Şeytan Üçgeni filmine Benzer Film ekliyorsun.
Şeytan Üçgeni filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Şeytan Üçgeni filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL